Dışişleri Bakanı Özdil Nami, Tel-Aviv temasları çerçevesinde dün, Tel-Aviv Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Araştırmalar Merkezi’nde düzenlenen yuvarlak masa toplantısına katıldı.

Bakan Nami, yuvarlak masa toplantısında, Kıbrıs sorunu, müzakere süreci ve doğalgaz konusunun soruna yaptığı etkileri anlattı. Dışişleri Bakanı Özdil Nami, toplantıda yaptığı konuşmada, Kıbrıs sorununa BM kararları doğrultusunda federasyona dayalı bir çözüm bulunması halinde, Federal Kıbrıs’ın bölgenin en güvenli yerlerinden biri olarak dünya çapındaki işletmeler için cazip bir yer haline geleceğini söyledi.

Kıbrıs Rum tarafının, müzakerelerden tek yanlı ayrılma kararının büyük bir talihsizlik olduğunu vurgulayan Bakan Nami, mevcut çıkmazdan kurtulmanın yolunun aşikar olduğunu, Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon konusu dahil tüm konulardaki anlaşmazlıkların üstesinden gelmek adına Kıbrıs Rum liderliğinin masaya dönerek diyaloğa girmesi gerektiğini söyledi. Bakan Nami, Kıbrıs Türk tarafı olarak müzakerelere ciddi bir şekilde odaklanmaya, nasıl ilerleyebileceklerine dair görüş teatisinde bulunmaya ve birlikte çalışmaya hazır olduklarını bildirdi.

Kazan-kazan sonucunun önündeki engellere ve çatışma ortamının devam etmesine değinen Bakan Nami, Kıbrıs Rum liderliğinin Kıbrıs’ta iki taraf arasında uzlaşılmış geçmiş yakınlaşmaları reddettiğini ve BM tarafından sürdürülen müzakereleri terk ettiğini hatırlattı.

“Kıbrıs açıklarında yakın geçmişte keşfedilen hidrokarbon kaynakları, bölgedeki diğer bulgularla birlikte, kartlarımızı doğru oynamamız halinde, sadece 50 yıllık Kıbrıs konusuna kapsamlı çözüm bulacak bir dizi olayı harekete geçirmekle kalmayıp, aynı zamanda tüm bölgedeki ticaret, refah, karşılıklı bağımlılık ve güveni artıracaktır” şeklinde konuşan Bakan Nami, bunu elde etmek için tüm tarafların hak ve çıkarlarına saygı duyan yeni bir yaklaşıma ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Bakan Nami, atılacak olumlu adımların, Türkiye’den Kuzey Kıbrıs’a içme ve tarım suyu ile elektrik taşıması hedeflenen denizaltı su temin projesinden ortak yararlanma gibi diğer alanlarda işbirliğine yol açabileceğine işaret etti.

Dışişleri Bakanı Özdil Nami, temasları çerçevesinde dün ayrıca, Israel Kanal 9 TV ve Israel i24 TV’ye mülakat verdi.

CUMHURBAŞKANI EROĞLU, EIDE’Yİ PERŞEMBE GÜNÜ KABUL EDECEK



Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’yi 6 Kasım Perşembe günü kabul edecek.

Kıbrıs’a bu akşam, Atina’da yapacağı temaslarının ardından gelecek olan Eide, Cumhurbaşkanı Eroğlu ile perşembe günü saat 15.00’te, Cumhurbaşkanlığı’nda bir görüşme gerçekleştirecek.

Kıbrıs’taki Birleşmiş Milletler Barış Gücü Ofisi’nden (UNFICYP) alınan bilgiye göre, Eide, Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis ile aynı gün saat 18:30’da bir araya gelecek

Eide, cuma günü de saat 11.00’de Kıbrıs Türk Müzakerecisi Ergün Olgun, saat 14.00’te de Kıbrıs Rum Yönetimi Müzakerecisi Mavroyannis ile görüşecek.

BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide’nin 7 Kasım akşamı adadan ayrılması bekleniyor.

Espen Barth Eide, 28 Ekim’deki Ankara ziyaretinde, Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile görüşmüştü.

Eide, yarın sabah gideceği Atina’da Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras ve Yunanistan Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos ile bir araya gelecek.





SİBER: “İADE, TAZMİNAT VE TAKASIN DA ÖN GÖRÜLMESİ ‘BİR ZAMAN HERKES EVİNE DÖNECEK’ PROPAGANDASINI ÇÜRÜTMÜŞ OLUYOR”



Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun tazminat, iade ve takası öngördüğünü, dolayısıyla önemli bir işlev yerine getirdiğini ifade ederek; bu şekilde hem mülkiyet konusundaki çözümün iki kesimlilik olmasının sağlandığını, hem de iade, tazminat ve takasın da öngörülmesinin “bir zaman herkes evine dönecek” propagandasını çürütmüş olduğunu belirtti.

Komisyon’un çözüm için çok önemli olduğunu vurgulayan Siber, Kıbrıs sorununun ana sorunlarından birinin mülkiyet olduğunu ve Komisyonu daha aktif hale getirerek mülkiyet konusunda ilerlemeler kaydedilebileceğini belirtti.

Taşınmaz Mal Komisyonu Başkanı Güngör Günkan, yaptığı konuşmada, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve Taşınmaz Mal Komisyonu’nun KKTC’de Avrupa’nın tanıdığı tek kurum olduğunu söyledi.

Kuzey’de mal bırakan Kıbrıslı Rumlar’ın Taşınmaz Mal Komisyonu’na müracaatta bulunduğunu dile getiren Günkan, bu müracaatları değerlendirip, yasaya göre gereğini yaptıklarını kaydetti.

Bugün itibarıyla 6007 müracaat olduğunu, bunların 500 küsurunun çözüldüğünü, yaklaşık 150’sinin geri çekildiğini anlatan Günkan, bu müracaatların birkaçıyla ilgili olarak ise Kıbrıs sorununun çözümünden sonra iade şeklinde karar alındığını söyledi.

Binalarının yoğun çalışmaları için yetersiz olduğunu kaydeden Günkan, bina sorunlarının çözülmesini beklediklerini anlattı.

Günkan, sözleşmeli olarak çalışan personellerinin de mümkün olan daha iyi bir statüye kavuşturulmasını arzu ettiklerini de belirtti.

Günkan Komisyonun çok önemli bir kurum olduğunu, Kıbrıs sorununun hem çözülmesi hem de çözülmemesi durumunda böyle bir kurumun şart olduğunu kaydetti.

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber de, Taşınmaz Mal Komisyonu’nu ziyaret ederek bilgileri yerinde almanın ve kurumu daha yakından tanımanın kendileri için çok önemli olduğunu söyledi.

Taşınmaz Mal Komisyonu’nun en önemli kazanımları olduğunu dile getiren Siber, uluslararası tanınmışlığı olan ve bir hukuk yolu olarak tanınan Taşınmaz Mal Komisyonu’nun daha iyi şartlarda aktif ve verimli bir şekilde çalışabileceği koşullara kavuşturulması gerektiğini kaydetti.

Sibel Siber, komisyon kurulmadan önce Kuzey’de malı olan Rumlar’ın AİHM’e müracaat ettiğini ve burada sadece kullanım hakkından doğan tazminat ödendiğini anlattı. Siber Taşınmaz Mal Komisyonu’nun şimdi tazminat, iade ve takası öngördüğünü, dolayısıyla önemli bir işlev yerine getirdiğini ifade etti.

Siber, bu şekilde hem mülkiyet konusundaki çözümün iki kesimlilik olmasının sağlandığını hem de iade ve tazminat ve takasın da öngörülmesinin bir zaman herkes evine dönecek propagandasını çürütmüş olduğunu belirtti.

Siber, 1977-1979 Doruk Anlaşmalarından itibaren iki kesimliliğin ön görüldüğünü belirtti ve Taşınmaz Mal Komisyonu’nun verdiği siyasi mesajın da bu olduğunu dile getirdi.

Bunu daha etkin ve işlevsel kılmaları ve bunun için üzerlerine düşeni yapmaları gerektiğini vurgulayan Siber, ABD’de yaşayan Kıbrıslı Rum asılı Amerikalıların ABD mahkemelerine müracaat ederek evlerine dönmek istediklerini söylediklerini ancak onlara iç hukuk yolu olarak komisyonun gösterildiğini de anlattı.

Komisyon’un çözüm için çok önemli olduğunu vurgulayan Siber, Kıbrıs sorununun ana sorunlarından birinin mülkiyet olduğunu ve Komisyonu daha aktif hale getirerek mülkiyet konusunda ilerlemeler kaydedilebileceğini belirtti.



TC DIŞİŞLER BAKANI ÇAVUŞOĞLU, CUMHURBAŞKANI MÜZAKERECİSİ OLGUN'U KABUL ETTİ



TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Müzakerecisi Ergün Olgun'u kabul etti.

Diplomatik kaynaklardan alınan bilgiye göre, Dışişleri Bakanlığında gerçekleşen görüşmede, Çavuşoğlu Türkiye'nin iyi niyetli şekilde müzakerelere olan desteğini, Olgun da Kuzey Kıbrıs tarafının her zaman masada olduğunu ifade etti.

Kaynaklar, görüşmede, müzakere sürecinde masadan kalkarak iyi niyetli bir yaklaşım sergilemeyen Rum tarafının adadaki Kıbrıslı Türklerin de ortağı olduğu doğal kaynakların kullanılmasına ilişkin olarak atılan adımları gerekçe olarak göstermesinin yarattığı hayal kırıklığının da gündeme geldiğini belirtti.



DİNÇYÜREK: “SUYU BİZ YÖNETECEĞİZ”



Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hakan Dinçyürek, Türkiye'den gelecek suyun kullanımını düzenleyecek olan “Su Yönetimi Yasası”nın hazırlanmakta olduğunu belirterek, “Suyu elbette biz yöneteceğiz” ifadesini kullandı.

Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, Dinçyürek, BRT’de yayınlanan bir programa katılarak, “Türkiye'den KKTC’ye Su Temin Projesi” konusunda gelinen son aşama hakkında bilgi verdi.

Dinçyürek, asrın projesi olarak adlandırılan su temin projesinin doğa şartlarına bağlı olarak yürütülebildiğini belirterek, projeyi üç kısımda ele aldıklarını vurguladı.

Su Temin Projesi’ni Türkiye’deki kara bölümü, KKTC’deki kara bölümü ve arada kalan deniz geçişini kapsayan bölüm olarak üçe ayırdıklarını anlatan Dinçyürek, Türkiye’de yapılan baraj çalışmaları ve denize kadar olan bağlantılar, kara yapılarıyla ilgili çalışmaların tamamlandığını kaydetti.

Deniz geçişinin 80 km. olduğunu söyleyen Dinçyürek, 80 km’nin 16.6 km.’si tamamlanmıştır,” dedi. Projenin tamamlanacağı zamana ilişkin ise Dinçyürek, “Projenin tamamlanması hava koşullarıyla birebir bağlantılıdır. Bu yüzden bitiş için net bir tarih verilemiyor. Çalışmalar sadece kara üzerinden yapılsa bitiş için bir tarih verilebilir ama denizde çok zor koşullarda ciddi çalışmalar yapılıyor” ifadesini kullandı. Dinçyürek, “Ortalama bir tarih hesaplanacak olursa, hava koşulları izin verdiği sürece, 60 km’nin üzerinde döşenmesi gereken bir mesafe var. Hava şartları uygun olduğu tarihlerde ortalama olarak 1 km yapılabildiğini varsayarsak kabaca 60-65 iş günü eder. Bizim 60-65 iş gününe ihtiyacımız var. Tabii ki bu doğa ve kış şartlarına bağlıdır. Yaz aylarında olmadığımız için olumsuz hava şartları bir miktar hızımızı kesebiliyor” ifadesini kullandı.

Suyun yönetimi konusuna da değinen Dinçyürek, “Tabii ki suyu biz yöneteceğiz. Suyun yönetimi ile ilgili bir yasa çalışması yapıyoruz. Su Yönetimi Yasası olarak suyun yönetimi ile ilgili bir üst kurul oluşturulacak. Nasıl enerjide birçok ülkede ve Türkiye’de olduğu gibi, enerjinin yönetimini bir üst kurul denetliyorsa; bizde de aynı şekilde bir denetleme olacaktır” ifadesine yer verdi.



KKTC’NİN FAHRİ ATAŞESİ KHOSRAVİAN, KKTC’NİN İRAN İÇİN ÖNEMLİ BİR PAZAR KAPISI OLABİLECEĞİNİ VURGULADI



KKTC’nin İran İslam Cumhuriyeti Fahri Ataşesi Dr. Karim Khosravian, KKTC’nin İran için önemli bir pazar kapısı olabileceğini vurguladı.

İran’da eğitim ve sağlık sektörlerinde yatırımları bulunan işadamı Khosravian, İran’da Farsça ve İngilizce olarak yayınlanan Financial Asia gazetesine verdiği mülakatta, KKTC’ye uygulanan yaptırımların ülkeler arası ticarete bir yere kadar engel olabileceğini kaydederek, “Bir ülkede yaptırımlar gibi bir önemli konu doğru şekilde yönetilirse, mevcut fırsatlardan yararlanabiliriz” dedi.



BAŞBAKAN YARDIMCILIĞI, EKONOMİ, TURİZM, KÜLTÜR VE SPOR BAKANLIĞI “WORLD TRAVEL MARKET” TURİZM FUARI’NA KATILDI



Başbakan Yardımcılığı, Ekonomi Turizm Kültür ve Spor Bakanlığı 3-6 Kasım tarihleri arasında düzenlenen World Travel Market 2014 Turizm Fuarı’nda KKTC’yi temsil ediyor.

Dünyanın ikinci büyük turizm fuarı olarak kabul edilen WTM (World Travel Market), Excel Fuar Merkezi’nde dünya turizm sektörünün önde gelen temsilcilerini ağırlıyor.

Bakanlığın turizm sektörü ile işbirliği ve yurtdışı turizm tanıtım ve pazarlama çalışmaları kapsamında katılım sağlanan fuara, direkt olarak tüketiciye ulaşılması ve aynı zamanda tur operatörleri ile de tanışma ve Kuzey Kıbrıs’ı tanıtma fırsatlarının değerlendirilmesi sağlanacak.