Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Rum lider Nikos Anastasiades’in kendilerini tüm Kıbrıs’ın sahibi ve tek egemeni görme yanılgısı içinde olduğuna dikkati çekerek, “Eğer böyle olsaydı Kıbrıs'ta müzakerelere gerek kalmazdı” dedi.

Eroğlu, Anastasiadis’in son zamanlarda içine düştüğü çelişkinin ise, Rum liderin, al-ver egzersizine geçmekteki isteksizliği ve kapsamlı bir anlaşma konusundaki siyasi irade eksikliğiyle izah edilebileceğini belirtti.

Eroğlu, uluslararası toplumun da artık Kıbrıs Rum tarafının bu ayak sürüme, zamana oynama taktik ve uygulamalarını görmesi ve buna sessiz kalmaması gerektiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, dün yaptığı yazılı açıklamada, Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’in, Türkiye’nin hidrokarbon konusunda attığı adımları gerekçe göstererek, müzakerelerden çekilmesine ilişkin açıklamalarını değerlendirerek, “Kıbrıs'ta kapsamlı, adil ve kalıcı bir uzlaşıya varmaya yönelik görüşmelerin al-ver'i de içeren üçüncü aşamasına geçme noktasına gelindiği bir dönemde görüşmelerden çekildiğini açıklayan Kıbrıs Rum Lideri Sayın Anastasiadis, şimdi de yaptığı açıklamalarla bu davranışını haklı gösterme ve uzlaşmazlığını ört bas etme gayreti içine girmiştir” dedi.

Öte yandan, Cumhurbaşkanı Eroğlu bir kabülünde yaptığı konuşmada, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide ile kendisine “Türkiye gemilerini çeksin” diye haber gönderdiğini açıklayan Eroğlu, Eide’ye, “Dünya devleti Türkiye’nin, Rum’un her istediğine ‘evet’ diyeceğini sanıyorsan aldanırsın” dediğini bildirdi.

Rum lider Nikos Anastasiades’in müzakerelerde ön koşullarla hareket etmeye çalıştığını ifade eden Eroğlu, masaya oturmak için ön koşullar ortaya koyduğunu, masada otururken de ön koşullar ortaya koymak istediğini anlattı.



AB BAKANI BOZKIR: “ KIBRIS SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNE DOĞRU GİTTİĞİMİZ BİR ORTAMDA KIBRIS SORUNUNU ÇÖZÜMÜNÜ MÜMKÜN KILACAK UNSURLARIN FASIL AÇMAK İÇİN KULLANILMASINA TÜRKİYE KARŞIDIR"





Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Kıbrıs sorunun çözümüne doğru gidilen bir ortamda çözümü mümkün kılacak unsurların fasıl açmak için kullanılmasına Türkiye'nin karşı olduğunu söyledi.

Almanya'nın AB'nin önemli ve lokomotif rolündeki ülkesi olduğunu ifade eden Bozkır, aynı zamanda Türkiye ile de çok önemli karşılıklı çıkar ilişki olan bir ülke olduğunu kaydetti.

Bozkır, bundan dolayı Kıbrıs çözümü olsun, fasılların açılması bakımından Güney Kıbrıs Rum kesiminin koyduğu rezervler olsun Almanya'nın desteğine ihtiyaç duyulduğunu, bunu da tüm görüşmelerde paylaştığını ifade etti. Bakan Bozkır, "Almanya sanıyorum söylediklerimizi anlamış vaziyette. Kıbrıs sorunun çözümüne doğru gittiğimiz bir ortamda Kıbrıs sorununu çözümünü mümkün kılacak unsurların fasıl açmak için kullanılmasına Türkiye karşıdır. 8 yıldır bu tutumumuzu sürdürdüğümüz için 14 fasıl bloke edilmiş vaziyette" dedi.

Bozkır, "Adanın çözümüne imkan sağlayacak unsurların bundan sonra da AB sürecinde fasıl açmak için kullanılmasını kabul etmeyeceğiz. Eğer fasıl açılacaksa fasılların kendi şartları içinde ve iki tarafın da yararına olacak şekilde açılmalıdır" diye konuştu.

Müzakere sürecinde şu anda açılacak nitelikte ve telaffuz edilen 23. ve 24. fasılların bulunduğuna dikkati çeken Bozkır, bunlarla ilgili Türkiye'nin bir sıkıntısının olmadığını kaydetti.





YAYLA’DA BULUNAN AGİOS NİKOLAS KİLİSESİYLE İLGİLİ ACİL ÖNLEM VE MUHAFAZA ÇALIŞMALARI SONA ERDİ



Kültürel Miras Teknik Komitesi, Avrupa Birliği ve BM Kalkınma Programı işbirliğiyle, Yayla’da bulunan Agios Nikolas Kilisesi’yle ilgili acil önlem ve muhafaza çalışmalarının sona erdiğini ve projenin tamamlanması dolayısıyla bugün bir tören yapılacağı bildirildi.

Yaklaşık 129 bin 60 Euro’ya mal olan projenin, tamamıyla AB tarafından, “Kıbrıs için büyük öneme sahip kültürel miras olan eserlerin desteklenmesi” kalemi ile finanse edildiği; UNDP Gelecek için Ortaklık Projesi tarafından uygulandığı; projenin uygulanmasında Kültürel Miras Teknik Komitesi’nin de ana rol oynadığı belirtildi.

Kültürel Miras Teknik Komitesi Üyeleri Ali Tuncay ve Takis Hadjidemetriou konuyla ilgili olarak, bu projenin tamamlanmasının, işbirliği ve Kıbrıslı Türklerle Rumların birbirini karşılıklı olarak daha iyi anlayacağı barış dolu daha iyi bir gelecek umutlarının korunmasını sağladığını kaydettiler.





IV. ULUSLARARASI KIBRIS SEMPOZYUMU 16-18 EKİM TARİHLERİNDE YAPILACAK



IV. Uluslararası Kıbrıs Sempozyumu 16-18 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilecek.

Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin ev sahipliğinde DAÜ–Kıbrıs Araştırmaları Merkezi (KAM) Kıbrıs Türk Kültür Derneği, Başkent Üniversitesi, Mersin Üniversitesi ve Yaşar Üniversitesi ile birlikte düzenlenecek sempozyumda 40 katılımcı 31 bildiri sunacak.

Sempozyumda sunulacak bildiriler toplumun aydınlatılması amacıyla İngilizce ve Türkçe dillerinde kitapçık olarak basılacak.

DAÜ-KAM Başkanı Prof. Dr. Naciye Doratlı, Kıbrıs’ın coğrafi konum ve tarihinin her dönemde araştırma yapılabilecek stratejik öneme sahip olduğunu söyleyerek, sempozyumda tartışılacak konunun çok güncel olduğunu ve hidrokarbon çalışmalarına ışık tutacağına inandığını kaydetti.