19 EYLÜL GAZİLER GÜNÜNDE GAZİLERİMİZ - Dr. Tahir Tamer KUMKALE - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









19 EYLÜL GAZİLER GÜNÜNDE GAZİLERİMİZ - Dr. Tahir Tamer KUMKALE
Tarih: 20.09.2014 > Kaç kez okundu? 1791

Paylaş


Muharebeye "ya şehit veya gazi olmak için" gidilir. Genel olarak yiğitlik meydanında ölenlerin hepsine şehit derlerse de, sağ kalanların hepsine gazi unvanı verilmez. Bu unvanı ancak kanun verir. Savaştan sağ ve salim çıkanlara belki yalnız ana ve babaları takdir amacıyla "benim gazi oğlum" diyerek övünür. Fakat millet, tarih, unvan verişinde o kadar cömert değildir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ( NUTUK-1927)









19 Eylül Gaziler Günüdür. 365 gün unutulan gazilerimiz sadece bu anlamlı günde hatırlanılarak şehit aileleriyle ve birbirleriyle kucaklaşırlar. Çeşitli anma törenlerine katılan gazilerimiz duygularını dile getirirler.



Ülkemizin birlik ve bütünlüğü için can veren şehitlerimizin aileleri ve kanlarını dökerek sakat kalan gazilerimiz; günümüzde çözüm süreci adı altında kendilerini sakat bırakan teröristlerin muhatap alınmasını ve onlara haketmedikleri ölçüde değer verilmesini içleri burkularak seyretmektedir.



Özellikle kurtarılmış gözü ile bakılan Güneydoğu Anadolu bölgemizde terör örgütü üyelerinin açıkça eylemlerine devam etmesi, terör ortamının yeniden ülke gündemini doldurması, azda olsa şehit cenazelerinin gelmeye başlaması sokaktaki sade vatandaşlarımızı çok üzüyor. Fakat asıl üzülenler ve bu haberler karşısında kahrolanlar “Gazilik” ünvanı ile kendilerini şereflendirdiğimiz evlatlarımızdır.



Onlar bugün ülkemizde yaşananları kaygı ile ve yürekleri acı ile burkularak seyrediyorlar. Yaşadıkları olayları hatırlıyor ve tedbir alması gerekenlerin tamamen vurdumduymaz ve beceriksiz tutumları karşısında duydukları üzüntü ile bir şey yapamamanın sıkıntısını yaşıyorlar. Ve bu onları kahrediyor.



Gazi; düşmanla savaştan sağ ve zafer kazanmış olarak dönen kimsedir. Türk tarihi muharebe meydanlarından şehit veya gazi olarak evlerine dönen yüz binlerce Türk evlâdının şanlı menkıbeleri ile doludur.



Kutsal Anadolu toprakları kendisini besleyen şehit ve gazilerin kanları ile vatanlaşmıştır. Günümüzde ŞEHİT ve GAZİ mertebesine sadece ülkeyi cephede koruyan askerler erişmiyor. Dış düşmanlarımız artık kendileri sınırdan orduları ile gelmiyorlar. Onlar, ekonomik güçlerini, küresel kültürlerini, finans kaynaklarını, küresel hukuklarını, iletişim sistemlerini, enerji kaynaklarını ve özellikle medya güçlerini kullanarak içerideki işbirlikçileri ile ülkemizin her tarafını savaş alanına çeviriyorlar.



Bugün ülkemizde insan ayağının ulaştığı her karış toprak artık birer savaş alanıdır. Saldırının hedefi de sadece askerler değildir. Küresel mimarların planlayıp yönlendirdiği bilinen bu saldırıların hedefleri; büyük-küçük, erkek-kadın, rütbeli-rütbesiz, makamlı-makamsız, genç-yaşlı demeden bütün Türk Toplumudur. Hareket alanları ile bütün yurt sathıdır.



Türkiye ve Türklük düşmanlarının açtığı bu amansız savaşta, kardeşin kardeşi katlettiği bu acımasız saldırılarda toplumumuzun her kesiminden şehit ve gazilerimiz oldu. Başbakanlar, bakanlar, orgeneralden başlamak üzere her rütbede askerler, emniyet müdürleri ve her rütbeden polisler, valiler, kaymakamlar, kadın-erkek demeden katledilen öğretmenlerimiz, profesörlerimiz, aydınlarımız, dış temsilcilerimiz, değerli medya mensuplarımız, adalet mensuplarımız, doktorlarımız, ebelerimiz, sokaktaki sade vatandaşlarımız, altı aylık bebeklerimiz ve daha niceleri.



Masum insanlarımız asla taraf olmadıkları ve tasvip etmedikleri bir savaşta can verdiler. Şehit oldular. Kan döktüler Gazi oldular. Fakat yıllardır ülkemizi kasıp kavuran anarşi ve terör odakları Türk kanına doymadı. Yıllardır bu milletin gözünden gözyaşı eksik olmadı. Yurdu bir uçtan bir uca keteden şehit cenazeleri artık günlük rutin görüntüler arasında yerini aldı. Kanıksandı. İşin en acı yanı bu ülkeyi korumak için savaşanlar, saldırganlara eşit muameleye tabi tutuldu. Gazilerin feryadı işte bunun içindir.



Ülkemiz coğrafi konumundan kaynaklanan stratejik önemi dolayısıyla küresel güçlerin sürekli saldırısından kurtulamıyor. Bu coğrafyada bu saldırılar adeta milletimizin kaderi oluyor. Çünkü bölgede "Güçlü Türkiye" istenmiyor. Bundan sonra da istenmeyeceği kesin. Düşmanlarımızı bilerek onlara karşı devamlı hazırlıklı olmak durumundayız.



Saldırılarda doğrudan hedef olan kadirşinas ve sağduyulu milletimiz Gazilerine hayatlarının geri kalan kısmında sağlıklı bir hayat temin edebilmek amacıyla açtığı yardım kampanyasında toplanan paralarla 21 Haziran 2000'de Türk Silahlı Kuvvetleri Rehabilitasyon ve Bakım Merkezini meydan getirdi. Bu merkez, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü için görevi başında sakatlanan veya uzvunu kaybeden Gazi Mehmetçiklerin ruhsal ve bedensel iyileştirmelerinin çağdaş koşullarda yapılabilmesi ve bu uğurda engelli duruma düşenlerin tüm yaşamları boyunca bakımlarının sağlanabilmesi için tek dayanak noktası oldu.



Gazilerimizi yeniden hayata döndürmek için son derece başarılı hizmetler sunan bu tesislerde tedavi gören evlatlarımızın dertleri burayı terk ettikten sonra başlamaktadır.



Onlar uğruna kanlarını döktükleri toplumumuzun bugün çözüm sürecine halel getirmemek amacıyla içine düştükleri vurdum duymazlıktan ve olaylar karşısındaki tepkisiz ve duyarsız tutumlarından şikâyetçidir. "Biz bunlar için mi canımızı ortaya koyduk" düşüncesi Gazilerimizin ortak düşüncesi olmaya başlamıştır. İşte bu husus tehlikeli gidişin işaretidir. Giderek yaygınlaşan bu düşüncenin Türk Toplumunun içinde bulunduğu sosyal çöküşün bir göstergesi olarak algılanması ve ilgililerce acilen tedbir alınması gerekmektedir..



Varlığımızı ve istiklalimizi borçlu olduğumuz şehit yakınları ve gazilerimiz için ne yapsak azdır.



Onların paraya-pula değil vefaya ihtiyaçları olduğunun bilinmesini ve sağduyu sahibi halkımızın gazilerini sahiplenmesini istiyorum..





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 33
Dün Tekil 1238
Bugün Tekil 1135
Toplam Tekil 4065342
IP 3.133.119.66






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























9 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Saraylarda s remem da larda s rd m , Bin cihana de i mem u ks z T rkl m .
(H seyin Nihal ATSIZ)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.192 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu