BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI

e.mail: necdetes@mynet.com



Hedef 2015 seçimleri…



Davutoğlu Başbakanlığında kurulan yeni kabineye baktığımızda,

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabinede görev alan bakanlarda etkisinin var

olduğunu görüyoruz. Daha çok “denge kabinesi” diyebileceğimiz yeni

Hükümet, aynı zamanda 2015 seçimlerinde de başarı göstermek üzere

oluşturulmuş görüntüsü veriyor.

Bülent Arınç ile Ali Babacan’ın yeni kabinde yer alması, bir yerde

Gül’ün doğrudan hedef alınmadığını göstermek amaçlı bir operasyon

olabilir. Arınç’ın “Yeni yetmeler” diyerek özellikle Yalçın Akdoğan’ı

hedef alması, partinin gençleri ile çatışmaya girmesi, şimdi ise her

iki tarafın da aynı kabine içinde yer bulması sadece bir denge

politikasından başka bir şey değidir. Cemaate yakınlığı ile bilinen

Arınç, kabine içinde kontrol edilirken, Ali Babacan ile de 2015

seçimlerine kadar ekonomide devamlılık sağlanmış olacak.

Ali Babacan, hem Gül’e, hem de cemaate yakınlığı ile biliniyor. Ancak,

ekonomideki dengelerin bozulmaması için şu an için Babacan’a ihtiyaç

duyuluyor. Üstelik Babacan Amerika’daki yönetim ve bazı kuruluşlarla

da iyi ilişkiler içinde. Eğer Arınç ve Babacan Hükümet dışında kalmış

olsaydı, Gül’e karşı tam cephe görüntüsü de ortaya çıkmış olacaktı ki,

bu isimlerle bunun da önüne geçilmiş oldu.

Numan Kurtulmuş’un Ali Babacan’ın yanında “gözlemci” sıfatı ile görev

yapacağı görüşündeyiz. Burada önemli nokta, seçime kadar ekonominin

rayında oturtulmuş olmasıdır. Numan Kurtulmuş da, ekonomi açısından

eğitimli ve deneyim sahibidir.

Arınç’ın kabinede yer alması, 2015 seçimlerine kilitlenen Erdoğan’ın,

parti içindeki dengeleri korumak amaçlıdır. Aynı zamanda Numan

Kurtulmuş’a da Hükümet içinde yer verilmesi Milli Görüşçülerin

dağılmasını önlemek amaçlı görünüyor.

Burada en dikkat çeken isim, hiç kuşkusuz Ankara Milletvekili ve

Erdoğan’ın Başbakanken Başdanışmanlığını yapan Yalçın Akdoğan’dır.

Akdoğan, kabinenin kalbine oturtulmuş, Erdoğan ile Hükümet arasındaki

ilişkilerde en önemli görevi üstlenmiş olarak görev yapacak konuma

getirtilmiştir. Görüşümüze göre “Barış süreci” de Akdoğan’ın

Başkanlığında sürdürülecektir.

Nurettin Canikli’nin de kabinede yer bulması sürpriz olmadı. Çünkü

Canikli de Erdoğan’ın en güvendiği isimlerin başında geliyor.

Akdoğan, kabine Başbakan Yardımcısı olarak görev yapacak. Akdoğan için

“Gölge Başbakanlık yapacak” yorumları da yapılıyor. “Erdoğan’ın gözü,

kulağı gibi hareket edecek” diye ekleniyor. Çünkü Akdoğan Erdoğan’ın

en güvendiği isimlerin başında geliyor.

Daha önceki kabinelerde görev alan Erdoğan’ın da avukatlığını da yapan

ve sırdaşı olarak gösterilen Hayati Yazıcı’nın dışarıda kalması ile bu

yeri öyle görünüyor ki şimdi Akdoğan dolduracaktır.

Konuyu fazla uzatmadan şu gerçeğin altını çizmek istiyoruz:

Erdoğan, yeni kabinede ağırlığını koyarak bir denge hükümeti

oluşturmaya çalışmış bulunuyor. Bunun doğruluğu ya da yanlışlığı

ilerleyen zaman içinde daha net biçimde görülecektir. Buradaki bütün

amaç,tabanın dağılmasının önüne geçmektir.

Bütün hedef 2015 genel seçimleridir. AK Parti’nin bugünkü yapı ile

2015 genel seçimlerinden de birinci parti olarak çıkması ve tek başına

hükümet olması hedefleniyor.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı makamında hem paralel yapı ile mücadelesini

sürdürecek, hem de 2015 seçimlerinde AK Parti’nin tek başına hükümet

olmasını sağlamaya çalışacaktır. Zaten bugün oluşturulan Hükümet

kadrosu da paralel yapı ile mücadele edebilecek yapıya sahip

bulunuyor.

2015 genel seçimlerine kadar hem paralel yapı ile mücadele

sürdürülürken, hem de seçimlerden ezici çoğunlukla çıkma sağlanmaya

çalışılacak.

Burada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın asıl hedefi, 2015 genel seçimlerinde

Anayasayı değiştirecek bir çoğunlukla AK Parti’nin kazanmasının önünü

açmaktır. Bugünkü Hükümet oluşumu ile bu gerçekleşebilir mi şimdiden

tahmin etmekte zorlanıyoruz.

Daha önceki yazılarımızda da yazdık ve değindik, bugün yineleyelim:

Genel seçimlere 10 ay kaldı. Bu süre içinde muhalefetin göstereceği

toparlanma, çalışma, program ve umut verebilecek konuma gelmesi çok

önemlidir. Eğer, muhalefet beklendiği gibi bir atak yapar, bugünkü

Hükümete alternatif olabileceğini gösterebilirse tablo çok

değişebilir. Biz, bu nedenle Hükümetin çalışması kadar, muhalefetin

göstereceği çaba ve başarının da önemli olabileceğini düşünüyoruz.

Hem ekonomide, hem dış politikada Türkiye’yi bekleyen sorunlar yumağı

bulunuyor. Bu sorunların çözümünde bugünkü hükümet yapısı yeterli

olabilir mi? Ya da daha önce olduğu gibi önemli yanlışlara imza atılır

mı? Bu konularda da muhalefetin iyi çalışması, yapılan işleri takip

etmesi, yeni alternatifler üreterek hükümet olmaya aday olduğunu

gösterip, seçmeni ikna etmesi de gerekiyor.

Dikkat ediniz seçimlere 10 ay kaldı ve bu süre iyi değerlendirilmelidir.

e.mail: necdetbuluz@gmail.com

necdetes@mynet.com