BASIN BÜLTENİ EROĞLU: “BUGÜN BİZİM YENİDEN DOĞUŞ GÜNÜMÜZ, BUGÜN BİZİM COŞKU GÜNÜMÜZ, BARIŞ VE ÖZGÜRLÜK BAYRAMIMIZ” - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ EROĞLU: “BUGÜN BİZİM YENİDEN DOĞUŞ GÜNÜMÜZ, BUGÜN BİZİM COŞKU GÜNÜMÜZ, BARIŞ VE ÖZGÜRLÜK BAYRAMIMIZ”
Tarih: 21.07.2014 > Kaç kez okundu? 1898

Paylaş


Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, 20 Temmuz’un yeniden doğuş ve coşku günü olduğunu; 40 yıl önce Anavatan Türkiye’nin gerçekleştirdiği Barış Harekatı’yla Kıbrıs Türk halkının toplu mezarlara gömülmekten ve esaretten kurtulduğunu söyledi.

Vizyonlarını “insanca yaşam, barış ve demokrasi için hürriyet, daima adalet, hep birlikte selamet” diye özetleyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, Türkiye ile KKTC’nin kardeşliği ve beraberliğinden hiçbir zaman vazgeçmeyeceklerini vurguladı.

Eroğlu, Kıbrıs müzakerelerinde sundukları beş adımlı güncellenmiş yol haritasına, 24 Temmuz Perşembe günü yapacakları görüşmede Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’ten yanıt beklediklerini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, savaşın acılarını ailece tadıp yaşadığını belirterek, “Nereden nereye nasıl geldik, ne oldu bitti pek çok insanımız gibi yaşadım, gördüm. Barışın, özgürlüğün, insan yaşamının kıymetini iyi bilirim. Samimi olarak Kıbrıs’ta bir antlaşma istiyorum ve arkadaşlarımızla birlikte buna gayret gösteriyoruz. Bunun aksini iddia edenler haksızlık yapıyor, ya beni tanımıyorlar ya da siyasi istismar peşindedirler” dedi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı dolayısıyla Lefkoşa’da Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’ndaki törende bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, Ramazan ayı içinde olunduğuna işaret ederek, Kıbrıs Türkü’nün dinine, milletine, inancına ve kimliğine sahip çıkarak, nefsini dizginleyerek, egemenliğine birlik içinde sarılarak, Anavatan Türkiye’ye güvenerek 20 Temmuz’a eriştiğini söyledi.

“Eğer nefsimizi dizginlemeyi bilmesek, şahsi çıkarlarımızın peşine düşseydik özgürlüğümüzü, kişiliğimizi yitirecek büyük olasılıkla canımızdan da olacaktık” diyen Eroğlu, dünyada savaşların sona ermesini, barış ve huzur içinde bir dünya diledi.

Filistin’de akan kanın mutlaka durması, Filistin sorununun mutlaka Filistinlilerin hak ve hukuku gözetilerek barışçı bir sonuca bağlanması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Burada hemen belirtmeliyim ki Filistin meselesi Kıbrıs Türk halkının Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devamında neden ısrar ettiğinin en açık göstergelerinden biridir” diye konuştu.

Nereden nereye gelindiğini yaşadığını, gördüğünü vurgulayan Eroğlu, barışın, özgürlüğün, insan yaşamının kıymetini iyi bildiğini; samimi olarak Kıbrıs’ta bir antlaşma istediğini ve arkadaşlarıyla birlikte buna gayret gösterdiğini söyledi.

“Bunun aksini iddia edenler haksızlık yapıyor, ya beni tanımıyorlar ya da siyasi istismar peşindedirler” diyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, barış ve anlaşma istemesinin, Kıbrıs Türk halkının hak ve hukukunu, Anavatan Türkiye’nin hassasiyetlerini, Kıbrıs’la ilgili özel konumunu bir tarafa atacağı anlamına gelmediğini kaydetti.

Eroğlu şöyle konuştu:

“Kıbrıs’ta var olan gerçeklere dayalı, 11 Şubat 2014 liderler ortak açıklaması çerçevesinde bir antlaşmaya varız, ama 1974 öncesine dönüşe yol açabilecek taleplere asla olur diyemeyiz.

Görüşmelerdeki gizlilik ilkesine uyarak ayrıntıya girmekten kaçınacağım, ama bu tarihi günde, Rum tarafının neden geçmişteki yakınlaşmaları reddetmekte olduğunun herkesçe sorgulanmasını istiyorum.

Bu sorgulama yapıldığında görülecektir ki zamana oynuyorlar, antlaşma niyetleri yoktur, bizi uzlaşmaz göstermek peşindedirler. Aynı şekilde neden bir yol haritasına ‘evet’ demiyorlar iyice düşünülmelidir.





TÜRKİYE CUMHURBAŞKANI GÜL: “KIBRIS TÜRK TARAFINI ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN MAĞDURU HALİNE GETİREN MEVCUT STATÜKONUN İLANİHAYE SÜRMESİNE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”



Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kıbrıs’ta samimiyetle çözüm istediklerini ve çözüm zamanının geldiğini vurgulayarak, Kıbrıs Türk tarafını çözümsüzlüğün mağduru haline getiren mevcut statükonun ilanihaye sürmesine müsaade etmeyeceklerinin de bilinmesi gerektiğini söyledi.

Çözümsüzlüğün bedelinin Kıbrıs Türkü’ne ödetilmesinin çok büyük haksızlık olduğunu ifade eden Gül, uygulanan haksız dayanaktan yoksun kısıtlamalar ve ambargoların kaldırılması ve başta Avrupa Birliği ve uluslararası topluma sözlerini yerine getirmesi çağrısı yaptı.

Abdullah Gül, Türkiye’den KKTC’ye gelecek suyla iki ülke arasındaki dayanışmanın yeni bir fiziki bağla pekişeceğine işaret ederek, suyun; Ada’nın sadece kuzeyine değil tamamına hayat vermesinin, adil ve kalıcı çözümü taçlandırmasının en samimi arzuları olduğunu vurguladı.

Çözüm zamanının geldiğini ve hatta geçtiğini ifade eden Gül, Türk tarafının çözüm iradesini 2004’te söylemden öteye geçirerek referandumda çıkan sonuçla tüm dünyaya gösterdiğini hatırlattı. Cumhurbaşkanı Gül, “Ama o büyük fırsat Rum tarafının ‘hayır’ demesiyle gerçekleşmemiştir. Bu hadiseyi hiçbir zaman unutturmamak gerekir. Bunu unutturmak isteyenler olabilir ama bunu unutturmamak, bizim samimi davranışımızı yeri geldiğinde sandıkta da gösterdiğimizi bütün dünyanın hafızasında canlı tutmamız gerekir” dedi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Lefkoşa’da Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’ndaki 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı töreninde yaptığı konuşmada, Barış Harekatı’nın 40.yıldönümünde KKTC’de bulunmaktan duyduğu mutluluğu ifade etti.Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı olarak 2007’de ilk yurtdışı ziyaretini KKTC’ye yaptığını hatırlatan Gül, “7 yıllık görev sürem bitmek üzereyken son yurtdışı ziyaretimi Cumhurbaşkanı olarak yine KKTC’ye yapmaktan büyük mutluluk duyuyorum” dedi.

Gül, 11 Şubat’ta yeniden başlayan müzakere sürecinde de değindiği konuşmasında, uluslararası camiadaki çözüm beklentisinin Türk tarafında bir umut yarattığını kaydederek, bunun gerçek olabilmesinin siyasi irade ve kararlılık gerektirdiğini; Kıbrıs Türk tarafından bu irade ve kararlılığın en güçlü şekilde bulunduğun söyledi. Gül, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve müzakere heyetinin uzlaşıcı çabalarının hükümet ve tüm siyasi partilerce destekleniyor oluşunun, bu iradenin Kıbrıs Türklerinde var olduğunun en açık göstergesi ve ifadesi olduğunu vurguladı.

Kıbrıs Rum tarafının da aynı anlayışı benimsemesi gerektiğini belirten Abdullah Gül, müzakerelerin en kısa sürede sonuçlandırılarak referandumların düzenlenmesiyle adil ve kalıcı çözüme daha fazla gecikilmeden varılmasını beklediklerini söyledi.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbakanı Abdullah Gül, Türkiye’den adaya getirilecek suyun ortak kullanımı ve adanın etrafından doğal kaynakların uluslararası pazara ulaştırılması için birlikte hareket edilmesinin de çözümü destekleyeceğinin aşikar olduğunu da sözlerine ekledi.



TBMM BAŞKANI ÇİÇEK: “KIBRIS ADASINA ASAYİŞ, GÜVEN, BARIŞ VE ÖZGÜRLÜK GETİREN BARIŞ HAREKATI'NIN 40. YILINI KUTLUYORUM”



TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Kıbrıs adasına asayiş, güven, barış ve özgürlük getiren Barış Harekatı'nın 40. yılını kutladı.

Çiçek, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı nedeniyle yayımladığı mesajında, Barış Harekatı ile Kıbrıs adasında Türkler'in katledilmesinin önlendiğini, adada iki halkın barış ve özgürlük içinde yaşayabilecekleri bir güven ortamı yaratıldığını anımsattı.

20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nın sadece KKTC'nin değil, Türkiye'nin de gurur, onur ve sevinç duyduğu bir bayram olduğunu belirten Çiçek, "Kıbrıs adasına asayiş, güven, barış ve özgürlük getiren Barış Harekatı'nın 40. yılını kutluyorum" dedi.

Cemil Çiçek, şunları kaydetti:

“Kıbrıs adasında, halen iki halk ve iki devlet bulunmaktadır. Aralarındaki ihtilafın çözümlenmesi ve kalıcı barışın kurumsallaşması için yürütülen karşılıklı görüşmelerin olumlu bir sonuca ulaşması en büyük temennimizdir. Bu konuda gösterilen çabaları bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da desteklemeye devam edeceğiz. Bu vesileyle, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı'nı bir kez daha kutluyor, Kıbrıs Türk halkına sağlıklı ve huzur dolu bir yaşam temenni ediyorum. Türk milletinin Kıbrıs'taki haklarını koruyan tüm şehit ve gazilerimizi minnet ve şükranla anıyorum.



TC BAŞBAKANI BAŞBAKAN ERDOĞAN: "ANAVATAN TÜRKİYE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ'NİN HER ALANDA DAHA DA GELİŞİP GÜÇLENMESİ İÇİN HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERMEYİ SÜRDÜRECEKTİR"



Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen 40 yıl zarfında demokrasisi, hukuk düzeni ve kurumları ile örnek bir devlet kuran Kıbrıs Türk Halkı'nın esenliği ve refahı için Anavatan Türkiye'nin de tarihten bugünlere gelen sorumluluğunun bilinciyle üzerine düşeni yapmaya devam edeceğini ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin her alanda daha da gelişip güçlenmesi için her türlü desteği vermeyi sürdüreceğini bildirdi.

Başbakanlık Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre, Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 40. yıldönümü dolayısıyla Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'na mektup gönderdi.

Erdoğan, kurucu ve ortağı olduğu devletten dışlanan Kıbrıs Türkü'nü hedef alan baskı, terör ve insanlık dışı sindirme hareketlerine son veren Barış Harekatı'nın, Kıbrıs Türk halkının geleceğe umut ve güvenle bakmasını sağladığını ve Doğu Akdeniz'de barış ve istikrarın temelini attığını belirtti.

Yıllarca özgürlüğü kısıtlanmasına karşın, barışa bağlılığını her vesileyle kanıtlayan ve sarsılmaz bir direnme iradesi sergileyen Kıbrıs Türkü'nün hürriyetini teminat altına alan Türkiye'nin uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan hak ve yükümlülükleri uyarınca gerçekleştirdiği 20 Temmuz Barış Harekatı'nın 40. yıldönümünün kutlandığı bu anlamlı günde Kıbrıslı Türklerle birlikte olma imkanını bulamadığını kaydeden Erdoğan, törenlere Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın katıldığını hatırlattı.

Kıbrıs Türkü'nün geçmişte olduğu gibi bugün ve gelecekte de her türlü güçlüğü aşabilecek irade ve kararlılığa sahip bulunduğuna emin olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Geçen 40 yıl zarfında demokrasisi, hukuk düzeni ve kurumları ile örnek bir devlet kuran Kıbrıs Türk Halkı'nın esenliği ve refahı için Anavatan Türkiye de tarihten bugünlere gelen sorumluluğunun bilinciyle üzerine düşeni yapmaya devam edecek ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin her alanda daha da gelişip güçlenmesi için her türlü desteği vermeyi sürdürecektir. Kıbrıs Türkü'nün, Türkiye'nin etkin ve fiili garantisi altında aydınlık yarınlara güvenle ilerleyeceği hususunda inancım tamdır.

Kıbrıs'ta iki halkın siyasi eşitliğine ve karşılıklı mutabakata dayalı kalıcı bir siyasi çözüm istiyor, Kıbrıslı Türk kardeşlerimizle birlikte bu konuda bir adım önde olma anlayışımızı muhafaza ediyoruz. BM himayesinde 11 Şubat 2014 tarihinde yeniden başlayan müzakere sürecinin en kısa sürede sonuçlandırılarak, referandumların düzenlenmesiyle adil ve kalıcı çözüme varılmasını bekliyoruz. Rum tarafının da bu konuda sizinle aynı anlayışı benimsemesi halinde, yarım asrı geçmiş bulunan Kıbrıs meselesinin kapsamlı bir çözüme kavuşturulması mümkündür. Çözüm konusunda samimi iradesini ortaya koyan Kıbrıs Türkü'nün maruz bırakıldığı ve hiçbir meşru temeli bulunmayan haksız kısıtlamalara son verilmesi ve Kıbrıs Türk Halkı'nın çözümsüzlüğün mağduru haline getirilmemesi de hakkaniyetin gereğidir."

Türkiye'nin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin her alanda gelişip güçlenmesine de büyük önem atfettiğini vurgulayan Erdoğan, önümüzdeki dönemde de müşterek hedeflere ulaşmak için kararlı adımlarla birlikte ilerlemeye devam edileceğini bildirdi.





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 54
Dün Tekil 1947
Bugün Tekil 610
Toplam Tekil 4077338
IP 3.133.109.30






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























17 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Tanr nasip eder, mr m vefa ederse; Musul, Kerk k ve Adalar geri alaca m. Selanik de dahil Bat Trakya'y T rkiye hudutlar i ine kataca m.
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.215 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap