BASIN BÜLTENİ: DIŞİŞLERİ BAKANI NAMİ: "RUM LİDERLİĞİ GÖRÜŞMEDEN KAÇAN BİR TAVIR SERGİLİYOR" - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ: DIŞİŞLERİ BAKANI NAMİ: "RUM LİDERLİĞİ GÖRÜŞMEDEN KAÇAN BİR TAVIR SERGİLİYOR"
Tarih: 05.05.2014 > Kaç kez okundu? 1897

Paylaş


Dışişleri Bakanı Özdil Nami, Eroğlu'nun göreve geldiğinde BM Genel

Sekreteri'nin talebi üzerinde Talat nezdindeki çalışmalara sadık olduğunu

ilettiğini ancak Anastasiadis'in aynısını yapmadığını söyledi Dışişleri

Bakanı Özdil Nami, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik müzakereler ile ilgili

açıklamalarda bulundu.

Eroğlu, göreve geldiğinde BM Genel Sekreteri'nin talebi üzerinde Talat

nezdindeki çalışmalara sadık olduğunu ilettiğini ancak Anastasiadis'in

aynısını yapmadığını vurgulayan Nami, "Hayal kırıklığı yaşadığımızı itiraf

ediyorum" dedi.

Maraş'ın açılmasının güvenle alakası olmadığını söyleyen Nami, "toprak

düzenlemesi karşısında bizim de güç paylaşımı, yönetim, AB gibi karşılığında

ilgilendiğimiz ve alacağımız konular var" ifadesini kullandı. Amerikan

Büyükelçisi'nin Rum tarafında, Türkiye'nin sorununun çözümü yönünde ciddi

desteği olduğu söylemini hatırlatan Nami, tüm dünyanın gözünün müzakereler

üzerinde olduğunu belirtti. İki liderin ortak açıklamasıyla ilgili

açıklamalarda da bulunan Dışişleri Bakanı, Türk tarafının, Rum tarafına daha

sık görüşelim çağrısı olduğunu da aktaran Nami, Rum tarafının bu konuda

olumlu dönüş yapmadığını, kaçtıklarını söyledi. ADA TV'de Erçin Şahmaran'ın

sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı Özdil Nami programda şu ifadelere yer

verdi:

"Ortak açıklamaya baktığımızda tek egemenlik, vatandaşlık gibi konunun

öneme kavuşturulduğunu görüyoruz. Ortak açıklamaya iki taraftan da çok büyük

destek geldi. Türk tarafında mecliste temsil edilen partiler güçlü destek

verdi, Güney'de de AKEL destek verdi. DİKO koalisyondan ayrıldı ancak

Anastasiadis siyaseten göğüsledi ve imzasının arkasında durdu. Geleceğe

yönelik beklentiler bu yüzden olumluya döndü. Adanın her iki tarafında da bu

havanın canlı olduğunu görüyoruz. Türk tarafı, Rum tarafına daha sık

görüşelim çağrısında bulundu. Ancak Rum liderliği sık görüşmeden kaçan tutum

sergiliyor. Eroğlu, göreve geldiğinde BM Genel Sekreteri'nin talebi üzerinde

Talat nezdindeki çalışmalara sadık olduğunu iletti. Anastasiadis aynısını

yapmadı, müzakereler başladığında varolan yakınlaşmaların süratle teyit

edilmesi farklılıkların giderilmesi gerekirdi. Böyle bir egzersiz

yapılamadı. Bu sıkıntı olmaya devam ediyor.

Bunu da Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarından anlıyoruz. Rum tarafından da bazı

beyanatlar geliyor. Sıkıntı olduğu ortada. Bunun ana sebebi de budur.

Varolan yakınlaşma kağıtlarına sadık olunsaydı, sadece bir çeşitli konularda

fikir değil de mevcut yakınlaşma kağıtları üzerinden disiplinli ve

sistematik bir şekilde geçilmesi, samimi bir görüş alışverişi eğer daha iyi

bir noktaya geçiliyorsa değişimi sağlamak veya mevcut yakınlaşmayı teyit

etme konusunda tarama süreci olsaydı daha rahat olunacaktı. Yeni

yakınlaşmaların oluşmasıyla bu tamamlanabilirdi. Hayal kırıklığı

yaşadığımızı itiraf ediyorum. Esas eleştiri okları Rum tarafına yönelik.

Rumların bu tavrını değiştirmesi için uluslararası camiaya önemli bir görev

düşüyor. Bir 50 yıl daha bekleyemeyiz.

Rum tarafındaki iç çekişmelerden dolayı sorunlar olabilir. Anastasiadis

koalisyon ortağını kaybetti. Mali düzenlemeleri yapmak için hala daha

DİKO'ya ihtiyaç duyuyor. Kıbrıs konusunda ilerlemek için AKEL'in desteğine

ihtiyaç var. Ve ikisi arasında denge kurmaya çalışıyor. İstediğimiz tarzda

hareket edilmemesinin altında bu olabilir. Birinci önceliğin Kıbrıs

sorununun çözümü olmalı. Herkesin yaşamakta olduğu sıkıntılar var. Her

liderin sıkıntısı var bunu aşmak liderlerin sorumluluğu. Anastasiadis'in

kendi gerekçeleri olabilir bunu haklı bulmamız mümkün değildir. Sürecin

canlı tutulması güçlendirilmesi ve nihayete vardırılması için bir ileriye

adım atılması gerekir. Mevcut yapıdan bunu göremedik. Ortak açıklamanın

çıkması önemli bir siyasi iradeydi, iki lider için de. Ondan sonra genel

beklenti her iki taraftan da bir şeylerin süratle eklenmesiydi. Disiplinli

tarama sürecinin olması ve somut elde edilmesiydi.

Annan Planı döneminde Rumlar bizim referandum zamanında yapmamızı kullanarak

tek taraflı AB üyeliğini kabul ettiler. Eğer biz o dönemlerdeki iktidar

tarafından referandum hakkımız elimizden alınmasaydı, Annan Planı'na hayır

demek Rumlar için AB'ye de hayır demek olacaktı. Yaşananlar yaşandı,

referandum yasasının onaylanacağı gün dönemin iktidarı nisabı sağlayamadı.

Ondan sonra siyasi değişimler oldu ve referandum hakkımızı geri kaldık. O

süreci tamamlayıncaya kadar atı alan Üsküdar'ı geçti. Türkiye, AB üyesi

olmayı çok arzu ediyor, bunu istiyorlarsa bizim onayımızı alması gerekir

bunun için de bedel ödetiriz diye düşündüler. Bu çok yanlış bir stratejiydi.

Türkiye gibi bir ülke ile böyle müzakereleri yapamazsınız. Türkiye asla buna

izin vermez. Türkiye bölgede ekonomisi gelişen yegane ülke oldu diğer yandan

Rum ve Yunan ekonomisi iflas etti.

Biz izolasyonlardan kurtulmak Rumlar da ekonomik sıkıntılardan kurtulmak

istiyorlar. Herkes önemli bir fırsat penceresinin açıldığını görüyor. Ortak

açıklama çıktıysa bu tesadüf değil. Bize düşen bunları olumlu yönde

kullanmak. Bu yapılırsa eğer süreç doğru bir istikamete doğru gidecektir.

Ortak açıklama metni başarıyla oluşmasaydı ondan sonra gelen etkinlikler

aynı başarıyla gerçekleşmezdi. Ben tebrik etmek istiyorum 1 Mayıs'ta

sendikalarımız mükemmel bir organizasyonla ara bölgede, 1 Mayıs ruhuna uygun

barış atmosferini Kıbrıs'tan tüm dünyaya yaymaları çok çok değerli. Diğer

taraftan dini ayinler konusunda Mağusa İnsiyatifinin desteğiyle yapılan ayin

var. Çok büyük katkılarda bulunuyorlar. İşadamlarımız kendi iş hayatından

vakit ayırarak Rum tarafındaki iş adamlarıyla bir araya gelip ortak

çağrılarda bulunuyorlar. Bunlar çok değerli ve göz bebeğimiz gibi bakmamız

gereken olgular.

Şeffaflık hassas bir konu, dengesi olmalı. Her söyleneni anlatırsanız adanın

iki tarafında da manipüle edecek şeyler olabilir. Mahremiyeti bir yerde

gerekiyor ancak halka iyi giden ve gitmeyen şeyleri de anlatmak gerekiyor.

Nabzı halkımıza doğru dürüst bir şekilde anlatmalıyız. Halkın da sürekli,

dün iyi gidiyordu bugün kötü gidiyor dememesi gerekiyor. Bazen iyi bazen

kötü gidiyor gerçekten de şeffaflık talep edenlerin bu söylemde bulunmaması

lazım. Sıkıntı olunan noktada aşılması için nasıl katkıda bulunabilirizi

sorgulamamız gerekiyor. Bunu toplumsal olarak aşacağız.

Toprak konusu hiç görüşülmedi. Annan Planı'ndan sonra ortaya hiçbir harita

çıkmadı. Hiçbir yüzdelik ifade edilmedi. Aksine iddiası olanlar yalan

söylüyorlar. Bazıları sorumsuzca hareket ederek bunu yapıyor. Buna ne Talat

ne de Eroğlu bunları görüşmedi. Toprak konusu hem Talat hem de Eroğlu'nun

ifade ettiği gibi sürecin sonunda konuşulacak konudur. Elbette toprak

konuşulacaktır ama bugün itibariyle ne bölge ne yüzdelik hiçbir şekilde

konuşulmamaktadır. Bazı hayali haritaları üretenler var bunlar kendilerinin

hayal ürünüdür. Bunlara kimse itibar etmesin.

Maraş'ın açılmasının güvenle alakası yok. Rum tarafının orada pozisyonu net.

Toprak düzenlemesi karşısında bizimde güç paylaşımı yönetim AB karşılığında

alacaklarımız var. Bize vereceklerini vermeden, toprak düzenlemesi gibi

önemli bir kazanımı elde etmeye çalışıyorlar. Sendikaların sürece verdikleri

büyük bir destek var. İşadamları deseniz aynı şekilde. Böyle bir ihtiyaç da

yok. Türk tarafı gelin disiplinli bir şekilde daha sık buluşalım, geçmiş

yakınlaşmalara sadık kalalım diyorlar. Davutoğlu, işini gücünü bırakıp

Kıbrıs'a geliyor önemli bir süreçteyken, AB'de kiminle konuşulursa konuşulsa

Kıbrıs sorunu çözülsün mesajları geliyor, Türkiye'nin verdiği destekten

kimse şüphe duymamaktadır diyor Amerikan Büyükelçi. Esas halk Rum halkını

çözüme hazırlamaksa bunun faturasını bize kesemezsiniz. Gelinen noktada

herkesin kapsamlı çözüm hedefine odaklanması lazım. Güven artırıcı önlemler

eşittir Maraş denklemi kesinlikle yanlıştır bunun içerisinde birçok konu

vardır."







FELTMAN BUGÜN CUMHURBAŞKANI EROĞLU İLE GÖRÜŞECEK



Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Siyasi İşlerden Sorumlu Yardımcısı

Jeffrey Feltman, bugün Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile görüşecek. Feltman

bugün Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis ile de biraraya gelecek.

3 günlük Kıbrıs ziyaretinde çeşitli temaslarda bulunacak olan Feltman,

Kıbrıslı Türk Müzakereci Kudret Özersay ile Rum Yönetimi Müzakerecisi

Andreas Mavroyannis ile de görüşecek.



ANKETE GÖRE RUMLAR ANNAN PLANI'NA RET OYU VERMELERİNİ DOĞRU BULUYORLAR



Kıbrıslı Rumların, Annan Planı'na ilişkin referandumun yapılmasının, 10 yıl

ardından, Annan Planı'na ret oyu vermelerini doğru buldukları belirtildi.

Rum Fileleftheros gazetesi Annan Planı referandumu ve Kıbrıs sorununa

ilişkin soruların yer aldığı kısa bir anket yayımladı.

Anketin, ayrıntılarının internet sayfasında yer aldığını yazan gazete ankete

katılan Kıbrıslı Rumların yüzde 60'nın, Annan Planı'nın reddedilmesini doğru

bulduğu, yüzde 40'nın ise Annan Planı'nın maalesef reddedildiği şeklinde

görüş ortaya koyduğunu belirtti.

Habere göre Kıbrıs sorununun bugün iyi veyahut kötü bir durumda olup

olmadığı sorusuna karşılık ise ankete katılanların, yüzde 40'ı Kıbrıs

sorununun hemen hemen aynı durumda, yüzde 36'si kötü durumda, yüzde 24'ü ise

iyi durumda olduğunu dile getirdi.

Ankete temelinde, her üç Kıbrıslı Rum'dan birinin, en iyi çözüm olarak, ya

iki ayrı devlet (yüzde 19), ya mevcut statükonun korunmasını (yüzde 16)

tercih ederek Kıbrıslı Türklerle birlikte yaşamak istemediğini yazan gazete,

Kıbrıslı Rumların yüzde 57'sinin ise iki kesimli, iki toplumlu federal

çözüme destek verdiğini, çok az sayıda Kıbrıslı Rum'un- yüzde 8'nin- ise

konfederatif çözümü tercih ettiğini belirtti.





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 48
Dün Tekil 1787
Bugün Tekil 1114
Toplam Tekil 4069036
IP 3.133.112.73






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























11 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Sevgim - Millete!
Vurgunlu um - Azadl a ve adalete!
itaatim - Hocalar ma!
Borcum - Dostlar ma ve meslekta lar ma!
Nefretim - Yalanc lara ve iki y zl lere!

(Eb lfez EL BEY)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.406 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu