BASIN BÜLTENİ: RUM FAŞİSTLER TALAT’A SALDIRDI - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ: RUM FAŞİSTLER TALAT’A SALDIRDI
Tarih: 27.03.2014 > Kaç kez okundu? 2235

Paylaş


“Ulusal Halk Cephesi (ELAM) üyesi 60 civarında kişi, II. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın, dün, konuşmacı olarak katıldığı Limasol’da “Panos Solomonidis” salonundaki bir etkinliği basmaya kalktı. Rum polisinin müsaade etmemesi üzerine olay çıktı.



II. Cumhurbaşkanı Talat’ın konuşmacı olarak katıldığı etkinliği basmaya kalkışan kişiler ile Rum polisi arasında arbede çıktı. Arbede sırasında salonun camları kırıldı, polis göz yaşartıcı kullandı. Rum Çevik Kuvveti (MMAD) mensuplarının II. Cumhurbaşkanı Talat’ın katılmakta olduğu etkinliğin tamamlanmasına kadar güvenliği sağlamak üzere takviye olarak Limasol’a sevk edildi.



Talat, fanatik ELAM mensupları tarafından yapılan saldırının ardından olağanüstü güvenlik önlemleri altında geldiği Metehan’dan KKTC’ye geçti. TAK muhabirinin verdiği bilgiye göre, saldırganlar, Rum polisinin yetersiz kalan önlemleri nedeniyle, arka kapıdan etkinliğin yapıldığı salona girerek, aralarında meşale de bulunan cisimleri etkinliğin konuşmacılara ve protokol sıralarıyla etkinliğin diğer izleyicilerine savurdular. Meşalelerden biri, Talat’ın beraberindeki Türk korumasına çarptı. Koruma yara almazken saldırı sonucunda Kıbrıs Türk heyetindekilerinden biri hafif yaralandı. Olayın hemen ardından Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Talat’ı arayarak özür diledi ve güvenliğinin sağlanacağını taahhüt etti.



Talat, saldırıyla ilgili yaptığı açıklamada, Rum polisinin etkinliği bilmesine karşın önlem almada yetersiz kaldığını, zafiyet gösterdiğini belirtti.



Öte yandan konuyla ilgili açıklama yapan Dışişleri Bakanı Özdil Nami, “Talat’a saldırıyı şiddetle kınıyorum. Sorumlular yakalanıp teslim edilmeli. Cevabımız ise çözüm için yılmadan çalışmak olacak” dedi.







EROĞLU: “AL-VERE BAŞLAMADAN MÜZAKERELERDEN SONUÇ ALMAK MÜMKÜN DEĞİL”



Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, al-vere başlamadan müzakerelerden sonuç almanın mümkün olmadığını söyledi. Rum tarafının yeni liderinin görüşlerini masaya yansıtmasından sonra al-ver sürecinin başlaması gerektiğini kaydeden Eroğlu, “Al- ver başlamazsa bu müzakereler 40 sene daha devam eder. Kağıtlar gelir gider. Ancak al-verle sonuca gidebiliriz” dedi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis ile 31 Mart’ta gerçekleştireceği görüşmede, müzakerecilerin bugüne kadar yaptığı görüşmeleri gözden geçireceklerini belirtti.

Eroğlu, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’in görev süresinin sona ermesiyle ilgili olarak da “Bir başka BM görevlisinin daha görev süresi sona erdi ama Kıbrıs sorununda çözüme ulaşılamadı” değerlendirmesinde bulundu.

Downer’ın yerine birinin atanmasının zaman kaybına neden olabileceğini kaydeden Eroğlu, bu yöndeki endişelerini BM Genel Sekreteri ile de paylaştıklarını söyledi.

Adaya veda ziyaretinde bulunan BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Downer ile gerçekleştirdiği görüşme sonrasında basına açıklamalarda bulunan ve gazetecilerin sorunlarını yanıtlayan Eroğlu, “Ortak açıklama konusu, Rum tarafının bırakıldığı yerden devam edilmesine taraf olmadığı için gündeme geldi. Bugüne kadar yapılan müzakerelerde sağlanan yakınlaşmaları yok sayamayız. Yakınlaşmalar sağlanırken köprü kurucu önerilerimiz olmuştur. Henüz değişmediğime göre, masaya koyduğum önerilerin arkasındayım. Dolayısıyla Rum tarafının yeni liderinin görüşlerini masaya yansıtmasından sonra al-ver başlaması gerekir ki sonuç alabilelim” dedi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, Türk tarafının düşüncelerini içeren kağıtları masaya koymaya başladığını ancak Rum tarafının henüz değerlendirme aşamasında olduğunu ileri sürdüğünden masada Türk tarafının önerilerinin bulunduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, veda etmek için gelen Downer’ın ziyaretinden memnuniyet duyduğunu belirtti ve Downer’ın iyi niyetinden şüphe etmeden ve BM’nin iyi niyet misyonunun ne olduğunu bilerek müzakereleri sürdürdüklerini kaydetti.





DIŞİŞLERİ BAKANI NAMİ: ''KAPSAMLI ÇÖZÜM ÇALIŞMALARINA BİR FIRSAT TANIYIN.”







Dışişleri Bakanı Özdil Nami, Kıbrıs sorunu konusunda kapsamlı çözüm çalışmalarına fırsat tanınması gerektiğini söyledi.

Nami, Almanya temasları kapsamında başkent Berlin'de Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası'nın (TDIHK) ofisinde iş adamlarıyla bir araya gelerek Rumlarla devam eden görüşmeler hakkında bilgi verdi.

Burada konuşma yapan Nami, Kıbrıs'ta geçen ay Cumhurbaşkanı ile Rum kesimi lideri arasında ortak açıklama metni üzerinde mutabakat sağlandığını hatırlatarak, iki taraf arasında mutabakata varılmış temel konuların yanında yeni unsuların da bulunduğunu, bunun da kendilerine umut verdiğini ve değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.

2004 yılındaki Annan Planı için yapılan referandumu hatırlatan Nami, Türk tarafının ve tüm dünyanın Annan Planı'na destek verdiğini ancak Rum tarafının buna karşı çıktığını ve iki taraf arasında birleşmenin gerçekleşmediğini anımsattı. Nami, KKTC'nin, AB üyesi olmanın nimetlerinden faydalanamadığı ve izolasyon altında tutulmaya devam eden bir toplum olarak yaşam sürdürmek zorunda kaldığını ifade etti.

Kıbrıs'ta 10 yıl öncesine göre bugün durumun değiştiğini, Rum ve Yunan ekonomilerinin iflas ettiğini, Türkiye'nin bölgenin en parlak ekonomisi haline geldiğini ve KKTC'nin bankacılık ve diğer sektörlerde ayakta durarak işler bir demokrasi olmayı sürdürdüğünü anlatan Nami, KKTC'nin Türkiye'den su getirme projesini devreye soktuğunu ve Türkiye'den elektrik getirme projesini de gündeme taşıdığını belirtti.

Dışişleri Bakanı Nami, Rum tarafının ise AB'den beklediğini bulamadığını belirterek, ''Yani, Avrupa Birliği'ni Türklere karşı koz olarak kullanma girişimleri akamete uğradı'' dedi.

Bir diğer unsurun da adanın etrafında, İsrail, Lübnan ve Mısır açıklarında önemli miktarda doğal gazın keşfedilmesi olduğunu ifade eden Nami, gazın çıkartılıp Avrupa'ya taşınmasının en pratik yolunun boru hattıyla Türkiye'deki alt yapıya ulaştırılması olduğunu kaydetti. Nami, bunun olabilmesi için Kıbrıs'ta kapsamlı bir çözüme varılması gerektiğini söyledi.

Bir diğer konunun da NATO ile AB ilişkileri olduğuna dikkati çeken Nami, Türkiye'nin Rum idaresindeki bir Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımadığını, Türkiye'nin NATO üyesi, Rumların da AB üyesi olduğunu, bunun oluşturduğu komplikasyonlardan dolayı NATO ve AB ilişkilerinin de olumlu düzeyde bulunmadığını kaydetti. Nami, bu konuların Kıbrıs sorununda artık bir açılım yapılması ihtiyacını daha acil bir noktaya taşıdığını ifade etti.

Diğer taraftan Kıbrıs Rum kesiminde önemli bir kriz yaşandığını, insanların tasarruflarının yarısını kaybettiğine işaret eden Nami, Rumların eski alım gücüne ulaşması için adanın birleşmesi, Türkiye ile ticaret yapması ve böylelikle Avrupa'ya açılmasının şart olduğunu, bunun bölgenin çehresini de değiştireceğini kaydetti. Adanın birleşmesi konusunda iki tarafta da desteğin var olduğuna işaret eden Nami, Rum Kilisesi ile iki taraftaki ekonomik çevrelerinin de ortak anlaşma metnine destek verdiklerini bildirdi.

Bu konuda AB'nin de sürece destek vermesinin önemli etkileri olacağını ifade eden Nami, ''Bu iyi idare edilirse olumlu olur. Sürecin hızlı sonuç vermesine katkı sağlar. Eğer iyi idare edilmezse olumsuz olur. Sürecin aksamasına, hatta çökmesine dahi yol açabilir'' şeklinde konuştu.

''Rum tarafı AB'ye 10 yıllık bir hazırlık sürecinden sonra girdi. Halbuki KKTC'nin böyle bir hazırlık süreci olmadı. O zaman AB'ye düşen görev, Kıbrıslı Türkleri de AB yasalarını benimsemeye ve uygulamaya hazırlamaları gerekir'' diyen Nami, bu konuda atılacak adımların adanın birleşmesine yardımcı olacağını ve çözümü destekleyeceğini kaydetti.

Almanya temasları kapsamında, doğal gaz konusunda da Rum tarafının tek yanlı adımların destekçisi olmamaları yönünde mesaj verdiklerini ifade eden Nami, ''Kapsamlı çözüm çalışmalarına bir fırsat tanıyın. Bu senaryoya ulaşalım. Çünkü Rumların atacakları tek yanlı adımlar Türklerin de tek yanlı adım atmasını tetikler. Bu da bölgede en son isteyeceğimiz gerginlik senaryosunu getirir. Bu senaryodan uzak durmamız lazım'' dedi.

AA muhabirinin sorularını da yanıtlayan Nami, Almanya'dan beklentilerin neler olduğu yönündeki soruya karşılık, Kuzey Kıbrıs'ın da AB normlarına süratle yükseltilmesi konusunda Almanya'ya da büyük görevler düştüğünü ifade etti.

Nami, özellikle Ukrayna ve Kırım krizi bağlamında Kıbrıs açıklarında bulunan doğal gazın Avrupa'ya aktarılmasının gündemde olduğunu ve Almanya'nın buna ilgi gösterdiğini, bu konuda Türk tezlerini duymak istediğini kaydetti.

Kıbrıslı Türkler ile Rum kesimi arasında sürecin 50 yıldan beri devam ettiğini, ilk BM Güvenlik Konseyi kararının 1964 Mart ayında alındığını anımsatan Nami, şöyle konuştu:

''Kıbrıs konusunda konuşulmamış bir nokta kalmadı. Onun için liderlerin geçen ay içinde vardıkları ortak açıklama metni de kullanılarak çerçevesi belli olan bir federal çözümün artık kısa bir sürede elde edilebileceğine olan inancımız tam. Türk tarafı olarak biz buna hazırız. Siyasi irademiz yerinde Cumhurbaşkanı’nın muhatabıyla açıkladığı ortak metne KKTC'deki tüm siyasi partiler tam destek verdi. Bu çerçevede bir anlaşmaya varılması için tüm gücümüzle çalışıyoruz. Türkiye'nin de buna büyük bir destek verdiğini de ifade etmem gerekir. Buna da müteşekkiriz'.'

Türk ve Alman iş adamlarını KKTC'ye yatırım yapmaya çağıran Nami, KKTC'nin yatırımlar konusunda oldukça önemli fırsatlar sunduğunu kaydetti. Nami, KKTC hükümetinin yatırım imkanlarını artırmak için de var gücü ile çalıştığını belirtti.

Öte yandan, Almanya'nın Lefkoşa Büyükelçisi Gabriela Guellil de görüşmelerde oluşan dinamizmden yeni bir fırsat doğabileceğini, buna destek verilmesi gerektiğini ifade etti.

Guelil, yapılan görüşmelerden bir sonuç çıkabileceğini, bunun için bir yol haritası gerekebileceğini belirtti.







DIŞİŞLERİ BAKANI NAMİ, ALMANYA ŞANSÖLYELİĞİ’NİN ÜST DÜZEY DANIŞMANLARIYLA GÖRÜŞTÜ



Dışişleri Bakanı Özdil Nami, Almanya’daki temasları çerçevesinde dün Alman Şansölyeliği’nin üst düzey danışmanları ile bir araya geldi.

Bir saatten fazla süren görüşmede Bakan Nami, Kıbrıs çözüm sürecinde gelinen son aşama ile ilgili olarak Kıbrıs Türk tarafının tutumunu ve çözüm istemlerini dile getirdi ve Kıbrıs sorununun çözümünün adada yaşayan Kıbrıslı Türkler ve Rumlar, AB, Türkiye, Yunanistan ve Doğu Akdeniz bölgesi için çok önemli bir olgu olduğunun altını çizdi.

Bakan Nami ayrıca, Kıbrıslı Türk temsilcilerin AB Parlamentosu’nda temsiliyetlerinin önemine dikkat çekerken, bunun nasıl bir yöntemle gerçekleşmesi gerektiğini Alman yetkililere ifade etti.

Kıbrıs sorununun çözüm sürecinde AB ve Almanya’nın olumlu katkılarının neler olabileceğinin de ele alındığı toplantıda Bakan Nami, Kıbrıslı Türklerin geçmişte olduğu gibi bugün de çözüm istemlerinin devam ettiğini vurguladı.











KIBRIS TÜRK VE RUM SİYASİ PARTİLER LEDRA PALACE’TA BİR ARAYA GELDİ



KKTC ve Güney Kıbrıs’tan bazı siyasi partiler, Slovakya’nın Güney Kıbrıs Büyükelçiliği tarafından organize edilen rutin toplantılar çerçevesinde dün yeniden bir araya geldi. Cumhuriyetçi Türk Partisi - Birleşik Güçler’in (CTP-BG) ev sahipliğinde yapılan toplantıda CTP-BG Genel Başkanı, Başbakan Özkan Yorgancıoğlu da hazır bulundu.

Toplantıda ev sahibi CTP-BG’nin önerisi üzerinde ”Kıbrıs sorununun çözümü için çözüm sürecine siyasi partiler nasıl katkı koyabilir?“ konusu ele alındı.

Toplantıda yaptığı konuşmada, Kıbrıs sorununun 50 yıl önce başladığına ve sorunu çözmek için başlatılan birçok girişimin başarısızlıkla sonuçlandığına dikkat çeken Yorgancıoğlu, “Bütün bunlar Kıbrıs’ta gerçekten çözüm ve kalıcı barış isteyenlerin bir anlaşmaya ilişkin sorumluluk ve bağlılığını değiştirmedi” dedi.

Şubat ayında üzerinde mutabakata varılan ortak açıklamayla yeniden başlayan müzakere sürecine atıfta bulunan Yorgancıoğlu, “Bugün tünelin ucunda yeniden ışık görünüyor. Yeni süreç tarihidir ve gerçek bir fırsat penceresi teşkil etmektedir” dedi.

Kalıcı bir anlaşmanın, adada yaşayan herkese huzur ve barış getireceğini, adanın iki tarafında var olan ekonomik zorlukların aşılmasına yardımcı olacağını ifade eden Yorgancıoğlu, anlaşmanın, turizm, ticaret, inşaat, enerji, ulaştırma gibi sektörleri olumlu etkileyerek refahı arttıracağını ve sürdürülebilir bir ekonomi yaratacağını söyledi.

Başbakan Yorgancıoğlu, “Kıbrıs sorununun çözümü Doğu Akdeniz ve Ortadoğu’daki benzer sorunların çözümü için iyi bir örnek teşkil edecek ve bölgemizdeki istikrara da katkı koyacaktır” dedi.

Yapılması gerekenin, iki liderin hızlandırılmış şekilde, uzun yıllardan bu yana tarafların görüşleri olarak masada bulunan pozisyonları al-ver mantığıyla yakınlaştırması ve anlaşma metninin ortaya çıkarılması olduğunu ifade eden Yorgancıoğlu, “Esas olan, çözüm iradesine ve siyasi iradeye sahip olunmasıdır. Siyasi partilerin müzakereleri yürüten liderlere çözüm yönünde atacakları olumlu adımlarda destek vermesi, onları cesaretlendirmesi çok önemlidir. Önümüzdeki süreçte müzakerelerin aksamadan devam etmesi ve iki toplumun birbirine yakınlaşması için siyasiler olarak bizlerin olumlu ve yapıcı bir dil kullanması şarttır” dedi.

Kıbrıslı Rum siyasetçilerin KKTC medyasında, Kıbrıslı Türk siyasetçilerin de Güney Kıbrıs medyasında daha sık yer almasının iki tarafın birbirini daha iyi anlamasına yardımcı olacağına dikkat çeken Yorgancıoğlu, CTP-BG olarak bunun için girişim yapmaya hazır olduklarını söyledi.

Öte yandan, Slovakya’nın Güney Kıbrıs Büyükelçiliği’nden verilen bilgiye göre, dünkü toplantıya katılanlar tarafından üzerinde mutabakata varılan ortak açıklamada, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum liderlere Kıbrıs sorununa erken bir zamanda çözüm bulunması için mümkün olabildiğince çaba göstermeleri çağrısında bulunuldu.

Açıklamada, adadaki iki halkı çözüme hazırlayabilmek için tüm siyasi güçlerin olumlu ve yapıcı bir dil kullanması gerektiği, adanın tümünde siyasi partilerin basında daha çok yer almasının önemi vurgulandı.

İki toplum arasında daha çok işbirliği için sivil toplum kuruluşları, sendika, ticari birlikler ve barış inisiyatifleri tarafından ortaya konulan çabadan memnuniyet duyulduğu da kaydedilen ortak açıklamada, Kıbrıs’ta yakınlaşmaya yardımcı olmak adına iki toplumlu etkinlik düzenlemeye ve düzenlenen etkinliklere katılmaya devam edileceği belirtildi.











BARROSO’NUN KIBRIS ÖZEL TEMSİLCİSİ NUFFEL VE BM TEKNİK KOMİTESİ’NDEN WRIGHT, TİCARET ODASI’NI ZİYARET ETTİ



AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’nun Kıbrıs Özel Temsilcisi Pieter Van Nuffel ve BM Teknik Komitesi’nden Jennifer Wright, Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nı (KTTO) ziyaret etti.

Nuffel ile Wright önceki gün gerçekleştirilen ziyarette, Oda Başkanı Fikri Toros KTTO olarak, AB müktesebatı ile uyum çalışmaları, Rum kesimi ile yakınlaşma ve genel olarak çözüm sürecine katkıda bulunmak için hazır olduklarını belirtti.

Toros, iş birliği anlamında çözüm sürecinde çıkacak potansiyel ve fırsatları değerlendireceklerini de anlattı.

Toros, Ticaret Odası olarak başarılı ve sürdürülebilir bir çözüme destek verdiklerini de söyleyerek “Her iki federal taraf arasındaki ekonomik göstergelerinin yakın olduğu bir yapının oluşmasına katkıda bulunmak istiyoruz. Bir tarafın diğerine bağımlı olduğu bir yapının devamlılığı olamaz” dedi.





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 28
Dün Tekil 1927
Bugün Tekil 1593
Toplam Tekil 4067727
IP 18.118.30.253






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























10 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk hakanlar ve T rkmen Padi ahlar devlet i lerinde hatunun fikirlerini st n tutar.
(N ZAM L-M LK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.096 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu