BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI

e.mail: necdetes@mynet.com

ORTADAKİ İDDİLAR DOĞRU MU,

YANLIŞ MI?...

17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet

Operasyonu ile başlayan ve bugüne kadar devam eden süreçte ortaya

çıkan ses kayıtları seçim ortamına da damgasını vurdu. Özellikle

Başbakan Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan ile yaptığı iddia edilen

telefon konuşmaları halen gündem oluşturmaya devam ediyor. Muhalefet

Parti liderleri seçim meydanlarında Başbakan'a bu ses kayıtları

üzerinden yükleniyor. Ses kayıtlarının "doğru" olduğu iddia ediliyor

ve "Doğru değilse bunu ispatla" deniliyor.

Kamuoyu bugüne kadar bu telefon

konuşmalarının doğru, yanlış mı olduğunu halen anlayamadı. Başbakan ve

kurmayları bu ve bundan sonra ortaya çıkan ses kayıtlarını "montaj" ve

"dublaj" olarak değerlendiriyor. "İftira atılıyor" diyorlar. Muhalefet

kanadı ise bu kayıtların gerçek olduğunu iddia ediyor. Ortada

böylesine bir durum var. Ancak şunu söyleyelim, bu iddialar Başbakan'ı

sarsıyor, AKP'nin de oylarını % 3-5 puan düşürüyor. Bunu da kamuoyu

araştırma gruplarının yetkilileri söylüyor.

DOĞRULAR ORTAYA ÇIKMALI

Geçen gün CHP Genel Başkan

Yardımcısı Umut Oran, çok iddialı bir açıklamada bulundu. Başbakan'ın,

operasyonla başlayan gün çocukları ile telefonda konuştuğunu ve

telefon trafiğini detayları ile açıkladı. Oran'ın açıklamasına göre

Başbakan, telefon trafiğinde evdeki paraların sıfırlanmasını istemiş.

CHP Genel Başkan Yardımcısının

iddiasına göre Sümeyye Erdoğan, babasının talimatını aldıktan sonra

koruması ile TK2123 sefer sayılı THY uçağı ile 09.00'da İstanbul'a

geliyor. Bilal Erdoğan'a da paraların sıfırlanması için aktaracakları

adreslerin listesini veriyor. Böylesine kayıtların var olduğu, bu

kayıtların silinmesi yönünde de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve

TİB'in bir talimatının olduğunu da anımsatalım. Bu da ortada dolaşan

kuşkuları daha da yoğunlaştırıyor.

Aslına bakılacak olursa bugüne

kadar görmediğimiz, yaşamadığımız olayları yaşıyoruz. Eğer bütün bu

söylenenler, ses kayıtları gerçek ise, bize göre utanç duymamız

gereken bir konumdayız. Bu nedenle, Başbakan bu ağırlığı daha fazla

kaldıramaz, gücü bir yerde tükenir. Bu nedenle gerçeklerin ortaya

çıkması kaçınılmaz hale gelmiş bulunuyor.

"MONTAJ" DEMEK SORUNU ÇÖZMÜYOR

Hiç kuşkusuz, biz doğrudan bir

suçlama yapamayız ve belgesiz suçlamalara da karşıyız. Ortada iddialar

var, bu iddiaların doğru mu, yoksa yalan mı olduğunu bugün Başbakan'ın

ortaya çıkarması gerekiyor. Devleti yöneten, her şey elinde olan

Başbakan "montaj" dediği" dublaj" dediği bu ses kayıtlarının "montaj"

olduğunu kanıtlayan belgeleri hala ortaya koyamadı. Bu nasıl yapılmış,

kimler yapmış, bunlar inceleme raporları ile anında ortaya

çıkarılabilir. Niye bekleniyor, ne bekleniyor? Varsa böyle bir iftira,

sahtekârlık, yalan bunların ortaya çıkarılması gerekmiyor mu?

Çıkarılsın ortaya

montajcılar, dublajcılar, sahtekârlar hep birlikte Başbakan'ın yanında

yer alırız. Bunu yapanların da yüzlerine tükürürüz. Başbakan'ın

yanında da yer alırız. Biz de bir Başbakan'a bu şekilde bir iftiranın

atılmasının, karalanmasının kesin olarak karşısındayız.

Başbakan'a karşı

yapılanlar yasal olmayabilir, usulsüz yapılmış olabilir bunlar

tartışılıp, yanlış yapanlar suç işleyenler cezalandırılır. Buna bir

diyeceğimiz yok. Ancak, ortaya da bazı suçlamalar çıkarılmışsa, bunu

da "es" geçmek mümkün değildir.

Başbakan, sadece "Bunlar

montaj, montaj" diyor. Bu, ortadaki iddiaları çürütmez ki. Başbakan'ın

inandırıcı olabilmesi için bu ses kayıtlarının montaj olduğunu

gösteren raporları elde etmesi ve kamuoyu ile paylaşması gerekiyor.

Şimdiye kadar bu yapılmadı. Muhalefet de dikkat edilecek olursa, bu

ses kayıtları üzerinden Başbakan'a vuruyor. Bunu çok büyük seçim kozu

olarak da kullanıyor.

DIŞARISI DA İLGİLENİYOR

Şu an içinde bulunduğumuz bu durum

Türkiye'ye hiç yakışmıyor. İçte olduğu kadar dışarıda da bu konu

gündem yaratıyor. Nitekim Cumhurbaşkanı Gül'ün Danimarka gezisinde

birçok yabancı gazeteci Cumhurbaşkanı'na bu ses kayıtları ve

Başbakan'ın yolsuzluk iddialarını sordular. Birçok Türk vatandaşı da

grupta bulunan milletvekillerine bu yolsuzluk söylentileri ile ilgili

sorular yönelttiler. Tam bir sıkıntı ve tam bir çıkmaz durum, biz

bunlara gerçekten üzülüyoruz.

Bazı Amerika ve Avrupa

Gazetelerini okuyoruz. Dışarıdaki televizyonları izlemeye çalışıyoruz.

Birçoklarında bu ses kayıtları, Başbakan'ın adının büyük bir yolsuzluk

ve rüşvet olayına karıştığına dair haber ve yorumlar yer alıyor.

Üstelik bunlar geniş şekilde veriliyor. Bazı gazetelerde de çok ağır

denilebilecek yorumlar yapılıyor. Bütün bunlar da hem Türkiye'nin, hem

Başbakan'ın imajını yerle bir ediyor. Çünkü Amerika ve Avrupa halkı bu

konularda son derece duyarlıdır.

e.mail: necdetbuluz@gmail.com

necdetes@mynet.com