Ortadoğu bölgesi tarihi, kültürel, siyasal, coğrafi, strateji açısından çok önemli bir yere sahip bölge olmanın yanında bütün dünya güçlerinin sahip olmak istedikleri, eğer dünyada hegemon bir güç olmanın şartının gereği bu bölgeden geçeceğinin farkında olan devletler asla bu bölgeyi boş bırakmazdılar, bırakmıyorlar ve bırakmayacaklardır. Bugün itibariyle gelinen noktada Ortadoğu,Kafkaslar,Orta Asya”da kanın durdurulmadığı,sorunların bitmediği ve her geçen gün sorun ortaya çıktığı bir dünyada yaşıyoruz.Fakat,bunun nedenlerini,sebeplerini ve sonuçlarını okumuyoruz,öğrenmiyoruz.Bu bölgede kimlerin çıkarları var?Kimler neden,niçin bu bölge üzerinde duruyorlar,pasifikten gelen ABD neden Irak”a saldırdı,Ortadoğu”yla bu kadar içli dışlı gibi soruların cevaplarını aramıyoruz.Aramadığımızdan dolayı her gün masum sivil insan hayatını kaybediyor ve bu hayatını kaybeden insanların arasında Doğu Türkistanlı soydaşlarımız ve kardeşlerimiz,dostlarımız olan Iraklı,Kerküklü Türkmenlerimiz de bulunuyor.

Bu yazımda Ortadoğu bölgesi hakkında kısaca değerlendirmelerimi ve neden bu bölgenin önemli olduğunu yazmak istiyorum. Öncelikle,bir bölge üzerinde çalışırken o bölgenin coğrafi,kültürel,siyasal yapısını demografik ve konjektürel ortamı iyi analiz etmek,o bölgede yaşayan insanların yaşam biçimlerini ve koşullarını gözlemlemek gerekir.Daha sonra sağlıklı analizler yapılabilir kanaatini taşıyorum.Ortadoğu dediğimiz zaman aklımıza gelen ülkeler;IRAK,İRAN,SURİYE,MISIR,FİLİSTİN,İSRAİL,TÜRKİYE,SUUDİ ARABİSTAN,LÜBNAN gibi ülkeler gelmektedir.Bu ülkelerin bazılarının sınırları Avrupa”ya açılırken bazılarının ise komşularına ihtiyaç duyarlar.Tıpkı Suriye”nin Batı”ya açılan kapısının Türkiye olduğu gibi bu ve buna benzer sebeplerden dolayı bu bölgedeki ülkeler arasında çok sıkı ilişkiler bulunmakta ve önemli sorunlarda mevut halde beklemektedir.Geçmişten günümüze ve daha sonrada devam edecek olan sorunun kaynağı ENERJİ.Batılı devletlerin artan enerji ihtiyacından dolayı kendilerine yeni kaynaklar araması,artan nüfusa yetecek kıt kaynakların paylaşılması dolayısıyla bu bölgelerden aldıkları göçler ve dünyanın enerji konusunda bir numara olan bu bölgedeki istikrarsızlıklar her geçen gün önemini arttırmakta ve bizimde içinde bulunduğumuz süreç hızla devam etmektedir.Fakat,dediğimiz gibi Batılı güçlerin hedefleri belli;ÇIKAR.Öyleyse Türkiye”nin çıkarı ne olacak.Bugün adına komşularımızla sıfır politikası izleyerek Avrupa Birliği,Ortadoğu,Hamas,Hizbullah,Ermenistan,Rum gibi ülkemizin stratejik pozisyonu etkileyecek ve daha sonrada tehlikeye sokacak adımları atarken bu politikayı izlememiz ne anlama geliyor?Bugün adına Küreselleşme denilen Emperyalizm”in Kapitalizm”in son ayağı olan bu politikanın amacı dünyadaki ulus devlet yapılanmasını çökertmek,Ilımlı İslam adı verilen yapılanmayla bütün ülkelerin daha doğrusu Ortadoğu bölgesindeki ülkelerin içsel yapısıyla oynamaktır asıl amaç.Bunu da nasıl yapıyorlar?Dünyadaki misyonerlik-masonluk faaliyetleri,derin yapılanma,uluslararası güçler,gizli servisler ve ülkelerin içindeki teslimiyetçi hükümetler aracılığıyla yapılmaktadır.

Bölgede Batılı devletlerin geçmişte kurdurdukları devlet İSRAİL”DİR.Bugün ABD,Irak”ı işgal ederek bütün yatırımlarını Kuzey”de oluşan yapılanmaya desteklemekte,orada bir Kürt oluşumu inşa ederek ikinci bir İSRAİL kurdurmayı amaçlamaktadır.Öyleyse,bu politikanın muhatapları olan ülkeler,SÜRİYE,İRAN,TÜRKİYE ve bölünmüş bir IRAK.Çünkü,oluşturulan ve planlanan süreçte Kuzey Irak”ta eğer bölgesel bir yönetim ve adına KÜRDİSTAN devleti kurulursa(!)bundan zarar görecek devletler bellidir.Çünkü bu ülkelerde yaşayan Kürtler bir süre sonra ayrılmak isteyecekler ve ayaklanma başlatacaklar.Ayrıca,bu ülkelerin Kürt nüfusunun kalabalık oldukları yerlerde Kürdistan devletine katılarak ikinci bir İsrail”in ayağı oluşturulacak ve ABD”nin kukla ve savunucu bölgede kontrolü sağlayacak bir devlet kurdurulmuş olur.Onun için hiçbir zaman bir ülkenin Uluslar arası İlişkilerinde komşularıyla sıfır veya problemsiz bir politika izlenmez ve izlenmesi de mümkün değildir.Çünkü,insanın olduğu her yerde çıkar,çıkar”ın olduğu yerde de savaş,kavga tükenmez.Onun için romantik politikaları bırakıp realist politikalarla dış ilişkilerimizi sürdürmeye bakalım.Genel hatlarıyla 21.yy Ortadoğu bölgesinin sorunları belli,çıkarları olan devletler belli,bunların çözüm yolları bellidir.Bizim Türkiye olarak yapmamız gereken,aktif bir dış politika uygulayacağız diye bütün ülkelerle istişare kurcam diye elimizdeki bütün stratejik noktaları kaybetmek yerine,daha sağlam,yere basan ve milli-ulusal çıkarlarımız neyi gerektiriyorsa onlara göre bir uluslar arası ilişkiler programı,vizyonu uygulamalıyız.

Bu yazımda Ortadoğu hakkında kısaca değerlendirmeleri yaptım. Diğer yazılarımda bölge ülkelerinin siyasi, kültürel sorunlarını, ülkemizin de içinde bulunduğu konjenktürel yapıyı ele alıp,bu bölgenin bütün devletlerin ülkemizle ilişkilerini yazı cam.Filistin-İsrail sorunun kaynağı,sebepleri,sonuçları,İsrail Devleti nasıl kuruldu?,Dünya”da yeni bir vizyon diyerek Ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar neler?İnsan Hakları savunucusu Batılı Devletlerin iki yüzlü ve yapmacık politikalarını diğer yazılarımda ve Ortadoğu Değerlendirmeleri başlıklı yazı dizimde değerlendireceğim.Bütün insanların barış ve huzur içinde yaşaması dileğiyle…