YOLSUZLUĞUN ÜSTÜNÜ KAPATACAKLAR - Necdet SİVASLI - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









YOLSUZLUĞUN ÜSTÜNÜ KAPATACAKLAR - Necdet SİVASLI
Tarih: 03.02.2014 > Kaç kez okundu? 1989

Paylaş


BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI

e.mail: necdetes@mynet.com

"YOLSUZLUĞUN ÜSTÜNÜ

KAPATACAKLAR"

17 Aralık operasyonu

sonrası Başbakan Erdoğan ve Hükümet kanadından yapılan açıklamalar

şöyle:

"Cemaat, paralel devlet

yapısı ile emniyete ve yargıya iyice sızmışlar. 17 Aralık operasyonu

da bir ihanet operasyonudur. Bu bir komplodur. Hükümeti yıkmaya

yönelik bir harekettir."

Cemaatin Hükümet içinde

paralel devlet yapısı bugünün konusu değildir. 11 yıllık yönetimde AKP

ile cemaat baş başa verip, ülkeyi bugüne kadar birlikte yönettiler.

Erdoğan, bu yapılaşmayı bilmiyor muydu? AKP ile cemaat arasında

sıkıntılar ortaya çıktığında Başbakan "Ne istediler de vermedik?"

demedi mi?

BU TEMİZLİK NEYİN TEMİZLİĞİ?

Şimdi, emniyet ve yargıda

görülmemiş bir temizlik yapılıyor. Aslına bakılacak olursa Erdoğan

"Paralel yapıyı ortadan kaldırıyoruz" diyor ama, hiç kimse bunu

inandırıcı bulmuyor. Kendi milletvekilleri, teşkilatları bile bu

yapılaşmadan rahatsız. Ard arda gelen istifalar kamuoyunda baş

gösteren huzursuzluk, emniyet ve yargıdaki sıkıntılar bunu açık

biçimde ortaya koyuyor.

Hiçbir

demokratik ülkede yaşanmayan, olmayan yapılaşmalar bugün Türkiye'de

yaşanıyor. Bu yapılaşmadan rahatsız olan sadece Türkiye değil, dış

ülkeler özellikle de AB bundan kaygı duyuyor. Özelikle de yargının

yürütmenin emrine verilmesi çalışmalarına olan tepkiler çığ gibi

büyüyor.

Erdoğan bunları niye

yapıyor? Neden gözünü bu kadar kararttı? Kısaca bunlara bir bakalım.

Deneyimli hukukçulardan

Nuh Mete Yüksel ile Gazeteci arkadaşlarımızdan Saygı Öztürk, TV'de bir

program yaptı. Nuh Mete Yüksel, bugün yargının yürütmenin emrine

bağlanması konusunda şu endişelerini dile getiriyor:

"AMAÇ YOLSUZLUKLARI KAPATMAK"

"Cemaatin, emniyet ve

yargıya sızdığı doğrudur. Ancak, Başbakan Erdoğan'ın bugün yaptıkları,

cemaatin emniyet ve yargıdan temizlenmesinden çok, yolsuzlukların

üzerini kapatma çabasıdır. Şimdi, bazı emniyet yetkilileri, bazı

savcılar görevden alınıyor, yer değiştiriyor. Bunları bir yere kadar

doğru adımlar olarak görebilirsiniz. Ama yargının tamamen siyasetin

emrine verilmesi, vali ve emniyet müdürlerinin yargının üstünde

olması, yolsuzluk dosyalarının ve iddianamelerinin ortadan

kaldırılmaya çalışılması çok ayrı şeylerdir. 17 Aralık'taki

operasyonla ortaya çıkarılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ortadan

kaldırılmasına çalışılıyor. Bakınız, 2.operasyonda emniyet mensupları

savcının emrini yerine getirmedi. Operasyonu başlatan savcılara hemen

el çektirildi. İzmir'de Binali Yıldırımın bacanağına karşı yapılan

operasyonda Adalet Bakanlığı Müsteşarının savcıyı arayıp, soruşturmayı

durdurmasını istemesi, operasyonu yapan polislere "örgüt suçu" ndan

dava açılması tam bir sindirme, korkutma ve geri adım attırma

girişimlerdir. Böyle bir hukuk devleti olmaz. Kabile devletlerinde

bile böyle bir uygulama görülmemiştir. Yargı bağımsız olmalıdır,

savcıların ve hakimlerin rahat çalışabilmesi için her türlü ortamın

sağlanması gerekir. Bugün maalesef bunların hiçbirini göremiyoruz."

HUKUK YOK EDİLİRSE

Konuyla ilgili

olarak deneyimli diğer hukukçuların görüşlerinin de Nuh Mete Yüksel'in

görüşleri ile örtüştüğünü söyleyelim. Bunun yanında hem muhalefet

partileri, hem sivil toplum örgütleri, hem barolar ve hem de

kamuoyunda oluşan olgu "Yolsuzlukların üstünü örtme çabası" olarak

görülüyor.

Bir hukuk devletinde savcı

valiye bağlanır mı? Bağlanırsa orada "Hukukun üstünlüğünden" söz etmek

mümkün mü? Hükümet, şimdi de bir oldu-bittiyle savcıları valiye

bağlama çabası içine girdi. Bugüne kadar hükümete destek veren bazı

köşe yazarları bile bu konuda yazdıkları yazılarda "Büyük

yanlışlıktan" söz ediyorlar. Dış basında bile bu konunun önemli

yansıma yaptığını izliyoruz.

Geçenlerde Taha

Akyol, konu ile ilgili yazdığı yazıda Hükümeti eleştirip, "AKP

iktidarı yargıyı yürütmeye bağlayan sistemi getirmek istiyor. Allah

korusun" diyor. Akyol, Hükümetin yanlış yolda olduğunu, bu yoldan

dönmesi gerektiğini de anımsatıyor.

Bunlar gerçekleşirse ne olacak?

Sistem Anayasa ve

kuvvetler ayrılığına resmen aykırı olduğuna göre, iktidardan izin

alınmadan herhangi bir yolsuzluk ve rüşvet soruşturması yapılamayacak.

Özetle, anayasa da, kuvvetler ayrılığı da ayaklar altına alınmış

olmuyor mu? Yorumunu tamamen sizlere bırakıyoruz.

e.mail: necdetes@mynet.com





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 40
Dün Tekil 1787
Bugün Tekil 1084
Toplam Tekil 4069005
IP 18.220.154.41






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























11 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Sevgim - Millete!
Vurgunlu um - Azadl a ve adalete!
itaatim - Hocalar ma!
Borcum - Dostlar ma ve meslekta lar ma!
Nefretim - Yalanc lara ve iki y zl lere!

(Eb lfez EL BEY)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.621 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu