ŞEHİT KUBİLAY - Dr. Tahir Tamer KUMKALE - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









ŞEHİT KUBİLAY - Dr. Tahir Tamer KUMKALE
Tarih: 29.12.2013 > Kaç kez okundu? 2478

Paylaş


Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak, evvela bizim kendi benliğimize ve milliyetimize bu hürmeti hissen, fikren, fiilen, bütün iş ve hareketlerimizle gösterelim; bilelim ki milli benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avıdır. Gazi Mustafa Kemâl Atatürk (1923)



23 Aralık 1930’da Asteğmen Kubilay’ın irtica ayaklanmasında Menemen’de şehit edilmesinin izleri geçen 83 yıla rağmen toplumsal belleğimizden silinmemiştir. Bugün halkımız yurdun her yanında yapılan törenlerle cumhuriyet şehidimiz Kubilay’ın manevi huzurunda cumhuriyete sahip çıktığını vurgulamaktadır.



Adını gururla andığımız Mustafa Fehmi Kubilay, 1906 doğumlu Giritli bir ailenin çocuğudur. Bir cumhuriyet öğretmenidir ve 1930 yılında askerlik hizmetini yedeksubay asteğmen olarak yapmaktadır. Bu idealist genç subay, Menemen’de 23 Aralık 1930’da şeriat isteyerek ayaklanan bir grup meczup yobaz tarafından kafası kesilerek vahşice öldürülmüştür.



İrtica tehdidini ve Cumhuriyet yönetimlerinin irtica ile mücadelesinin nasıl olması gerektiği hususu Atatürk’ün 28 Aralık 1930 tarihli “Gazinin Orduya Taziyetnamesi”nde mevcuttur. Atatürk’ün günümüzde de önemini muhafaza eden bu sözlerini hatırlayalım. Gazi diyorki;



“ Menemen’de vukua gelen irtica teşebbüsü esnasında Zabit Vekili Kubilay Beyin vazife ifa ederken duçar olduğu akıbetten Cumhuriyet ordusunu taziyet ederim. Kubilay Beyin şehâdetinde mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısında Menemen’deki ahaliden bazılarının alkışla tavripkâr bulunmaları, bütün cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hâdisedir. Vatanı müdafaa için yetiştirilen; dahilî her politika ve ihtilâfın haricinde ve fevkinde muhterem bir vaziyette bulunan Türk zabitinin mürteciler karşısındaki yüksek vazifesi vatandaşlar tarafından yalnız hürmetle karşılandığına şüphe yoktur.



Menemen’de ahaliden bazılarının hataları bütün milleti müteellim (elem ve kedere uğratmış) etmiştir. İstilânın acılığını tatmış bir muhitte genç ve kahraman yedek subayın uğradığı tecavüzü milletin bizzat cumhuriyete karşı bir suikast telâkki ettiği ve mütecasirlerle(cesaret eden), müşevvikleri ( destekleyen), ona göre takip edeceği muhakkaktır. Hepimizin dikkatimiz bu mes’eledeki vazifelerimizin icabatını hassasiyetle ve hakkile yerine getirmeğe yöneliktir.



Büyük ordunun kahraman genç zabiti ve Cumhuriyetin idealist muallim heyetinin kıymetli uzvu Kubilay Bey, temiz kanı ile cumhuriyet hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır. (Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal)”



Menemen’deki irticai isyan ordu tarafından bastırıldı. İsyanda elebaşı olan Derviş Mehmet vurularak öldürüldü. Kaçanlar yakalandı, ilişkisi olanlar için hukuki kovuşturma başlatıldı.



Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ın vahşice katledilip, kesilen başının sopaya takılarak Menemen sokaklarında dolaştırılması tüm yurtta derin bir üzüntü ile karşılanmıştır.



Bakanlar Kurulu, 31 Aralık 1930’da, Menemen ilçesi ile Manisa ve Balıkesir Merkez ilçelerinde 1 ay süreyle sıkıyönetim ilan edilmesini, sanıkların yargılanması için de Divanı Harp kurulmasını kararlaştırmıştır.

Sıkıyönetim K.lığına 2. Or. Müfettişi Org. Fahrettin Altay, Sıkıyönetim Harp Divanı Başkanlığına 1 inci Kor. K.V. Tümg.Mustafa Muğlalı Paşa getirildi. Sıkıyönetim, yargılama bitip suçlular cezalandırıldıktan sonra Manisa ve Balıkesir Merkez ilçelerinde 28 Şubat 1931'de, Menemen'de ise 8 Mart 1931'de sona erdi.



Sıkıyönetim mahkemesi, 105 sanığı 15 Ocak 1931’de yargılamaya başladı. 25 Ocak 1931'de açıklanan Divanı Harp Kararnamesi'ne göre;105 sanıktan 37’si için ölüm cezası verildi. 6’sının ölüm cezası yaş haddi nedeniyle 24 yıl “idama bedel hapis cezası”na çevrildi. Diğer sanıklardan 20’sine bir yıl, 14’üne üç yıl, 6’sına 15 yıl, birine 12,5 yıl hapis cezası verildi, 27 sanık beraat etti.



Divanı Harp Kararnamesinde sanıkların; “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını zorla ortadan kaldırmaya teşebbüs ettikleri ve bunlara yardımda bulundukları ve Mehdi Mehmet’in mehdiliği için harekete geçtiğini bildikleri halde zamanında idareye haber vermedikleri ve tekkelerin kapatılmasından sonra tarikat ayini yapmaya devam ettikleri " belirtildi. Ölüm cezaları 3 Şubat 1931’de yerine getirildi.



Menemen’de öğretmen Kubilay’ın öldürüldüğü ayaklanmanın başı “mehdi” olduğunu iddia eden Giritli Mehmet (Derviş Mehmet) adında Nakşibendi tarikatına bağlı biriydi. 7 Aralık’ta 6 müridiyle Manisa’dan yola çıkan Derviş Mehmet, 23 Aralık sabahı, gün doğarken Menemen’e girmiş ve Belediye Meydanında çevresine topladığı yaklaşık yüz kişiyle zikrederek şeriat ilan etmeye kalkışmıştı. Meydandaki kalabalığın bir bölümü çağrısına uymuş, bir bölümü ise seyirci kalmayı yeğlemişti. Silahlı olan asiler bir müfrezenin başında olaya müdahale eden yedek subay Asteğmen Kubilay’ı hemen ardından da Hasan ve Şevki adındaki iki mahalle bekçisini öldürerek cumhuriyeti tanımadıklarını haykırmışlardı.



Kubilay olayı devlete karşı bir ayaklanma hareketidir. Birkaç dervişin kendi başlarına düzenledikleri münferit bir olay olarak görülmemelidir. Yer seçimi ve zamanlaması profesyonelce hazırlanmıştır.



Kubilay Vakası; hükümetin , TBMM’nin ve Atatürk’ün olaya anında müdahalesi ile büyümeden söndürülmüş bir yangın olarak görülüp, benzeri olayların tekrar yaşanmaması için yeni nesillere ders olarak okutulmalıdır. Yani, Kubilay, her yıl sadece 23 Aralıkta Menemen’deki Kubilay anıtının önünde yapılan göstermelik bir askeri tören çerçevesinde hatırlanmaktan çıkarılmalıdır. Bu olay, milli bilinç ve şuurlaşmanın kökleştirilmesinde önemli bir yapı taşı olarak değerlendirilerek daima canlı tutulmalıdır.



Türkiye’de irtica tehdidi olmadığını vurgulayarak Anayasanın İnkılâp Kanunlarının korunmasına ilişkin 174. üncü maddesine rağmen İrtica’yı cumhuriyet için tehdit olmaktan çıkarmaya çalışanların Kubilay olayını ibretle incelemelerinde yarar vardır.



Cumhuriyet şehidi aziz Kubilay’ı rahmetle anıyor ve hatırası önünde saygıyla eğiliyorum. Ruhu Şad Olsun ... Mekanı cennet olsun...





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 29
Dün Tekil 1388
Bugün Tekil 1375
Toplam Tekil 4062765
IP 3.134.104.173






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























7 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


K rler ar s nda ayna satma, sa rlar ar s nda gazel atma.
(MEVLANA)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.692 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu