Ahmet Tufan Şentürk’ün yazdıklarından - Prof. Dr. İsa KAYACAN - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









Ahmet Tufan Şentürk’ün yazdıklarından - Prof. Dr. İsa KAYACAN
Tarih: 20.11.2013 > Kaç kez okundu? 2490

Paylaş


Şiirimizin beş yıldızlı çınarı,09 Mayıs 2005 tarihinde kaybettiğimiz, ustamız, ağabeyimiz rahmetli Ahmet Tufan Şentürk’ün yazıp yayınladıkları arasından seçtiklerimiz var. Bunlar, Mayıs 2005’de birlikte yayınladığımız ‘Armağan-4’adlı kitap da yer alanlar. Bu yazıların tamamı önceleri, değişik dergi ve gazetelerde Ahmet Tufan Şentürk imzasıyla yayınlananlar.

Bunlar arasından seçtiğimiz bazı cümleler, bölümler şöyle:

1-‘Başkent Ankara’ adıyla İsmet Üstek tarafından bir dergi çıkartılıyordu. İsmet benden rica etti” Yakup Kadri ile röportaj yapabilir misin ağabey?” dedi. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nu o yılların ünlü Ankara Palasında buldum, randevu aldım. Röportaj soruları arasında: Dil karmaşası ve Türk şiirinde Yahya Kemal’in yeri diye iki soru vardı. Üstada:”Nurullah Ataç’ın uydurduğu kelimelerle şiir yazılabilir mi?”diye sordum.

Bana verdiği cevap ilginçti:

-“Şiddetli yağmurlardan ve doludan sonra oluşan bulanık sel suyunu mu içersin, yoksa yağmurdan, doludan gelen temiz suyu mu içersin? Bırak dalgalansın. Bu, dilde bir yeniliktir. Dilde bir canlılıktır, bize kalan kelimeler yetişir” cevabını verdi (Nar Sanat Dergisi, Antalya, Mayıs 2004)

2-Evliyagil kardeşlere ben, günümüzün ve de ülkemizin Kant’ı diyorum. Bu benim kişisel görüş ve kanımdır. Hem, Evliyagil kardeşler benim övmemle büyümezler, yermemle de küçülmezler. Bu sözüm yalnız şahsım için değil, başkaları için de böyledir. Bulutun arkasında olsa da güneş, yine güneştir(Son Havadis Gazetesi, İstanbul,23 Ocak 1988)

3-Milli birlik ve kimlikleri dirilten ve ayakta tutan politikacılar değil, şairlerdir.

Şairler, milli birlik-kimlik ve kişiliğin bekçileridir. Yeni Milli Edebiyat Akımı’nın asıl işlevi de bir bakıma budur.”Sonsöz: Yahya Akengin. Yeni Milli Edebiyat Akımı adını verebileceğimiz, milli duyuş, düşünüş, hayal ediş ve davranışı dünya görüşü olarak benimseyen şairlerden biridir” diyor, Prof. Dr. Sadık Tural. Hoca, ne söylerse doğru söyler, ne söylerse güzel söyler(Vakit Gazetesi, Ankara,26 Ağustos 1995)

4-Bana göre her yerleşim biriminin bir fahri kültür elçisi, bir sevdalısı, bir hayrat adamı vardır. Bunlar kendilerini doğup büyüdükleri, ekmeğini yiyip suyunu içip havasını soludukları yerlerin fedaisi, kültür ve sanat adamıdırlar. Bildiğim ve şahsen tanıdığım kadarıyla; Konya’da şair Feyzi Halıcı, Afyon’da rahmetli Osman Attila, Dr. İrfan Ünver Nasrattınoğlu, Şair Selçuk Alpaslan, Bayburt’da Şair Yahya Akengin, Ankara-Beypazarı’nda Şair Hüseyin Yurdabak, Zonguldak’da Akın Tahir Karaoğuz, Taşeli bölgesinde Mustafa Ertaş, Burdur’da (canlı tarih, ayaklı kütüphane)Gazeteci İsa Kayacan, Kayseri’de de Şair Abdullah Satoğlu. İşte bunlar doğup büyüdükleri yerleşim birimlerinin aşığı, sevdalısı, hayrat adamlarıdırlar. (Tasvir Gazetesi, Ankara, 12 Mart 2003-Anayurt Gazetesi, Ankara, 14 Mart 2003)

*

Kerim Aydın Erdem’i özlüyorum

Prof. Dr. İSA KAYACAN

Vefatla aramızdan ayrılanlar, eşimiz, oğlumuz, kızımız, yakınımız, arkadaşımız, dostumuz olabiliyor. Bunların özleniş oranları değişik olsa da, özlem duygularımız farklılık içinde olsa da, aradıklarımızın, özlediklerimizin sayısı azalmıyor.

Kerim Aydın Erdem, şair, yazar, araştırmacı ve bürokrat olarak sevdiğimiz, saydığımız isim ve imzaların başında yer alıyordu. Onlarca etkinlikte birlikte olmanın, Türk Kooperatifçilik Kurumu başta olmak üzere değişik kuruluşlarda birlikte çalışmanın, sonra TRT Genel Müdürü iken, Genel Müdür Uzmanı olarak emrinde pek çok belgeselin danışmanlığını yaparken, kendisinden aldığım destekle ortaya koyduğumuz hizmetlerde hep Kerim Aydın Erdem imzası vardı.

Kerim Aydın Erdem: 24 Eylül 1936 tarihinde, Yeşilyuva-Acıpayam-Denizli’de doğdu. Yeşelyuva İlkokulu, Denizli Lisesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Basın-Yayın Yüksek Okulu Halkla İlişkiler Uzmanlık Bölümünden mezun oldu. 1964 yılında TRT’de sınav kazanarak “Metin Yazıcı-Prodüktör” olarak göreve başladı.

TRT’de sırasıyla; Şef Prodüktör, Ankara Radyosunda Şube Müdürü, Program Müdür Yardımcısı, Program Müdürü, Radyo Müdürü, Personel Dairesi Başkan Yardımcısı, Radyo Dairesi Başkanı, Televizyon Dairesi Başkanı, Genel Müdür Yardımcısı, İnceleme ve Araştırma Kurulu Üyesi ve 1989-1993 yılları arasında Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptı.

Kerim Aydın Erdem’in Genel Müdürlüğü döneminde, GAP TV, TRT-İNT kanalının açılması, çok amaçlı radyoların yayınlarının başlatılması, TRT-Avrasya (TRT-Türk) ün yayınının başlatılması, bugünkü TRT-Oran’daki büyük binanın tamamlanıp hizmete açılması gibi onlarca hizmet gerçekleştirildi.

11 Eylül 2004 tarihinde vefat eden, Denizli’de toprağa verilen Kerim Aydın Erdem, şiir dışında, hikâye, eleştiri, onbeşi aşkın radyo oyunu yazdı, röportajlar yaptı. Şiirleri: Varlık, Türk Yurdu, Çağrı, Milli Kültür, Meltem, Türk Edebiyatı, Türk Dili, Hisar, Yelken, Ece, Ilgaz gibi dergilerde yayımlandı.

Şiirleri: Çoban Ateşi Gözlerin (1962), Döner Dolaplarda (1968), Kırlangıç Ormanı (1972), Sevgi Üstüne (2000), Hikâyeleri: Gecenin Bir Saatinde (1999), Oyunu: Keloğlan ile Anası (1977), Masalları: Keloğlan Dizisi (2000), Açıl Susam Açıl, Büyülü Değirmen, Hiç Almak, Altın Yumurtlayan Tavuk, Baltayı Yutan Kabak, Gaffar Usta, Kırk Haremiler. Antoloji: 27 Mayıs (A.T. Büyükutku ile, 1960)

*

Burdur’dan Ali Serdar ve Ahmet Kavak

Prof. Dr. İSA KAYACAN

Hazırlayıp iki cilt halinde yayınladığım,”Burdur’un Saz ve Söz Ustaları”adlı kitaplarımda yer alması gereken hemşehrilerimden unutulanlar oldu. Bazen ‘mumun dibine ışık vermediği’ni sonradan hatırladım,yayınların bitiminde gördüm.. Bu hemşehrilerimden ikisi, Ali Serdar ve Ahmet Kavak bugün gündemimdeler. Onların biyografilerinden, kimlik bilgilerinden söz edeceğim kısa kısa:

ALİ SERDAR

18 Aralık 1951 tarihinde Burdur iline bağlı Karamanlı(Beldesinde) İlçesinde doğdu.1968 yılında Denizli Lisesi,1972 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İşletme-Maliye Bölümünden mezun oldu. Aynı yıl giriş sınavını kazanarak, Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulunda çalışmaya başladı. Sırasıyla; Hesap Uzman Muavini, Hesap Uzmanı ve Baş Hesap Uzmanı olarak görev yaptı.

1982-1983 yıllarında Almanya’da inceleme ve araştırmalarda bulunan,1984-1985 yıllarında Hesap Uzmanları Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini yürüten,1987-1998 yılları arasında Milli Piyango İdaresi Genel Müdür Yardımcılığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği yapan Ali Serdar,1998 yılında TBMM tarafından Sayıştay üyeliğine seçildi.10 Şubat 2011 tarihinde Daire Başkanlığına seçilen, bu kuruluşta (Kasım 2013)Birinci Daire Başkanı olarak görevini sürdüren, evli ve bir çocuk babası olan, Almanca ve İngilizce bilen, değişik dergi ve gazetelerde yazıp yayınladığı mesleki alandaki yayınlarının yanı sıra, Burdur kültürüne yönelik araştırma ve makaleleriyle de dikkat çeken Ali Serdar, Ankara’da yaşıyor.

AHMET KAVAK

10 Nisan 1947 tarihinde Burdur ilinin Tefenni İlçesinde doğdu. İlk ve ortaokulu Karamanlı(Beldesinde) ilçesinde, lise öğrenimini Burdur lisesinde 1964 yılında tamamladıktan sonra, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 1970 yılında mezun oldu. Avukatlık stajının ardından, Erzurum 9.Kolordu Komutanlığında yedek subay savcı olarak askerlik görevini yerine getirdi.

Eşi Serpil hanımla 1972 yılında evlenen, bu yıldan itibaren Ankara Barosuna kayıtlı serbest Avukat olarak çalışan Ahmet Kavak, kurduğu ‘Kavak Hukuk Bürosu’nda, oğlu ve meslektaşı Özgür Ramazan Kavak’la birlikte Avukatlık görevini (Kasım 2013) sürdürüyor.

Öğrencilik yıllarından itibaren, hemşehrileriyle birlikte kurduğu Burdur Yüksek Öğrenim ve Öğrenci Yardımlaşma Derneği başta olmak üzere, merkezi Ankara’da bulunan, Burdur İli ve İlçelerini Tanıtma, Kalkındırma ve Yardımlaşma Derneğinin kurucuları arasında yer alan, bu Derneğin başkanlık görevini de yürüten;, 2011 yılında Karamanlı ve Çevresi Kalkınma ve Dayanışma Derneğinin kuruluşunda görev alan, eşi Serpil hanım 35 yıllık öğretmenlikten sonra emekli olan, Buket (İş yatırım uzmanı) adlı bir kızı, Özgür Ramazan Kavak adlı bir oğlu bulunan, sosyal amaçlı onlarca kuruluşun çalışmalarına katkı sağlayan, laik, demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetinin varlığının sonsuza kadar devamı çalışmalarını sürdüren Ahmet Kavak, Ankara’da yaşıyor.

*

Mehmet Nuri Parmaksız’dan:

Aşkın Kıyametinde

Prof. Dr. İSA KAYACAN

Birbiri ardına kitap yayınlayanların sayısı azdır.

Sanat ve edebiyat dünyamızda kültür ağırlıklı yayınlarla karşılaşmaksa farklı bir tablo ortaya koyuyor.

Değerli dostum Prof. Dr. Hayrettin İvgin aracılığıyla bana ulaşan kitaplardan birinin adı: ‘Aşkın Kıyametinde’ adını taşıyor. İmza sahibi Mehmet Nuri Parmaksız olarak karşımıza çıktı.132 sayfalık kitap, denemelerden oluşuyor ve merkezi Ankara’da bulunan Ürün Yayınları arasında gün yüzü görmüş

Metin Turan yönetimindeki Ürün Yayınları edebiyat dünyamıza önemli eserler kazandırdı, kazandırmaya devam ediyor. Kitabın yayınlanmasında emeği bulunan, imzası yer alanlar; Erhan İvgin, Zeynel Yeşilay, Orhun Parmaksız, Sevimbike Polat, şeklinde sıralanıyor.

Kitap içinde, bölüm başlıklarındaki sayfalarda yer alan desenler ayrıca dikkat çekiyor.Özlü söz mahiyetindeki Mehmet Nuri Parmaksız görüşleri,denemelerin girişinde görülenlerle birlikte bütünlük içinde,kitabın zenginleşmesini sağlamış.

41 ayrı denemenin yer aldığı kitabın ilk sayfasında Mehmet Nuri Parmaksız’ın tam sayfa biyografisi yer alıyor. Sonra Prof. Dr. Nurullah Çetin hocamızın "Aşkın Kıyametinde Bir Ufuk Arayışı" başlığıyla yazdığı Mehmet Nuri Parmaksız değerlendirmesi var.

Bu değerlendirmenin girişinde:

-‘Mehmet Nuri Parmaksız son dönem eserlerinde aşkı derinleştirmeye, aşkın esrarını farklı yollardan keşfetmeye ve keşfettiklerini sembolik bir ifade sarmalı içinde gizleyerek faş etmeye, derinleştirdikçe kazmaya, kazdıkça derinleştirme hevesi duymaya ve bu hevesle sarhoş olmuşçasına yazmaya devam ediyor’ denilmekte.

Bu, yerinde ve doğru bir Mehmet Nuri Parmaksız tespitidir.

Son aylarda bize ulaşan Mehmet Nuri Parmaksız yayınlarında, aşk ön sırada yer almakta, derinlemesine işlenen şekliyle, bütünlük içinde sayfalara aktarılmakta, ifadelerde geniş biçimde güzelleşmekte ve anlam kazanmaya devam etmektedir.

Buradaki Mehmet Nuri Parmaksız anlatımı, yorumu ve değerlendirmeleri önemlilik içinde karşımıza çıkmakta, zenginlikleriyle bize ulaşmakta, ulaştırılmaktadır.

Tebriklerimi sunuyorum efendim.

-‘Aşk tezgâhında işle günlerce doku beni/İlmik ilmik motifle sonra da oku beni’ mısralarıyla başlıyor elimizdeki kitabın anlatım sayfaları. Sonra kitabın adının alındığı’ Aşkın kıyametini yaşamak’ adlı deneme ve altında, anlatımın özeti olarak gördüğümüz,’Aşkın kıyametini yaşamak bir daha ölmemek üzere’ cümlesiyle giriş izni verilmektedir.

Mehmet Nuri Parmaksız, şair, yazar, araştırmacı olduğu için bütün özellikleriyle yazılarında, sayfalara aktardıkları üzerinde hassasiyet göstermektedir. Elimizdeki kitabın sayfalarında yer alanların tümünde bu özellikler, güzellikler görülmekte, okuyucu ile selamlaşırken sıcak bir ilişki kurma başarısı kendiliğinden sağlanmış olmaktadır.

Aşkın, sevdanın, özlemin, geleceğe bakışlardaki netliklerin bir bütünlük içinde ele alınıp işlenişindeki başarılarıyla giderek güçlü bir kalem sahibi haline gelen, kısa adı İLESAM olan, Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği’nin Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız’ı kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyor, yeni eserlerini sabırsızlıkla beklediğimi belirtmek istiyorum.

*

Aytekin Aydın duygularından

Prof. Dr. İSA KAYACAN

Kalem sahiplerimiz var yazıyorlar, yayınlıyorlar.

Ortaya koyduklarıyla takdir görüyor, alkışlanıyor. Yılların gerilerinde gazete ve dergi sayfalarına aktardıkları, sararmış gazete ve dergi sayfalarından çıkarılıp, okunduğunda, bugün yazılmışlar gibi taptaze bir anlatım zenginliğiyle çıkıyorlar karşımıza.

Aytekin Aydın PTT teşkilatımızın çalışkan, başarılı, vatandaşla ilişki kurmada usta, çevresine yardımcı olmaktan huzur duyan, hep veren, gözü-gönlü zengin, dünyanın artılarını, eksilerini değerlendirmede hep önde yürüyen bir isim ve imza. Aytekin Aydın’ın geride bıraktığımız yıllarda yazdıkları, yayınladıkları var, bugün sararmış gazete yapraklarının sütunlarında kalan. Bu yayınlardan, Aytekin Aydın imzalı yazı ve şiirlerden, başlıkla rı ve kaynakları itibariyle bazı satırlar ve mısralar nakletmek istiyorum efendim.

Bunlar:

1-1961 yılında yurdumun en kuzeydoğusunda rüzgârları sert esen Serhat şehir Kars’ta dünyaya geldim. Babamın memuriyeti dolayısıyla Anadolu’nun bir çok il ve ilçesinde kaldıktan sonra,şu anda çalışmakta olduğum Ankara’ya geldim.Yaşamımdaki en büyük kazancım Anadolu’yu gezerken yurdumu ve Tanrı’nın bahşettiği bu güzel topraklarda,yurdum kadar güzel insanları tanımam olmuştur. (Merhaba Anadolu, Yenigün Gazetesi, Burdur,22 Mayıs 2002)

2-Ankara’ya ilk geldiğinde büyük bir şaşkınlık ve korku yaşadı. Burası çok büyük ve kalabalıktı. Burada büyük ve çok katlı binalar, o binalarda yaşayan asık suratlı, ürkek, soğuk insanlar vardı. Şaşırmıştı.Doğduğu şehrini düşündü.Oradaki sıcak ve dost insanları hatırladı.Ölümüne yaşanan dostlukları,arkadaşlıkları düşündü.Ama burası çok farklıydı.Burada kocaman binalarda küçücük insanlar yaşıyordu.Oysa kendi şehrinde binalar bu kadar büyük ve yüksek değildi.O binalarda yüreği büyük insanlar yaşardı(Bozkırın Çocuğu,Tasvir Gazetesi,Ankara,21 Şubat 2004)

3-Anne; üreten, yaşatan, eşsiz ve kutsal varlıktır. Tanrının yeryüzünde yaşayan insanları kötülüklerden koruması, iyiliklere yönlendirmesi için bazı melekleri görevlendirdiğinden söz edilir. İşte yeryüzüne indirilmiş olan bu iyilik melekleri Annelerdir (Tüm Annelere, Van Gölü Ekspres Gazetesi,12 Mayıs 2004).

4-Prof. Dr. İsa Kayacan’ın hazırlayıp sunduğu, Ankara’da günlük yayınlanan Tasvir Gazetesindeki 27 Mayıs 2008 tarihli “Mısraların Dili” köşesinde yer alan, Aytekin Aydın imzalı “Son Tren’in son vagonu” başlıklı şiirin girişi:





Hiçbir türküyü başından dinleyemedim,

Hep yarımdı benim türkülerim.

Bütün trenler ben yetişemeden kalkmışlardı,

Son istasyonlarından.

Ben yetişemeden tükenmişti bütün biletler,

Tükenen ömrüm gibi…

Boş telaşlarla geçmişti bir hayat,

Tıpkı son istasyondan kalkan, son tren gibi…





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 45
Dün Tekil 1505
Bugün Tekil 879
Toplam Tekil 4075661
IP 3.145.108.9






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























16 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk milletindenim diyen insanlar her eyden nce ve mutlaka T rk e konu mal d r.
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.215 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu