BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI



e.mail: necdetes@mynet.com



PKK, BÖLGEDEKİ HÂKİMİYETİNİ



ARTIRIYOR…



PKK’dan gelen istek ve tehditlerin ardı arkası kesilmiyor. İmralı, Kandil ve PKK’nın siyasi uzantıları son açıklamalarında “Hükümet gerekli adımları atmazsa, biz de gerekeni yaparız. Artık silahlı mücadele sona erdi ama sesimizi başka yollardan duyurmasını biliriz” diyorlar. Geniş kitlelerin katılacağı miting ve protesto yürüyüşlerinin yapılacağı, dünya kamuoyuna mesaj verileceği bilgileri geliyor.



Şunun altını kalınca çizelim:



Terör örgütü PKK, kendisini rahat hissediyor. Manevra alanını genişletti. Biz, Suriye ve Mısır ile ilgilenirken, gündemi başka konularla doldururken, PKK’lılar da kendilerine göre çizdikleri yönde ilerliyor. Zaten çok kritik yönlerden çekilmediler. Alan genişlettiler. Kendilerine “kurtarılmış bölgeler” oluşturuyorlar.



KURTARILMIŞ BÖLGELERE DOĞRU



BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın geçenlerde yaptığı açıklama da bu yazdıklarımızı doğruluyor. Demirtaş, bakınız neler diyor:



“ Hakkâri’nin Çukurca ve Şemdinli İlçelerinde 400 metrekarelik bir alan şu anda PKK’nın denetimi altında bulunuyor. Orada kara operasyonu yok. Havadan bombalar yapılıyor. Askeri noktalar gitti, yolları da artık PKK denetliyor. Gerçekler kamuoyundan gizleniyor. Savaş politikası çözüm getirmez, bunu artık görmek lazım. Benim söylediklerime inanmayan b ir hükümet yetkilisi, bakan varsa gelsin benimle yerinde görelim, yolları asker mi, PKK mı denetliyor .”



İşin ilginç yönü Hükümet olanların bütün bu olup bitenler karşısında sessiz kalmasıdır. “Aman süreç bozulmasın,” “aman barış ortamına dinamit atılmasın “endişesi ile hareket edenler, Güneydoğu’yu parsel parsel PKK’ya teslim ediyorlar. Bunlar açık ve aleni yapılıyor, her şey ortada ama hükümet olanlar bütün bunlar karşısında sessizliğini koruyor.



PKK ÇEKİLMEDİ, GÜÇLENDİ



Zaten dikkat edilecek olursa terör örgütü, başlatılan “barış süreci” ile birlikte Türkiye’yi terk etmedi. Özellikle de kendileri için son derece kritik noktalarda daha da güçlendi. Başbakan Erdoğan da, kurmayları da yaptıkları açıklamalarda “Bugüne kadar PKK, verdiği sözü tutmadı, ancak % 20 kadarı Türkiye’yi terk etti. Bunlar da hasta, sakat ve yaşlılardan ibaret” demediler mi?



Kendi polis gücünü kuran, hatta ordusunu kurma çalışmaları içinde olduğu da tespit edilen PKK’ya bu kadar geniş alan açanlar, ülkeyi bir bölünmeye doğru götürdüklerini ne zaman fark edeceklerdir? PKK şehitlikleri kurulmuş, “kurtarılmış bölgeler” ilan edilmiş, Öcalan ve PKK bayrakları her tarafa asılmış, yol ve araç kontrolleri PKK hâkimiyetine geçmiş bir Güneydoğu’nun elden çıkarılmak üzere olduğunu görüyoruz. Buna AKP Hükümeti’nin bu kadar sessiz kalması ve PKK’ya bu kadar geniş alan sağlaması bir noktada bizi yönetenlerin bir eseri olarak karşımızda duruyor.



Bu madalyonun bir yüzüdür. Madalyonun ikinci yüzü muhalefetin de bu konuda oldukça sessiz oluşu da ayrıca tartışılacak bir konudur. Bu konuda MHP’den gelen çıkışlar dışında CHP’deki suskunluğa da bir anlam veremiyoruz. Kaldı ki, sivil toplum kuruluşları, kamuoyundaki sessizliği de buna eklediğimizde her şeyin PKK’nın lehine geliştiğini görüyoruz. Toplum üzerinde de m&uum l;thiş bir sessizlik dikkat çekiyor.



HIZLA BÖLÜNMEYE DOĞRU



Hiç kuşkusuz burada, AKP Hükümeti’nin “sürece zarar verilmesin” politikası, korkutması, endişesi ve tehditleri, bu konuda önemli rol oynamaktadır. PKK’ya karşı sesini çıkaranlar neredeyse “vatan haini” ilan edilecek. PKK’nın bu kadar korunup kollanması, terör örgütünü ve yandaşlarını bugüne kadar olmadığı gibi şımartmıştır. PKK ve yandaşlarının yaptıkları miting ve toplantılarda yasa dışı olaylar olmasına, sloganlar atılmasına karşın güvenlik güçlerinin olmayışı, olanlarda da ses çıkarmaması bu şımarıklığı daha da artırmıştır.



Silahların susmasını, terörün olmamasını hepimiz istiyoruz. Bu konuda atılacak her adıma destek olmak da hepimizin görevidir. Ancak, silahların susması demek, Türkiye’nin bölünüp parçalanmasına çanak tutmak anlamına da gelmemelidir. Bugün ortaya çıkan tablo, bölünme noktasına doğru hızla gittiğimiz gösteriyor. PKK, giderek alan genişletiyor. Silahlı gücünü artırıyor. Sivil toplum kuruluşlarını oluşturuyor. Devlete meydan okuyor. Bölgesinde de otoritesini sağlayarak daha çok taraftar topluyor. Bütün bunlara seyirci mi kalınacak?