TÜRKİYE DIŞARIDA İYİCE YALNIZLAŞIYOR… - Necdet SİVASLI - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









TÜRKİYE DIŞARIDA İYİCE YALNIZLAŞIYOR… - Necdet SİVASLI
Tarih: 22.08.2013 > Kaç kez okundu? 2276

Paylaş


BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI



e.mail: necdetes@mynet.com



TÜRKİYE DIŞARIDA İYİCE



YALNIZLAŞIYOR…



Son gelişmeler, Türk dış politikasındaki eksikleri, yanlışları yeniden gözler önüne serdi. Özellikle Başbakan Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Davutoğlu ikilisinin birlikte sürdürdükleri politikalar Türkiye’yi dışarıda iyice yalnızlaştırdı. Suriye politikaları ile sınıfta kalanlar, Mısır’da uyguladıkları “taraf” politikası ile iyice yalnızlaştılar. Hatta müttefiklerimizle bile ters düşerek tam bir çıkmaza girdiler.



Aslında, Dışişleri Bakanlığı’nın çok önemli bürokratlarının tasfiye edilmesi, deneyimli diplomatlarla çalışılmaması, kadrodakilerin yetersizliği, son olaylarda bir kez daha su yüzüne çıkmış bulunuyor. Çünkü kadroların güçlü olması, deneyim üstünlüğü, proje üretmesi ve Başba kan ile Bakanı doğru yönlendirmesi çok önemlidir. Bu, Amerika’da da, Avrupa’da da, Uzakdoğu’da da böyledir. Ülkelerin politikalarını üretenler, kadrolardır. Bu kadroların Dışişleri’nde bulunmadığını sanıyoruz. Ya da, Başbakan da, Dışişleri Bakanı da kendi ürettiklerinin doğruluğunda ısrar ediyorlar, bürokratları dinlemiyorlar. Buradan bu sonucu çıkarıyoruz.



DIŞ POLİTİKA İNCELİK İSTER



Dış politikanın bu kadar çıkmaza girmesi ve Türkiye’nin dışarıda iyice yalnızlaşması hiç kuşkusuz yanlışlıklardan kaynaklanıyor. Bu yanlışların neler olduğu bilindiği halde, yanlışta ısrar edilmesi öyle sanıyoruz ki, gelecekte Türkiye’yi daha da zora sokacaktır.



Başbakan, açıklamalarında, sözlerinde haklı olabilir. Ancak, Dış politikada gücünün üzerinde söz söylemeyeceksin. Söylüyorsan da yerine getireceksin. Esip gürlemekle bir sonucun elde edilmediğini yıllardır görüyoruz, izliyoruz. Özellikle Başbakan ve Dışişleri Bakanı’nın mezhepsel söylemleri, ayrıştırıcı politikaları hemen her tarafta tepki topluyor . Ne kadar haklı olursanız olun, ne kadar doğru söylerseniz söyleyin, dış politikada köprüleri atmayacaksınız ve dünyadan kopmayacaksınız. Zaten dış politikadaki incelik de buradadır.



“YANLIŞTAN DÖNÜN” ÇAĞRISI



Çok deneyimli diplomatlarımız çağrı üzerine çağrı yapıyor ve Hükümet olanlara “Yanlıştan dönün” diyor. Özellikle de bizi yönetenlerin “taraf” politikalarından vaz geçmesi gerektiğini anımsatıyorlar. Bu politikalarda israr edilmesi halinde Lübnan ve Ürdün ile olan ilişkilerimizde de çıkmaza gireceğimize dikkat çekiyorlar.



Şu anda Suriye’de, İsrail’de ve son olarak da Mısır’da büyükelçilerimiz bulunmuyor. Irak merkezi hükümeti ile soğuk ilişkiler de sürüyor. Rusya’yı Suriye politikaları nedeni ile karşımıza aldık. Şimdi ise, Mısır’daki darbeyi destekleyen Amerika, Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar ve Birleşik Arap Ülkeleri ile adeta söz düellosu yapıyoruz. Özetle adı geçen bu ülkelerle de neredeyse köprüleri atmış durumdayız. Bu yalnızlaşma bizi hangi noktaya sürükler gerçekten merak ediyoruz.



Başbakan Erdoğan şimdi ise Mısır’daki darbenin arkasında İsrail’in bulunduğunu, bu konuya ellerinde belgenin de olduğunu söyledi. İsrail ise bu iddialara karşı “Üzerinde yorum yapmaya bile değmeyecek o açıklamalardan biri” şeklinde yanıt verdi. Alın size bir gerilim daha. İsrail ile ilişkileri geliştirmeye çaba gösterirken, bu ilişkiler bir daha darbe yemiş oldu.



Dikkat ediniz, burada asıl tepkiyi veren en büyük müttefikimiz Amerika oldu. Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest yaptığı açıklamada “Erdoğan’ın sözleri saldırgan, delilsiz ve yanlış” değerlendirmesini yaptı. Bu arada “ Mısır’a olan askeri yardım ve desteğimizin askıya alındığına dair çıkan haberlerin tümü asılsızdır. Mısır’a olan askeri desteğimiz sürecektir” diye de ekledi. Burada Amerika’nın İsrail’e sahip çıktığını, Mısır’daki askeri darbenin de arkasında olduğunu görüyoruz. Şu anda Amerika ile bile sıkıntılı bir döneme girdik.



Bugünkü Yazımızı Taha Akyol’un “Tek başına” yazısının son bölümünü sizlerle paylaşarak sonlandırıyoruz:



“Çağımızda ülkeler kendi politikalarını etkili kılmak için başka ülkelerle ortak platformlar oluşturmaya, ortak söylemler geliştirmeye çalışıyor. Yakın zamana kadar biz de öyle yapıyorduk. Şimdi “tek başına” yiğitçe mücadele diyoruz. Bu mu iyi, bu mücadeleyi ulus lar arası camiada ortak davranışlar geliştirebilecek bir diplomatik dille yapmak mı? Dış politikanın dili, asırların tecrübesiyle “diplomasi dili”dir. Batılılar ekonomik ve stratejik çıkarlarını düşünüyor, demokrasi konusunda ikiyüzlü. Tamam, Türkiye hem demokrasiyi, hem ekonomik ve stratejik faktörleri birlikte gözeten bir düşüncenin diplomatik diliyle darbe ve katliama karşı çıksın “tek başına” kalmasın…”





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 27
Dün Tekil 1927
Bugün Tekil 1026
Toplam Tekil 4067161
IP 3.145.186.173






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























10 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk hakanlar ve T rkmen Padi ahlar devlet i lerinde hatunun fikirlerini st n tutar.
(N ZAM L-M LK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.502 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap