BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI



e.mail: necdetes@mynet.com



AKP MİLLETVEKİLLERİNDE DE



RAHATSIZLIK VAR AMA…



Geçenlerde bu köşede bir yazı yazmış “Geç de olsa bir uyanma başlamıştır” demiştik. Özellikle AKP Hükümeti’nin PKK’ya silah bıraktırma adı altında PKK’yı meşrulaştırma yolunda Öcalan ile yapılan müzakerelere kamuoyun dan gelen tepkilerin de halka halka büyümeye başladığını yazmıştık Yazımıza çok olumlu tepkiler aldık, halen de alıyoruz.



Konuya derinlemesine baktığımızda, Hükümetin uygulamalarının AKP içindeki bazı milletvekillerini de rahatsız etmeye başladığını görüyoruz. Ancak, çokları şimdilik susmayı tercih ediyor. Kendileri ile Meclis’te görüştüğümüz bazı milletvekilleri adlarının yazılmaması kaydı ile şu ortak noktada buluşuyorlar:



SÜREÇTEN RAHATSIZ OLANLAR VAR



“Barış ortamını istiyoruz ve destekliyoruz. Ancak, bu işte Öcalan’ı belirleyici olarak ortaya çıkarmanın yanlış olduğunu görüyoruz, bu da bizi rahatsız ediyor. Ne görüşülüyor, ne vaatlerde bulunuluyor, PKK neden silah bırakacak, barış ortamı nasıl sağl anacak tam bilgilere sahip değiliz. Bu konu bize açıklandığında tabloya bakacağız, ne veriyoruz, ne alıyoruz ona göre tavrımızı ortaya koyacağız. Şu an için sadece gelişmeleri bekliyoruz. Başbakan (Tek bayrak, tek millet, tek toprak) diyor. Konu üniter yapımızın bozulmaması, bölünmememiz değilse, PKK’ya teslim olamamak değilse söylenecek bir şey yoktur. Tam tersi ile karşılaşırsak o zaman bu görüşümüzün dışına çıkarız.”



Zaten dikkat edilecek olursa, biz de baştan bu yana PKK’ya ödün verilmeden, teslim olunmadan sorun çözülebiliyorsa bunu herkesin desteklemesi gerektiğini vurguluyoruz. Ancak, gelişmeler ve PKK kanadından yapılan açıklamalar, istekler bunun tam tersin i ortaya koyuyor. Kamuoyunun endişesi de buradan kaynaklanıyor. Nitekim, silahların susması konusunda Diyarbakır’daki Nevruz kutlamalarında İmralı canisi Öcalan’ın mesajları da bu endişelerimizin haksız olmadığını ortaya koyuyor.



“SADECE PARMAK KALDIRIYORUZ”



İktidar milletvekillerinin rahatsızlıkları sadece PKK konusunda değil, diğer konularda da işliyor. Genel kurulda sadece parmak kaldırmakla görevli olan ve bundan giderek de rahatsızlık duymaya başlayanların sayısı da giderek artıyor. Bazıları bu konuları aralarında paylaşıyor, bazıları dı şa vurmaktan kaçınmıyor. Hükümet kanadının Genel Kurul’da nasıl bir çalışma sergiledikleri açısından bu sıkıntıların önemsenmesi gerektiği görüşündeyiz.



Bütün bunlara rağmen, AKP kanadından gelen rahatsızlıkların su yüzüne vurduğunu da görüyoruz. Örneğin AKP Samsun Milletvekili Tülay Bakır, yaptığı açıklamada partili milletvekili arkadaşlarına da sitem ediyor. Şunları söylüyor, kendisini dinleyelim:



“ Bir yasa geliyor, (İşte burada size bir şey var, size bilgi gönderilmiş) deniliyor. Ama bunları çok bilmiyorsunuz. Onun için Genel Kurul’a gelmeden önce aslında bize ilgili komisyonun başkanı olsun, diğerleri olsun bilgi vermesi lazım. Yani gerçekten hiçbir şeyi bilmeden geliyoruz. Hep şunu gördüm. Muhalefetin her dediği mi yanlış? İktidarın her dediği mi doğru? Bunu biz anlamıyoruz. Gerçekten ben ne doğrudur, ne yanlıştır bunu anlayabilecek durumda değilim. Hukukçu da olmadığım için bazı şeylerde zorlanıyorum. Hâlbuki ben o kanunlarda aktif rol almak istiyorum. Muhalefetteki arkadaşlar şunu söyleyebilirler: ( Zaten yasalar sizin istediğiniz gibi çıkıyor.) Ama o yasalarda iktidar milletvekili olarak hiçbir rolüm yok. Sadece elimi kaldırmaktan başka. Böyle olmamalı. Benim içinde aktif görevim olmalı. Ben, bugün bu halimden memnun değilim.”



AKP DE ÇÖZÜLME BAŞLARSA…



Aslında AKP Samsun Milletvekili Tülay Bakır, belki de partisindeki onlarca milletvekilinin söylemek isteyip de bir türlü söylemediklerine tercüman olmaktadır. Hani diyeceksiniz ki “Partisinden bu kadar rahatsızsa halen neden AKP milletvekili olarak görev yapıyor, istifa etsin.” Böyle düşünenlerin çok olduğunu da biliyoruz. Bu milletvekillerini bu çatı altında birleştiren nedir, çözülme neden olmuyor şu an için gerçekten biz de çözemiyoruz. Ancak, çözülme başladığında da bu partinin tespih taneleri gibi olacağı görüşümüzü koruyoruz.



Kamuoyunda artan bir rahatsızlık varsa, bu hiç kuşkusuz iktidar milletvekillerine de sıçrayacaktır. Milletin oyu ile Meclis’e gelenler, yarın kendilerini seçip Meclis’e gönderenlerin karşısına çıkmayacak mı? Yeniden oy istemeyecek mi? Özellikle de PKK’ya silah bıraktırma amacı ile yol a çıkılıp, ülkenin bölünme noktasına taşınması halinde bu milletvekilleri ne yapacaklar? PKK’nın meşrulaştırılması karşısında kendilerini millete karşı nasıl savunacaklar?



Önümüzdeki günleri bu açıdan değerlendirdiğimizde, AKP içinde milletvekillerini daha da rahatsız edecek bazı gelişmelerin yaşanabileceğini şimdiden görebiliyoruz. Erdoğan’ın partiden ayrılması ve seçim arifesinde bu süreci daha yoğun yaşayacağımız kaçınılmaz görünüyor.