BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI



e.mail: necdetes@mynet.com



İSRAİL’İN GÜVENLİĞİNİ



TÜRKİYE SAĞLAYACAK…



Bizi takip eden okurlarımız anımsayacaklardır. Daha önce yazdığımız yazılarda, Malatya Kürecik’e konuşlandırılan “füze kalkanı”nının İran’dan İsrail’e gelebilecek füzelere karşı kurulduğunu yazmıştık. Nitekim Ortadoğu uzmanlarının görüşlerinin de bu çerçevede olduğu ortaya çıktı. Bu nedenle de Türkiye ile İran’ın arası açılmış oldu. Türkiye ile İran arasındaki son gelişmelere bakacak olursak, bunu çok daha iyi anlamış oluruz.



Konuyu daha iyi analiz edecek olursak, İran’ı hedefe oturtan Amerika’nın, Türkiye ile İran’ın arasının açılmasında etkin rol oynadığını da görebiliriz. Şimdi ise, Suriye’den gelebilecek tehlikelere karşı patriot füzelerinin Türkiye’ye yerleştirilmeye başlaması ile Türkiye-İran ilişkileri daha da gerilmiştir. Bu füzelerin de İran’dan İsrail’e karşı gelebilecek tehlikelere karşı füze Kakanı’na destek amacı ile konuşlandırılmaya başladığı görülüyor.



BÜTÜN HEDEF İSRAİL’İN GÜVENLİĞİ



Peki, bütün bu gelişmeler neyi gösteriyor?



Ortaya hangi nedeni koyarsanız koyunuz, bu gelişmeler İsrail’in güvenliğinin sağlanması amacı ile oluyor. Özetleyecek olursak, İsrail’in güvenliğini Türkiye yapacak. Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Davutoğlu sürekli olarak bu gelişleri Türkiye’nin güvenliği açısından değerlendiriyorlarsa işin iç yüzünün hiç de böyle olmadığı açık biçimde görülüyor.



Şimdi gelinen son noktaya bakalım:



Başbakan İsrail’e karşı atıp tutuyor, adeta mangalda kül bırakmıyor. Hâlbuki özellikle Suriye konusunda Türkiye ile İsrail’in ortak çalıştığı, istihbarat paylaşımında bulunduğu biliniyor. Türkiye’de konuşlandırılan füze rampalarının da İsrail’in güvenliğinin sağlanması için olduğunu artık bilmeyen kalmadı. Çeşitli kanallardan sağlananan bu işbirliğinin giderek daha da gelişmekte olduğunu da söylemliyiz. Özellikle istihbarat konusunda çok daha hızlı adımlar atılıyor. Ama bunların önemli bölümü İsrail lehine gelişiyor.



TÜRKİYE-İSRAİL İŞBİRLİĞİ



Washington Post Gazetesi, Amerika’nın sesi gibidir. Gazetenin yazısında düşman gibi görünen Türkiye ve İsrail’in aslında ortak ilişkilerini giderek geliştirdiğine dikkat çekiliyor ve “ Bölgede oldukça karışık. Olası gelişmelere bağlı olarak Türkiye, İsrail’in güvenliğini sağlayacak önlemleri alıyor ” deniliyor. Türkiye ile İsrail’in yakın çalışma içinde olduklarının da altı çiziliyor. Aynı gazete ayrıca, Türk silahlı kuvvetleri ile ortak operasyonlar konusunda İsrail ile mutabakat içinde olunduğuna da dikkat çekiyor.



Perde önünde Türkiye ile İsrail adeta iki büyük düşman gibi kavgalı görünüyor. Erdoğan, her kürsüye çıktığında İsrail için söylemediğini bırakmıyor. Öte yandan, istihbarat paylaşımı başta olmak üzere her türlü ilişki sürdürülüyor. Siz, bunu neye bağlıyorsunuz?



Ankara ile Tel Aviv arasındaki ilişkiler, gelecekte Suriye’de ortak operasyonlara bile girebileceklerini ortaya koyuyor. Bunu biz değil, Pentagon açıklıyor, Washington Post haykırıyor. Bütün bu yazılanlar ve ortaya konulan iddialar da yalanlanmıyor.



PLANLAMA AMERİKA’DAN



Şimdi, diğer konuya da geçelim:



İsrail’in en büyük endişesi, Esad sonrası Suriye’deki iki büyük kimyasal deposunun aşırı dinci grupların eline geçmesidir. Bu depoların korunması amacı ile İsrail 2 bin kişilik bir birlik oluşturuluyor. Suriye’de yapılacak operasyonda Türkiye ile ortak hareket edilecek. Bu ne demektir? Türkiye, bu noktada da İsrail için tehlikeli olabilecek bir olayda rol alacak ve bu yolla da İsrail’in güvenliğinin korunmasında görevini yerine getirecektir.



Bütün bu gelişmeler kamuoyundan kaçırılmak isteniliyor. İsrail ile kavga eder görüntüsü adı altında, birçok alanda İsrail ile ilişkiler geliştiriliyor, sağlam dostluklar kuruluyor. Bunda, Amerika’nın önemli rol oynadığının da altını çizelim. Biz, bu değerlendirmeleri yaptığımızda, Biz bu değerlendirmeleri yaptığımızda Başbakan Erdoğan’ın İsrail konusunda yaptığı söylemlerin hiç de inandırıcı olmadığı izlenimi ediniyoruz. Bu görüşümüzü de sizlerle paylaşmak istedik.



Bilindiği gibi ABD Savunma Bakanı Panetta geçenlerde İncirlik Üssü’ne ani bir ziyarette bulunmuştu. ABD Savunma Bakanı’nın bu ziyareti sırasında, Suriye’deki kimyasallar için tüm hazırlıkların yapıldığı mesajını vermesi de bu konunun önemini ortaya koyuyor.