BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI



e.mail: necdetes@mynet.com



İSRAL TERÖRÜ HİÇ BİR



ENGEL TANIMIYOR…



İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında hiç kimseyi dinlemediği görülüyor. Özellikle de bizim Başbakan’ın bağırmaları, tehditleri İsrail için hiçbir şey ifade etmiyor, etmeyecektir de. Dikkat edilecek olursa, İsrail Başbakanı Netenyahu” Bizi tehdit eden her şeyi ortadan kaldırmaya kararlıyız” diyor. Kendileri için de hiçbir engeli tanımadıklarını söylüyor. Bir noktada meydan okuyor. Bu satırlar yazılırken İsrail’in Gazze’ye bir harekâtı için hazırlık yaptığı haberleri de geliyordu.



İsrail, bir terör devletidir, bölgenin de çıbanbaşıdır. Bu görüşümüzü altını çizerek vurgulayalım. Bebek, yaşlı, asker-sivi ayırımı yapmadan öldürmeyi bir meslek haline getirmiştir. Nitekim Başbakan Erdoğan da son açıklamalarında İsrail’i bir terör devleti olarak tanımlamıştır, katılıyoruz.



ERDOĞAN’I DİNLEYEN BİLE YOK



İsrail’in Gazze’ye yönelik Filistinlilere yaptığı insanlık dışı vurma ve öldürme olayları, yurdun birçok yerinde de protesto ediliyor. Filistin’e ve Filistinlilere yönelik destek yürüyüşleri yapılıyor, İsrail bayrakları yakılıyor. Peki, ne değişiyor? Yıllardır ne değişti? Kim ve hangi güç İsrail’i frenleyebildi?



Şimdi, Başbakan Erdoğan, Mısır ile kol kola girmiş, soruna çözüm arayışlarında bulunuyor. Zaten Türkiye-İsrail ilişikleri kopma noktasındadır. Başbakan’ın İsrailli bir yetkili ile konuşmasının önü de kapanmıştır. Erdoğan, müttefikimiz Amerika’dan yardım bekliyor ama Obama’dan İsrail’e tam destek sürüyor. Erdoğan’ı dinleyen bile yok.



Burada önemli olan, çok konuşmak değil, soruna çözüm bulmak olmalıdır. Bu soruna yıllardır çözüm bulunamamış, Filistin Devleti kurulamamıştır. Dış politikamız, şimdi de Gazze çıkmazında çırpınıyor. “İsrail’i ikna edin” çabalarımızın karşılığında hiçbir şey elde edememiş olmamız başarı olarak nasıl değerlendirilebilir?



Hadi diyelim ki, ateşkes sağlandı, bu sorunu çözecek mi? Sorunların daha da derinleşeceği şimdiden görülüyor. Bir de Türkiye-İsrail ilişkilerin daha da çıkmaza girebileceğini söylemeliyiz.



İSRAİL TERÖRİST DEVLET AMA…



Biz, burada İsrail için “Terörist devlettir” diyoruz ama İsrail başta olmak üzere, bütün dünya da Hamas’ı terör örgütü olarak görüyor. Hamas’a destek verenlere de iyi gözle bakmıyor. Biz, bunu bile iyi okuyamıyoruz. Amerika, AB, BM ve Rusya dörtlüsü zaten baştan bu yana Hamas için teşhisi koymuşlar, hatta bu örgüte ambargo bile uygulamaya başlamışlar.



Aynı zamanda adı geçen ülke ve örgütler Hamas’a İsrail’in varlığını tanıması gerektiğini, şiddetten vaz geçmesini, Filistin Yönetiminin de daha önce İsrail ile imzalamış olduğu anlaşmaları kabul etmesi gerektiği yönünde baskı uygulamışlardı. Sonuç elde edilemedi. Böylece Hamas, kara listeye alınmış bir terör örgütü olarak görülüyor.



İsrail terörü eğer hiçbir engel tanımıyorsa, işte bu noktadan güç almasındandır. Dikkat edilecek olursa, Amerika başta olmak üzere, Batı dünyası ve uluslar arası örgütler bugün İsrail’in yanında yer alıyorlar. Arap dünyasının sesi bile çıkmıyor, çıksa ne değişecek? Bu tablo içinde İsrail’i durdurmak mümkün olabilir mi? Bunu önlemeye bizim Başbakan’ın gücü yeter mi?



HERŞEY İSRAİL’İN GÜVENLİĞİ İÇİN



Daha öncelere gidelim:



ABD Başkanı Obama, bölge ile ilgili yaptığı bir açıklamada aynen şu ifadeleri kullanmıştı, altını çizelim:



“Hiçbir müttefikimiz, bizim için İsrail kadar önemli değildir. İsrail’in güvenliği için, Amerika olarak her şeyi yapmaya hazırız.”



Bölgede İsrail, bir yerde Küçük Amerika olarak de gösteriliyor. Amerika’nın İsrail’den vaz geçmesi mümkün değildir. İsrail’in güvenliğinin söz konusu olduğu bir noktada Başbakan Erdoğan’ın istekleri Obama tarafından ne kadar ciddiye alınıp değerlendirilir? Nitekim Obama yapılan telefon görüşmesinde bu konuda tavrını yeniden ortaya koymuş ve İsrail’e olan desteğini yinelemiştir. Hatta konuşmalarda Başbakan Erdoğan’a fırça çektiği bile ifade ediliyor.



Şimdi yazacaklarımıza birçokları kızacaktır ama biz görüşlerimizi yazmak durumundayız:



Erdoğan, önüne geldiği her yerde konuşuyor, İsrail’e Netanyahu’ya ateş püskürüyor. İsrail’e destek veren ülkeleri bile topa tutuyor. Arap’ları hiçbir şey yapmamakla suçluyor. Hiçbir şeyin değişmeyeceğini o da bal gibi biliyor. Ancak, tabanına da böyle mesajlar vermek durumunda, hiç değilse bunu yapıyor. Özetleyecek olursak, birçok konuda olduğu gibi hala tribünlere oynamaya devam ediyor.