“Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” dediğimizde hemen ırkçılıkla, faşistlikle yaftalanıyoruz. Bizi yaftalayanlar da biliyorlar ki bu su götürmez bir gerçektir. Lâkin bunu ya işlerine gelmediği ya da dış güçlerin yardakçılığını yaptıkları için söylemekten kaçınıyorlar.

Söz konusu deyimin haklılığını, tarih ve günceli biraz olsun irdeleyenler bilirler. Bunu hem tarih hem de güncel bütün çıplaklığıyla ortaya koyar.

Ben kaba hatlarıyla, çok uzağa gitmeden, sadece komşularımızın aleyhimize yürüttükleri politika ve faaliyetleri hatırlatmakla bu deyimin haklılığını göstermeye çalışacağım. Eminim okuyucularda bu deyimin doğruluğunu teyit edeceklerdir.

İşte komşularımızın bize karşı düşmanlıklarını kanıtlayan politikaları:

Yunanistan’ın büyük Helen İmparatorluğu’nu kurma hayalini ifade eden Megali İdea, Ege bölgemizi ele geçirme düşüncesidir. Enosis ise, GKRY aracılığıyla Kıbrıs Adası’nı Megali İdea düşüncesine bağlı olarak işgal etme düşüncesidir. Ayrıca bu Enosis düşüncesini gerçekleştirmek için Kıbrıs’ta Türkler’e katliamlar yapılmıştır. Birde Yunanistan’ın yaymaya çalıştığı “Pontus soykırımı” yalanı var. Bu da aynen “Ermeni soykırımı” yalanı gibi bizi soykırımcı ilan etmek ve toprak kazanmak için uydurulmuş bir yalandır. Ayrıca Batı Trakya’da Türk azınlığa yapılan baskı ve asimilasyon politikaları da (Memur olma, Taşınmaz mal edinme, Seçilme, Örgütlenme, Müftü atama gibi konularda ve Eğitim sorunu, Vakıfların mülk edinmesini engelleme ve türlü hile ve baskılarla Vakıf mallarına el koyma vb.) Türk düşmanlığına örnektir.

Bulgaristan’ın uyguladığı baskı ve asimilasyon politikaları yüzünden binlerce Türk, Türkiye’ye göç etmek zorunda kalmıştır. Ad değiştirmeye kadar varan bu asimilasyon uygulamaları da örnek teşkil etmektedir.

Gürcistan’ın, Karadeniz bölgemizde yaşayan Gürcü kökenli vatandaşlarımıza etnik milliyetçiliği telkin etme politikası ve Ahıska Türkleri’ne karşı yaptıkları uygulamalar bilinmektedir.

Ermenistan’ın, bizden tazminat ve toprak almak için uydurduğu “soykırım” yalanı Türk düşmanlığına en bariz kanıttır. Özellikle Avrupa ülkelerinin kullandığı bu yalan, Türkiye’nin önüne devamlı çıkartılarak bir siyasi baskı mekanizmasına dönüştürülmüştür. Bu yalanla Ermenistan, “Büyük Ermenistan” hayalini gerçekleştirmek istemekte ve bizim Doğu Anadolu bölgemizdeki topraklarda hak iddia etmeye çalışmaktadır. Ayrıca kardeş Azerbaycan’ın Hocalı kentinde yaptığı soykırım da malumdur. Ermenistan’ın ayrıca PKK’ya yardım ettiği ve ASALA terör örgütünü kurarak, Türk diplomatlarını katlettiği de örnek gösterilebilir.

İran’ın, Güney Azerbaycan’da yaşayan Türkler’e yaptığı asimilasyon politikası yüzünden, Türkler ne dillerini konuşabiliyorlar ne de kendi kültürel faaliyetlerini sürdürebiliyorlar. Ayrıca İran’ın, Ermeniler’in Karabağ işgalini de desteklediği bilinmektedir.

Irak’ın, Türkmenler’e yaptığı baskı da malumdur. Günümüzde de Türkmen kentleri olan Kerkük, Musul, Süleymaniye’de Türkmen nüfusu azaltarak yerlerine Kürtler’i iskân etmeye çalışılmaktadır. Her gün Türkmenler’e karşı saldırılar ve zulümler artmaktadır. Ayrıca PKK’nın burada yuvalandığını da hatırlamak gerekir.

Suriye geçmişte PKK’ya her konuda destek çıkmıştır. Suriye’nin geçmişte PKK’lı teröristlere barınma, kaçakçılık ve silah temini gibi konularda yardımlar ettiği bilinmektedir. Ayrıca Hatay’ı kendi toprağı saymaktadır.

Rusya Federasyonu ise, geçmişte işgal ederek kendi bünyesine aldığı Türkler’i asimilasyon politikasına gitmiştir. Şu anda bile Rusya Federasyonu’na bağlı yirmiye yakın Özerk Türk Cumhuriyeti bulunmaktadır. Türlü baskı politikalarıyla bu cumhuriyetleri sindirmeye çalışmaktadır.

Yukarıda arz ettiklerim bir hayal değil, kimisi uygulanmış kimisi de uygulanmaya çalışılan politikalardır. Şimdi biz bu deyimi kullanıp milli bilinci zinde tutmaya mı çalışmalıyız? Yoksa kimi aydın müsveddeleri gibi Yunan’a dostluk şiirleri ve Ermeni’ye özür kampanyaları mı düzenlemeliyiz? Hangisi milli menfaatlerimize uygun?

Hâsılı tüm bu gerçekler ışığında görülüyor ki: TÜRK’ÜN TÜRK’TEN BAŞKA DOSTU YOKTUR.