BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI



e.mail: necdetes@mynet.com



30 AĞUSTOS TÜRK TARİHİNİN



DÖNÜM NOKTASIDIR







Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün rahatsızlığı nedeni ile bu yıl da 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları Çankaya Köşkü’nde yapılacak resepsiyon iptal edildi. Çankaya Köşkü’nde kutlamalar yapılmadı. Geçen yıl da başka bir nedenle iptal edilmişti. Bugünkü AKP iktidarı sadece Zafer Bayramı’nı değil, Atatürk’ün Türk Milletine armağan ettiği diğer bayramları da daraltmaya çalışıyor. Milli şuurumuzu yok etmeyi hedefliyor. Bugün, “Cumhurbaşkanı rahatsız, bu nedenle Çankaya Köşkü’ndeki kutlamaları iptal ettik” demek, büyük bir yanlışlıktır, bilinçli ve bayramlarımızı yok etmeye yönelik bir operasyondur.



Bayramlar, hiç kimsenin istediği zaman kutlayıp, istediği zaman iptal edeceği bir şey değildir. Bayramlar milletindir. Bu millet, Zafer Bayramı’nı, Cumhurbaşkanı rahatsız diye neden kutlamasın ki? Kaldı ki, iptal edilen 30 Ağustos, Türk tarihinin bir dönüm noktasıdır. Unutulmamsı, unutturulması gereken ve milli şuurumuzun tavan yaptırılması gereken bir zaferdir.



DAHA ÇOK BİRLİĞE MUHTAÇIZ



Etrafımız çevriliyor. Dış güçler bizi köşeye sıkıştırmak, bölgemizde Bağımsız bir Kürt Devleti’ni kurmak için tezgâh üstüne tezgâh kuruyor. İçeride PKK ile boğuşuyoruz. Yanı başımızda Suriye çıkmazı var. Etrafımız ateş çemberi içine alındı. Yıllardır mücadele ettiğimiz bu terör örgütüne de iç ve dış düşmanlarımızın verdiği destekler ortadadır. Bugünlerde Milli Bayramlara, Milli şuurumuzun güçlenmesi, ne en fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçiyoruz.



Cumhurbaşkanı hasta ise, 30 Ağustos gibi bir Milli Bayram resepsiyonu iptal edilir mi? Cumhurbaşkanını temsil eden Meclis Başkanı var, Genelkurmay Başkanı var, bu işi yerine getirecek başkaları var. Atatürk adın anmaktan kaçınmak, onun Türk milletine armağan ettiği bayramları daraltmak, milletimize de bir hakaret anlamındadır.



29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı bile iptal etmedik mi? Gerekçe olarak da deprem gösterildi. Ulusal bütünleşmenin bir sembolü olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın deprem gerekçesi ile iptal edilmiş olması da bugünkü anlayışın hedefini açık biçimde ortaya koyuyor.



BAYRAMLAR SIRADANLAŞTIRILIYOR



Bitmedi, 19 Mayıs kutlamaları da anlaşılmaz gerekçelerle oldu- bittiye getirilmedi mi? Nerede ulusal bütünleşmeyi sağlayacak bayram varsa, hepsi birer birer yok edilmeye çalışılıyor. Atatürk adı siliniyor. Gelecekte daha nelerle karışılacağız şimdiden bunu merak ediyoruz. Milletin tepkisi, Atatürk ilke ve inkılâplarına olan bağlılığı göz önüne alınmıyor. Nereye gidiyoruz, nereye sürükleniyoruz bunu bile kestirmek mümkün değil.



Milli bayramlarımızın komik gerekçelerle daraltılması, sıradanlaştırılması ulusal devletimizin yıkılmasına da zemin hazırlayacaktır. Bundan endişe ettiğimiz daha önceki yazılarımızda vurgulamıştık. 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarının bugün de daraltılmaya çalışılması ile bu endişemizi bir kez daha dile getirmek istedik. Çünkü yapılanların planlı, programlı şekilde gerçekleştirildiği açık biçimde görülebiliyor. Bundan endişe etmeyeceğiz de neden endişe edeceğiz?Bunları bugün açık biçimde ifade etmeyeceğiz de ne zaman edeceğiz?



30 Ağustos Zafer Bayramı 90 yaşına bastı. Bu bayramı bugüne kadar 7’den 70’e her tarafta coşku ile kutladık. Bugün de yüreğimizde, bayrağımızda her yönü ile kutluyoruz. Bundan gurur da duyuyoruz. Bayramlarımıza sahip çıkmamız, yürekten kutlamamız, coşkumuzdan hiçbir şeyi eksiltmememiz, bugünkü birlik ve bütünlüğümüzü sağlayan en büyük zenginliğimizdir. Bunu hiçbir zaman unutmayalım.



30 AĞUSTOS’UN ÖNEMİ



Atatürk, 30 Ağustos 1922 yılında Dumlupınar’da yaptığı konuşmada, bu zaferin önemini şöyle anlatıyordu:



“ 30 Ağustos zaferi, Türk tarihinin en önemli dönüm noktasıdır. Ulusal tarihimiz çok büyük, parlak zaferlerle doludur. Ama Türk ulusunun burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu, yalnız bizim tarihimize değil, dünya tarihine yeni bir akım vermekte kesin etkili bir meydan savaşı hatırlamıyorum. Besbelli ki genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli burada sağlamlaştırıldı, ölümsüz yaşayışsı burada taçlandırıldı.”



Bu zaferler kolay kazanılmadı. Bugünlere kolay gelinmedi. Atatürk, bugünkü Cumhuriyeti kurarak bizi bugünlere taşıyan isimdir. Bu isme sahip çıkmak, onun bize armağan ettiği bayramları korumak, kollamak hepimizin görevidir. Bugün, silmeye, daraltmaya, sıradanlaştırmaya çalıştığımız bu olgular, milli birliğimizi de bozuyor. Milli şuurumuzun yok olmasına neden oluyor.