BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI



e.mail: necdetes@mynet.com



İŞGAL ALTINDAKİ FÜZULİ VE



CEBRAYIL KAN AĞLIYOR



Azerbaycan’ın Ermenilerce işgal edilen Füzuli ve Cebrayıl rayonları 19 yıldan bu yana adeta kan ağlıyor. Dünya kamuoyunda Türkiye’yi soykırımcılık ve işgalcilikle suçlayan Ermenistan, arkasına ABD ve AB’yi de alarak asıl işgal ve soykırım sucunu işleyen bir toplum olarak karşımızda duruyor.



Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ toprakları bugün halen Ermeni işgali altındadır. Kardeş ülke Azerbaycan’ın topraklarının yüzde 20’sini işgal eden, talan eden ve bu topraklarda da adeta soykırıma imza atan Ermenistan’ın, suç üstüne suç işlemesine dünyanın adeta seyirci kalması da, çifte standardın ne boyutlara uzandığının da bir göstergesidir.



FÜZULİ’NİN ZENGİNLİĞİ VAR



Azerbaycan’da rayon olarak adlandırılan birinci derecede idari bölümlerden biri olan Füzuli, 23 Ağustos 1993 yılında Ermeni silahlı soykırımcıları tarafından işgal edilmişti. İşgalden bu yana bölgede bulunan 50 kadar kasaba Ermeni işgali altında yaşam mücadelesi veriyor. İşgalin ardında daha sonra verilen mücadele sonunda 13 yerleşim yeri ve 20 kasaba işgalden kurtarılmıştı. Silah zoru, zulüm ve korkutma ile göçe zorlanan bölge halkı, kurtarılan bölgelere ve yeni açılan 12 yerleşim alanına yerleştirilmişti.



Füzuli Bölgesinde evlerinden olan 51 bin kişinin bu bölgelere yerleştirilmesinin ardından, Ermenilere karşı da binlerce Azeri Türkü mücadelesini sürdürmüştür. 1100 şehit verilen bu topraklardan 1450 kişi de yaralanmıştır.



Füzuli’nin en büyük özellikleri arasında tarihi, doğal ve kültürel zenginlikleri geliyor. Ayrıca bu topraklar yer altı kaynakları açısından da bir zenginlik ortaya koyuyor. Ermeniler, işgal ettikleri bu toprakları 19 yıl içinde adeta yağmaladılar ve talan ettiler. Bir yerde ele geçirdikleri bu kaynakları tüketmeye başladılar.



ERMENİLER YAKIP YIKIYOR



Cebrayıl reyonunun işgali ise 18 yıldır sürüyor. Bu topraklarda yapılan çatışmalarda da 180 Azeri Türk’ü şehit olmuş, ayrıca sınır ihlalleri sonucunda da 14 polis, 60 sivil hunharca katledilmişlerdir. 91 Azeri rehin olarak alınırken, 177 kişi de yaralanmıştır. Buralarda adeta bir “insanlık sucu” işlenmiştir. Bütün dünya da tüm bu yapılanlara ses çıkarmıyor. Adeta Ermenilerin arkasında duruyorlar. Bir noktada yapılan bu işgal ve soykırıma ortak oluyorlar.



Zenginlik açısından Cebrayıl’ın da Füzuli’den geri kalan tarafı bulunmuyor. Tarihi, doğal ve yer altı zenginlikleri ile göz kamaştıran Cebrayıl, işgal altında tam bir yıkıma uğratılmıştır. Çünkü Ermeniler, işgal ettikleri bu topraklardaki 120 tarihi ve mimari anıtı yıkmış, yerle bir ederek adeta bir tarih katliamını da gerçekleştirmişlerdir.



Burada bir türlü anlayamadığımız ve çözmekte zorlandığımız bazı noktalar var, kısaca bunlara değinelim:



Ermenilerce işgal edilen topraklar Türk topraklarıdır. Türkiye olarak, her zaman “Bölgesel güç” olduğumuzu söylüyoruz. Güçlü bir devlet yapısına sahip olmakla övünüyoruz. Ancak, ne hikmetse, hem de Ermeni çetelerince işgal altında bulunan Türk topraklarını bu işgalden kurtaramıyoruz.



ÖNEMLİ OLAN SONUÇ ALABİLMEK



Yıllardır siyasi ve hukuk açısından bir mücadelenin verildiğini biliyoruz. Ancak, biz her zaman şunu söylüyoruz: Dış politika bir sonuç alma sanatıdır. Sonuç alamadıktan, işgal altındaki toprakları kurtaramadıktan sonra ne kadar mücadele verirseniz veriniz bu bir işe yaramaz ki.



Bakıyoruz, Türkçe konuşan Devletler Dışişleri Bakanları toplantıları yapılıyor. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bu toplantılarda konuşma yapıyor ve Ermenistan’ın işgal altında tuttuğu topraklardan çekilmesi gerektiğini anımsatıyor. Bunu kim dinliyor, Türkçe Konuşan Devletlerin Dışişleri Bakanları. Sonuç alınıyor mu, hayır. O halde bizim bölgesel güç olmamızın, ya da güçlü devlet yapısına sahip olmamızın bir ağırlığı var mı, hayır.



Bırakınız bunları, ABD’nin ve AB’nin baskıları ile Ermenistan’a vermediğimiz taviz kalmadı. Verdiğimiz bu tavizler karşısında bile, bu toprakların işgal altından kurtulmasını sağlayamadık. Demek ki, uygulanan politikalarda yanlışlıklar, sakatlıklar bulunuyor. Sadece konuşmalarla, toplantılar düzenlemelerle de sonuç alınamıyor. Eğer toplumsal tepkiler olmasa, Ermenistan’a daha nice tavizler vermeye hazırlanıyorduk, yazık…



Ermenistan, toprak işgal etmiştir, soykırım yapmıştır. Bu eşkıyalığa karşı Ermenistan’a karşı BM Güvenlik Konseyi’nden yaptırım kararları bile çıkartamadık. Bu, ancak siyasi ağırlık, saygın dış politika ve güçlü yapı ile gerçekleşebilirdi. Kendimizi kandırmayalım. Azeri kardeşlerimizin beklentilerini bile boşa çıkararak hala bu toprakların işgal altında tutulmalarını seyrediyoruz.