Eskiden atı alan Üsküdar’ı geçerdi.

Şimdi yatı alan Okyanusu geçiyor...

Eskiden dostluklarda samimiyet vardı.

Şimdilerde onların yerinde menfaat var.



Eskiden yalan söyleyenin yüzü kızarırdı.

Şimdi yalan söyleyen itabırlı, iltifat görüyor.

Eskiden yemeye kuru ekmek bulunamazdı.

Şimdi tonlarca ekmek çöpe atılıyor.



Eskiden kadir-kıymet-hüsnüniyet bilinirdi.

Şimdi mal-para-pul, bir de şöhret tanınıyor.

Eskiden üniversitelerde asistanlar çanta taşırdı.

Şimdi dizüstü bilgisayar (laptop) taşıyorlar.



Eskiden telefon bağlatmak için sıraya girilirdi.

Şimdi telefonlar alınmak için sıraya giriliyor.

Eski nesil birileri için “bundan iş çıkmaz” derken,

Yeni nesil “benim neslim işini bilir” demektedir.



Eskiden bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardı.

Şimdi kokteyl partiler bir ‘an’ı bile kurtarmıyor.

Eskiden televizyon ekran ve kanalları siyah-beyazdı.

Şimdi yüzlerce kanal, rengârenk ve kan kırmızısı...



Eskiden kadınların ev-dışı çalışması yadırganırdı.

Bu gün eşi çalışmayan kocalar, kiralarını zor ödüyor.

Eskiden basında fikir adamları, mütefekkirler vardı.

Şimdi "onun-bunun, şunun-bunun" adamları var...



Eskiden eşeğe altın semer de vursan eşek, yine eşek’ti.

Şimdilerde mesela beyefendi veya hanımefendi oluyor…

Eski neslin muhafazakârları, görücü usulü evlenirken,

Yeni nesil çet ortamında görücü usulü ile evleniyorlar.



Eskiden bir baba, eşiyle birlikte 8–10 çocuğuna bakardı.

Şimdi o kadar çocuk bir ana bir babaya bakamıyorlar.

Eskiden bir memur, maaşıyla dört kişi geçinebiliyordu.

Şimdi dört memur, maaşıyla bir vatandaş zor geçiniyor...



Eski nesil, meydana gelen olaylara siyah-beyaz bakardı.

Yeni nesil, ‘çoğulcu bakış’ adı altında tek renk bakar oldu.

Eskiden bayramlarda el öpenlere mendil ve şeker verilirdi.

Şimdi turizmciler elini öpene, yurt dışı tatil paketi veriyor.



Eskiden senet-sepet gerekmez, alışverişte tek bir söz yeterdi.

Şimdi senetler kabul edilmiyor, çekler de karşılıksız çıkıyor.

Eskiden dansözler yılda bir kere televizyona gece yarısı çıkardı.

Şimdi bazı televizyon programlarını her an dansözler sunuyor...



Eski nesil ‘kavuşamayan imkânsız aşklar’ için yaratılmışken,

Yeni nesil, “gel, gel, ne olursan ol, gel, yine gel” tarzındadır.

Eskiden memurlar mesaiye yetişebilmek için taksi tutarlardı.

Şimdi bir hafta fazla mesai yapsalar taksi ücretini karşılayamazlar.



Eskiler ilme çok önem verirler ve "ilim Çin’de olsa git al" derlerdi.

Yeniler "Çinliler üretsin biz tüketelim" diyor Çin malı kullanıyorlar.

Eski nesil eğitimliyi, şehirliyi veya şehre ayak uydurabileni sevip, sayarken,

Yeni nesil paralı soytarıları ve sıra dışı yaratıkları ‘şehirli’ sayar oldu.



Eskiden öğrenciler ders aldıkları hocalarından referans yazısı isterlerdi.

Şimdiki öğrenciler hocalarından Facebook Grupları’na üye olmalarını istiyor.

Eskiden yerli malı haftasında tüketebileceğimiz bir sürü ürünümüz vardı.

Şimdi DNA’sız ve % 100 yerli malı bir buğday tanesi bile bulamıyoruz.



Eskiler " mahalle önce Allah’a sonra delikanlılara emanet" dediler.

Yen nesil ise "mahalle baskısı" dediler ve "özgürlük" başka bir şey oldu.

Eskinin destansı âşıklarından Ferhat, Şirin için dağları delerdi.

Şimdinin magazin âşıklarından Samer ve Maner için kafasında bardak kırıyor.



Eski nesil kendisi gibi düşünmeyene sıcak bakmazken,

Yeni nesil her şeye objektif demokratik bakacağım, diye kendinden uzaklaştı.

Eskiden gençler Tommiks gibi çizgi romanları alır okur, tekrar satarlardı.

Şimdi kitap alıp okumadığı gibi, büyüklerinin kitaplarını da sahaflara satıyorlar.



Eskiden elle ayakla yoğrulan ekmekler kimsenin sağlığına dokunmazdı,

Şimdi otomasyonda el değmeden üretilen ekmekler mikrop ve kanser saçıyor.

Eski nesil kültürlüyü sever, kaliteli olmayanı 5 para etmez olarak nitelerdi.

Yeni nesil 5 para etmeyecek grupların peşinden gider ve onlara para verir oldu.



Eskiden “allı güllü, Şam tatlısı, balları akıyor” tezgâhların tercih nedeni idi.

Şimdi “Bolulu Hasan Usta”nın fabrikasyon süt tatlılarına rağbet edilir oldu.

Eski neslin yaptıkları her türlü esprilerde birer incelik ve zarafet vardı.

Yeni nesil eleştirileri yapacak veya anlayacak muhakeme gücüne sahip olamadı.



Eskilere yenileri "geçici" ve ‘zamane çocukları’ olarak gördüler,

Yeniler de eskileri "gerici" olarak nitelendirdiler. Böylece, geçici gericiliklerle geçmeye başladı yeni neslin zamanı.



Eskiler "bedenini ört, beynini aç" derlerdi.

Yeniler "çağdaşlık bedeni açmakla olur" diyorlar.



Eski nesil pembe panjurlu evi, beyaz atlı prensi hayal ederdi.

Yeni nesil, panjurlu evi alışveriş merkezine çevirip zengin olmak, beyaz atlı prens yerine de Kırmızı Ferrarili Dallama’yı hayal eder oldu.



Eskiler "beyaz gelinlikle evden çıkılır, beyaz kefenle dönülür" dediler.

Yeniler "mutluluk için yapılır evlilikler de boşanmalar da" dediler ve evliliklere, boşanmaların ömrü biçildi.



Eskiden, mahallenin bakkal, terzi ve kasap gibi esnafı ve bunlarla hemhal olmuş mukimleri vardı.

Şimdi sadece AVM ve süpermarketlerden alışveriş eden sürüyle kredi kartı mağdurları var.



Eski nesil eğitimsiz şarkıcı, artist, mankenleri yerin dibine sokar, onlarla dalga geçerken mutlu olurdu.

Yeni nesil onları ‘idol-put’ kabul edip ve aşık olur oldu.



Eskiden kendilerini ‘sağcı’ olarak tanımlayan bir kısım gençler, gerçekten ve samimi olarak, ‘mücahit’ olma mücadelesi verirlerdi.

Şimdilerde ‘eski’ hale gelince, samimiyetle ‘müteahhit olma mücadelesi’ veriyorlar…



Eskiler "sallasana sallasana mendilini" diyerek şarkılar söylerlerdi.

Yeniler, "ne kadar sallarsan salla son damla" dediler ve "sanat" denilen şey, tekno, gürültü, tamtam müziği ve soğuk görüntü oldu.



Hâsılı Vel Kelâm:

Kim haklı, kim haksız?

Kim doğru, kim yanlış?

Hangisi iyi, hangisi kötü?

Tespitler doğru mu yanlış mı?

Artık siz karar verin!