BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI



e.mail: necdetes@mynet.com



ŞU BARZANİ DENEN



TÜRK DÜŞMANI…



Yoğun gündem nedeni ile değinemedik, şimdi konuyu ele alalım. Suriye’deki PDK’lıların sınır boylarını ele geçirmesi ve buralara PKK bayrakları dikmeleri üzerine, bilindiği gibi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Kuzey Irak’a gitmiş, Peşmerge Lideri Barzani ile bir görüşme yapmıştı. Görüşme sonunda Davutoğlu yaptığı açıklamada “ Barzani verdiğimiz mesajı almıştır” diye de açıklama yapmıştı.



Barzani’nin verilen mesajları alıp almadığı önemsemiyoruz. Bu Türk düşmanı, özellikle içinde bulunduğumuz şu karışık günlerde bir taşla 10 kuş vuruyor. Bugün, eğer Kuzey Irak, PKK’nın yuvası haline getirilmişse bunda en büyük pay Barzani’nindir. Barzani de zaten yaptığı açıklamalarda bunu açıklamaktan kaçınmıyor. Her yerde gerektiği zaman Türk ve Türkiye düşmanlığını ortaya koyuyor.



HER TAŞIN ALTINDAN BARZANİ ÇIKIYOR



Barzani, Kuzey Irak’ta palazlandı. Kerkük’te Türk varlığını silmek için bugüne kadar sinsi planlarını uyguladı. Kerkük’ün bir Kürt kenti olduğunu söyledi. Buna destek olan da Amerika’dır, İsrail’dir. Dikkat edilecek olursa İsrail, Körfez Savaşı sonrası Kuzey Irak’a çeşitli yardım kuruluşları adı altında adeta yerleşti. Burada peşmergelerin düzenli bir ordu haline gelmesinde katkı sağladı. Bu arada PKK’lıların eğitimi ve silahlandırılmasında İsrail’in Kuzey Irak’ta faaliyetlerini sürdürdüğüne dair istihbarat raporlarının var olduğu söyleniyor.



Dışişleri Bakanı Davutoğlu “Barzani, verilen mesajı almıştır” diyerek hem kendisini, hem de Türk kamuoyunu yanıltıyor. Barzani’nin mesaj aldığı filan yok. Bu Türk düşmanı her zaman bildiğini okumaktan ve hedeflerine ulaşmada hiçbir engel tanımadığını her fırsatta söylemektedir.



Çok uzaklara gitmeye gerek yoktur:



Suriye’deki karışıklıklar sonrasında PDK’nın sınırı ele geçirmesi üzerine, iyi eğitilmiş 2000 peşmergeyi yardım ve destek amaçlı olarak Suriye’ye gönderen Barzani değil midir? Aynı Barzani, Suriye’den gelen Kürtleri Kuzey Irak’ta eğitip, Suriye’ye göndermiyor mu? Daha önce Suriye’deki Kürt grupları Kuzey Irak’ta toplayıp “Size her türlü yardımı, silahı ve parayı ben temin edeceğim” demedi mi?



HEDEFİ BÜYÜK KÜRDİSTAN



Adam, aklındakileri saklamıyor ki, Hedefinin bölgede Büyük Kürdistan olduğunu her fırsatta dile getiriyor. Bölge için hazırlanan haritalar ise elden ele dolaşıyor. Kuzey Irak’taki birçok resmi dairede bu haritaların duvarlarda asılı olduğu da söyleniyor.



Geçenlerde efsane komutan Osman Pamukoğlu, bir televizyon programında açıkladı. Kuzey Irak’a PKK avı için girdiklerinde, sınır boylarındaki Barzani’ye ait gözetleme kulelerinden askerlerimizin üzerine yoğun ateş açıldığını, bu ateşi açanların PKK’lılar olduğunun öğrenildiğini söyledi. Bu Barzani denilen Türk düşmanı adam, her fırsatta teröre ve silahlı eylemlere karşı olduğunu söylüyor ama topraklarında PKK’lıları besleyip, silahlandırıyor. Bütün bunlar bilindiği halde, halen Barzani’den terörle mücadele için yardım istenilmesi açıkçası kanımıza dokunuyor.



Bölgede BOP çerçevesi doğrultusunda her şeyi dizayn eden ABD, artık bizim için muhatabın Barzani olduğunu işaret ediyor. Bir yerde “Bir sorununuz varsa, işte Barzani orada, onunla görüşüp çözün” demeye getiriyor. Daha düne kadar Türkiye’ye yalakalık yapan bu Türk ve Türkiye düşmanı adam bölgede şu anda bizim muhatabımız durumuna getirildi.



PKK’NIN EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ



Hiç kimse şüphe etmesin. Bugün, Türkiye’de Şemdinli ve Hakkari’de güvenlik güçlerimizle savaşan PKK’lıların geliş noktası Kuzey Irak Hakurk Kampı’dır. Ağır silahlar da buradan Türkiye’ye sokulmuştur. Bunların hepsi belirlendi. Geçenlerde yazdığımız bir yazıda bunların sınırdan nasıl geçtiğini, bu ağır silahların Kuzey Irak’a nereden ve kimler tarafından getirildiğinin sorgulanması gerektiğine değinmiştik. Görülecektir ki bütün bunların altından Barzani çıkacaktır.Bugün, bu adam PKK’nın en büyük destekçisidir.



Burada, Barzani dış güçlerce kullanılmıyor mu? Elbette ki kullanılıyor. Arkasında ABD ve İsrail var. Batılılar var. Hedefleri belli. Bölgedeki şekillenmede bugün için en rahat biçimde kullanabilecekleri adam olarak Barzani’yi görüyorlar. Barzani, ABD’nin izni olmadan da hiçbir adımı atmaz ve atmıyor da. Gelecekte bölgedeki zengin petrol kaynaklarının bekçiliğini de Barzani’ye yaptıracaklar. Bunun adımlarını da atıyorlar.



Biz, bu nedenle Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Kuzey Irak’ta Barzani ile yaptığı görüşmede, Barzani’nin verilen mesajı alıp almadığını pek o kadar önemli olmadığın işte bu gerçeklerden yola çıkarak vurguluyoruz. PKK’nın var oluşunu ABD istemez ise, Barzani’nin böylesine cesur adımları atması mümkün olabilir mi, bunu bir düşünelim.