HAÇ-YILDIZ-HİLAL SENTEZİ VE TÜRKİYE - Prof. Dr. Nurullah AYDIN - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









HAÇ-YILDIZ-HİLAL SENTEZİ VE TÜRKİYE - Prof. Dr. Nurullah AYDIN
Tarih: 09.07.2012 > Kaç kez okundu? 2711

Paylaş


İkinci Dünya savaşı sonrası yeniden yapılandılar. Örtülü ve açık küresel dünya örgütleri kurdular. İlluminati simgesi piramitli ve tek gözlü ABD doları, dünya para birimi olurken, NATO gamalı haçla sembolize edilir. BM, Dünya ticaret örgütü, İMF, Dünya Bankası gibi kuruluşlar yeni dünya devletinin kurumları olarak işlev kazanır.







Evanjelizm ile Hıristiyan- Musevi ayrımını ortadan kaldırdılar. Haç-yıldız-hilal sentezi için İslam ülkelerinde harekete geçtiler önce cemaat-tarikat sonra siyasi kişileri devşirdiler.







Dünya’yı tek merkezden yönetmek isteyen İlluminati öyle istiyordu.







Kudüste’ki Süleyman mabedi; her üç Ortadoğu din’i için kutsaldı.



Peygamber Süleyman odaklı masonlukta; üç din’in kutsal kitabı ritüellerde, eşitti. Çıraklık, kalfalık ve ustalıkta yemin; Süleyman mabedinde üç kitap üzerineydi.



Süleyman mühürü üç din mensuplarınca da kutsal kabul edilmiş, mabetlere yerleştirmişlerdi.







Masonluk; siyasetçi, gazeteci, bürokrat, akademisyen, iş adamı üyelerine rağmen Müslüman kitleye nüfuz edemiyorlardı.







Lions ve Rotaryen gibi yan örgütlerle her ülke, her bölge ve her semtte yapılanmışlardı.







Değişim ve dönüşüm stratejisi ile Perestroka ve Gladnost le Sovyetleri dağıtmıştı. Çin’de kapitalist sosyalist yapılanma oluşturulmuştu ama temel coğrafi alan İslam ülkeleriydi. Enerji kaynakları İslam ülkelerindeydi. Batı uygarlığı içinse enerji olmazsa olmaz gerçeklikti. Bu nedenle de Osmanlı imparatorluğunu dağıtmış ve Ortadoğu petrol bölgelerine el koymuşlardı.







Türkiye, onlar için bu nedenle kilit ülkeydi. Müslüman Türkler; yüzyıllar boyunca İslam toplumlarını, Selçuklu ve Osmanlı devleti ile yönetmişlerdi. Ancak; 100 yıllık batılılaşma serüveni ile Türkiye istedikleri duruma gelmişti







Türkiye halkı; çağdaşlığı batıcılığı taklit olarak gören, Jakoben cumhuriyetçiler eliyle kimliksiz kişiliksiz bırakılmıştı. Türk kültür ve medeniyetinin birikimlerini tarihini, bilim adamını sanatçıyı gözardı eden bu zihniyet; batı kültür ve değerlerinin sözcülüğünü yaparken, Müslüman kitle de; İslamiyet diye Arap kültür ve değerlerine yönelmişti. Cumhuriyeti kuran kadronun; Türkiye odaklı, Türk Milleti odaklı, Türk kültür tarih ve medeniyet odaklı algısı her iki kesimce de dışlanmıştı







Ilımlı sağ ve ılımlı sol ellerindeydi. Ama radikal İslami kitlelerinin de, inançlarını yaşam biçimlerini, yönetim anlamında denetimini ellerine almalıydılar.







Türkiye’de; İslami dernek, vakıf, cemaat ve tarikatlara yuvalanmış dönme Ermeni, Rum, Levantenler yanında ciddi anlamda evlilik dışı doğmuş kişiler, göçler yoluyla gelip yerleşen kimliğini bilmeyen kişiler, İslam kimliği altında varlıklarını sürdürüyorlardı.







İlluminati; Hıristiyan-Musevi-Müslüman yapılanması ile Türkiye halkını artık onu temsil edenlerle güdebilecekti. İlahi mesajdan uzaklaştırılmış hurafelerle dolu kılınan İslam’a saflıkla inanan kitleler, kendilerini temsil edecek olanlara inandırıldılar.







Bunun içinde, dernek ve vakıflarla, milli görüş siyasi kadrolarından, iktidar, güç zenginlik, şöhret isteyen hırslı tipleri ayırdılar, eğittiler, kadrolaştırdılar. Diğer merkez sağ ve sol elemanlarıyla birlikte güç haline getirdiler.







İki bin yıllık Hıristiyan-Musevi çatışmasını ortadan kaldıran Evanjelistler; Uzakdoğu Asya halklarına Hıristiyanlık-Musevilik telkini için MOON tarikat-cemaati-hizmet örgütünü kurdular. Şirketler kurdular, okullar açtılar. Okul ticaret siyaset-ticaret-eğitim sarmalını, istihbarat ağıyla ördüler. Eğitim yardım destek faaliyetlerini, elçilik, konsolosluk ateşeliklerde CIA-MOSSAD-M16 ağıyla oluşturdular.







Moon hizmet-cemaat-tarikat yapılanması, benzeri örgütlenme yapısında aynı yöntemle önce İslam ülkelerinden Türkiye’de oluşturuldu. Sistem aynı, yöntem aynı oldu.







Ortadoğu, Orta Asya, Balkanlar, Kafkasya, Afrika’da okullar yoluyla İslami hizmet-cemaat topluluğu faaliyet sürdürürken, siyasi kadrolara Türkiye’de üç din’in müşterek olduğu Antalya, Hatay ve Ankara’da dinler bahçesi adıyla ortak mabedler açtırdılar.







Sonra Müslüman olmanın temel şartı olan şehadetteki Muhammed kelimesini kaldırdılar.



Sonra Allah indinde tek din İslam’dır ayetini cami hutbelerinden kaldırdılar.







Türkiye İslami topluluğun dini ve siyasi kadroları, Mason mu oldular?







Yoksa her üç dinin ortak kabul ettiği Peygamber İbrahim mi yoksa yine her üç dince olağanüstü özellikli kabul edilen Peygamber Süleyman mı rehber görüldü?







Yoksa Tanrıyı kıyamete zorlamak için armageddon savaşı ile Peygamber İsa’nın gelişini hızlandıracak Mehdi beklentisine hazırlık mı yapıldı?







Armageddon; Suriye’de. Şam kilit kent. Hıristiyanları, Musevileri, Müslümanları temsil eden ABD, İsrail ve Türkiye, birleşik halde Suriye’ye kilitlenmiş durumda. Neden?







Bu işin koordinasyonu yürütenler; Türkiye’den dini temsilcilerle siyasetçilerle görüştüler, ödüller verdiler. Korudular kolladılar. Takdir ve taltifleriyle maddi açıdan destek oldular.



Halk; cesaret ödülünü, üstün hizmet ödülü alanları, misyoner gibi hareket edenleri Müslüman zannediyor. Süleyman ve İbrahim odaklı üç din mensuplarınca oluşturulan yakınlaşma; küresel dünya devleti oluşturma stratejisinin temel gerçeğidir.







Türkiye ve Ortadoğu gerçeği bu.



Peki Haç-Yıldız-Hilal üçgenini oluşturmak isteyenler başarıya ulaşacaklar mı, ulaştılar mı?







Günün Sözü: Gerçekleri görmek, kabul etmek ve doğru strateji ile hareket etmek gerekir.





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 32
Dün Tekil 1238
Bugün Tekil 1285
Toplam Tekil 4065492
IP 3.146.152.99






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























9 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Saraylarda s remem da larda s rd m , Bin cihana de i mem u ks z T rkl m .
(H seyin Nihal ATSIZ)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.287 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu