Herkesin yerel seçimlerdeki aday adaylarına kenetlendiği şu günlerde, özellikle çocuk yaştaki öğrenciler ve gençlere yönelik tehlikeli faaliyetlerde artış gözleniyor. Misyonerler tarafından okullarda ellerine tutuşturulan ‘İncil Yarışmasına davet broşürleri’ ile maillerine gönderilen Hıristiyanlık propagandası yazılar, gençleri İslam Dini’nden uzaklaştırmayı hedeflemektedir. Sadece ekonomik sıkıntılara ve siyasete kilitlenen aileler, bu günlerde çocuklarına daha çok ilgi göstermesi gerekmektedir. Anne ve babalara düşen en büyük görevlerden biri de, çocuklarını başıboş, ilgisiz bırakmamaktır. Yasalarımız, misyonerlik konusunda yetersiz kalsa da, küçük yaştaki çocukları bu tür faaliyetlere çekmek suç sayılmaktadır. Aileler, çocuklarıyla konuşmalı ve misyonerlik faaliyetleri içerisine girmelerini engellemelidir.

DİKKATLİ OLMALIYIZ!

Misyonerlik çalışmalarını konu edinmek, çalışma şekillerini anlatmak bazen onların ideallerine hizmet etmek gibi bir şey oluyor. Bu anlatımlarda dikkatli olmalıyız.

Yalova’da bu tür olumsuzluklara sıkça rastlamaya başladık. Dile getirildiğinde de çoğu zaman tarafımızdan hoşgörü beklendi. Fakat iş gencecik çocukları kandırmaya yönelik sapkınlık içeren faaliyetlere dönüşünce de yazmadan geçemedik.

Birçok kişi, Yalova’da misyonerlik yaptığı iddia edilen belli şahıs etrafında düşünmeye çalışır. Hâlbuki durum böyle değildir. O vitrindeki kişi; etrafında, okul ve cami önlerini mekân edinen ve kısa aralıklarla çalışmalarını yürüten onlarca misyoner sessiz sedasız çalışmalarını gerçekleştirmekte, gencecik çocuklarımızın kafalarında soru işareti bırakıp, başka illere ya da ilçelere geçmektedir.

Misyonerlik faaliyetlerine itiraz ettiğimizde, bize hemen Avrupa örneğini verirler. Müslümanlar da orada ibadet ediyor ve dinlerini yaşıyor, o halde biz de burada ’Hıristiyanlara hoşgörülü olmalıyız’ gibi bir takım önerileri hemen önünüze koyuverirler.

Hâlbuki durum öyle değildir. Hiç bir Müslüman Avrupa’da bir ilköğretim okulunun önüne dikilip de Kur’an meali dağıtamaz. Ya da henüz on sekiz yaşını doldurmayan çocuklara dini propaganda yaparak onları özel mekânlarda toplantıya davet edemez. Hele, Avrupa’da bir ülkede okul önlerinde Kur’an dağıtıp da onları Kur’an yarışmasına katılmak için teşvik etmek sınır dışı edilmek ya da hapse düşmek gibi bir suç sayılır.

Ya bizim ülkemizde durum nasıldır? Her şey serbesttir. Adam gelir koltuğunun altındaki Kilise öğretileriyle okul önünde dikilir, çocukların ellerine tutuşturur. Hatta çok yakından ilgilenip de yakınlaşabildiklerini, o okulun içinde faaliyet yapan temsilci olarak organize eder.

İşi epeyce ilerletmede de her hangi bir çekimserlik göstermezler. Tespit edebildikleri mail adreslerine ise akıl almaz ileti bırakırlar. Cinsel sapkınlık içeren iletilerle, hiç olmadık Hıristiyan yapamadıkları gençleri kendi dinlerine karşı suç işler hale getirmeye gayret gösterirler.

Kimseyi, kimseye şikâyet edecek halimiz yok. Fakat buradan gençleri ve aileleri uyarmak istiyorum. Anneler-babalar dikkatli olunuz ve çocuklarınızı gözünüz gibi bu tür olumsuzluklardan koruyunuz.

Gençlere ise özellikle sesleniyorum; merak ettiğinizden de olsa, size yaklaşmaya çalışan bu art niyetli kişilere medeni şekilde tepkinizi ortaya koyunuz.

Ama bu tür olumsuzluklarla genelde kimsesiz veya aile ilgisinden yoksun çocuklar karşılaşır. Yalova’da ise bu sorunla ilgili oran oldukça yüksektir. Ailelerinden uzakta, gurbette, akrabalarının yanında eğitim-öğretim için Yalova’ya gelen onlarca çocuk vardır. Hatta anne ya da babasının yanına hiç uğramayan, sağda solda barınmaya çalışan birçok gencimiz de bizim aramızda, bizimle birlikte yaşamaktadır. İşte bu gençlerle, öğretmenleri, okul idaresi ve Milli Eğitim ilgilenmelidir.

Hatta okul çağında olup sokaklarda dolaşan gençlere ilgi eli uzatılmalı, bu konuda, çalışma ekibi kurulmalıdır.

Çocuklarımıza biz sahip çıkamazsak, hoşlanmadığımız durumlar ortaya çıkar ve onları başkaları sahiplenir. Yalova küçük bir il ve her şey göze çarpıyor. Küçük bir çocuğun çantasından çıkan Mesih sözleri de, bilgisayarına düşen sapkın mailler de hepimizin canını sıkan durumdur. Bu, Edi ile Büdü’nün marifetleriyle sınırlı bir çalışma değil, organize olunmuş etkinliklerdir. Yalova’nın bazı köşelerinde karanlık ve kimliksiz yüzler dolaşmakta, üzüntü duyacağımız işleri takip etmektedir.

’Benim çocuğum din değiştirmez’ diyerek gülüp geçmeyiniz. Onlar her türlü olumsuz seçeneklerle çocukların karşısına çıkıyorlar. Dikkatli olalım. Din düşmanlığı yapmayalım ama dini kullanarak çocuklarımızın başına bela olan bu art niyetli kişilere karşı duralım. Geleceğimiz ve evlatlarımız için uyanık olalım.