Tarihin her döneminde erkekler ile omuz omuza verip, hayatın her aşamasında görev alan kadınlarımızın haklarının hatırlanması ve sorunlarının çözümlenmesi noktasında, bugünün, önemi büyüktür. Bugün, kadın haklarının uygulanmasında ulaşılan seviye, ülkelerin gelişmişlik düzeyini belirleyen unsurlar arasında sayılmaktadır. Aynı zamanda bir toplumun kadına sunduğu hak ve sorumluluklar, verdiği önem ve duyduğu saygı o toplumun uygarlık yolunda gösterdiği gelişmenin de temel ölçütlerinden sayılmaktadır.

Yasal olarak kadınlarımız önemli haklara sahip olmalarına rağmen, gelinen noktanın yeterli olmadığı ve çeşitli alanlarda sorunların yaşandığı açıktır. Son dönemlerde kadınlara yönelik şiddet olayları da hepimizi üzmekte, toplumumuzu yaralamaktadır. Kadının ihmal edildiği bir toplumun varlığını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi mümkün değildir.

Ne mutlu bize ki, tarih boyunca her zaman kadınları baş tacı eden ve onlara büyük değer veren bir medeniyetin mirasçılarıyız. Türk kadını özellikle Milli Mücadele döneminde sergilediği özverili, fedakâr ve vatansever tutumuyla destanlaşmıştır. Ülkemizde Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinden itibaren başlayan modernleşme hareketleri çerçevesinde gelişme gösteren kadın hareketleri Cumhuriyetin ilanıyla birlikte önemli bir ivme kazanmış, Medeni Kanunun kabulü ve 1934 yılında seçme seçilme hakkının dünyadaki birçok ülkeden önce tanınmasıyla kadınlarımızın eşit statüye kavuşması sağlanmıştır. 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan Referandumla kabul edilen Anayasa değişikliği ile de kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık Anayasal güvence altına alınmıştır. Bu süreçte birçok kadınımız çabalarıyla ve başarılarıyla öncü ve örnek olmuştur.

Bu vesile ile anne, eş ve kardeş gibi en yüce unvan ve değerleri uhdesinde barındıran kadınlarımızın; eğitimli, sorgulayan, üretime ve yönetime aktif bir şekilde katılan bireyler olmaları temennisiyle “8 Mart Dünya Kadınlar Gününü” kutlar şahsım ve Üniversitemiz adına saygılarımı sunarım.

Prof. Dr. Sami ÖZCAN

Rektör