Irkçı terörün kurbanı olan 8’i Türk 10 kişi için Berlin’de “Devlet Anma Töreni” düzenlendi. Resmi binalarda bayraklar yarıya indirildi. Törene çok sayıda devlet yetkilisi ve STK temsilcileri katıldı. Törende bir konuşma yapan Almanya Başbakanı Merkel, “Neden bu katliamları önleyemedik ve emniyet güçleri elinden gelen her şeyi yapmış mıdır acaba?” diye sordu. Bu soru çok geç kalınmış bir soru olmasına rağmen yerinde bir soruydu ve yüzlerce soruyu da bereberinde getirdi. Bütün bu sonuların cevabını bulmak için ise biraz meselenin derinine inmek ve gerilere gitmek lazım.



Malum, Amerika’da yaşanan 11 Eylül hadisesinden sonra Almanya’da Müslümanlara ve Türklere bakış açısı menfi manada daha çok değişti. Bunun neticesi İslam düşmanlığı, Türk düşmanlığı daha da artı. Bir takım siyasetçiler meydanlarda, yazar çizer takımları medyada adeta koro halinde İslam düşmanlığı, Türk düşmanlığı yapmaya başladılar. Bununla birlikte bir kısım partiler Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğini de konu ederek, Türkiye’nin Avrupa’da yeri yok diyerek, Türkiye aleytarı kamuoyu oluşturdular. Bunun neticesi İslam düşmanlığı alabildiğine taban tuttu. Türk ve İslam düşmanlığı her yerde kendini göstermeye başladı. Her vesileyle Almanya’da yaşayan Türkler ve milyonlarca Müslüman töhmet altında bırakıldı. Yapılan bu düşmanlıklar kuşkusuz ırkçılara, Naziler’e yaradı ve onları daha çok cesaretlendirdi. Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) Terör örgütü Almanya’da katliamlara girişti. Yıllarca süren katliamların boyutu henüz tam tespit edilmiş değildir. Bugün bilinenler buzdağının görünen kısmıdır ancak...



Berlin’de yapılan törende Başbakan Merkel „özür” diledi. “Yapılan ayıbı unutmamalıyız. Terör hücresinin yaptıkları bizim için “ayıptır”dedi. Ve Merkel: Irkçı teröre neden olan odakların büyümesini önlemek için elimizden geleni yapıyoruz” dedi. Bu sözler yüreğimize elbette su serpti. Fakat yıllarca kurbanların aileleri yalnızlığa terk edilmeleri, töhmet altında bırakılmaları unutulacak şeyler değildir. Daha acısı yıllarca kurbanların yakınları suçlandı. Kurbanların aileleri ve yakınları iki kere yıkıldılar. Sistemetik olarak hep suçlular başka yerde arandı. Kamuoyu dikkati başka yerlere çekildi. Böylece esas suçlu olan ırkçı NSU katilleri bir türlü bulunamadı ya da gizlendi.



Devletin başı olan Merkel’in attığı adımı yerinde bir adım olarak düşünüyorum. Fakat bu sözler, yapılan açıklamalar asla sözde kalmamalı. Irkçı katiller ve onları koruyan veya onlarla işbirliği yapan karanlık güçler mutlaka ortaya çıkarılmalı. Onlara “aleme ibret” hak ettikleri cezalar verilmeli. Irkçı terörün kökü kurultulmalı ve Almanya’da ırkçılığa ve teröre asla geçit verilmemeli. Bir hukuk devleti olan Almanya, “hukuk dışı karanlık güçleri” ortaya çıkarmalı ve onların hak ettikleri cezaları vermesini bilmeli.



Herşeyden önce devlet bünyesinde ve gerçek manada ırkçılıkla mücadele edecek bir birim kurulmalı. Behemehal “ırkçılıkla mücadele merkezleri” hayata geçirilmeli. Suni olarak üretilmiş (Islamismus?!?) düşmanla mücadele yerine, gerçekten Almanya’yı tehdit eden Neo-Nazi terörüyle mücadele edilmeli. İslam düşmanlığı, Türk düşmanlığı, Türkiye düşmanlığı yapan ırkçı ve ayrımcı çevrelerle etkili mücadeleler yapılmalı. Gizli ve açık ırkçılık yapanlar nerede olurlarsa olsunlar, makam ve mevkileri ne olursa olsun, onlarla sistemli ve sürekli mücadele edilmeli. Almaya’da mutlaka düşünce (kafa yapısı) değişmeli. Bataklık kurulmadıkca sinek öldürmenin bir manası olmaz. Almanya’nın içinde bulunduğu ayıptan kurtumasının yegane yolu budur. Yoksa yine herşey unutulur ve ayıpların sonu gelmez...



Dinslaken, 23.02.2012

Yakup Tufan