İnsanlık tarihinin gördüğü en büyük acılardan biri de Azeri Türklerinin yaşadığı “Hocalı Katliamıdır.” 26 Şubat 1992 tarihinde Ermeni güçleri bölgedeki 366. Alayın da desteği ile önce giriş ve çıkışını kapadığı Hocalı kasabasında, Azerbaycan resmî kaynaklarına göre, 83 çocuk, 106 kadın ve 70'den fazla yaşlı dâhil olmak üzere toplam 613 insanımızı katletmiş, ayrıca toplam 487 kişinin ağır yaralanmasına sebep olmuştur. 1275 kişi ise rehin alınmış ve 150 kişi ise kaybolmuştur. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, başları kesildiği görülmüştür. Hamile kadınlar ve çocukların da maruz kaldığı tespit edilmiştir. İnsan Hakları İzleme Örgütü olayı Dağlık Karabağ Savaşı içerisinde yapılan en büyük katliam olarak nitelemiştir. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin 30 üyesi (12 Türkiye, 8 Azerbaycan, 3 Birleşik Krallık, 2 Arnavutluk, 1 Bulgaristan, 1 Lüksemburg, 1 Yugoslavya Federal Cumhuriyeti, 1 Makedonya Cumhuriyeti, 1 Norveç, 1 Polonya) tarafından imzalanan, “Tüm Hocalıları Öldürdüler ve Tüm Şehri Harap Ettiler” ifadesinin de yer aldığı ve 19. yüzyılın başlarından beri Ermenistan tarafından Azerilere karşı işlenen soykırım olarak tanınmaya adım atılması gerektiğini bütün parlamento üyeleriyle söyleyen 324 no’lu bildiriyi yayımlamıştır. Bu süreçten de anlaşılacağı gibi Hocalı’da soydaşlarımıza yapılanlar tarihin ve siyasilerin dahi onayını beklemeksizin “soykırım” olarak tanımlanacak bir hadise iken, Ermenistan Devletinin mevcut cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan dahi “Hocalıdan önce, Azerbaycanlılar bizim şaka yaptığımızı sanıyordu, Ermenilerin sivil topluma karşı el kaldırmayacaklarını sanıyorlardı. Biz bunu [stereotipi] kırmayı başardık ve olay işte bu.” sözleriyle açıkça ifade ederken, son günlerde gerek ülkemizde gerekse de dünya kamuoyu nezdinde insan hakları savunuculuğuna soyunanların bu dramı, bu vahşeti görmezden gelmeleri ayrıca manidar olup, necip milletimizin bu süreçte verdiği sınavın açık ispatıdır.

Bu vesile ile öncelikle bu katliamın sorumlularını tel’in ederken, katledilen insanlarımıza da Yüce Allah’tan rahmet; geride kalanlara, ailelerine ve milletimize de sabırlar diler, şahsım ve Üniversitemiz adına hürmetlerimi sunarım.

Prof. Dr. Sami ÖZCAN

Rektör