DALDAN DALA, ORADAN BURADAN - Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









DALDAN DALA, ORADAN BURADAN - Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK
Tarih: 31.01.2012 > Kaç kez okundu? 2755

Paylaş




Günümüz Türkiye siyasetinin bugünlere gelmesinin temel unsuru meşûm 28 Şubat sürecinin mağduru partinin, mülga Refah Partisi’nin önde gelen isimlerinden kendi asil mi yoksa değil mi bizce bilinmeyen Oğuzhan Asiltürk, geçtiğimiz günlerde bir TV programına katılmış ve Ergenekon, balyoz darbe planı ve hükümeti yıkmaya teşebbüsten tutuklanan subaylar için “onların vatansever ve milliyetçi olduklarını, ABD'nin önümüzdeki günlerde İran'ı işgal edeceğini, ABD'nin de TSK içinde vatansever askerlere karşı komplo kurarak bu işgale karşı çıkacak subayların tutuklatıldığını” söylemiş.

Soru: Eğer bu haber doğru ise, TSK kendi yönetimlerini, Milli Görüşçüleri ve Refah Partisi’ni ‘vatan haini’ olduğu için mi devirdi? Parti ve mensupları, bahsettiği kesimlerce ‘vatan haini’ oldukları için mi olmadık muamelelere maruz bırakıldılar? Parti mensupları ve idarecileri ‘vatan haini’ oldukları için mi aşağılandılar ve hor görüldüler? Eğer öyleyse o günün zâlimleri, sadece görüntüde ‘Müslüman kimlik’ taşıdıkları için mi Milli Görüş’çülerin şahsında millete mi olmadık hakaretler ettiler… ‘Düşmana karşı kullansınlar’ diye kendilerine teslim edilen tankları, milletin üzerine sürdüler… Dindar kabul ettikleri binlerce, on binlerce insana zulmettiler, milletin dini, imanı ve inancı ile alay ettiler… Söylenenler doğru ise, Asiltürk ve ekibi, bu milleti 50 yıl boyunca ‘Milli Görüş’ adı altında kandırdılar mı? Eski bir akademisyen, ‘Milli Görüş’ Maliye Bakanı, sonra da kendisinin de programına inanmadığı halde kurduğu partinin genel başkanı, Abdullatif Şener, Milli Görüş’ten ayrıldıktan sonra ‘hiçbir zaman Milli Görüş’çü olmadım’ demişti. O da mı yalancıydı? O da mı milleti kandırmıştı? Ne dersiniz, Asiltürk mü doğru söylüyor, yoksa TSK’nin 28 Şubat sürecinde Milli Görüş’ü iktidardan alaşağı ederken Milli Görüş’çülerle ilgili söyledikleri ve iler sürdüğü görüşler mi doğru? ‘Meğer asıl 28 Şubat’çılar Asiltürk ve ekibi imiş de milleti yıllarca kandırmışlar, meğer güzel bir Hacivat-Karagöz oyunu oynamışlar ve bunda da başarı sağlamışlar’ diyebilir miyiz? Ya da yeni bir yüz nakli ile karşı karşıya olabilir miyiz?



— Pek çok siyasetçi, siyasi hayatları boyunca, topluma gerçekleştirebileceği veya gerçekleştiremeyeceği, yapacağı veya yapamayacağı çok sayıda söz verir ve taahhütte bulunurlar. Bazıları da ‘seçime kadar değil, mezara kadar’ diye söz vermişti…

Soru: Söyleyenler sözlerinde durabildiler mi? ‘Seçime kadar’ mı yoksa ‘mezara kadar ’ mı sözlerini tutabildiler?



— Yarım asır önce ‘vatan haini’ suçlamasıyla mahkûm edilip idam edilen ve mezarının yeri bile yıllarca insanlardan saklanan merhum Adnan Menderes, meğer en büyük vatanseverlerden biriymiş de milleti yıllardır parya olarak gören hâkim ve hegomanyacı güçlerin temsilcileri, 27 Mayıs ihtilalcıları, millete yıllarca yutturmuşlar (!)… Sonra ne olmuş? Menderes’in kemikleri İstanbul’da ‘Edirnekapı Şehitliği’ne taşınmış.

Soru: Hangi uygulama doğru? ‘Vatan Hainliği’ mi yoksa ‘Şehitlik’ mi?







— İnsanoğlunun bazı türleri, ‘makam istemiyor’ bunun yerine ‘hizmet yapmak’ istiyorlarmış… Acaba bu türler içinde politikacılar da var mıdır, dersiniz? Söyleyenler ‘numara’ mı yapıyorlar?

Soru: Söylenen söz doğru mudur? Galiba ‘istemem ama yan cebime koy’ gibi bir davranış biçimi midir söyleneler? Onun için mi vekillerin emekli maaşlarına toplumdan tepki gelmesine rağmen katmerli zam yaptılar? Ama beceremeyince de hiçbir şey olmamış gibi davrandılar? İnsan kendi kendinin maaşına zam yapar mı? Ya da ‘dünyanın en akıllı adamı benim’ dersem kim inanır?



— Ölümü üzerindeki şüphelerin hâlâ kalkmadığı Reis lâkaplı Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu, bir zamanlar ‘iki saniye sonrasına bir garantimiz olmayan hayatımız için fırıldak olmaya gerek yok!’ demişti…

Soru: Haksız mı idi? Verilen hüküm kalanlar için de geçerli değil mi?



— Bazı insanlar o kadar çok şeyden haberdar olurlarmış ki, herkesin Kanûnî Evvel’ini ve Kanûnî Âhir’lerini ve dahi Cemaziyülevvel’lerini çok iyi bilirlermiş…

Soru: Bu çok-bilmiş kişiler, herkesin Cemaziyülâhir’lerini de bilebilirler mi?



— Deniyor ki: ‘nice canlılar vardır ki, rızıklarını taşımazlar (yiyecek biriktirmezler). Onları da, sizi de Allah rızıklandırır’…

Soru: Peki, aç kalsa muhtemelen yardım alacak birini bulamayacak olan hayvanlar bu işin sırrını bilirken, yedi sülalesine yetecek kadar mal, mülk ve yiyecek biriktirenlere ne demeli? Verilen hüküm insanlar için de geçerli değil mi?



- ‘Hayat gülmeyi, Sevgi hak etmeyi, Vefa unutmamayı ve Dostluk, sâdık kalmayı bilenler içindir’ demiş birileri...

Soru: Allah, Allah… Gülmeyenler, hayatı bilmiyor; hak etmeyenler, sevgiden habersiz; unutanların, vefadan bîhaber ve sadık olmayanların da dost olmadıkları mı söylenmiş?



— ‘İşi dümen olan herkes kaptandır, harbiden’ demiş birileri…

Soru: Allah, Allah… Her kaptanını bir dümeni olur da, her dümenin bir kaptanı niye olmasın?



— Bazıları suyu, bazıları hikâyeleri, bazıları yemini, bazıları şiirleri ve bazıları da zehiri yudum yudum içermiş… Hepsinin gittiği yer aynı olduğuna göre ve içen de bundan etkilenmediğine göre, fark eden bir şey yoktur, denebilir…

Soru: Öyle mi? O zaman içilen maddelerin adları neden değişik?



— Dimyat’ı, Sâkârâ’yı, Beyaz Şehir’i ve Hanya’yı ‘ihya edenler’ (!) şimdi de Beyaz Saray’ı ihya edeceklermiş…

Soru: Sırada başka neresi olabilir? ‘Tersin’ mi yoksa ‘Kara Saray’ mı?



— Şaşkın ördeğin ne yapacağı, neresinden dalacağı, nereye doğru ve nasıl yüzeceği çok kimse tarafından tahmin edilemezmiş… Çünkü Bosna Saray’a doğru da, Beyaz Saray’a doğru yüzebilirlermiş.

Soru: Hangi uygulama doğru? ‘Bosna Saray’ yönü mü yoksa ‘Beyaz Saray’ yönü mü?



— ‘ İnsanoğlunun başına gelenler, birer imtihandır… Şikâyet etme… İmtihan dediğin illâ kâğıt kalem ile olmaz ki… Kul, kul ile de imtihan edilir’ demiş birileri…

Soru: Allah, Allah… Her kafadan bir ses çıkıyor… Herkes konuşuyor… Bilen de bilmeyen de bir bilen havasında neden konuşuyor ki?



— Derler ki bir zamanlar, Çin İmparatoru’nun kâhini, gelecek yılda susuzluk çekileceğini, herkes susuzluktan kavrulacağını, sonra yağmur yağacağını ve susuz insanların yağan yağmur suyundan doya doya içip rahatlayacağını ancak içenlerin hepsinin delireceğini söylemiş… İmparator da tedbir alıp bütün sarnıçlarını, küplerini ve içinde su tutulabilecek ne varsa su ile erkenden doldurtmuş. Gün gelmiş, kâhinin söyledikleri gerçekleşmiş. Ülkede kafayı ‘üşütmeyen’ yani deli olmayan tek kişi olarak da İmparator kalmış…

Soru: Şimdi kim akıllı kim deli? Kime göre? Acaba tümü deliren halk, ‘aa, bizim hükümdar delirmiş’ der mi, demez mi?



— Erbabınca çok iyi bilinen Üzeyir Lokman ÇAYCI, 2007 yılında ‘Sen içinde bulunduğun zamanın çocuğusun’ isimli bir şiir yazmıştı...

O şiirin bir kısmında şöyle diyordu:

İşine geldiği gibi hareket et,

Dostunu defterinden sil,

Arkadaşını unut,

Akrabanı gözden çıkart,

Kendine göre kurallar koy,

Bulunduğun yeri iyice daralt,

Sen içinde bulunduğun zamanın çocuğusun...

Soru: Allah, Allah… Bu da nereden çıktı, durup dururken? Ne diyor bu adam? Kime söylüyor? Neden söylüyor?



Allah,

‘Daldan dala ─ Oradan buradan’,

‘Saçma sapan’

Konuşmalardan korusun…









Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 59
Dün Tekil 1505
Bugün Tekil 1884
Toplam Tekil 4076665
IP 3.129.211.87






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























16 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk milletindenim diyen insanlar her eyden nce ve mutlaka T rk e konu mal d r.
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.192 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu