DP 8. Olağan kurultayı için KKTC’ye gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, Türkiye Büyük Birlik Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Gürhan ve DSP Genel Başkan Yardımcısı Dursun Tuncer Ertürk Haberdar Gazetesi’ne konuştu.

Kıbrıs Türküne desteklerinin her koşulda süreceğini vurgulayan Kapusuz, Gürhan ve Ertürk Kıbrıs Türkü’nün hakkını ve hürriyetini güvence altına alacak bir çözüme ulaşılması için sarf edilen çabaları desteklediklerini ifade ettiler.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Salih Kapusuz Haberdar Gazetesi’ne konuştu. TC ve KKTC’nin her zaman fikir birliği içinde hareket ettiğini belirten Kapusuz, müzakerelerde sonuna kadar destek olacaklarını ifade etti. Kıbrıs Türkünün her zaman çözümden yana olduğunu anımsatan Kapusuz, sorumluluğun Güney Kıbrıs’ta ve AB’de olduğunu vurguladı.

Kıbrıs sorununu anlatmadıkları platform kalmamasına rağmen bazı makamların hala anlamadıklarını kaydeden Salih Kapusuz, Adada BM parametreleri doğrultusunda adil, kalıcı, Kıbrıs Türkü’nün hakkını ve hürriyetini güvence altına alacak bir çözüme ulaşılması için sarf edilen çabaları desteklediklerini ifade etti. Çözümsüzlükten yana olan kesimden yana tavır alınmaması gerektiğini vurgulayan Kapusuz, çözümü reddeden Rumların ödüllendirilerek AB’ye üye yapıldığını anımsattı.

“Kimse Kuzey Kıbrıs’ın egemenlik haklarından taviz vermemizi beklemesin”

Hiçbir konu ve uluslararası sorun kapsamında Kuzey Kıbrıs’ın egemenlik haklarından taviz vermelerinin beklenmemesi gerektiğini söyleyen Kapusuz, KKTC’nin siyasi eşitlik, hak ve çıkarlarını gütmeyen hiçbir hesabın içinde olmayacaklarını vurguladı.

“AB gaflet içinde”

AB’nin gaflet içinde bulunduğunu kaydeden Kapusuz şöyle dedi: “Güney Kıbrıs’ın dönem başkanlığı konusunda AB’ye her türlü telkinde bulunduk. Bu süreçte AB ile ilişkilerimizi dondurma dahil, hiçbir şeyden kaçınmayacağız.”

“İki kardeş devlet çerçevesinde”

Salih Kapusuz, Güney Kıbrıs’ta sürdürülen doğalgaz arama çalışmalarıyla ilgili olarak ta şu açıklamayı yaptı: “Tabii kaynaklara gelince; uluslar arası hukuktan ve egemenlik haklarından asla taviz vermeyiz. Söz konusu olan tüm bu unsurlar göz önünde bulundurulduğunda iki kardeş devlet çerçevesinde ortak hareket ederek tüm sıkıntıları aştık, aşacağız.”

“Bazı kendini bilmezler KKTC’nin devlet olmadığını söylüyor”

Türkiye Büyük Birlik Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Gürhan Haberdar Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, TBMM’deki bazı kendini bilmez vekillerin KKTC’nin devlet olmadığını söylediklerini kaydetti. “Kıbrıs bir devlettir. Devlet olmak 1571’den bu yana Kıbrıslı Türklerin geleneğidir” diyen Gürhan, bu ifadeleri kullanan vekillerin Türk milletinin üstünde kene olduğunu dile getirdi.

“Onlar bu milletin asli unsurları değil”

TBMM’den KKTC’nin devlet olmadığını söyleyen BDP’li milletvekillerine ateş püsküren Gürhan, “onlar bu milletin asli unsurları değildir. Asli unsurlara da söz söylemeye hakları yoktur” dedi. Bu kişilere, bu sözleri söyletenin ya Rum, ya da Yunan olduğunu savunan Gürhan, “bu sözleri bunlara olsa olsa ya Yunan, ya da Rum söyletebilir. Bunların dokunulmazlığı kaldırılmalıdır” şeklinde konuştu.

“Bunlar Türk milletinin kenesidir”

Gürhan sözlerini şöyle sürdürdü: “KKTC’ye dil uzatan bu arkadaşlar Türkiye’nin kenesidir. Kene gibi yapışmışlardır. Türkler her zaman yardımsever olmuşlar, kendilerinden olmayana da yardım etmişler, siyasi haklar tanımışlardır. Osmanlı’dan beri azınlıklara haddinden fazla değer verilmiştir. Bu tip konuşanlar da ekmeğimizi yiyip, bizi hançerlemeye devam edenlerdir.”

“Kıbrıs bizim için ada parçası değil”

KKTC’nin kendileri için bir ada parçası olmadığını belirten Gürhan, KKTC ile Türkiye arasında soy bağının olduğunu belirtti. Kıbrıs halkının 1571’den bu yana bağımsız mevcudiyetini sürdürdüğünü vurgulayan Gürhan, Kıbrıs sorununun çözümünü istediklerini ancak masada hançerlenmekten bıktıklarını dile getirdi.

“Adriyatik’ten Çin seddine kadar”

Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar kaynaşmış bir Türk Dünyası istediklerinin altını çizen Ahmet Gürhan KKTC ve TC arasındaki ilişkinin bazı güçler tarafından köreltilmeye çalışıldığını, ancak bu güçlerin bu kirli emellerine ulaşamayacaklarını sözlerine ekledi.

“Annan Planında taviz verildi”

DSP Genel Başkan Yardımcısı Dursun Tuncer Ertürk konuşmasına kurucu cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a acil şifalar dileyerek başladı. Kıbrıs’ın kendileri için her zaman önemli olduğunu belirten Ertürk, Kıbrıs meselesine Türkiye’nin önemli davalarından biri olarak yaklaştıklarını, o yüzden partilerinin kapısında Türk bayrağı ile birlikte KKTC bayrağının da dalgalandığını ifade etti.

“Bir kırgınlık yaşadık”

Kıbrıs davasının ticari ilişkilerle, ekonomik amaçlarla ya da başka nedenlerle vazgeçilecek bir dava olmadığının altını çizen Ertürk, 2002’deki iktidar değişiminden sonra bir kırgınlık yaşandığını dile getirdi. Annan Planı’nın oylanması sırasında büyük taviz verildiğini savunan Ertürk, uluslar arası camianın, Annan Planı’nın oylanmasından cesaret alarak Kıbrıs Rum Kesimini Kıbrıs’ı temsilen AB’ye üye yaptığını kaydetti.

“Rumların AB üyesi olmasının sıkıntısını yaşıyoruz”

Gerek Türkiye’nin, gerekse KKTC’nin Rum kesiminin AB üyesi olmasının sıkıntısının yaşandığını belirten Ertürk sözlerini şöyle sürdürdü: “Kıbrıslı Türk vatandaşlarımızın ayrı bir devlet olarak örgütlenmelerini hep destekledik. DSP’nin iktidar olduğu dönemde Kıbrıs’la ilgili olarak alınan son karar, gerekirse her türlü birliktelik olanağı sağlamayı, hatta entegrasyonu bile öngörüyordu. Bu konuda kararlı olduğumuzu da ortaya koymuştuk.”

“AK Parti Kıbrıs konusunda bizim savunduğumuz noktaya geldi”

Kıbrıs davasına sahip çıkacak her hükümetin yanında yer alacaklarını vurgulayan Ertürk, Kıbrıs davasından ayrılan kim olursa karşılarına dikileceklerini ifade etti. AK Parti’nin Kıbrıs sorununa yaklaşımının kendilerinin savunduğu noktaya döndüğünü dile getiren Ertürk, bunu memnuniyetle karşıladıklarını söyledi.

“KKTC’nin yük gibi gösterilmesine karşıyız”

KKTC’nin ekonomik durumunun zaman zaman Türkiye’ye yük gibi gösterilmesinden büyük rahatsızlık duyduklarını ifade eden Ertürk, Türkiye’nin yaptığı yardımın yük olmadığının çok iyi algılanması gerektiğini vurguladı. Kıbrıs’ın ticaretinin önemli kısmının Türkiye’ye yansıdığını kaydeden Ertürk petrol ve doğalgaz aramalarında da Kıbrıs Türk kesiminin haklarına sahip çıkmak gerektiğine dikkat çekti.

“Ecevit’in öğrencileri olarak Kıbrıs Davasına sahip çıkıyoruz”

Ecevit’in öğrencileri olarak Kıbrıs davasına sahip çıkmaya devam edeceklerini belirten Ertürk sözlerini şöyle sürdürdü: “Son günlerde Rum Yönetimi Başkanı Hristofyas, TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’la gizlide olsa bir görüşme yapma istediğini söylemektedir. Biz KKTC’nin geleceğinin kapalı kapılar ardında konuşulmasına razı değiliz. Eğer bir görüşme yapılacaksa KKTC’nin meşru organları olan Cumhurbaşkanı ile Başbakanı ile yapılmalıdır. Bu konuda Hristofyas’ın bir diyeceği var ise KKTC Başbakanına söylemelidir.”

“Kıbrıs sorunu 1974’de çözüldü”

Ertürk konuşmasında, Kıbrıs sorununun 1974 yılında yapılan Barış Harekatıyla birlikte çözüldüğünü söyledi. O tarihten sonra adaya barış, Yunanistan’a demokrasi geldiğini anımsatan Ertürk, KKTC’nin sınırlarının da 1974’den sonra çizildiğini ifade etti. Masada sınır çizmenin kimsenin haddi olmadığına vurgu yapan Ertürk, “Kutsal vatan toprağıdır. Kıbrıs’tan verilecek bir çakıl taşı yoktur” dedi.