Yaşarken Mezarını Yaptıran Aadam İsa Kayacan’dan: - Mezarlık Kültürü Salim TAŞCI - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









Yaşarken Mezarını Yaptıran Aadam İsa Kayacan’dan: - Mezarlık Kültürü Salim TAŞCI
Tarih: 28.11.2011 > Kaç kez okundu? 2831

Paylaş


KONUK YAZAR:





Her canlı ölümü tadacaktır.

Geçmişe şöyle bir bakıyorum da İsa Kayacan ağabeyle 1966 yılarından beri tanışıklığımız vardır. Ama O hiç geçmişte kalmadı…Yazılarıyla, kitaplarıyla, akademik kariyer ve kültürüyle hep zirve yaptı.Ağabeyliği,dostluğu,hatırşinaslığı cabası. Üstatlığını hiç ön plana çıkartmadı, mütevaziliğin ne demek olduğunu öğretti.

Kırmadan, incitmeden… Hani…

Bizim Yunus vari,’Bir kez gönül yıktın ise-Bu kıldığın namaz değil\’\’ Sevgide yaradanı arar, yine Yunusca \’\'Yaradılmışı severim,yaradan dan ötürü\’\’ Bu sözcüklerde yürür İsa Kayacan ağabeyimiz.

İsa Kayacan Ağabeyimiz, Yazım dünyasının, kalemidir, güneşidir. Siz ona Anadolu’nun vahası deyiniz. Dolu dolu, bitmeyen Anadolu hikâyesinde olduğu gibi…

…Ve şimdide kimsenin aklına gelmeyen bir konuyu kitaplaştırmış: Mezarlık Kültürümüzden Örnekler… Aslında konuyu herkesin aklındadır da. İnsanoğlu hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar gider, şu yalancı dünyada…

“Salimim der ki sert geldi yatağım

Kara toprak öper dudağım

Neyleyim buraymış son durağım

Yalancı Dünyaya küser giderim

Küsmek mi?, Ölümü kabullenmek mi?

Yoksa Rabba vuslata kavuşmak mı?

Yaşarken kazdırmış mezarını, başucundaki taşa yazdırmış adını İsa Kayacan

Altı boş taşa,

Bir geldi,pir geldi

Kayaya can kattı

Sonunda ….Yok devamını yazamam, Allah geçinden versin….

Sağlığında mezar kazdırmak,yürek ister, metanet ister….

Eh işte İsa Kayacan Ağabeyimiz bu….

Mezar taşlarındaki,yazılardan seçmeler yapmış,hepsi hayat dersi verecek cinsinden ….Ünlü şair, ozan, aşıklardan ölüm üzerine şiirler katmış ,tasavvufun doruğuna çıkmış, Bedri Rahmi Eyüpoğlu’ ndan:

“Ey ziyaretçi !

Bir gün ölüm bana gelecek unutma!

Yarın sana

Bir Fatiha okumadan geçme bana…’

Dizesini almış, nakışlamış kitabını…

Kitabın Konuşan mezar taşları bölümündeki yazılardan ilginçlikler akıyor.

Gülün, hüzünlenin, ardında vay anasını neler oluyor şu dünyada deyin.

Mezarlık Kültürümüzden Örnekler

İsa Kayacan üstadımızın 124. kitabı olup, daha, nicesine diyoruz.













"MENDERES'İN SON SÖZLERİ"

VE İSA KAYACAN’IN "MEZARLIK KÜLTÜRÜMÜZDEN

ÖRNEKLER" KİTABI

Mustafa Nevruz SINACI

Dünya fani-sonlu, oysa insan baki, yani sonsuzdur.

Dolayısıyla insanın sonsuz ömür ve ebedi hayata sahip olduğuna değil, yaşamın dünya hayatı ile sınırlılığına inananlar ölüm’ü mutlak bir son olarak görür ve vehmettikleri beklenir, (mukadder) biçimde sona ermekten dehşetli korkarlar.

Zaten bunların bütün yaşamları da korku içinde geçer.

Cehennemliklerin kara-kurası, kaygısı ve kâbusu budur.

Onların genellikle “iç dünyaları” ve vicdanları yoktur.

Dahası dünya, mal-mülk, para-pul, şan-şöhret sevdasıyla gözleri dönmüş, varlıklarını hırs, bencillik (egoizm) kin, nefret ve ihtiras bürümüş; Din ticareti yapan, paraya tapan ve organize siyaset simsarlığından çıkar sağlayan insanlık düşmanı zalimler ölümü akıllarına bile getirmemeye çalışırlar.

Suiistimal ehlinin aklında daima; devleti, dinî-ilmî, insani ve milli değerleri kullanarak çıkar sağlamak vardır. Bu, ahiret düşüncesine sahip olmadıkları, ilahi adalet ve mâşeri hesaba inanmadıkları için böyledir. Vahyi ifade ile: “Gözleri kör, kulakları sağır ve gönülleri kara”..

Kitabın yazarı Prof. Dr. İsa Kayacan, ilk sayfalardan itibaren başlayan ve yeri geldikçe “açıklama-aydınlatma” babında bu istikamette yeteri kadar bilgilendirme yapmış ve konuyu zaten yeterince aydınlatmış.

Şimdi oradan çıkan anlam’la, ‘yukarda açtığım’ tanımı sürdürüyorum:

Oysa (bunlar) mukadder akıbet (ölüm) akıllarına geldiğinde derinden sarsılır, dehşete düşer, hırçın, gergin, saldırgan, imansızlıktan mütevellit, akılsız, dengesiz, şuursuz (bilinçsiz) soysuz, hayvan altı iğrenç bir hal alırlar.

Bu, tabiatlarının bütün çirkinliğiyle tezahür biçimidir.

Hallerini ayan beyan eder, açığa çıkartır ve ortaya koyarlar.

Bu hali net biçimde ancak ölüm anında gözler, mezarlıkta müşahede edersiniz.

Dolayısıyla ölüm anları ve bu kritik evrede söylenen ‘son’ sözler çok önemlidir.

O an apaçık göstergedir.

Mevt ve/veya ölü, ceset hakkında çok açık, net ve doğru fikir verir.

Prof. Dr. İSA KAYACAN’IN KİTABI

Hoca’nın kitabının üç karakteristik özelliği var.

Bunlardan birincisi: Alan ve konusunda ilk… Zira sevgili ve değerli üstat İsa Bey konuyla ilgili olarak bizden bir makale istediğinde, literatürler dâhil bütün arama motorlarını içine alan geniş bir tarama ve araştırma yaptım. Dişe dokunur, kayda, kaale almaya ve dikkate değer hiçbir şey bulamadım. Bu cihetle kitap, alanında ilk olma özelliği taşır.

İkincisi: Kitap, yer (dünya) yaşamı, ortamı ve sonrası hakkında bilimsel, kültürel ve dinsel açıklama ve tanımlar içerdiği gibi, otantik, folklorik ve lirik (etkili, coşkun, kişisel ve şiirsel, duygusal) anlatımlarla konuyu zenginleştirmekte, geniş bir perspektif ortaya koymakta ve alandan derlenen farklı açılımları gözler önüne sermektedir.

Üçüncüsü: Kitapta, nadirden sayılabilecek çok özellikli bazı “ilk” ler yer almakta; Bu da İsa Bey’in kitabı hazırlama, derleme, değerlendirme ve düzenleme sürecinde ne kadar hassas davrandığını göstermektedir.

KİTABIN KALBİ

Yıllarca bazı ender siyasiler ve kanaat önderlerinin “son sözlerini” aradım durdum.

Örneğin, artık herkesçe bilinen Mustafa Kemal Atatürk’ün son sözleri mükemmel bir huzur, müstesna bir ahenk-saadet ve sonsuz bir mutluluk içinde boyut değiştirdiğinin, (vefat ettiğinin) hulus-u teslimiyet, feyiz, vuslat ve bu vuslattan duyulan memnuniyetin ifadesidir.

Ama ben “Şehit Başvekil Adnan Menderes’in son sözlerini” arıyordum.

Nihayet Prof. Dr. İsa Kayacan’ın 2008 yılı Temmuz ayında yayınlanan “Mezarlık Kültürümüzden Örnekler” isimli kitabının kalbi timsal 366. sayfasında aradığımı buldum.

Çok garip bir tesadüf ki, bunu yazmak, camiaya açıklamak ve yayınlamak da 2008 yılı Eylül ayına rast geldi. Yani, Cumhuriyet, Atatürk, Lâiklik, Demokrasi, Adalet ahlakı ve hukuka ihanetin kin, nefret, cinnet, cinayet ve katliamla tescil edildiği 16-17 Eylül 1961’in mâkus 47. yıldönümüne.

SON SÖZLER

Bakınız! Şehit Başvekil, Cennet mekân Merhum Menderes’in son sözleri:

“Size dargın değilim. (Biz) Sizin ve diğer zavallıların iplerinin hangi efendiler tarafından idare edildiğini biliyoruz. Onlara da dargın değilim. Kellemi onlara götürdüğünüzde deyiniz ki: “-Hürriyet uğruna ortaya koyduğu başını on yedi sene evvel alamadığınız için size müteşekkirdir.” İdam edilmek için ortada hiçbir sebep yok. Ölüme bu kadar metanetle gittiğimi, silahların gölgesinde yaşayan kahraman efendilerinize acaba söyleyebilecek misiniz? Şunu da söyleyeyim ki; Milletçe, bir gün kazanılacak hürriyet mücadelesinde sizi ve efendilerinizi yine ben, 1950’de olduğu gibi kurtarabilirdim.

Dirimden korkmayacaktınız! ancak, milletçe el ele vererek ölüm; Ölünceye kadar sizi takip edecek ve bir gün sizi silip süpürecektir. Buna rağmen, merhametim, yine de sizinle beraberdir.” (dedikten sonra yüksek sesle şehadet getirerek ruhunu teslim etmiştir) Ve Şehadete, (şehitliğe) ‘şehadetler getirerek’ (vatan hainleri tarafından kurdurulan idam sehpasına) Allah, Allah nidalarıyla pür neş’e, bayram sevinci ve saadetle giden bir milli kahraman, masum ve müsemma mana zengini abide insan: Fatin Rüştü Zorlu’nun son sözleri: “Allah memleketi korusun.

Millete zeval vermesin.

Haydi Allaha (CC) ısmarladık.”

Hoca (Prof. Dr. İsa Kayacan)’ dan Allah razı olsun.

Çok ince bir düşünce, ilahi tesadüf veya hassasiyet sonucu aynı sayfada (Mezarlık Kültürümüzden Örnekler, Sayfa: 366); Hak, adalet ve hukukun ebedi utancı yassı-ada çadır tiyatrolarında idama mahkum edilen “DEMOKRASİ ŞEHİDİ” iki mübarek insan’la bir 27 Mayıs faili, suçlusunun son sözleri birlikte yer almış.

Ne kadar ibret verici bir urum.

İşte, 27 Mayıs ihtilâlcilerinden Alpaslan Türkeş’in son sözleri:

“Oğlum, çok sıcak oldu. Şu kaloriferleri kapatın. Camları açın. Daralıyorum”

Evet, bu sözlerden anlaşılan dehşet, sıkıntı, korku, müthiş panik ve haleti ruhiye…

Cehennem kapısında hissedilen dayanılmaz sıkıntı ve ruz-i mahşerde hesap vermeye şiddetli direniş. Münhasıran bu açık, net, dürüstçe-isabetli yazım, şüphesiz yazar için bir lütf’u ilâhi, insanlar içinse ibret, hal ve hakikati ihsan olsa gerektir. Kaldı ki, “Mezarlık Kültürü” adı altında ayan derin bilgiler, her fani’ye nasip olmayacak kadar feyiz, hikmet ve ilham kaynağıdır. Hani kitabın kalbini teşkil eden ‘son sözler’ gibi. Söyleyen vesiledir.

Lâkin: Söyleten, yazdıran kudret!... Kudret-i ilâhi ne yüce. Elbette anlayana.,









Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 44
Dün Tekil 1505
Bugün Tekil 672
Toplam Tekil 4075454
IP 3.142.173.227






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























16 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk milletindenim diyen insanlar her eyden nce ve mutlaka T rk e konu mal d r.
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.192 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu