Maraş’ı veremezsiniz kardeşim! - Yurdagül BEYOĞLU/Prof. Dr. Yusuf HALAÇOĞLU - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









Maraş’ı veremezsiniz kardeşim! - Yurdagül BEYOĞLU/Prof. Dr. Yusuf HALAÇOĞLU
Tarih: 21.11.2011 > Kaç kez okundu? 3620

Paylaş










** “Teröristle masaya oturmak olmaz. Şımartırsınız. Tepenize çıkarırsınız. Osmanlı bu konuda çok ciddi davranmıştır. Teröriste düze inme şansını vermiştir ama ciddiyetle hareket etmiştir. Bu iş budur. Size saldıran adama ‘dur kardeşim oturup konuşalım, sonra saldırın’ mı diyeceksiniz”

** “Arabistan’da, Ürdün’de niye olaylar çıkmadı? Çünkü Amerika’nın istediği düzen orada var”

** “Kıbrıs’taki vakıfların çoğu zati vakıftır. O yüzden hediye edilmez, hibe edilmesi mümkün değil. Maraş’ı verin diyorlar ya, veremezsiniz kardeşim”

** “Büyük Ortadoğu projesinin temelinde Çin’i kontrol etmek vardı. Çin’in döviz rezervi 3.2 trilyon dolar. Amerika bunu kontrol altına alabilmek için Ortadoğu’ya hakim olmak istiyordu”

** “Eskiden Yunanistan’a gittiğimizde peşimize düşerlerdi, şimdi hiç düşmediler. Artık bunlarla uğraşacak durumda da değiller”

Milliyetçi Hareket Partisi Kayseri milletvekili, Türk Tarih Kurumu eski başkanı tarihçi Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu Kıbrıs’taki vakıf mallarıyla ilgili belgelerin arşivde olduğunu kaydetti. Kıbrıs'taki arazilerin 3'te 2'sinin Türklere ait olduğunu ifade eden Halaçoğlu, Balkanlar'da, Girit'te, Kıbrıs'ta Türklere ait vakıf mallarının gasp edildiğini belirtti.

Kıbrıs’taki Vakıf mallarıyla ilgili girişimin başlatılması halinde Kıbrıs Rumlarının bunun altından kalkamayacağını kaydeden Halaçoğlu, Türkiye ile masaya oturmak zorunda kalacaklarını vurguladı.

“Kıbrıs’taki arazilerin çoğu zati arazidir. O yüzden hediye edilemez. Hibe edilmesi mümkün değil. Maraş’ı verin diyorlar. Veremezsiniz kardeşim” diyen Halaçoğlu, Kuzey ve Güney arasında sürdürülen müzakerelerin bir sonuca bağlanmayacağı öngörüsünde bulundu. Kıbrıs’taki zengin petrol rezervlerinin çözümü zorlaştıracağını ifade eden Halaçoğlu, Büyük Ortadoğu Projesinden PKK terörüne kadar birçok konuyu Haberdar Gazetesi’ne değerlendirdi.



Soru: Geçtiğimiz günlerde verdiğiniz bir mülakatta Kıbrıs’ın üçte birinin Vakıf arazisi olduğunu söylediniz. Bu, birçok kez araştırmacılar tarafından da dile getirildi. Vakıf mallarının gaspından gelen hakla Kıbrıs’ta ne tür bir anlaşma olabilir?

Elimizde tüm bölgenin dökümü var. Buna göre Abdurrahman Paşa Vakfı'nın 78 bin dönüme yakın arazisi olduğunu görüyoruz. İngilizlerin kullandığı Agrotur ve Dikelya üslerinin olduğu araziler bile vakfın. 1878'de İngilizler geçici olarak alıyor, işletiyor, 1914'te iltihak ediyor. Maraş ve Mağusa bölgesi de vakıf arazisi. Lala Mustafa Paşa'nın otağından Maraş'a kadar uzanan yerde 30 bin dönüm arazisi görünüyor. Osmanlı'nın itirazına karşın el konulmuş.

“Örnek kararlardan başlayabiliriz”

Gümrükçü Osman Vakfının bir mensubu bunu mahkemeden tescil ettirmiş. Bizde bundan başlayabiliriz. Mülhak vakıfların uluslararası hukukta yeri var. Mülhak mallar devredilemez, hibe edemez, temlik edilemez. Vakıfların mirasçıları bugün hak talebinde bulunabilir. Bunları araştırmamız gerek. Araştırır ve bulgularla hareket edersek Kıbrıs'ta Rumlara ödenen tazminatları ödemek durumunda kalmayacağız.

Soru: Bugün Kıbrıs’ın üçte ikisinin zati vakıf malları olduğunu Türkiye bilmiyor mu?

Bununla ilgili çalışma grubu kuruldu. Belgeler var. Türkiye zaten biliyor. Ben söyledim. Şunlar şunlar yapıldığı taktirde Kıbrıs Rumları bunun altından kalkamaz dedim. Türkiye ile masaya oturmak zorunda kalır. Londra ve Zürih anlaşmaları yapılırken, gasp edilen vakıf mallarıyla ilgili Kıbrıs Türk Toplumu'nun haklarının saklı olduğu, malların geri alınması için başvurulacağına dair taslağa şerh düşülmüş. Gazimağusa Mahkemesi de izolasyonların kaldırılması karşılığında Maraş'ın Rumlara verileceğine dair demeçlere karşı bölgenin vakıf malı olduğunu tescillemiş. Dolayısıyla mallar karşılığı çok yüklü bir tazminat isteyebiliriz. Türkiye’de Vakıflar Yasası çıkardık. 1936'daki beyannameden fazla arazi verdik ancak Bulgaristan, Yunanistan ve Kıbrıs'ta kalan Osmanlı dönemi vakıfları konusunda karşılıklılık prensibini işletmedik. Madem AB bu yasaları istiyor, biz de çıkarıyoruz, üye olan o ülkelerden de bu yasaların çıkarılması talep edilmeli.

“Orası zati vakıf”

Kıbrıs’taki vakıfların çoğu zati vakıftır. O yüzden hediye edilmez, hibe edilmesi mümkün değil. Maraş’ı verin diyorlar ya, veremezsiniz kardeşim.

Soru: Akdeniz’de petrol rezervlerinin bulunması çözüme katkı mı sağlayacak, tam tersi bir etki mi yapacak?

Kıbrıs’ın doğalgaz rezervi herkesin iştahını kabartıyor. Orada Rumların yıllardır süren çalışması var. Tam platform kuruluyor, bizimkiler resti çekiyor. 2003’den 2011’e kadar neredeydiniz? Bence bunu milletin gazını almak için yapıyorlar. Muhtemelen daha önce farklı bazı görüşmeler yapılmış. Sismik için gemi gönderdiler. Sizin “orada petrol var mı, yok mu” diye bakmanıza gerek yok ki, orada var olduğu zaten biliniyor. Burada politik oyunlar var. Malatya’da radar sistemi kurdular. İran’dan Türkiye’ye füze atılırsa Malatya’dan önce İsrail’e bilgisi gidiyor. Biz Kayseri’nin Yozgat sınırında füzeyi yakalayabiliyoruz ama İsrail’e atılan füze İsrail’e varmadan yakalanıyor.

“Önce kankaydılar, şimdi düşman oldular”

Soru: Arap Rüzgarı olarak nitelendirilen sistem değişikliklerinden sonra yeni Ortadoğu haritasının belirlendiği, bu noktada Kıbrıs’ın akıbetinin de belli olduğu yönünde iddialar var. Bu, Kıbrıs sorununda sona gelindiğinin göstergesi mi?

Sanmıyorum, çünkü henüz Kıbrıs’ta büyük güçlerin istediği bir sonuca ulaşılmadı. Olayı biraz genişletirsek, 'Arap Baharı' olarak adlandırılan gelişmeler sonrasında bölgeye hemen demokrasi gelmeyecek çünkü demokrasi özümsenir. Kabile anlayışı halen süregelen bir Libya'ya siz demokrasiyi hemen nasıl getireceksiniz? Tepeden inme demokrasi olmaz. Suriye’nin tehdit edilmesine bakalım; Türkiye ile önce kankaydılar, şimdi düşman oldular. Ne oldu ki Suriye, Türkiye ile kavga etmeye başladı. Arap dünyasında buna karşı koyacak adam kalmadı. Sadece Yemen’le, Lübnan karşı çıktı. Amerika’ya karşı koyanların hepsi yok oldu. Hepsinin ipi Amerika’da şimdi. Arabistan’da, Ürdün’de niye olaylar çıkmadı? Çünkü Amerika’nın istediği düzen orada var.

“Suriye sibop”

Aslında Suriye sibop, doğrusu sigorta. Suriye bitseydi Türkiye karışabilirdi. İran’la savaşa bile girebilirdi. Başa dönecek olursak, müzakereler sonlanmayacak, çünkü henüz Amerika’nın istediği şekil yok. Kıbrıs’taki rezervlerden dolayı Türkiye’yi by-pass etmek istiyorlar. O zaman tüm haklarımızı kaybetmiş olacağız. Büyük Ortadoğu projesinden söz eden sadece Rice değil.

Soru: Büyük Ortadoğu projesinin amacı ne?

Büyük Ortadoğu projesinin temelinde Çin’i kontrol etmek vardı. Çin’in döviz rezervi 3.2 trilyon dolar. Amerika bunu kontrol altına alabilmek için Ortadoğu’ya hakim olmak istiyordu.

Çin enerji ihtiyacının büyük kısmını Ortadoğu'dan karşılaşıyor. ABD-Çin rekabeti nedeniyle Orta doğu'daki rejimler değişiyor. ABD, Çin'i kontrol edebilmek için onun enerji kaynağı olan ülkelerdeki yönetimleri değiştiriyor. Ucuz işçilik yüzünden Çin’e yöneldiler ama Çin’i kalkındırdıklarının farkına varmadılar. Çin’de müthiş bir ekonomi var çünkü 1 milyon 300 bin insan var. Bu kişiler günde bir buçuk dolardan çalışsa günde 450 milyon dolar yapar.

Soru: Yunanistan’daki ekonomik kriz müzakerelerde elimizi güçlendirir mi?

‘AB 10 yıl içinde çökecek’ demiştim, doğru çıktı. Yusuf Halaçoğlu’nun kehanetleri demişlerdi. Maalesef Avrupa’daki hammadde kaynakları bitti. Polonya, İspanya, Yunanistan, İtalya battı. Orada muhtemelen tek İngiltere ve Almanya kalacak. Büyük ihtimalle İngiltere Euro kullanmamasından dolayı kendini daha rahat kurtarır. Yunanistan’a dönersek; ekonomik gücü olmayan bir ülkenin siyasi gücü de olmaz. Yunanlıların ayağa kalkabileceğini sanmıyorum. Çalışma sistemleri bize uymaz. Saat gündüz 2’de dükkan kapatan bir millet nasıl kalkınacak?

“Eskiden Yunanistan’a gittiğimizde peşimize düşerlerdi”

Size bir şey anlatayım. Yeni İstanköy’den geldim. Eskiden Yunanistan’a gittiğimizde peşimize düşerlerdi, şimdi hiç düşmediler. Artık bunlarla uğraşacak durumda da değiller. Zaten böyle olmasa da müzakerelerden bir şey çıkmaz. Çünkü Rumların düşünce yapısı çok farklı. Türklere hayat hakkı tanımıyorlar. Bunlarla nasıl anlaşacaksınız?

Soru: Meclis kürsüsünde, PKK terörüne yönelik açıklamalarda bulunuyorsunuz. Kimdir bu PKK? Niçin kökü kazınamıyor?

Bu konuda duygusal değil, akılcı olmalıyız. PKK terörünün niteliğine ve bu teröristlerin nerelerden ders aldıklarına bakmak lazım. Kanserle savaşmak için kanserin hangi türü olduğunu bilmemiz gerekiyor. Kendilerini Kürt Alevi gösteren bazı Ermeniler var, bu gibi kişiler PKK içinde de var. Dolayısıyla PKK’yı bir Kürt hareketi, Kürt sorunu olarak görmemek lazım.

Bizde 31 Kürt isyanı oldu. Bunu kim destekledi; Avrupa. Hani batılılar teröre lanet okuyordu, niçin destek veriyor? Bunlarla masaya oturmak olmaz. şımartırsınız. Tepenize çıkarırsınız. Osmanlı bu konuda çok ciddi davranmıştır. Teröriste düze inme şansını vermiştir ama kararlılıkla hareket etmiştir. Bu iş budur. Size saldıran adama ‘dur kardeşim oturup konuşalım, sonra saldırın’ mı diyeceksiniz?