İktidar Çekişmeleri Ekseninde Suudi Arabistan - Doç. Dr. Abbas KARAAĞAÇLI - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









İktidar Çekişmeleri Ekseninde Suudi Arabistan - Doç. Dr. Abbas KARAAĞAÇLI
Tarih: 20.11.2011 > Kaç kez okundu? 3042

Paylaş


Uzun zamandan beri hastanede tedavi gören Suudi Arabistan (1) Kralı Abdullah, veliaht Sultan Bin Abdülaziz’in ölümüyle hastaneden çıkarak Kraliyet sarayına gitti. Kral Abdullah’ın tedavisini yarıda bırakarak hastaneden ayrılması ve fiilen idarenin başına geçmesi veliaht Prens Sultan Bin Abdülaziz’in cenaze törenine katılmaktan daha çok anlam ifade etmektedir.







Kral Abdullah, prensin ölümüyle meydana gelen boşluğu doldurarak Suudi ailesi içindeki iç çatışmaların önünü kesmek için saraya dönmüştür.





Kral Abdullah, eskiden beri aile içerisindeki gruplaşmaların çatışmaya dönüşmesinden çekinmektedir. Açıkçası bu tedirginliği ve rahatsızlığı da sebepsiz değildir. Zira alınan sıkı tedbirlere rağmen basına sızan haberlere göre kraliyet meclisinin veliaht ataması için yapılan gizli toplantıda prensler arasında sözlü dalaşma yaşanmış, toplantıda ortaya çıkan kargaşa sırasında prenslerden biri silahını Kral Abdullah’a doğrultmuştur. (2)





Anlaşılan ihtilaflar öylesine derin bir hale dönüşmüş ki kriz, veliaht Sultan Bin Abdülaziz’in cenaze törenine de yansımıştır. Çok sıkı güvenlik tedbirlerinin alınmasına rağmen sızan haberlere göre cenaze töreni sırasında Emir Naif’in veliaht seçilmesini kabullenmeyen ve bu atamayı destekleyenler arasındaki prensler arasındaki söz düellosu silahlı çatışmaya dönüşmüştür. Cenaze törenini naklen yayınlayan Suudi devlet televizyonu çatışmadan dolayı yayınını kesmek zorunda kalmıştır.(3) Veliaht Sultan Bin Aziz'in vefatıyla Suudi hanedanı içindeki güç ve makam çatışması biraz daha belirginleşerek ülke içindeki güç odaklarının iktidarı ele geçirme çabalarının su üstüne çıkmasına neden olmuştur.





Suudi Arabistan’ın yönetim yapısı kabile geleneklerini yansıtan iptidai bir idare şeklidir.(4) Suudi Arabistan’da iktidar değişikliği kraliyet ailesi içinde gerçekleşmektedir. Kral Abdülaziz ailesine mensup altı bin prensin bulunduğu bilinmektedir. Bu altı bin kişi devletin en üst kademelerini ve makamlarını doldurmak için sürekli bir çaba içinde olup iktidara erişme ve iktidarın nimetlerinden faydalanma mücadelesi vermektedir. Kral Abdullah ve etrafındakiler oldukça yaşlanmış durumdadır. Genç prensler ise zirvedeki yaşlıların vefatı halinde oluşacak iktidar boşluğunu doldurmak için mücadele etmektedir. Suudi kabilesi içindeki iktidar savaşında iki aşiretin öne çıktığı ve iktidarı kendi aralarında paylaştığı bilinmektedir.





Bunların birincisi El Südeyri (5) aşiretidir. Bu aşiretin önde gelenleri ülkedeki en önemli siyasi, askeri ve güvenlik mekanizmalarını denetimlerinde tutmaktadır. Ülkenin kurucusu Kral Abdülaziz de bu aşirete mensuptur. Diğer aşiret ise El Şemri aşiretidir. Ülkedeki ekonomik, ticari ve sanayi yapı genellikle bu aşiretin mensuplarının hâkimiyetindedir. Uzmanların görüşüne göre bu iki aşirete mensup güç merkezleri günümüzde daha fazla hâkimiyet alanı oluşturmak maksadıyla birbirleriyle sürtüşme halindedir. Kral Abdullah’ın ölümüyle bu sürtüşmenin artacağı öngörülmektedir.





Bilindiği gibi Kral Abdülaziz’in ölümünden sonra ülkeyi oğulları yaş ve kabiliyet esaslarına göre idare ettiler. Sırasıyla Kral Suud, Kral Faysal, Kral Halid, Kral Fahd ve şu anda 87 yaşında olan Kral Abdullah iktidar koltuğuna oturmuşlardır. 86 yaşında vefat eden veliaht Sultan Bin Abdülaziz’den sonra Kral Abdülaziz’in hayatta olan 2 erkek çocuğu daha bulunmaktadır. Bunlardan birincisi Kral tarafından veliahtlık makamına getirilen 77 yaşındaki Emir Naif diğeri ise Kral’ın en küçük çocuğu halen başkent Riyad’ın valisi olan Emir Selman’dır. Suudi Arabistan uzmanlarına göre Emir Naif’le birlikte ülkenin en güçlü adamlarından biri Emir Selman’dır. Kral Abdullah tarafından veliahtlık makamına atanan Emir Naif’in yokluğunda veliahtlık dolayısıyla krallığın önümüzdeki dönemde en güçlü adayının Emir Selman olacağı tahmin edilmektedir.





Veliaht Prens Emir Naif ve Uygulamaları



Veliahtlık makamına yeni atanan Emir Naif’le ilgili Batı kamuoyunda ve ülke içerisinde bazı soru işaretleri ve kuşkular vardır. Açıkçası Emir Naif’in sert kişiliği ve 30 yıllık içişleri bakanlığı döneminde çok parlak bir sicile sahip olmadığı ileri sürülmektedir. Emir Naif uzun süren bakanlık görevi süresince filizlenen ıslahat ve yumuşama hareketlerine karşı duruşuyla bilinmektedir. Naif, özellikle dini vecibelerin halk tarafından yerine getirilmesini denetleyen din polisinin (Muttava) uygulamalarına tam destek olmuştur. Oysa bu denetimi gerçekleştiren polis halkın en nefret ettiği kurumların başında gelmektedir. Bu nedenle bazı Suudi Arabistan vatandaşları Emir Naif’i tutuculuğun simgesi olarak görmektedir.





Naif’i tutucu olarak değerlendiren Suudi Arabistan vatandaşlarına göre Emir Naif iktidarı tam olarak ele geçirdiğinde bütün toplumsal ıslahat hareketleri sonlandırabilir. Hatta Naif’in ülkedeki danışma meclisi konumunda bulunan ve 150 üyesinin tamamı Kral tarafından atanan Şura Meclisi’ni feshedeceği ileri sürülmektedir. Bu kuşku Emir Naif’in katıldığı bir basın toplantısında Şura Meclisi’nin varlığının ülkeye hiçbir fayda getirmediğini beyan etmesi üzerine ortaya çıkmıştır. Naif, kadınların bu mecliste bulunmasından dolayı da rahatsızlığını dile getirmiştir. Ülkede yakın zamanda beliren en küçük muhalefet hareket dahi Emir Naif komutasındaki çeşitli güvenlik birimlerince anında bastırılmıştır. Ülkede petrol sahalarının bulunduğu güney ve doğu bölgelerinde yaşayan gelir düzeyi düşük Şii vatandaşların itirazları ve eleştirileri susturulmuş ve bastırılmıştır.





Emir Naif’in uyguladığı baskılar yabancıları da kapsamıştır. 1987’de hac farizası sırasında ABD ve İsrail aleyhtarı sloganlar attığından dolayı İranlı hacı adaylarına Emir Naif’in emrindeki Suudi güvenlik güçleri ateş açmış, yüzlerce İran vatandaşı öldürülmüştür. Emir Naif iç politikadaki baskıcı yönetimini dış politika uygulamalarında da göstermiştir. Bu uygulamaların örneklerini Yemen’de göstermek mümkündür. Yakın zamanda El Husi hareketi Yemen’in kuzeyinde Ali Abdullah Salih yönetimine muhalefet etmiş, demokratik hak taleplerini dile getirdiğinde Yemen güvenlik güçlerinin şiddetli tepkisine maruz kalmıştır. Silahlı direniş başlatan El Husi hareketinin bastırılmasında yetersiz kalan Yemen hükümeti Riyad’dan yardım talep etmiştir. Bu çağrı üzerine Emir Naif komutasındaki Suudi Arabistan ordusu El Husi hareketini bastırmak amacıyla Yemen’e müdahale etmiş, ülkenin kuzeyinde pek çok sivilin öldürülmesine ve yerleşim biriminin yerle bir olmasına sebep olmuştur.





Aynı sürecin Bahreyn’de de geliştiği ifade edilebilir. Bahreyn’de demokrasi ve özgürlük talepleriyle sokağa dökülen halkı bastırmada mevcut iktidar yetersiz kalınca, Emir Naif emrindeki Suudi Arabistan birlikleri bu ülkeye müdahale etmiştir.(6) Yemen’de hala beş bin Suudi Arabistan komandosu Yemenli muhalifleri bastırmaya devam etmektedir. Bahreyn'deki mevcut yönetim ise ülkenin bütününde Suudi Arabistan askerlerinin desteği ile sıkıyönetim uygulamaktadır.





ABD; Fars Körfezi’ndeki en büyük deniz askeri üssünün bulunduğu Bahreyn’deki askeri varlığı, askeri tesislerinin idamesi ve zengin petrol kaynaklarını kontrol etme hedefiyle Körfez ülkelerini desteklemektedir. ABD, bu hedef doğrultusunda başta Suudi Arabistan olmak üzere Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Katar ve Umman gibi devletlere siyasi ve askeri destek sunmaktadır. ABD ve Batılı devletlere yakın politikalar izleyen bu ülkeler bölgedeki diğer aktörlerle ilişkileri kapsamında da aynı çizgide tutum geliştirmektedir. (7) Son dönemde Suudi Arabistan ve Ürdün’lü bazı yetkililerin Esad iktidarı ile ilgili beyanları bu eğilimi doğrular niteliktedir. Nitekim Suriye’nin Arap Birliği üyeliğini askıya alma söyleminin Batılı ülkelerin telkiniyle ortaya çıktığı zannedilmektedir.





Bu ülkelerin Suriye’deki gelişmeler karşısında takındığı tutum ile kendi egemenlikleri altındaki halklarının muhalefeti karşısındaki duruşu belirgin bir tezada işaret etmektedir. Diğer ülkelerdeki hadiseler söz konusu olduğunda demokrasi ve insan hakları söylemlerine başvuran, rejim değişikliğinden bahseden yönetimlerin aynı kaygıları kendi ülkeleri için de taşıması ve demokratikleşme istikametinde adım atması gerekmektedir. Ortadoğu’daki bu manzara, bölgede Batılı ülkelerin desteğiyle iktidarını sürdüren ve Batılı ülkelerin çıkarları doğrultusunda hareket eden devletlerin varlığını sürdürdüğünü göstermektedir. Bu nedenle Arap Birliği (8) zirvesinde Suriye’nin üyeliğinin askıya alınmasını sağlayan üye devletlerin başında Bahreyn (9), Suudi Arabistan (10), Ürdün ve Yemen’in (11) yer alması olağanüstü bir gelişme değildir.





Suudi Arabistan’a dönecek olursak bazı Batılı uzmanlara göre Emir Naif hakkında öne sürülen kuşkular abartılı ve yersizdir. Zira Emir Naif en az 30 yıldan beri ülkenin iktidar piramidinde en üst seviyede yer almış ve yönetimin içinde bulunmuştur. Öte yandan Emir Naif’in veliahtlık makamına getirilmesi Kral Abdullah’ın kendi ailesi etrafında hoş karşılanmamıştır. Özellikle Kral Abdullah’ın oğlu Prens Medebh Bin Abdullah’ın etrafında toplanan bir grup veliahtlık makamının Prens Medebh’in hakkı olduğu düşüncesinde birleşmiştir. Bu grubun yukarıda sözü edilen El Şemri aşireti mensupları olduğu göz önünde bulundurulduğunda ihtilafın derinliği anlaşılacaktır.





Sonuç olarak; Kral Abdullah Suudi Hanedanı içerisindeki dengeleri gözeterek Emir Naif’i veliahdı olarak atamıştır. Atama sırasında ve vefat eden veliahdın cenazesindeki sürtüşme ve çalkantılar kamuoyuna fazla yansımadan kapatılmaya çalışılmıştır. Kuşkusuz önümüzdeki süreçte ve özellikle Kral Abdullah’ın vefatıyla birlikte bu anlaşmazlıklar aile, hanedan, aşiret, kabile ve nihayetinde ülke bazında çatışmalara neden olabilir. Suudi Arabistan’ın istikrarı ve güvenliği ABD için hayati önem arz etmektedir. Suudi ailesinin yönettiği Suudi Arabistan ABD’nin bölgede en iyi ilişkiler içinde olduğu müttefiklerindendir. Suudi yönetiminin ABD’ye bağlı olduğu aşikârdır. Bu nedenle Riyad’daki gelişmelerde Washington’ın rolü dikkate alınmalıdır.





Suudi Arabistan yönetimi içte ve dışta çok temel sorunlarla karşı karşıyadır. İçte pek çok özgürlük kısıtlanmış durumdadır. Ülkede siyasi parti, dernek, sendika, mesleki birlik, sivil toplum teşkilatı gibi teşkilatlanma biçimleri yasak olduğu gibi muhalif gazete, dergi, sinema ve tiyatro gibi faaliyetler de yoktur. Diğer taraftan ülkede büyük bir gelir eşitsizliği söz konusudur. Suudi hanedanı ve yakın çevresi oldukça müreffeh bir hayat sürmektedir. Nitekim ülkenin kaynaklarının büyük bölümünün bu azınlığın elinde tükendiği gözlemlenmektedir. Dışta ise bölgedeki gelişmeler Suudi Arabistan’ı tedirgin etmektedir. Arap Baharı’nın Suudi Arabistan’ı da etkileyeceği tahmin edilmektedir. Riyad, Irak’taki değişimden hoşnut değildir. Mısır’da Mübarek iktidarının devrilmesi Suudi Arabistan’ı kaygılandırmıştır. Tunus’un devrik lideri Zeynel Abidin Bin Ali ise bu ülkeye sığınmış durumdadır. Yemen lideri Ali Abdullah Salih de tedavisi için Suudi Arabistan’da bir süre kalmış, sonra ülkesine dönmüştür. Riyad, bölgede pek çok konuda birlikte hareket ettiği iktidarların devrilmesinden endişe duymaktadır. Bu süreç, Suudi hanedanı egemenliğindeki Suudi Arabistan’ı sıkıntılı günlerin beklediğini haber vermektedir.











Sonnotlar:



1-Suudi Arabistan Krallığı: Yüzölçümü 2.149.690 km2, Toprak Sınırı: 4.573 km, Sahil Şeridi: 2.510 km, Nüfusu: 28.686.633 (2009 sayımı), Nüfus Dağılımı: %30’dan fazlası göçebe ve yarı göçebe, %70 şehirlerde yaşıyor. Dini: %92 Vahabilik, Bağımsızlığı: Emir Abdülaziz (İbn-i Suud’un 15.01.1902 tarihinde Riyad kentini ele geçirmesi ve 8.01.1928 Hicaz Kralı olarak ilanı arasındaki fetihlerle adım adım oluşmuş ve 18.09.1932’de devletler hukuku açısından “Suudi Arabistan Krallığı”na dönüşmüştür.) Devlet ve Yönetim Biçimi: Anayasa, kanun ve yaşam biçimi için İslam dinini kaynak alan monarşi. Yasama, yürütme ve yargı güçleri Kral’ın şahsında toplanmıştır. Ayrıca Kral, en yüksek dini unvanı da taşımaktadır. Anayasa ve danışma meclisi kurulması öngörülmüş, 2002 yılında Beyet Konseyi oluşturulmuştur.



2- http://irdiplomacy.ir/fa/news/32/bodyView/17285/اسلحه.کشی.در.مراسم.انتخاب.ولیعهد.عربستان.html



3 - http://irdiplomacy.ir/fa/news/32/bodyView/17370/درگیری.فیزیکی.شاهزدگان.عربستان.در.مراسم.تشییع.ولیعهد.html



4-

http://www.bilgesam.org/tr/index.php?option=com_content&view=article&id=1053:suudi-arabistanda-ktidarn-gelecei&catid=77:ortadogu-analizler&Itemid=150



5- El Südeyri Aşireti: Aşiretin liderlerinden Ahmet Bin Muhammed El Südeyri tarafından Suud ailesiyle irtibat kurulmuştur. Kral Abdülaziz Bin Suud, bu aşiretin lideri ve silah arkadaşı olan Ahmet Bin Muhammed’in kızı Hisse ile evlenmiş, bu evlilikten 7 erkek çocuk dünyaya gelmiştir. Bu çocuklar eski Kral Fahd, yeni vefat eden veliaht Sultan Bin Abdülaziz, Savunma Bakan yardımcısı Bin Abdülaziz, Başbakan ikinci yardımcısı ve İçişleri Bakanı, Savunma eski bakan yardımcısı Teraki Bin Abdülaziz, Riyad Valisi Selman Bin Abdülaziz ve İçişleri Bakan yardımcısı Ahmet Bin Abdülaziz’dir.



6- http://www.bilgesam.org/tr/index.php?option=com_content&view=article&id=994:bahreyn-krizi&catid=77:ortadogu-analizler&Itemid=150

ve http://www.bilgesam.org/tr/index.php?option=com_content&view=article&id=1029:bahreyn-krizi-ekseninde-suudi-ve-ran-catmas&catid=77:ortadogu-analizler&Itemid=150



7- http://www.aygazete.com/Anasayfa.php?59098



8- Arap Birliği: Arap Ligi olarak da adlandırılan bu uluslararası teşkilat, 22 Mart 1945 yılında Arap devletleri arasında işbirliğini geliştirmek amacıyla Lübnan, Mısır, Suriye, Suudi Arabistan ve Irak tarafından kuruldu. Merkezi, Mısır’ın başkenti Kahire’de bulunan teşkilatın 22 üyesi bulunmaktadır. Kurucu üyelerin dışında; Bahreyn, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Tunus, Umman, Kuveyt, Somali, Fas, Moritanya, Filistin, Komor, Cibuti, Sudan ve Yemen de Birliğe üyedir. Teşkilata üye ülkeler arasında ekonomik, siyasi, kültürel, sosyal, ticari, eğitim ve benzeri sahalarda işbirliği olanakları sağlanmaktadır. Türkiye, Afganistan, Pakistan, İran ve diğer birkaç Müslüman nüfuslu ülke gözlemci sıfatıyla teşkilatın faaliyetlerine iştirak etmektedir.



9- http://www.bilgesam.org/tr/index.php?option=com_content&view=article&id=994:bahreyn-krizi&catid=77:ortadogu-analizler&Itemid=150

ve

http://www.bilgesam.org/tr/index.php?option=com_content&view=article&id=1029:bahreyn-krizi-ekseninde-suudi-ve-ran-catmas&catid=77:ortadogu-analizler&Itemid=150



10- http://www.bilgesam.org/tr/index.php?option=com_content&view=article&id=1053:suudi-arabistanda-ktidarn-gelecei&catid=77:ortadogu-analizler&Itemid=150



11- http://www.bilgesam.org/tr/index.php?option=com_content&view=article&id=1067:arap-baharna-farkl-bak&catid=77:ortadogu-analizler&Itemid=150





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 52
Dün Tekil 1505
Bugün Tekil 1226
Toplam Tekil 4076007
IP 18.116.85.72






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























16 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk milletindenim diyen insanlar her eyden nce ve mutlaka T rk e konu mal d r.
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 2.789 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu