Yazılarımıza uzun bir ara verdik. Şöyle bir etrafa bakalım da,



iktidar yüzde elli oyu aldıktan sonra neler yapacak diye gözlemledik. Seçim sonrası



tarafımızın görüşü AKP’nin MHP eritme çabası içine gireceği ve “Milliyetçi” söylemleri



ön plana çıkaracağıydı. Bugün manzaraya bakınca bu gerçeği görüyoruz.



Bugün aslında bu konuda hasbihal edelim dedik ama iki gün



önce yüreklerimizi yakan ve PKK vahşetinin iç yüzünü ortaya koyan bir olayı yaşadık.



Bu ne ilk ne de son ama, bu kayıtsızlık sürdüğü sürece olaylar tırmanarak artacaktır.



Terör örgütü yirmi dört evladımızı şehit edince “Kara Harekatı” akla geliyorsa bu işte



bir yanlışlık var demektir. Bu işin yeri belli yurdu belli. Neresi KANDİL…. Hani İran’ın



operasyon yaptığı yer var ya…! Baksınlar bakalım büyük bir eylem sonucu mu yapmış,



bu sorunun cevabı yeterli….



Gelelim TRT’ye… TRT Genel Müdürü sayın İbrahim Şahin’in



görev süresi Kasım ayında doluyor. Görev süresince yaptığı doğrularla ya da



yanlışlarla dört yılını geride bıraktı. Yaptığı doğruların en başında televizyon



kanallarının tematik ayrımı oldu. Tematik yayıncılık günümüz yayıncılığının olmazsa



olmazıdır. Ancak televizyona verilen önem TRT’nin “R”si yani radyosuna verilmedi.



O kadar ki, bir duyumumuza göre Programdan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı’na



bağlı “Radyo Dairesi Başkanlığı” İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardım-



cılığı Makamına bağlandı. Gerekçe ilginç Genel Müdür Yardımcı sayın Zeynel Koç



“Radyo Dairesi Başkanlığı’nın” kendisinden alınmasını istemiş…. İş bu kadar vahim



görünüyor. Sayın Genel Müdürün yaptığı en vahim hataysa “İdari Yapılanma”



konusunda yapmış olduğu hatalar. Dünyanın hangi kurumunda idari birimler



olan ve yetkisi “Bölge Müdürlüğü” düzeyinde olan “TRT Müdürlüğü” gibi birimler



Teknikten Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı’na bağlanır. Hayatı boyunca teknik işlerle



uğraşmış bir kişiye “İdari Ağırlıklı Birimleri” bağlamak görülmüş bir şey midir? Sayın



Genel Müdür “Hukuk” mezunudur, acaba “Kamu Hukuku” ya da “İdari Hukuk” hocaları



böylesi bir yapılanmayı tez olarak görselerdi ne yaparlardı diye düşünmeli.



Sayın Genel Müdürün yaptığı en önemli hatalardan biri de TRT



Kurumu’na birkaç istisna hariç doğru “Yönetici” atayamaması olmuştur. Yayın



Kuruluşu için en önemli atamalardır “Yönetici Atamaları.” Yönetici yönettiği birimi ileri



görüşlülükle ve liderlik özellikleriyle yönetir. Yönetici görevlerini alt sorumlulara



bırakıp iş yapmaya kalkarsa, o birimin ileri gitmesi mümkün olmaz. İşler deyim



yerindeyse rutin gider. Yayıncılık rutin işlerle yürümez ve gelişmez.



Her gazetecinin bir haber veren kuşu vardır. Bizim kuşumuzda



TRT İzmir Müdürlüğü’nde 20.Ekim.2011’de yaşanan ilginç bir olayı anlattı. Olay şu;



bildiğiniz gibi Hakkari’nin Çukurca İlçesi’nde yirmi dört Mehmetçiğimizi şehit verdik.



Türk Habersen bu olayı kınamak için her yerde toplanarak eylem yapma kararı almış.



Buraya kadar herşey güzel. Kınama amaçlı toplanma eylemi yapılmış. Böyle bir eylem



olunca sendika ayrımı olur mu? Sendikalı sendikasız herkes katılmış. Burası da çok



güzel. Peki TRT İzmir Müdürü, Radyodan Sorumlu Müdür Yardımcısı ve Destek



Hizmetlerinden Sorumlu Müdür Yardımcıları katılmış mı? Siz ne beklersiniz? Şahsen



TRT Müdürü’nün “Bölgenin Amiri” olarak herkesten önce katılmasını beklerdim. Diğer



Birim âmirlerinin de öyle. Hele TRT İzmir Müdürlüğü binasındaysanız….. Alınan bilgiler



hepsinin binada olduğu yönünde. Bu kötü örnekler içinde iyi örnekler de var.



Vericilerden Sorumlu Müdür Yardımcısı ve Haberlerden Sorumlu Müdür Yardımcısı bu



eylemde yerini almış. Kendilerine teşekkür ediyoruz özellikle.















Bu vatan için şehit olmuş evlatlarımız için yapılan bir eyleme



katılmayan âmirlerle, bu eylemi gerçekleştirenler arasında ne fark var acaba diye



düşünmek gerekir. Bu vatan için şehit olmuş askerlerimiz için ayıracak beş dakikası



olmayanları TRT İzmir Müdürlüğünde yönetici yapmak yanlış değil de nedir? Düşünün



İzmir gibi şehit kanlarıyla kurtarılmış “Ulusal Mücadelenin” en önemli savaşımını



vermiş bir kentin TRT yöneticileri…. Şehitlerin manevi anısına saygı da mı yok? Allah



için söyleyiniz bu kişilere devlet işleri emanet edilebilir mi? Düşünün vatana,



manevi değerlere karşı duyarsız, sorumluluk duyguları gelişmemiş kişilerin o



makamlarda işleri nedir? Bu olayı ihbar ediyoruz bu yazıyla. Hâlâ orada oturacaklar



mı?



Sayın Genel Müdür görev sürenizin son günlerinde böylesi



bir konuda “Üzerlerine düşeni yapamayan ya da yapmayan” TRT İzmir Müdürü,



Radyodan Sorumlu Müdür Yardımcısı ve Destek Hizmetlerinden Sorumlu Müdür



Yardımcısı hakkında gerekeni yapınız. “Milli bir davada, kurum içinde birliği tesis



edeceklerine, ayrılığı körükleyen ve şehitlerimizin manevi anısına saygı göstermeyen”



kişileri cezalandırın ki, başkalarına örnek olsun. Vatan için canını vermek kadar, bu



vatan için canını veren Yüce Şehitlerimizin anısına da sahip çıkmak bizim temel



görevimizdir. Aynı çağrıyı TRT’den sorumlu Başbakan Yardımcımız sayın Bülent Arınç’a



da yapıyoruz. Böylesi ağır bir kusur cezasız kalmamalı. Sayın Bakanım sizin bu



konularda ne kadar hassas olduğunuzu bilenlerdeniz. Göreve çağırıyoruz sağduyulu



herkesi. Eğer hâlâ bu vatan sevgisini az da olsa yüreğinizde hissediyorsanız,



şehitlerimizin anısına gerçekten sahip çıkmak istiyorsanız. Gün görev günüdür,



birleşme günüdür. Gün Şehitlerimize hakkettiği saygıyı göstermeyenlere ders verme



günüdür. Saygılarımızla. 21.10.2011







Özgür UĞUR



NOT : Bize ulaşmak isteyen dostlar ozgur.ugur2000@gmail.com adresine mail



atabilir. Düşünce ve önerilerinizi bekliyoruz. Sevgiyle kalın.