Halkın büyük çoğunluğu kaygılı, rahatsız, tedirgin, endişeli, sıkıntılı, huzursuz, hüzünlü ama kanaat sahibi aza da şükreder, o nedenle haksızlıklar karşısında soygunlar karşısında batılı ülkelerdeki gibi tepki göstermiyor. Allah cezanızı versin ya da ıslah etsin diye tepki koyuyor.







Sonuçta hukuksuzluk, sahiplerinin sağlığını bozmaya başladı. Sıkıntı, rahatsızlık, mutsuzluk, tedirginlik, gerginlik, hazımsızlık, şişkinlik, sıkışma artıyor.







Türk Millet’nin ve Türk Devleti’nin varlığı ve bekası tehlikede ama duyarsızlık hakim.







Bir çok duyarlı kişilerin; görüş, düşünüş ve değerlendirmeleri ile birlikte, sizin yaklaşımınızı bir bütün olarak ele almakta ve stratejik yol haritasını netleştirmeye çalışmaktayız.







Konu; ne düşüne akımı kanat önderleri konusudur ne sadece parti, ne dernek, ne vakıf ne de oluşum meselesidir. Mesele duyarlı unsurların ben kavramında kilitlenmesi, benlerin biz olma şuurunu idrak edememesinde yatmaktadır.







Türkiye’de;



Liberal, Demokrat, Muhafazakar, Ülkücü, Milliyetçi, Şamanist, Türkçü, Atatürkçü, Kemalist, İslamcı, Tarikatçı, Cemaatçi, Solcu, Sosyalist, Komünist, Militarist, Amerikancı, Avrupacı, İsrailci, Rusçu, Çinci, Arapçı, yaklaşımlardan kaynaklanmaktadır.







Ortak vizyonu, ortak akıl oluşumunu engelleyen referans kaynaklarıdır.







Bununla birlikte;



Vatandaşlık yara almış mıdır?



Fikri icra edecek lider ve çatı yokluğu var mıdır yoksa zayıf mıdır?



Milli duyarlılık fikri reaksiyon mudur?



Milli duruş, fikri planda gelişme göstererek geniş kitlelerde neden tasvip görememektedir?



Milli ve manevi değerlere sahip olanlarca kurultay toplanmalı mıdır?



Geleceğe ilişkin yol haritasının ana esasları belirlenmezse heyecanın saman alevi gibi sönmesi kaçınılmaz mı?



Bazıları AB’ne onurlu üyelikten yana



Bazıları imtiyazlı ortaklıktan yana



Bazıları Avrasya Birliğini savunuyor



Bazıları ABD mandacılığından yana



Bazıları Yeni Osmancılıktan yana



Bazıları Ortadoğu Birliği’nden yana



Bazıları Türk Birliği’nden yana



Bazıları İslam Birliği’nden yana



Bazıları da tümden karşı



Hukuku, kuralları evrensel değerleri tersyüz edenler utanmadan bir de yeni anayasa gerekir diyor. Var olan hukuk kuralları uygulanıyor mu ki!







Sorun fikir yokluğu değil fikir çokluğudur.



Her siyasi akımın temel Türkiye bakışı aksiyon değişmemiştir.



Dünya şartları değişiyor, dönüşüyor.



Yeni stratejiler üretmek gerekir ancak fikirde makas değişikliğine ihtiyaç var mı? Soru budur.



Millet adına millet tanımının sadece vatandaşlık bağına indirgenmesi kırılmalı mıdır?



Pasifleştirme operasyonuna karşı aksiyon nasıl ve ne şekilde olmalıdır?







Türkiye odaklı düşünce uygulanabilirliği olan temel gerçekçi yaklaşımdır.



Türkiye; merkez ülke olarak etrafında Balkanlar Ortadoğu Kafkasya hinterlandında merkez ülke doktrini yaşama geçirmelidir.







1074 yılında Selçuklu kurucusu Süleyman Şah ‘da, 1299 Yılında Osmanlı devletinin kurucusu Osman Bey’de, 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’te Türkiye merkezli düşünmüş ve uygulamışlardır.







Hiç kimse endişe etmesin ki; düşünülen, tasarlanan, planlanan, Yol Haritası belirlenen Yeni Türkiye merkezli devlet stratejisi uygulanacaktır.







Günün sözü: Bilgisiz bir kimse savaş davuluna benzer, sesi çok, içi boştur.