İsrail’in Gazze’de gerçekleştirmekte olduğu katliam dünyada büyük yankı buldu lâkin bunu sadece Müslüman ülkelerin halkları infialle karşıladı ve İsrail’i kınamak için nümayişler düzenledi. Bu katliamda birçok vahşet ortaya konuyor; masumların yaşadığı evler, okullar, yaralıların bulunduğu hastaneler hatta cankurtaranlar dahi bombalanıyor ve neticede savunmasız insanlar can veriyor. Şu ana kadar 1000’e yakın kişinin hayatını kaybettiği bilinmekte.

Katliamın başladığı günden itibaren birçok yazarımız bunu kınayan yazılar kaleme aldı. Yalnız tüm bu yazılarda salt İsrail hükümeti kınanıyordu. İsrail halkına bir kınama gelmedi. Ben İsrail halkının da bu katliamdan sorumlu olduğunun kanısındayım ve onlarında kınanması taraftarıyım.

Bu katliamın nedeninin, İsrail’de 10 Şubat’ta yapılacak olan seçimler olduğunun artık herkes farkındadır.

İsrail’de mevcut hükümet, Tzipi Livni’nin genel başkanlığını yaptığı Kadima Partisi ile Ehud Barak’ın genel başkanlığını yaptığı İşçi Partisi’nin koalisyonudur. Başbakan da Kadima Partisi eski genel başkanı Ehud Olmert’tir. Bilindiği üzere Olmert yolsuzluk iddiaları yüzünden genel başkanlıktan istifa etmiş yerine mevcut Dışişleri Bakanı Tzipi Livni seçilmiştir. Zaten, Olmert’in bu istifası nedeniyle seçime gidilmiştir.

Genel tabloya bakıldığında, seçim öncesi üç parti öne çıkmaktadır. Birincisi, genel başkanlığını Tzipi Livni’nin yaptığı, sağcı “Kadima Partisi’. İkincisi, genel başkanlığını Ehud Barak’ın yaptığı solcu “İşçi Partisi’. Üçüncüsü de, genel başkanlığını Benjamin Netanyahu’nun yaptığı milliyetçi “Likud Partisi”.

Gazze katliamı öncesi yapılan seçim anketlerine bakıldığında muhalefetteki Likud Partisi’nin bariz üstünlüğü göze çarpmaktaydı. Lâkin katliam sonrası yapılan anketlerde mevcut hükümeti oluşturan Kadima Partisi ve İşçi Partisi’nin oylarını yükselttiği görülmektedir.

Hükümeti oluşturan partilerin, muhalefetteki Likud Partisi karşısında oylarını yükseltmesi katliamı gerçekleştiren koalisyon partilerine İsrail halkının destek verdiğini göstermektedir. Bunun anlamı da, Gazze’de yapılan katliamı İsrail halkı desteklemekte ve bu insanlık suçuna ortak olmaktadır. Zaten birkaç gün önce haber bültenlerinde İsrail halkının, Gazze sınırında ellerinde dürbünlerle bombardımanı seyredip eğlenmelerinden bu katliama olan desteklerini ve insanlık vasıflarından yoksunluklarını göstermiştir. Tabii katliama karşı olup nümayişler yapan hatta bu nedenle gözaltına alınan İsraillileri tevzi etmek gerekir. Ama büyük bir çoğunluğun destek verdiği de ortadadır.

Hukukta, “suçluya yardım ve yataklık” ve “suçu ve suçluyu övmek” suçtur. Gazze’de masum insanları seçim için katleden ve bu katliamda yasak silahları kullanarak savaş suçu işleyen İsrail hükümetine destek veren İsrail halkı da yukarıda arz ettiğim suçları işlemekte olduğu için suçludur.

Zaten yukarıda bahsettiğim parti liderlerinin özgeçmişlerine bakınca, birisinin MOSSAD ajanı diğerlerinin de asker kökenli olduklarını görmek mümkünüdür. Bunlar bu görevleri sırasında birçok Filistinliyi katletmiş kişilerdir. İsrail halkının, bu kişileri parti genel başkanlığına getirmesi bile suçlu olduğunun en büyük kanıtıdır.

Netice itibariyle, zalime destek verende zalim ve suçludur. Hem seçim anketleri hem de parti genel başkanlarının özgeçmişleri bu gerçeği göstermektedir.

Namık Kemal bir dizesinde dediği gibi “İnsafsız avcıya hizmetten zevk alan köpektir”. İsrail halkı da insafsız hükümet ve partilere destek vererek onlara hizmet ettiğine göre varın gerisine siz karar verin.