Yeni bir dünya kuruluyor! Son zamanlarda en fazla duyduğum cümlelerden biri bu. Haber başlıklarında, yorumlarda, köşe yazılarında, röportajlarda… ve her aydın! Yeni bir dünya kurulurken kendine pay çıkartmanın gururunu paylaşıyor sevenleriyle… kurulan bu yeni dünyaya çimento oluşturmayı marifet sayan da var, yeni dünyanın toplum mühendisi olma yolunda ilerleyende…







Evet, yeni bir dünya kuşkusuz karşımızdaki… Tunus, Mısır ve Libya… birer birer yıkılıyor rejimler ve yenileri kuruluyor. Diktatörler gidiyor. Oysa mübarek geldiğinde onu gönderirken sevinen küresel sermaye gelişine de bir o kadar sevinmişti. Aslında küresel sermaye için ne kaddafi ne mübarek ne o ne bu, önemli olan kucağına göre birinin gelmesi yada gelenin küresel sermayenin kucağına oturacak istidada sahip olması.







ABD-İsrail ikilisi ile devletler sahnesini yöneten küresel sermaye, Tunus ve Mısır’dan sonra şimdi de Libya için demokrasi çağrıları yapmakta… biraz daha geriye gidersek bu çağrı Irak ve Afganistan için yapılmıştı.







Şimdi biraz düşünelim. Irak’a demokrasi getirmek için savaş ilan eden ve Saddam’ı devirip yönetimi Irak halkına teslim edeceği vaadiyle birkaç günde Saddam güçlerine diz çökerterek işini bitiren ABD yıllardır neden çıkmadı Irak’tan. Üstelik de ülkenin en önemli güç odakları ilk günden beri ABD ile işbirliği halinde olduğu halde. Irak’ta artık seçim var, seçim olduğuna göre demokrasi var! (Halkımız demokrasiden seçim anladığımıza göre) nerede peki Irak halkının namusu… bu namus kime emanet = ABD’ye. Kaç tane genç kadının tecavüze uğradığı, kaç ailenin mahremiyetinin hiçe sayıldığı, hukuksuzluk vb konularda ABD’ye ses yükselten oldu mu? Hani demokrasi havarileri… Düne kadar dost ve kardeş muamelesi çektiğimiz Libya ve Mısır liderlerine birden sırtını dönen Aydınlar ve siyasetçiler, Irak’ın ırzına geçilirken ve halen daha geçiliyorken neden sessiz kalıyorlar…







Evet, yeni bir dünya kuruluyor buna kesinlikle inanıyorum. Yeni dünya dedikleri, küresel sermayenin önünde diz çökmeyen yönetimin kalmadığı, istikrar ve demokrasi adına namusların iki paralık edildiği, onur ve şerefin ayaklar altına alındığı, Hakkın kuvvette olduğu bir dünya… Haksızlık karşısında susan şeytanların ödüllendirildiği, din adına sömürüye alkış tutan din adamlarının küresel sermaye tarafından beslendiği, küresel sermayenin emir erliğini yapan siyasetçilere sonsuz iktidar gücünün bahşedildiği, hizmetkar olmaya azimli küçük şirketlere büyük krediler tahsis edildiği, izzet ve şeref yoksunlarına zenginlik vaat edildiği bir tezatlar dünyası, yeni kurulan bu dünya…







İşte küresel sermayenin çarkıdır bu… Bu demir çarkın, demir dişlileridir; Bol paralı köşe yazarları, satılmış aydınlar, kucağa oturmaya sevdalı siyasetçiler, çalışmadan zengin olan iş adamları, müritlerince uçurulmaya alışmış din bezirganları… hepsi bu kirli çarkın demir dişlileridir. Ve eğer çelik gibi yürekleri ile Türk milliyetçileri, yıllar önce yaptıkları gibi bu gün de bu çarka müdahale etmezse bu çark ebedi dönmeye devam edecektir. Hem de içinde Türk Milletini de eriterek.







Ey Türk! Titre ve kendine dön!







H-Alperen BURAK alperenburak67@hotmail.com