ipekyolugezgini@hotmail.com







Film, Mavi Marmara Gemisi’ne İsrail askerlerinin denizden ve havadan saldırdığı ve Gazze’deki sivillere yardım taşıyan masum insanların acımasızca katlettiği sahnelerle başlıyor.



En sonda söyleyeceğimi en başta söylemek gerekirse, filmin her sahnesi, her karesi aksiyon dolu. Bu yönüyle Hollywood’un aksiyon filmlerinden asla geri kalmıyor. İzlerken zamanın nasıl akıp gittiğini fark etmedim bile. Öylesine heyecan dolu, öylesine gerilim dolu.. Kurtlar Vadisi Filistin’de insanın gözlerini yaşartan duygu dolu sahneler de var. İsrail askerlerinin sokakta vurarak tekerlekli sandalyeye mahkum ettiği küçük Ahmet’in hazin sonu beni öylesine etkiledi ki ağlamamak için kendimi zor tuttum. İsrailli haydutların lideri konumundaki Moşe, yürüme engelli küçük bir çocuk olan Ahmet’i bilerek içeride bırakıyor ve Filistinli ailenin evini dozerlerle yıkıyor. Küçük Ahmet yıkıntılar arasında can veriyor. O sahne sırasında dişlerimi ve yumruğumu sıkarak İsrailli haydutlara büyük bir öfke ve nefret duyduğumu hatırlıyorum.



Bana göre PANA Film, Kurtlar Vadisi Filistin filmiyle, sinema sektöründeki “Siyonist Hakimiyet”e güçlü bir darbe vurmuştur.



Bilindiği gibi, sinema dünyasının kalbi konumundaki Hollywood tamamen Yahudi patronların hakimiyetindedir. Bugüne kadar İsrail ve Yahudiler aleyhine hiçbir sinema filminin yapılmaması,



İsrailli kasapların yaptığı zulmün hiçbir filmde gündeme getirilmemesi bu gerçeğin kanıtıdır. Hollywood, şimdiye kadar yüzlerce filmde sürekli “Yahudi Soykırımı” nı işleyerek insanların biliçaltlarında “mazlum halk” imajı oluşturmayı başardı. Aynı Hollywood’un Filistin’de, Gazze’de İsrail tarafından işlenen insanlık suçlarına kayıtsız kalması nasıl açıklanabilir!.. Hollywood’daki Yahudi hakimiyetini eleştiren bazı oyuncular ve yönetmenlerin nasıl dışlandığını konuyla ilgilenen pek çok insan bilir. Mesela Mel Gibson’un "İsa’nın Tutkusu" filminde Yahudileri aşağıladığı iddiasıyla filmde yer alan birçok bölüm çıkarılmıştı. Mel Gibson’un trafikte bir alkol kontrolü sırasında "Dünyadaki bütün savaşların nedeni Yahudilerdir" sözünden sonra Hollywood"daki bir çok işi iptal edilmiş ve ünlü oyuncu ülke çapında linçe tabi tutulmuştu. 2004 yılında ölen Marlon Brando ise ünlü şovmen Lary King’in programında "Hollywood`un sahipleri Yahudi. Bu konuda insanlar hassas olmalı çünkü Yahudiler herkesi sömürüyor." sözlerini sarfetmesi üzerine Amerikan medyası tarafından adeta istenmeyen adam ilan edilmişti.



Gözü dönmüş İsrail askerlerinin Filistin halkını adeta sinek öldürür gibi öldürdüğü, sivil halka insani yardım götüren gönüllüleri bile vahşice katlettiği bir dönemde bile Hollywood, Yahudilere Nazilerin yaptığı zulümleri konu alan filmler yapabiliyor. Dünyayla dalga geçer gibi. Anlaşılan o ki Siyonist İsrail Devleti gibi Siyonist Hollywood patronları da dünyayı hiçe sayarak gözükara bir tavır sergiliyor ve Yahudi propagandası yapmaya devam ediyor.



Böyle kritik bir dönemde, Kurtlar Vadisi Filistin filminin gösterime girmesi sinema tarihi açısından çok önemli bir dönüm noktasıdır.



Aslında kültür, sanat, eğitim faaliyetleri ekonomi ve siyasetle yakından ilişkilidir. Bugün Türkiye’nin her alanda silkindiği, ayağa kalktığı, komşularıyla sorunlarını çözerek bölgesinde aktif bir güç haline geldiği bir dönemi yaşıyoruz. İçeriden fanatik siyasi gözlükle bakan pek çok insan bu gerçeği görmeyebilir ama ülkemizdeki gelişmeleri dışarıdan gözlemleyen basiret ve vizyon sahibi pek çok insan, Türkiye’nin bölgesinde nasıl bir parlayan yıldız haline geldiğini çok iyi fark ediyor.



Kurtlar Vadisi Filistin, Türkiye’nin her alanda gösterdiği büyük gelişmelerin sinema alanındaki önemli bir yansımasıdır. Geçtiğimiz yıl Davos’ta ilk defa bir Türk yöneticiden tokat yiyen İsrail kasapları, şimdi Kurtlar Vadisi Filistin filmiyle yine Türklerden yeni bir tokat yemiştir. Bu tokatların önümüzdeki dönemde daha da artacağını söylemek kehanet değildir. Yıllardır pervasız, haksız, vahşi uygulamalar gerçekleştiren; Onbinlerce masum insanı katleden; Ortadoğu’yu cehenneme çeviren; Türkiye’de PKK terörünü azdıran Siyonist katillere “yeter artık, dur” diyen, hatta meydan okuyan güçlü bir Türkiye var şimdi.



Şimdi yeni bir dönemin başlangıcıdır. Eğer, çok olağanüstü bazı gelişmeler yaşanmazsa, önümüzdeki dönemin yeni bir Türk Asrı olacağına tüm kalbimle inanıyorum. Türkiye, Türk ve İslam dünyasının lideri olabilecek tek ülkedir. Her alanda, bunun altyapısını oluşturan çok önemli gelişmeler ve ilerlemeler yaşanmaktadır. Üstad Necip Fazıl’ın dediği gibi, “Gün doğmuş, gün batmış ebed bizimdir; Yarın elbet bizim elbet bizimdir”



Kurtlar Vadisi Filistin’i izlerken hayal dünyamda bunlar canlandı.



Sizin de mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.