Birçok olaylar oluyor. Dünya’nın farklı coğrafyalarında kaynamalar devam ediyor..



Türkiye jeopolitik ve jeostratejik konumu nedeniyle çok yönlü etkilenme sürecinde.



Hüküm vermek için; acele etmeye de gerek yok, fazla beklemeye de! Her şey ortada! Hani derler ya görünen köy klavuz istemez diye!







Evet, bazıları diğerlerinden farklı görüntüler veriyor!



Bu ülkede konuşan konuşana! Peki ama ne konuşuyorlar.



Dedikodu mu, gerçek mi yalan mı? Ne?



Çoğu konuşuyorlar ama halk çok farklı insanlardan meydana geldiği için herkesin anladığı da farklı oluyor. Öylesine ki bazıları hiç anlamıyor ve bunlar ne diyor yahu diye de hayretini belirtiyorlar.







Bakın; bildiklerimizi açıklarım deyip hiçbir şey söyleyemeyen ve güya korku salmak için sert ya da yumuşak tehdit ifade eden üslup ta konuşanlar var!







Verdiği görüntülerle diğerleriyle farklılıklar arzedenler var!



Şov ve riya peşinde olmayanlar da var!



Kimselere bir söz vermeyen ya da taahhütte bulunmayanlarda var!



Şahsi bir defosu olmayanların kuşkusuz korkması da söz konusu olmuyor!







Bu özellikle de olanların, herkesi idare ve memnun etmek gibi hesapları yok!







Bir klik ya da gurubu temsil etmezler, herkese hitap ederler!







Yani; Bölünmez bütünlüğe iman edenler sınıfından! Politize olamamışlardır.



Hukuka, yasalara ve ahlaka sıkı sıkıya bağlıdırlar!







Yapılabileceklerin azamisini yapan ve direncini lafla değil fiili adımlarla ortaya koyarlar!







Yandaş medya’dan sonra yanaşma-jöleli medya, candaş medya da artık literatüre girmiştir... Peki bu tip medya’ya mensup olmanın kriterleri mi? Amaç patronu memnun etmek ve çıkarlarını korumak olduğundan güya hak teslim etme ambalajı ile birilerinin lehinde yayınlar ve yorumlar yapmak..







Ulvi misyonlar biçme, mesela ekonomideki Türk mucizesi gibi komik yorumlar yapma, mesela dış politikada altın dönem gibi abuk şeyler söyleme, mesela açılım ve demokratikleşmede atılan adımlar tarihe geçecek bir hizmettir gibi yalakalıklar yapma







Türkiye’deki kadar ilkesizlik bu kadar yaygınlaşmamıştı. Hele yılların belli siyasi duruş sergileyenlerin kimlik değiştirmesi oralarda yok. Sanırım bu da bize özgü durum olsa gerek.







Övgüler de ne amaç güdüldüğü açıkça ortadadır.



Eleştirenlerin bir kısmı ise samimi içten dik duruş sergiledikleri için ama bazıları var ki nemalanamadıkları için. Hani kedi uzanamadığı ciğere murdar demsi gibi bir şey.





Yandaşlık, candaşlık kaç para sorusu artık hemen hemen herkes tarafından dile getirilir oldu.



Halkı isyan ettiren davranışlar yazılar, projeler ve bunun halka devlete maliyeti nedir? Bilen var mı yok.







Ne diyelim:



Aklın süsü dil



Dilin süsü sözdür;



İnsanın süsü yüz,



yüzün süsü gözdür.







İnsan sözünü dili ile söyler; sözü iyi olursa yüzü parlar.



Eğer dikkat edersen, görürsün kü dünya beyleri arasında en iyiler Türk beyleridir.



Türk beyleri ararsında adı en meşhur ve ikbali ayan-beyan olanı tonga alp-er idi.



O yüksek bilgiye ve çok faziletlere sahipti;



Bilgili, anlayışlı ve halkın seçkiniydi.



Ne seçkin, ne yüksek ne yiğit adamdı;



Zaten alemde ferasetli insan bu dünyaya hakim olur.



İranlılar ona efrasiyab derler. Bu efrasiyab akınlar salıp ülkeler zaptetmiştir.



Dünyaya hakim olmak ve onu, idare etmek için pek çok fazilet, akıl ve bilgi lazımdır. (Yusuf Has Hacip) 1019) (melkek dosay göktuğan)







Günün Sözü: Çok konuşan insan, az düşünen insandır.