MUHTEŞEM YÜZYIL - Dr. Tahir Tamer KUMKALE - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









MUHTEŞEM YÜZYIL - Dr. Tahir Tamer KUMKALE
Tarih: 12.01.2011 > Kaç kez okundu? 2977

Paylaş


Büyük devletler kuran ecdâdımız, büyük ve şûmullü medeniyetlere de sahip olmuştur. Bunu aramak, tetkik etmek, Türklüğe ve cihana bildirmek bizim için birer borçtur. Türk çocuğu ecdâdını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.- Gazi Mustafa Kemâl Atatürk -





Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Anadolu Türk Toplumu, dünyayı kendi milli çıkarları doğrultusunda yapılandırmaya çalışan küresel güçlerin doğrudan hedefi olma vasfını koruduğundan, dün olduğu gibi bugün de çok maksatlı ve çok yönlü psikolojik harekât tehdidi ile karşı karşıyadır.



Kurumsallaşmamış demokratik yönetimlerde \"Düşünce Özgürlüğü\" maskesi altında modern kitle iletişim araçlarından yararlanılarak yapılan propagandalarla geniş halk kitlelerinin tutum ve davranışlarının kolaylıkla yönlendirildiği bilinmektedir.



Psikolojik Harekât yöntem ve tekniklerini kullanarak ülkemiz üzerindeki tarihi emellerini gerçekleştirmeye çalışan küresel çıkar grupları tarafından yürütülen faaliyetlerle güncel ve potansiyel tehdit olarak ülkemiz insanlarını düşünce ayrılıkları yaratarak bölmek temel hedef olarak alınmıştır. Bu yüzden halkın bilinçaltındaki doğruların yerini yanlışlara terketmesi yönündeki çalışmalar aralıksız sürdürülmektedir.



Küresel güç odaklarına karşı mücadele etmenin en etkin yolu, geçmiş tecrübelerin ışığında aklımızı ve sağduyumuzu kullanarak insanlarımızı bilinçlendirmek ve onları bu saldırılarla mücadele edebilecek bilgi seviyesine seviyeye çıkartmaktır.



Bu maksatla günümüzün en etkili gücü olan bilgiye ulaşmamız, bilgiye egemen olmamız, bilgiyi değerlendirip yeni bilgilerle güçlenmemiz, yani bu mücadelede görev alacak insan gücümüzü çok iyi yetiştirmemiz gerekmektedir. Bunun yolu da kendi köklerimize, kendi gelenek ve göreneklerimize ve bunlarla yoğrulmuş binlerce yıllık zengin kültür değerlerimize sımsıkı sarılmaktan geçmektedir.



Kendimizi tarihin derinliklerinden gelerek günümüzde yaşatılan Türk milli kültür değerleri ışığında çok iyi yetiştirip milli niteliklerle karakterimizi teçhiz etmek, yani milli bilinçle güçlendirmek zorundayız. Ancak bu şekilde kazanacağımız milli benlik ile günümüz küresel saldırılarına karşı durmamız mümkün olabilecektir. Milli benliğin kazanılması ise üç-beş günde elde edilecek bir husus değildir. Plânlı, programlı ve disiplinli bir çalışma sonucu uzun vadede elde edilebilecek bir haslettir.



Nitekim bu konudaki zaafiyetimiz güncel bir olayla meydana çıkmıştır. Geçen hafta Show Televizyonunda gösterimine başlanan “Muhteşem Yüzyıl” isimli dizi film, tarihi geçmişimiz ile ilgili bilgisizliğimizi bütün çıplaklığı ile ortaya çıkartırken toplumun çeşitli kesimleri arasında varolan önemli fikir ayrılıklarını da gündeme taşımıştır.



Başbakan yardımcısı Bülent Arınç başta olmak üzere filme pek çok kesimden olumsuz yönde eleştiriler yapılmıştır. Yazılı basın geçen bir hafta boyunca konuyu “Osmanlı’nın aşağılanması” şeklinde manşetlerine taşırken, kamuoyu oluşturan köşe yazarları da konuyu enine-boyuna makalelerinde işlemişlerdir. Ayrıca pekçok televizyon ve radyodaki tartışma proğramlarında film her yönü ile irdenlenmeye çalışılmıştır.



İnternet ortamında düzenlenen “Show Televizyonunu boykot” kampanyaları devam ederken filmin yasaklanması için topluca gösteri yapılması için insanlarımız kışkırtılmaya devam edilmektedir. Kanaatime göre film üzerindeki tartışmalar her yeni bölüm gösterimi sonrasında giderek artacaktır.



Psikolojik harekâtçı mantığı ile konuya baktığımızda ne kadar devam edeceği bilinmeyen bir dizi filmin ilk bölümünün gösterilmesinden sonra birdendire kamuoyunun gündeminde baş köşeye oturtulmasının kazananları şimdiden belli olmuştur. Bu tartışmaların kazanan kesimi filmin yapımcısı, oyuncuları ve nihayet gösterildiği televizyon kanalının kasasıdır.



İletişim dünyasının reklâm pastasından aldığı paylarla ayakta durduğu ve bu maksatla reklâm veren işletmelerin kitle iletişim şirketlerine çok yüklü paralar ödendiği bilinmektedir. Basın ve yayın organları bilerek veya bilmeyerek Muhteşem Yüzyıl’ın bedava reklamını yapmışlardır. Böylece film tek kuruş harcamadan duymayanlara duyurulmuş, görmeyenlere gösterilmiştir. Bu demektir ki “Muhteşem Yüzyıl” televizyon filmini, yıllarca devam ederek tam 174 hafta izleme rekorları kıran “Yaprak Dökümü” gibi kazançlı bir gelecek beklemektedir. Dizi filmin yayınlandığı televizyon sahibinin, dizi yapımcıları ve dizi oyuncularının önümüzdeki bir kaç yıl bu filmden ekmek yiyeceklerini şimdiden söyleyebiliriz.



Filmin en çok tenkid edilen yönü; Kanuni Sultan Süleyman gibi 46 yıl tahtta kalarak Osmanlı’nın en güçlü dönemini yöneten bir padişah’ın yaptığı pek çok önemli işler dururken aşkları ile harem hayatının ön plânda gösterilmesidir.



Peki, neden bu hassasiyet şimdiye kadar gösterime giren dizilerde gösterilmedi de şimdi ortaya çıktı? İnsanın aklına öncelikle ismi bile yasak ilişkileri çağrıştıran “Aşk-ı Memnu” dizisi geliyor. Türk toplumunun sosyal ve kültürel yaşantısına tamamen ters ilişkiler yumağını tam 79 hafta milletimiz yediden yetmişe izlerken, filmin yapımcı ve oyuncuları bütün anketlerde birincilik ödüllerini alırken neden hiç kimse bu filmi tenkid etmek gereği duymadı.? Oysa bu filmde yaşanan olumsuzluklar günümüzde meydana geliyordu ve toplumumuzun kültürel gelişmesinde önemli etkileri bulunuyordu. Şimdi, bunu görmeyen gözlerin 600 sene önce meydana geldiği farz ve kabul edilen ve tamamen senaristlerin hayalgücüne dayalı olarak canlandırılan sahneleri acımasızca eleştirmesini anlamak çok zor.



Muhteşem Yüzyıl’ın pek çok yönünü tenkid edebilirsiniz. Ama bunun sadece eğlence amacına yönelik olarak hazırlanan bir ticari yapım olduğu gerçeğini gözardı edemezsiniz. Bu filmi devlet organları hazırlamamıştır. Yani film doğruları araştırıp ortaya çıkarma amacına yönelik tarihi bir belgesel değildir. Bu film, hazırlanan bir senaryoya göre çekilen ve yüzlerce dizi film arasında gündemde kalarak para kazanmaya yönelik bir çalışmadır.



Filmin senaryosunu yazanlar doğal olarak tarihi gerçeklerden daha çok izleyici kitlenin beğenilerini kazanacak görsel güzelliklere ağırlık vermişlerdir. Ayrıca filmin tarihi gerçeklere uygun olarak hazırlanabilmesi için oldukça titiz davranıldığı, dekor ve kıyafetler için masraftan kaçınılmadığı da görülmektedir. Sadece bu yönü ile bakıldığı takdirde ortaya oldukça başarılı bir film çıktığı da söylenebilir. Nitekim filmin başarılı olduğu aldığı izleme oranlarıyla da ortaya çıkmıştır.



İlk gösterimi müteakip yapımcıların kendi insiyatifleri dışında gelişen olaylar sonunda filmin gereğinden fazla reklâmı yapılmıştır. Buda yapımcı firmanın kasasının çok iyi dolacağı gerçeğini daha ilk bölümden itibaren teyid etmektedir. Bu durumda yapımcılar, filme yapılan eleştirileri dikkate alarak bundan sonraki bölümlerde tartışılan harem hikayelerini daha çok gündeme getireceklerdir. Çünkü mevcut film piyasası bunu böyle dikte ettirmektedir.



Tarihi filmlerin toplumun bilgilendirilmesinde ve milli şuurun geliştirilmesinde çok önemli işlevleri bulunmaktadır. İnsanların okuduklarından çok gördüklerine inandıkları bir gerçeğinden hareketle tarihi filmlerin çok iyi bir bilgi kaynağı olduğunu söyleyebiliriz. Bununla beraber gerek tarihi bilgilere ulaşmanın ve bu bilgileri güncele taşıyabilmenin zorluğu, gerekse kıyafet ve dekorlar için fazla masraf gerektirmesi yönleriyle tarihi filmler yapımcılar tarafından fazlaca tercih edilmezler. İşte bu yüzden bu alanda devletin maddi yardım ve desteği zorunlu olmaktadır. Devletin maddi destek ve yardımları ile birbirinden güzel filmler yaratılabildiği de bir gerçektir. Örneğin; TRT tarafından hazırlanan ve milletin tümü tarafından takdirle izlenen “ KURULUŞ”, KURTULUŞ” ve “CUMHURİYET” dizilerinde devletin bütün imkanlarından azami derecede yararlanılmıştır.



Sonuç olarak;



Muhteşem Yüzyıl filmi bir eğlence sektörüne yönelik ciddi bir çalışmadır. Filmin doğruları yanında, tarihçi gözü ile hiç katılmadığım pek çok yanlışları vardır. Bu yanlışları tenkid etmemiz çok doğaldır. Tenkid ile birlikte filmi beğenmiyorsak kumanda düğmesine basarak kanal değiştirmek de elimizdedir. Duyarlı vatandaşların yapacağı sadece budur. Yani filmi seyretmeyerek, bu şekilde izlenme oranlarını düşürerek filmi gündemden uzaklaştırıp gösterimden kaldırılmasını sağlamak her bireyin hakkıdır.



Beğenilmeyen ve tarihi gerçeklere aykırı bilgiler olduğu iddia edilen bir televizyon dizisinin zararlarını önlemenin yolu, onu tenkid edip reklamını yaparak daha çok izlenmesini sağlamak değildir. Bununla mücadele de ancak ayni konuları işleyen benzeri ölçülerde bir veya daha çok televizyon dizisinin ama bu defa doğru temaları işleyerek gündeme getirilmesi şeklinde başarılı olunur. Burada, Tez- Antitez çatışması sonunda daha iyi olanın daha çok izleneceği gerçeği ile hareket edilmelidir.



Devlet yetkililerine düşen görev filmi doğrudan tenkid ederek onun izlenilme oranını çoğaltmak değildir. Devlete düşen görev, “Muhteşem Yüzyıl” dönemini değişik yönleriyle ele alıp gündeme taşıyacak senaryoları hazırlatarak bunları film haline getirecek yapımcıları her yönü ile desteklemek olmalıdır.



Bu şekilde ortaya çıkacak eserlerle hem Türk tarihi insanlarımıza en doğru yönleriyle iletilecek hemde milli şuurumuz güçlendirilmiş olacaktır. Ayni zamanda Osmanlı ceddimizi çok kötü anlattığı söylenen “Muhteşem Yüzyıl” filmi ile aşağılandığı düşünülen kişiler yüceltilmiş olacaktır.



Yapılacak bu operasyon, psikolojik harekât metotları ile bozulduğu zannedilen kültür değerlerimizin ayni metotlar ve ayni sistemler kullanılarak yeniden kazanılıp güçlendirilmesi olarak algılanmalıdır...







Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 38
Dün Tekil 1927
Bugün Tekil 1531
Toplam Tekil 4067665
IP 3.146.37.35






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























10 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk hakanlar ve T rkmen Padi ahlar devlet i lerinde hatunun fikirlerini st n tutar.
(N ZAM L-M LK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.192 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu