Ortadoğu’da bir insanlık dramı yaşanıyor. Herkes oturmuş durumu el el üstünde seyrediyor. Din kardeşlerimiz, Tayyip ve Abdullah beyin has ahbapları, Arap krallar, şeyhler, diktatörler gık demeden kan akıtılmasına bakıyorlar. Gık diyemezler, onların da efendisi büyük İsrail, yani Washington. Her zaman olduğu gibi kimse bulaşmak istemiyor, görmezden geliyor. Çocuklar ölüyor, kadınlar, yaşlılar, gençler teker teker yok ediliyor.

Onlar Hamas’ı düşman kabul ettikleri için sessizler. Kusura bakmasınlar ama Hamas’ı ben de sevmiyorum. Onlar demokratik seçim dediler, demokrasi Filistin’de Hamas’ı ortaya çıkardı. Bizde de AKP gibi bir çağ dışı partiyi. Ama onlar AKP’yi kabul edip başlarında taşıdılar, Hamas tu kaka oldu. Böyle ayrımcılık olamaz. Hamas’ı yiyelim derken çoluk çocuk masum insanlar yok ediliyor.

Ben bu durumu aynı Hıristiyanlığın doğuşunda Romalıların İsa’nın çocuklarını aslanlara yem ettirişine benzetiyorum, dünya Müslüman neslini yok ettiriyor. Bosna’da aynısını yapmadılar mı, Irak’ta bir milyon Müslüman öldürülürken, Afganistan’da hep aynı tutumu takınmadılar mı? Bence bu durum Müslümanların kökünün kurutulması operasyonu. Şimdi diyeceksiniz ki; “bak Tayyip Erdoğan nasıl faaliyet gösteriyor, olayı durdurmaya çalışıyor”, acaba bu çaba onun da en az ötekiler kadar ve hatta daha fazla suçlu olmasından kaynaklanıyor olmasın.

Saldırı başlamadan beş gün önce İsrail Başbakanı Olmert Ankara’da Erdoğan ile görüştü. Eğer bu görüşmede Erdoğan’a Olmert saldırıyı söyledi ve Başbakan sessiz kaldıysa ayıp. Yok, Olmert her şeye rağmen Erdoğan’a bu saldırıdan söz etmedi veya ima bile etmediyse çok daha büyük bir ayıp. Yani tam, aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık hesabı.

Kusura bakmayın, ama ben AKP’lilerin İsrail hakkında atıp tutmalarına da inanmıyorum. Erdoğan hükümeti koştura koştura her ABD ziyareti sırasında, önce ne kadar Washington ve New York’ta Musevi lobisi varsa ziyaret eder, onların onayını, gönlünü aldıktan sonra temaslarını yapmaz mıydı? Konya’da İsrailli pilotların alçak uçuş eğitimine izin veren başkası mıydı? Askeri ihaleler kimlere verilmişti? Daha saymayı unuttuğum binlerce bağlantı.

İsrail’in saldırıları basit bir olay olarak değerlendirilmemeli. Bir kere Bush giderken yangın yeri gibi bir Ortadoğu bırakarak Obama ile Müslümanların arasının düzelmeyecek bir şekilde açılmasını ve yeni başkana İslam dünyasından bir antipati yaratılmasını da sağladı. Hoş Yahudilerin para ve desteğini almak için kampanya sırasında İsrail’e yağ çeken Obama’nın ters hareket etmesi de pek beklenmiyordu ya.

İktidarın, bu konudaki çabaları dünyada beş kuruşluk itibarı olmayan bir ülke durumuna geldiğimiz tekrar tekrar kanıtlıyor. Yani tamamen bizim PKK ve Kürtler konusunu akla getiriyor. Özellikle Güvenlik Konseyi’ne veto hakkı olmayan geçici üye olmayı bir marifetmiş gibi satan AKP iktidarının bu olayda konseye bir önerge veya karar tasarısı bile sunamayarak ne kadar ürkek olduğunu kanıtlaması da dikkat çekici. Hatırlarsanız önergeyi Libya sunmuştu. Önümüzdeki aylarda gelecek 24 Nisan olayları ve Ermeni tasarısı için destek aramak amacıyla AKP hükümeti Musevi lobisinin kapısını çalarken şimdiki yaptığı açıklamalar hatırlatılmayacak mı kendilerine. Bir ara hatırlarsanız Hamas konusunda Erdoğan hükümetinin yaptığı temas ve açıklamalar, ABD’deki Musevi lobisinin tepkisine neden olmuş ve desteklerini çekmişlerdi. Şimdilerde de farklı bir şey beklemiyorum.

Yanlış anlamayın Musevilerin eleştirilmeyeceği tezini savunmuyorum. Ama ben bir yandan eleştirip öteki yandan yalakalık yapmanın ne kadar tehlikeli olduğunu anlatmak istiyorum. Acaba, kapalı kapılar ardında Erdoğan ve ekibi Yahudilere “Siz aldırmayın ben ne dersem diyeyim boş verin siz bildiğinizi yapın” falan mı diyor. Her neyse öyle de, böyle de olsa tavır ve tutumlar çok tehlikeli.

Evet, soykırımından şikâyet edenler gördüğünüz gibi kendileri şimdi soykırımı yapıyor. E peki bizim özürcüler, şimdi de İsrail adına özür dileyen bir imza kampanyası başlatmayacaklar mı? Bekliyoruz.