Son haftalarda baş döndürücü olaylar oldu. Söze hangisiyle başlasak



acaba?



İsterseniz CHP’deki yeni durumla başlayalım. Parti Meclisi listesini



sayın Kılıçdaroğlu kendi hazırladı ve Kurultay onayladı. Ancak bir şey gözden kaçmadı



gibi geliyor bana. En düşük oyu hangi adaylar aldı? Sezgin Tanrıkulu ve Gürsel Tekin…



MKY bakın en önemli görevde kim var? Gürsel Tekin. Haydi Gürsel Bey’in Başkanla



İstanbul savaşımı ve başarısı var, bu bir derece anlaşılır. En az oy alan diğer aday da



Sezgin Tanrıkulu… Diyarbakır’da CHP adına hemen hemen hiçbir şey yapmayan ve



partiye uğramayan kişi… Şimdi “Kürt Politikasının Mimarı” olacakmış… Gülsek mi



ağlasak mı bilemiyorum. Ama siz daha dün Partiye aldığınız, partinin zor günlerinde



Diyarbakır’da CHP adına bırakın konuşmayı ortada bile görünmeyen birini havadan



getirip de “Genel Başkan Yardımcısı” yapmanın ne demokrasi, ne adaletle, ne vefayla



en küçük bir ilgisi olabilir….! Bunun adı basbayağı hak yemektir, bunun adı CHP’yi



benliğiyle, her şeyi ile Diyarbakır’da sırtında götüren kişiyi sırtından vurmaktır. Mesut



Değer’e reva görülen muameleyi bir sosyal demokrat olarak kınıyorum. Diyarbakır’da



önemli bir kaleyi kaybedebilirsiniz. Eğer Mesut Değer küstürülürse, yarın seçim



kaybedildiğinde, partiye Sezgin Tanrıkulu sahip çıkmaz. CHP tabelası aşağıya iner. O



zaman CHP Mesut Bey gibi birini yüzyıl arasa bulamaz. Mesut Bey parti içinde



mücadelesini sürdürmelidir bizce… Yılmak yok sevgili Mesut Bey, sonuna kadar savaş



bence. Çünkü sen önemlisin değerini bilmeyenler bu gerçeği değiştiremez.













CHP kişilerin adlarıyla oy alma politikası çok tehlikeli mecralara gidiyor.



Allah için Musa Gök niçin alınmaz MKY? Musa Bey’in çalışmaları ortada, herkes bunu



takdirle karşılarken, niye sayın Başkan bunu göremiyor? Parti Meclisine giren biri



“İkinci Cumhuriyetçi” ağzıyla konuşuyor, biri çıkıyor “Fetullah Gülen’i övüyor” Ne



oluyor bu partide? Enver Aysever bu değil Parti Meclisinde bu partide olmaması lazım.



“Onuncu Yıl Marşını okumayalım” diyen kendini bilmez vatan hainlerinin işi nedir bu



Partide? Radikal Gazetesi’nde yazan Binnur Toprak niçin bu partide? Bekir Ödemiş gibi başarılı bir kişi niçin alınmaz listeye? Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk niçin



MKYK yok? Liste uzar gider…. Zorla bize oy atmayın deniyorsa, açıkça söylesinler.



Ulusal Sol çizgisinde Kemalistler tasfiye ediliyor gibi gelmeye başladı bana. Yıllardır bu



partiye oy veren biri olarak, partide “Vatan Haini”, “Cemaatçi” gibi uzantıları asla



kabul etmeyiz. Gerekirse oyumuzu MHP’ye veririz. Bizim gibi “Ulusalcı, Atatürkçü ve



laik” kişiler asla bu çizgiden ödün veremez.



CHP’de herkes düşünmeli parti nereye gidiyor? Bu bizim için çok



ama çok önemli. Konuyla ilgili son söz… Sayın Kılıçdaroğlu maalesef lider değilmiş,



sayın Kılıçdaroğlu ancak iyi bir bürokrat olabilir o kadar….!



Son günlerin tartışılan yeni durumlarından biri de “Çift dil”



konusu. Gerçi uyarmaktan biz bıktık ama uyarılanlar bıkmadı. Açılım diyerek



Cumhuriyetin temel felsefesini yok etmeye çalışan vatan hainleri sayesinde, PKK –



İmralı ve BDP adeta coşup kendilerinden geçmişlerdir. Hatta bu coşku o kadar ileri



gitmiştir ki, bu kardeşlerimiz ağa babaları Talabani’nin “henüz erken” söylemine sert



yanıtlar vermektedir. BDP – PKK – İmralı “rüyalarında göremeyecekleri aşamaları



gördükçe” şımarıp daha çok istemektedirler. Bu aşamada bunları suçlamak yerine,



olayları bu aşamaya getirenleri suçlamak doğru bir tespit olacaktır. AKP - Amerika



Birleşik Devletleri arasındaki “Kölelik” ilişkisi vatanı bu noktaya getirmiştir. Ancak bu



manzara içinde Çankaya Baş Noterliğinin tepkisi çok ilginç oldu. Aslında buna tepki



demeyelim de, “Göstermelik sözler” diyelim…! Aslında en komik görüntü TBMM



Başkanı’nın ilk önce “Aslanlar gibi kükreyip”, ertesi günü BDP Eş Başkanı ile



konuştuktan sonraki uysal görüntüsü olmuştur. Kimse kusura bakmasın ama buna



bizim lügatimizde “Göstermelik tuluat” denir. BDP Eş Başkanının çözüm yeri olarak



“Meclisi” göstermesi ayrı bir komedidir….! Bu arada bütün bunlar olurken Kasımpaşalı



Başbakanın sesi çıkmamaktadır. Sayın Başbakan herkese esip gürlerken, şimdi



niçin susmaktadır? Halkına “Ananı al da git” diyen bir külhanbeyi nasıl oldu da sessiz,



pısırık hale geldi. Şu Amerika âlem ülke herkesi hizaya getiriyor. Şu Kasımpaşa



Külhanbeyini nasıl adam etmiş, helal olsun onlara….! AKP halkına, öğrencisine dayağı



reva görürken BDP ve PKK kökenli eylemlerde çiçek vermedikleri kalmaktadır. Bunun



izahı nedir?



Bu arada “Kürtçe parça bilmediğini söylediği için” öldürülen kişiyle



ilgili haberlerin kısa satırlarla geçmesine ne demeli? Sebahattin Önkibarın yazısında



belirttiği gerçek çok anlamlı “Bu ülkede Türk olmak suçtur artık.” Buradan soruyorum



Dink öldürüldüğü zaman ortaya çıkıp “Hepimiz Ermeniyiz” diye bağıran soytarılar,



vatan hainleri çıkın şimdi de “Hepimiz Türküz” deyin bir görelim adaletinizi…!



Sözün kısası ülke hızla “Uçurumdan aşağı” gitmektedir. CHP’ye



operasyon iddiaları son Parti Meclisi listesi ve MKYK üyeliğine bakılınca artık inandırıcı



olmaktadır. Artık görünen o ki, ülkenin bütünlüğünü, değerlerini ve ulusunu savunan



tek kale kalmıştır, o da MHP. Bir Sosyal Demokrat ve Devrimci olarak bu sözleri sarf



etmek ne acı…. Ama “Ulusalcılığımız, vatan sevgimiz, Atatürk ilke ve devrimlerine olan



bağlılığımızdan” asla ödün vermeyiz, ödün verenlerin yanında da olmayız. Çünkü biz



hayatımız boyunca asla “Takım tutar gibi parti tutmayız”, bizim de vazgeçilmez



değerlerimiz var. Olmasa zaten AKP’li ve zengin olurduk değil mi ya…!