GENEL MÜDÜR VE TRT’NİN ZEDELENEN İMAJI - Özgür UĞUR - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









GENEL MÜDÜR VE TRT’NİN ZEDELENEN İMAJI - Özgür UĞUR
Tarih: 19.10.2010 > Kaç kez okundu? 3275

Paylaş


TRT Kurumunun Genel Müdürü İbrahim Şahin 21 Kasım 2007



tarihinde göreve başlamıştır. Göreve geldiği tarihten bu yana “Kurumun yayıncılık



felsefesinde olumsuz” yönde gelişmeler olmuştur.



Kurumun Yayın İlkeleri Ayaklar Altına Alınmıştır :



Kurum Yasası gereği “Tarafsız” olmak zorundadır. Ancak bu yeni



yönetimle “Yayın İlkeleri” kalmamıştır. TRT Kurumu bu itibarla “Halk arasında



güvenirliliği tartışılan” konuma düşmüştür. Eskiden kurumun özellikle haberleri



izlenmeden ya da dinlenmeden “Haberler teyit edilmezdi.” Şimdiyse artık TRT Kurumu



haberleri “İktidar yanlısı, gerçek dışı haberlerin olduğu” bir yapıdadır.



Kurum “İktidar Borazancılığı” o kadar ön plana çıkarmıştır ki, daha



olay olmadan haber verilebilmektedir. TRT Haber Dairesinin olaylara olmadan yarım



saat önceden verebilmesi kafalarda soru işaretlerine yol açmaktadır. Özellikle



Ümraniye’de başlatılan adı daha sonra (bizce yanlış olan) Ergenekon Davası’yla ilgili



haberlerinde “Sanıkları Suçlu Gösterme” çabaları, “Kamu Yayıncılığı İlkesinin” ayaklar



altına alınmasına en güzel örnektir.



Kurum tarihinde ilk kez TRT Genel Müdürü Kurumu siyasi bir partiye



tazminat ödemek zorunda bırakmıştır. Olanlar sadece bir tazminat ödeme meselesi de



değildir. Kurum tarihinde ilk kez “Kırmızı Bültenle aranan” “sahtekâr olduğu” hukuken



sabit olan biri Devletin Kamu Yayın Kuruluşu olan TRT’ye çıkarılmıştır. Denetleme



Kurulu olarak kurulan Radyo Televizyon Üst Kurulu bu rezaleti sadece izlemekle



yetinmiştir.















Kurumun Yapısı Değiştirilerek Kaos Yaratılmıştır :



Kurumun yapısının değiştirilmesi hep gündemde olmuştur. Bizim de



düşüncemiz Kurumun İdari Yapısının doğru olarak değiştirilmesidir. Bu konuyla ilgili



düşüncelerimizi size “TRT Raporu” adıyla sunmuştuk. Hükümet 26 Haziran 2008 tarih



ve 5767 sayılı Kanun ile TRT Kanunu’nun bazı hükümlerini değiştirmiştir. Bu



değişikliklerin temeli “İdari Yapının Değişimidir.” Bu değişikliklerle;



Bazı Daire Başkanlıkları Kaldırılmış, Bazıları da Birleştirilmiş ve TRT



Bölge Müdürlükleri ve Alt Müdürlükler Kaldırılmıştır :



Bazı Daire Başkanlıkları kaldırılmış, bazıları da birleştirilmiştir. TRT Bölge Müdürlükleri



kaldırılmış yerlerine aynı sayıda “TRT Müdürlükleri” ihdas edilmiştir. Bölge



Müdürlükleri altındaki alt müdürlükler de kaldırılmıştır. Bu birimlerin yerine TRT Müdür



Yardımcılıkları konulmuştur.



Bu yapılan değişiklikler ilk bakışta “Yönetim İdari kadrolarının



azaltılması” gibi görünse de, işin gerçek amacı başkadır. Amaç kadrolaşma yolunda



“İdari kadroların görevden alınması sonrası kişilere İdari Yargı Yolunun Kapatılması”



operasyonudur. Birleştirilen Daire Başkanlıklarına örnek “Yayın Denetleme ve



Koordinasyon Dairesi Başkanlığıdır”. Yayın Denetleme ve Yayın Koordinasyonu



amaçları ve kapsamları farklı iki ayrı konudur. Böylesi bir daire hem “Yayın



Denetleyecek hem de Yayını koordine edecektir”. Böylesi bir örnek Dünyanın hangi



Kurumunda vardır acaba….!



İşi yayın olan bir kurumun bölgelerinde en tepe oturan kişi “Kurumu



Temsil” sorumlusudur. TRT Bölge Müdürleri de böyle bir işlevi vardı. Ancak “Bölge



Müdürlükleri” kaldırıldıktan sonra, ihdas edilen “TRT Müdürlükleri” görev mahiyeti



itibarıyla daha geniş bir perspektifte mütalaa edilmiştir. Bu yanlış bir uygulamadır.



Öncelikle bu müdürlere verilen sorumluluğu yerine getirebilmesi için, “Radyo,



Televizyon, Verici, Destek Hizmetleri ve Haber” hizmetlerinin hepsini biliyor olması



esastır. Oysa ki böyle bir olasılık olamaz. Buna ne Kurumun yapısı ne de bilimsel



mantık izin verir. Eğer siz “Profesyonel Yayıncılık” ilkesiyle hareket ediyorsanız zaten



mantık olarak baştan yanlış yaparsanız. Yok ben “Mahalle Yayıncılığı” yapacağım



derseniz de bu mantıkla olmaz. Böylesi bir yayıncılık için TRT gibi bir dev üstü ejderha



yapılanmasına gerek yoktur. Böyle bir yayın on kişiyle de zaten yapılır…!



Bölgelerdeki Kamu Kuruluşları da halen bu yapılanmaya ayak



uyduramamış gözükmektedir. Bu itibarla Radyodan Sorumlu Müdür Yardımcısına



“Radyo Müdürü nerede?” gibi sorular sorulmaktadır. Daha önemlisi bu makamların



yetki karmaşası başka bir kaosa yol açmaktadır. TRT Müdürü’ne tek yetki verilmesi ve



daha sonra bu yetkilerin devri sorun olmaktadır. Bazı TRT Müdürleri yetkilerini



bilmedikleri için, Müdür Yardımcılıklarına yetki devri yapmamakta ve bu da hukuki



sonuçlar doğurmaktadır. Bunun en güzel örneği TRT Diyarbakır Müdürlüğü bünyesinde



yaşanmıştır. TRT’nin Teftiş Kurulu Müfettişinin uyarısı üzerine TRT Diyarbakır Müdürü



“İstisna Akdi” imzalama yetkisini Radyodan Sorumlu Müdür Yardımcısına devretmiştir.



Ancak söz konusu “Teftiş Olayına kadar” imzaları Müdür Yardımcılığı atmıştır. Hukuki



Açıdan bakıldığında “Yetkisi olmadığı halde akçeli bir belgeye imzalama” ağır bir



suçtur. Bu suçun ortaklığı da TRT Müdürüne aittir.



Yeni yapılanan idari birimlerden biri de “Destek Hizmetleri Müdür



Yardımcılığıdır”. Bu birimde de “Tahakkuk Şefliği” ile “Muhasebe Şefi” aynı Müdür



Yardımcılığına bağlanmıştır ki bu son derece yanlış ve sakıncalıdır. Biri akçeli işlerin



tahakkukunu yaparken diğeri de yapılan akçeli işi denetlemektedir. Sistemde temel



“tahakkuk” ve “denetim” olarak ikiye ayrılır. Bu iki işlemin birim olarak da ayrılması



esastır. Daire Başkanlıklarının ayrı olması da bu gerekçeye dayanır. Ancak TRT Genel



Müdürlüğü iki ayrı işlem yapan birimi birleştirerek yanlış yapmıştır.



TRT Müdürlükleri Kendilerine Verilen Hak ve Yetkilerin Dışına



Çıkmışlardır :



Yeniden yapılan TRT Kuruluş ve Görevleri Hakkında Yönetmelik



sorun olmuştur. İlk çıkarıldığında Yönetim Kurulu Kararıyla çıkarılarak “Yönetmelikler



Resmi Gazete’de yayınlanmak zorundadır” ilkesi çiğnenmiştir. Daha sonra bir



Sendikanın Danıştay’a açtığı dava sonucu bu yönetmelik iptal edilmiştir. Daha sonra



Yönetmelik olarak tekrar yeniden düzenlenmiştir. Ancak her iki metinde de yer alan



Maddelerin uygulanmasında TRT Müdürleri yetkilerini aşmışlardır. İlk çıkarılan TRT



Kuruluş ve Görevleri Hakkında Esaslar’ın 48. Maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ve



kaldırılan Yönetmeliğin 5. Maddesinde yer alan “Şehir içi görevlendirme” başlığıyla



aynı olan işlemler, “Tayin niteliğinde görevlendirmelere dönüştürülmüştür”. Bilindiği



gibi Kurumlarda “Tayin, atama ve geçici görevlendirme gibi “Personel Hareketleri”



sınırları yasalarla belli işlemlerdir. Bu itibarla “Atama ve tayin yetkisi sadece Genel



Müdürlük Makamına aittir” ve asla bu yetki devredilemez. Geçici Görevlendirme de



ise belli makamlara belli sürelerle verilmiştir. Özellikle geçici görevlendirmelerde



“Görevlendirmenin gerekçesinin, süresinin belirtilmesi hukuki bir esastır.” Aslına



bakılırsa Genel Müdürlük 48. Maddenin 2. Fıkrasının nasıl uygulanacağını 1538 sayılı



Genelge’sinde belirtmiş ve sınırlarını çizmiştir. Özellikle bu Genelgede altı çizilen en



Önemli husus “Görevlendirmelerin süresinin kısa tutulmasıdır.” Ne acıdır ki, bu



uyarılara özellikle TRT Diyarbakır Müdürlüğü tarafından kulak asılmamış ve



görevlendirmenin süresi sorulduğunda “Bu bir görev yeri belirlemedir, tayin değildir.



Süresi de belirsizdir.” gibi hukuk dışı yanıtlar verilebilmiştir. Daha sonra Resmi



Gazete’de yayınlanan “TRT Kuruluş ve Görevleri Hakkında Yönetmelik” aynı konuya



Bu kez 50. Maddenin 2. Fıkrasında yer vermiştir. TRT Müdürlükleri bu maddeyi de aynı



diğer madde gibi yorumlamış, yanlış idari işlemlerine devam etmişlerdir. Ancak



Danıştay 50. Maddenin 2. Fıkrasının da “Yürütmesini Durdurmuştur” Gerekçe olarak



da “Görev yeri tespitinin atamaya yol açan sonuçlar doğurduğu ve âmir kavramıyla



neyin kastedildiği açıkça belli olmadığı” belirtilmiştir.



Sonuç olarak TRT Müdürleri yetki sınırlarını aşarak özellikle TRT



Diyarbakır Müdürlüğü’nde personele baskı yolunu seçmişlerdir (Diyarbakır



Müdürlüğü’nde olanlarla ilgili belgeler tarafımızda bulunmaktadır. İstendiği taktirde bu



belgeler verilebilir). Özellikle TRT Diyarbakır Müdürlüğü’nde olanlar had safhaya



ulaşmıştır. Türk Habersen Sendikası aracılığıyla üç kez TRT Genel Müdürü’nden “TRT



Diyarbakır Müdürlüğü’nde olanlarla ilgili olarak müfettiş istenmiştir.” Ancak bu istekler



kabul görmemiştir. Hatta bir yazımıza TRT İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı “Hakkının



yendiğini düşünenler için idari mahkeme yolu açıktır” gibi garip bir yanıt verilmiştir.



Gerçi Sendikanın “Müfettiş İstemli” dilekçesinin fiili muhatabı “İnsan Kaynakları Daire



Başkanlığı” değil, “Teftiş Kurulu Daire Başkanlığı”dır. Genel Müdürlük yazıyı “İnsan



Kaynakları Daire Başkanlığı’na” yollayarak hasıraltı etmiştir. Bu da Genel Müdürlük



Makamının bakış açısını yansıtması açısından anlamlıdır. Diyarbakır Müdürlüğü



hakkında açılmış 22 İdari Yargı Davası ve TRT Müdür Yardımcılığı Hakkında 1 Suç



Duyurusu vardır. TRT Diyarbakır Müdür Yardımcısı (Televizyondan Sorumlu) “Sen



Kürt müsün yoksa Türk müsün” diye sorabilmektedir. TRT Diyarbakır Müdürü’nün de



“Kürtleri sevmiyorum” dediği iddia edilmektedir.



























TRT Genel Müdürlüğü Yapımlarında Kendi Personelini Devre Dışı



Bırakma Yolunu Seçmiş ve Bunun Sonucunda Milyonlarca Lira



Yandaşlara Peşkeş Çekilmiştir :



TRT Kanunu’nda yapılan değişiklerle “Kurum Dışı Yapımcı ve Yapım”



Anlayışı programlara hakim olmuştur. Özellikle “Haber ve Televizyon” bölümlerine



STV, Kanal7 vb. kanalardan personel getirilerek “Yandaş Medya” yaratılmaya



çalışılmıştır. Bunda da başarılı oldukları söylenebilir. Görünen en kesin gerçek “TRT



Kurumunun Yayıncı Kadrosunun pasifsize edildiği” gerçeğidir. Bu itibarla TRT Kurumu



Yayınlarının çoğu dışarıdan yapılmaktadır. TRT İzmir Müdürlüğü’nde iki Link aracı



varken dışarıdan da “Link Aracı ve personelleri” kiralanabilmektedir. TRT Kurumunun



nakit konusunda bayağı zorlandığı, bunu da hükümetin yardımıyla kapattığı haberleri



ayyuka çıkmıştır.



Özellikle dışarıdan hizmet alınması konusunda TRT yönetiminin



çalışmaları devam etmektedir. Ancak bu konularda çıkarılan yönetmelikler



Danıştay’dan dönmektedir



TRT Kurumu içerisinde de “Cemaat yapılanması” çalışmaları



sürmektedir. Ancak bu dışarıdan yapılacak alımlarla mümkün olacaktır. Bu nedenle



sınavlarda alınan ya da alınacak kişilere dikkat edilmesi gerekmektedir.



TRT Kurumu Televizyonlarının kanal sayıları çoğaltılması doğru bir



uygulamadır. Diyebiliriz ki “TRT Genel Müdürü’nün tek doğrusu” kanallarda “Tematik



Yayıncılığa” geçmesidir. Ancak kurulan bu kanalların başına “İşin ehli yerine, yandaş



Koordinatörler atanmıştır”. Böylelikle doğru olan bir adım da boşa gitmiştir.















TRT Kurumunun Radyoları da maalesef günden güne etkinliklerini



yitirmektedir. TRT FM içeriği itibarıyla dinlenebilmektedir. Ancak Bölge Radyoları



“Müzik kutularına” döndürülmüştür. TRT Ankara Radyosu’nun bünyesinde kurulan



“Ankara Kent Radyosu” istenilen hedefe ulaşamadığı için yayını durdurulmuş, daha



sonra yeniden yayına devam etmiştir. Ancak yayını durdurulurken “Yönetim Kurulu



Kararı” alınmamıştır. Bu tam bir skandaldır. Özellikle kanalın kurulma aşamasında



Ankara Radyosu’nun Prodüktörlerinin katkısının alınmaması bir başka yanlıştır. Radyo



bazında dış yapımlar çok yoktur. Bunda Radyo Programlarında “Büyük Paraların



dönmemesi” etkilidir diye düşünüyoruz.



Kurumun Hiyerarşik Düzeni Bozulmuştur :



TRT Genel Müdürlüğü özellikle hiyerarşik düzeni bozmuş, bunun



sonucu olarak görev ve yetki karmaşaları doğmuştur. Eski sistemde TRT Bölge



Müdürlükleri Makama doğrudan bağlıyken, şimdi TRT Müdürlükleri Genel Müdür Teknik



Yardımcısına bağlıdırlar. Bunun mantığını çözmek de çok zordur, çünkü TRT Müdürleri



daha çok “İdari İşler” ağırlıklı işlemler yapmaktadırlar. TRT Genel Müdür İdari



Yardımcısına bağlı olmaları daha mantıklıdır diye düşünüyoruz. Ama bizce esas olan



TRT Genel Müdürlüğü Makamına doğrudan bağlı olmalarıdır.



Bilindiği gibi Kanunda yapılan düzenlemelerle “Kanal Koordinatörü”



kadrosu ihdas edilmişti. Daha sonra Makam “Hukuki bir hata yaparak koordinatörlük



makamını bölmeye kalkmıştır.” Böylelikle yeni koordinatörlük kadroları yaratılarak



yandaşlara makam sunulmaya çalışılmıştır. Ancak bu uygulamada Danıştay tarafından



“Kamu Kurumlarının temel yapılanmaları kanunla düzenlendiğini, kanunda olmayan



temel bir yapılanmanın” üst hukuk kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle idari işlemin



yürütmesini durdurmuştur. Bu karardan sonra özellikle TRT İzmir Müdürlüğü’nün



Televizyon bölümünde çalışanlarının durumu daha da karmaşık hale geldi. Çünkü



Danıştay’ın yürütmesini durduğu idari işlem sonucunda, “bu personelin Ankara’ya mı



yoksa İzmir’e mi bağlı oldukları” konusu muamma olmuştur. Bu nedenle çalışanların



“Geçici Görev Paraları ödenmek şöyle dursun, maaşlardan kesilmiştir”, çalışanların



Kimi Ekim 2010 maaşlarını alamamışlardır. Olay ancak dört gün sonra çözülebilmiştir.



Aslına bakılırsa TRT yönetimi kendi yaptıkları karmaşık işler arasında boğulmuştur.



Çünkü karmaşık ve kuralsız yapılan işler, mutlaka bir yerde mekanizmanın durmasına



yol açar. TRT İzmir Müdürlüğü Televizyon çalışanlarının başına gelenler yukarıda



belirttiğimiz olayların sonucudur.



Sonuç olarak TRT Genel Müdürlüğü yaptıklarıyla kurumu geriletmiş,



güvenirliliğini yitirtmiştir. TRT Kurumu halkın parasıyla hükümetin ve yandaşlarının



reklamını yapan, ceplerini dolduran bir kurum haline getirilmiştir.





Celalettin DURUOĞLU



Prodüktör























Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 58
Dün Tekil 1505
Bugün Tekil 1814
Toplam Tekil 4076595
IP 3.145.50.83






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























16 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk milletindenim diyen insanlar her eyden nce ve mutlaka T rk e konu mal d r.
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.597 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu