Türkiye’nin Afganistan’daki Varlığı ve Önemi - Salih DOĞAN - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









Türkiye’nin Afganistan’daki Varlığı ve Önemi - Salih DOĞAN
Tarih: 27.08.2010 > Kaç kez okundu? 5497

Paylaş


Türk-Afgan ilişkileri iki ülke arasındaki güçlü etnik ve tarihi bağlantılardan dolayı her zaman oldukça sıcak olmuştur. Örneğin 19 Ağustos 1919’da Emanullah Han’ın önderliğinde bağımsızlığını kazanan Afganistan, çok kısa bir süre sonra Osmanlı topraklarında Kurtuluş Savaşı halen devam ederken Türkiye ile diplomatik ilişkiler kurmuş ve akabinde de Türkiye Cumhuriyeti’ni Sovyetler Birliği’nden sonra tanıyan ikinci ülke olmuştur. Yoğun ilişkiler sonrasında 1 Mart 1921 tarihinde Moskova’da imzalanan Türkiye Afganistan İttifak Antlaşması iki ülke arasında imzalanan ilk resmi anlaşma olmuştur. 7 yıl sonra Mayıs 1928’de ise Atatürk’ün daveti ile Türkiye’ye gelen Emanullah Han ile Ankara’da Türk-Afgan Ebedi Dostluk Antlaşması imzalanmıştır. Yine 8 Temmuz 1937’de imzalanan Sadabad Paktı’nın taraflarından bir tanesi Afganistan olmuştur. Her iki ülkenin de kuruluşlarının ilk yıllarında geliştirdikleri iyi ilişkiler ve güçlü bağ günümüze gelindiğinde de hala sağlamlığını korumaktadır.



11 Eylül terörist saldırılarının akabinde 7 Ekim 2001 tarihinde Amerikan ve İngiliz askeri güçlerinin Afganistan’a girmesi ve Taliban rejiminin devrilmesiyle yeni bir döneme giren Afganistan ile Türkiye arasındaki ilişkiler, bu süreçte de hep canlı olmuştur. Türkiye, NATO’ya bağlı olarak kurulan ve çok uluslu bir barış gücü olan Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne (International Security Assistance Force – ISAF) kurulduğu ve göreve başladığı 2001 yılında 300 kadar askerle katkıda bulunmuştur. Türkiye, diğer NATO üyesi ülkelerden farklı olarak askerlerinin tamamını muharip olmayan güç olarak tanımlamıştı. Haziran 2002 – Şubat 2003 ve Şubat 2005 – Ağustos 2005 dönemlerinde iki defa ISAF’ın komutasını üstlenen Türkiye bu süreçlerde asker sayısını 1300’e kadar çıkarmıştır. Bu gelişmelerin yanı sıra, Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai’nin 2002 yılındaki Türkiye ziyareti ve 2005 yılına gelindiğinde dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Afganistan ziyareti ikili ilişkilerin ileri bir düzeye ulaşmasına katkıda bulunmuştur.



NATO’ya üye ülkeler arasında Türkiye’nin çoğunluğu Müslüman olan bir nüfusa sahip tek ülke olması ve Afganistan ile olan yakın ilişkiler, Türkiye’nin Afganistan’da bu şekilde aktif olarak rol oynamasını kolaylaştıran en büyük etkendir. Ayrıca eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin’in Ocak 2004 ve Ağustos 2006 tarihleri arasında iki dönem NATO Kıdemli Yüksek Sivil Temsilciliği görevini yapması ve bu dönemlerde Türkiye’nin göstermiş olduğu başarılar, hem Afganistan genelinde hem de uluslararası kamuoyunda Türkiye’nin bu süreçte daha fazla rol almasına yönelik desteğin artmasına neden olmuştur. Güvenlik anlamında yaşanan son gelişmelerden en önemlisi olarak Türkiye’nin yaklaşık 1800 askeri gücü ile Kabil Bölge Komutanlığını 31 Ekim 2009 tarihinden itibaren bir yıllığına üstlenmiş olduğunu söyleyebiliriz.



Politik alanda baktığımızda Türkiye’nin gayretlerini yine görebiliyoruz. 2007 yılında Ankara’da başlatılan Türkiye-Afganistan-Pakistan Üçlü Zirve toplantıları her sene tekrarlanarak devlet başkanları seviyesinde toplandı. Toplantı başlıkları her sene farklı bir içerik ile şekillenirken ön plana diyalog, ekonomik ortaklık, güvenlik ve eğitim başlıkları çıktı. Bu sene 25 Ocak tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilen IV. Zirve itibariyle de çok daha geniş alanlarda somut adımlar atılmaya başlandı. Bu zirvenin hemen akabinde 26 Ocak tarihinde yine Türkiye’nin önderliğinde Asya’nın Kalbinde Dostluk ve İşbirliği İçin İstanbul Zirvesi gerçekleştirildi ve Afganistan’a komşu olan ülkeler bir araya getirildi. Bu çalışmalarla Afganistan’ı bölgede yalnız bırakmamak ve özellikle komşu ülkelerin desteği ile güvenlik ve istikrar konusunda kalıcı çözümler üretebilmek amaçlandı.



Türkiye Başka Ne Yapıyor?



Türkiye’nin Afganistan’a yapmış olduğu askeri katkılardan çok daha fazlası sosyal ve kültürel alanlarda yapılıyor. Bu çalışmaları yürüten ekip ise Türkiye’nin 12 Kasım 2006’da kurmuş olduğu Vardak İl İmar Ekibi(Provincial Reconstruction Team – PRT)’dir. Türkiye kendi Afganistan politikasını belirtirken her zaman dillendirdiği şey sadece askeri mücadelenin Afganistan’da güvenliği ve istikrarı asla sağlamayacağı idi. Bundan dolayı Afganistan’a muharip asker göndermezken, ülke altyapısına katkıda bulunma amaçlı birçok faaliyeti aynı anda yürütmekteydi.



Başkent Kabil’in 40 km. batısında Vardak’ta kurulan ve Afganistan’da sivil bir diplomat tarafından yönetilen tek İl İmar Ekibi olan Türk İl İmar Ekibi, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı’nın da (TİKA) katkılarıyla geride kalan 4 yılda 130 çalışanıyla yaklaşık 200 projeye imza attı. Bu süreçte yapılan harcamalar da 30 milyon doları buldu. Yapılan projeleri tek cümleyle özetlemek gerekirse şöyle denebilir: ‘Afgan halkının gündelik yaşam kalitesini artırmaya yönelik eğitim, sağlık ve altyapı alanlarında gerçekleştirilen ve halkın bizzat faydalanabildiği sosyo-kültürel projeler.’ Bu projelerin içinde neler var; bugüne kadar 65.000 öğrencinin faydalandığı 68 adet okul yapıldı ve/veya restore edildi, Afgan kadınlarına yönelik ebelik ve hemşirelik eğitim merkezleri açıldı, Kabil Üniversitesi’ne spor kompleksi inşa edildi, Afganlı gençlere yurtiçi ve yurtdışı üniversite eğitimleri için burslar sağlandı, Afganistan genelinde 250 ton insani yardım dağıtıldı, 31.000 aile ve 10.000 çocuğa yaklaşık 200 ton gıda, giyecek ve okul malzemesi yardımı yapıldı, yaklaşık bir milyon Afganlı’nın faydalandığı 17 adet hastane ve sağlık poliklinikleri yapıldı ve/veya restore edildi, merkezlere uzak köylerde yaşayan binlerce insan sağlık kontrolünden geçirildi, binlerce Afgan polisi ve askeri eğitildi, yargıçlara, savcılara ve kaymakamlara yönelik eğitim programları verildi, onlarca yol, köprü ve kuyu çalışmaları tamamlandı ve daha nicesi…



Türkiye’nin devlet eliyle ulaştırmış olduğu bu yardımların yanı sıra Türk girişimciler de 2002’den bu yana iki milyar dolar değerinde projeler gerçekleştirdiler. Son 8 yıllık zaman zarfında 21 Türk şirketinin Afganistan’a yapmış olduğu yatırım 200 milyon dolar değerinde.



İkinci Türk İl İmar Ekibi



Türkiye yapmış olduğu bu çalışmaları ve yatırımları genişletmek ve ülkenin kuzey bölgelerinde de etkili olabilmek amacı ile ikinci İl İmar Ekibi çalışmalarını uzun süredir devam ettiriyordu. Bu girişimler, Afganistan hükümetinin talebi ve rızası ile birleşince Afganistan’daki 27′nci İl İmar Ekibi olan Cevizcan İl İmar Ekibi 21 Temmuz 2010 tarihinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun katılımıyla açıldı. Cevizcan İl İmar Ekibinin en üst yöneticisi konumunda yine Dışişleri Bakanlığı tarafından atanan sivil bir koordinatör bulunuyor. Ayrıca İl İmar Ekibi sivil unsurlar olarak bünyesinde İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve TİKA temsilcileri, Polis Özel Harekat ekibi ve Polis Eğitim ve Danışman ekibini barındıracak. Cevizcan İl İmar Ekibi kuzey bölgesinde Cevizcan ve Sarıpul vilayetlerinde kalkınma ve kapasite gelişim çalışmalarından sorumlu olacak. Temel alınan model Vardak İl İmar Ekibi olması hasebiyle burada hedeflenen gelişmeler de yukarıda belirtilen çalışmalar ile paralellik gösteriyor.



Afganistan’da Türkiye’yi Öne Çıkarmak



Türkiye, Afganistan’da sivil yatırımlar noktasında bu kadar gayret gösterirken uluslararası arenada bu çalışmalar nasıl değerlendiriliyor? 2010 yılı Ocak ayı sonu ve Şubat ayı başları Afganistan merkezli dört toplantıya şahitlik etmişti; 25 Ocak’ta İstanbul’da gerçekleşen Türkiye-Afganistan-Pakistan IV. Zirvesi, 26 Ocak Asya’nın Kalbinde Dostluk ve İşbirliği İstanbul Zirvesi, 28 Ocak Afganistan Londra Konferansı ve 4-5 Şubat tarihlerinde yine İstanbul’da yapılan NATO Savunma Bakanları Gayri Resmi Toplantısı. Bu dört toplantının ortak noktalarından bir tanesi de Türkiye idi. Hem toplantılardan üçünün İstanbul’da gerçekleşmiş olması hem de Türkiye’nin Afganistan’daki rolünün ne derece önemli olduğunun tekrar tekrar vurgulanması oldukça ilgi çekiciydi.



İlk olarak Londra Konferansı öncesi ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Philip Crowley Türkiye’nin çabalarına yönelik; “Türkiye, NATO ve ISAF’ın kilit bir üyesi olarak eşsiz ve önemli bir rol oynuyor,” demişti. NATO Sözcüsü James Appathurai de “Afganistan’da hiçbir ülke Türkiye’nin oynadığı rolü oynayamaz” diyerek aynı görüşte olduğunu bildirmişti. ABD’nin Afganistan ve Pakistan Özel Temsilcisi Richard Holbrooke, NATO Savunma Bakanları toplantısında “ISAF çerçevesinde Afganistan’da, Türkiye’den daha önemli rol alabilecek başka bir ülke yoktur,” açıklamasını yapmıştı. Yine dönemin ABD ordusu ve ISAF komutanı General Stanley A. McChrystal “Türk birlikleri Kabil’de güvenliği sağlamanın yanı sıra ayaklanmaya karşı mücadelede de çok başarılı,” sözlerini kullanmıştı.



Bugüne geldiğimizde Türkiye’nin çalışmalarından halen övgüyle söz edildiğini görüyoruz. En son 20 Temmuz’da gerçekleşen Uluslararası Kabil Konferansı öncesinde BM Genel Sekreteri Ban Ki Mun’un Afganistan özel temsilcisi, Türkiye’nin çalışmalarının çok büyük katkı sağladığını ve BM tarafından da yakından izlendiğini söyledi. Peki Türkiye’nin bu çalışmaları tek başına sürdürerek kalıcı bir başarı sağlaması mümkün mü? Bu sorunun cevabı çok zor. Peki Afganistan konusunda Türkiye’nin yaptığı çalışmalar bir rol model olabilir mi? Neden olmasın, hatta olmalı. Konferansın ara başlıklarından bir tanesi de İl İmar Ekiplerinin sivilleşmesi idi. Daha önce Kanada, halihazırda var olan İl İmar Ekibi’nin üst düzey yetkilerini sivil bir diplomata devretme konusunda hazırlıklar yaptıklarını açıklamıştı. İl İmar Ekiplerinin sivilleşmesi projesi çok önemli ve çok anlamlı. Bu sayede Afgan halkına hep korku ile yaklaşan Batılı güçler, halkın arasına girip sosyal ilişkiler kurarak onları daha iyi anlayabilecekler. Halen normal bir Afganlı ile Taliban’ı ayırt etmekte güçlük çekiyoruz açıklamalarını yapan yetkililer bu yanılsamalarını azaltabilecekler. Tecrübe ile sabit ki Türkiye bu işi başından beri böyle yapıyor ve Afgan halkı ile çok sıkı ve sıcak ilişkiler kurulmuş durumda.



Adının Türkiye Modeli olarak konulması çok da önemli değil. Türkiye zaten böyle bir beklenti içerisinde de değil. Türkiye, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun açıklamalarında da söylediği gibi Afgan kardeşlerimiz istediği müddetçe bu topraklarda onların yanında yer almaya devam edecek. Tabii ki sivil anlamda elinden gelen desteği göstermeye devam ederek. Sadece askeri tedbirlerle veya operasyonlarla sonuca gidilemeyeceğini artık kavramış olan Batılı güçlerin bu saatten sonra farklı arayışlar içerisine girmesi sadece zaman kaybı olacaktır. Afganistan’da geçen her gün, her saat yeni kayıplar yaşanıyor. Kimsenin, özellikle de Afgan halkının, buna daha fazla sabredecek hali kalmamış durumda.



Salih Doğan

USAK Avrasya Araştırmaları Merkezi





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 22
Dün Tekil 1238
Bugün Tekil 1834
Toplam Tekil 4066041
IP 3.145.186.173






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























9 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Saraylarda s remem da larda s rd m , Bin cihana de i mem u ks z T rkl m .
(H seyin Nihal ATSIZ)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 5.292 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu