dahigedik@hotmail.com

Daha önceki yazılarımdan birinde değinmiştim fakat çabuk unuttuğumuz gerçeğini de göz önünde bulundurarak tekrarlamakta fayda görüyorum.



Doksanlı senelerde gündeme bomba gibi düşen bir kitap vardı Metal Fırtına. Amerika”nın Kuzey Irak”ta konuşlandırılmış üssünden devriye görevine çıkan bir grup amerikan askerinin yine konuşlu bir Türk askeri grubu ile çatışmasının ardından TÜRK-abd savaşanı konu alan hepimizi o dönemlerde şok eden bir kitaptı. Neden şok etmişti. Kitabın konusuna göre, abd baskın bir saldırı ile neredeyse iki gün içerisinde Türkiye”yi zapt etmişti. Türkiye”deki direniş ve TOPRAK ALTINA GİZLENMİŞ, silahlarla koordine dilecek milis grupları ve Gerillalarla geçilecek direnişin anahtarı yani parolası ise “ERGENEKON”du. Evet direnişin parolası Ergenekon”du. Okuyanlar bilir ve sanırım hatırlar.Ne Kadar Enteresan

Doksanlı yılların başında kaleme alınan fantastik bir o kadarda komplo teorisi ile dolu kitabın diğer serileri bu kadar tutmadı, yazarlar o dönem çok konuşuldu tartışıldı abd ajanı olmakla bile suçlandı. Şu an ne iş yaparlar nerdeler bilinmez.

Nedense 2007 yılında Süleymaniye”de askerimize ve ülkemize yapılan tahammülü ve hazmı zor yaşananlar neredeyse kitaptaki savaş başlangıcı gibi idi.Yine her nedense Dalga dalga yürütülen vatana ihanet ve terör örgütü kurmak veya üye olmak İDDİASI ile gözaltına alınan bir çok gazeteci-yazar,Emekli veya muvazzaf üstü rütbeli subay,siyasetçi ve aydının göz altına alındığı İDDİANAME”nin adı da Ergenekon.Hatta bazı kendini bilmez gazete ve televizyonlar BEYİN YIKAMAK için E.T.Ö yani Ergenekon Terör Örgütü ismini bu İDDİANAME Dosya ismi üzerine yapıştırdılar.

Arkadaş hukukçu değilim, kimseye destek veya köstek de değilim kendi halinde işinde gücünde bir adamım Dahi sen ne demeye çalışıyorsun diyorsanız bende tıpkı sizin gibi derim. Ben de hukukçu veya siyasetçi veya ŞU”cu BU”cu değilim ama bu yaşananlar gerçekten çocuklara masal kuşağı gibi.



Neden mi? Hiçbir şey bilmiyorum siz de ne hukuk ne adliye ne de başka bir şey hakkında uzman veya derinlemesine bilgi sahibi değiliz. Mantığımız çalıştıralım, Beyin Jimnastiği yapalım

Farz edin ki siz ve ya bir yakınınız adliyeye çağırıldı ya da götürüldü. Savcıya ilk soracağınız ben ne yaptım olur değil mi? Savcı da hakkınızda yapılan şikâyetin yazılı olduğu İDDİANEMEYİ size iletir. Sorgular kanıt toplamaya çalışır ve sonunda sizi Adliye”ye de sevk edebilir ya da iddianameye dayanak delil yok ve sizinde masum olduğunuz ortaya çıkarsa serbest kalırsınız.

Yani siz bu yukarıdaki gibi İDDİANEME sebebi ile içeri alınsanız masum olduğunuz halde hem de, kimsenin elinde hiçbir kanıt yokken ben veya başka bir gazeteci size Terörist, Sapık, Hırsız ve benzeri bir yakıştırma ile haber yapsam sizin masum olup olmadığınız bilmeden hem de. Ben yargıçlık yapıp hükmünüzü vermiş sizi suçtan hüküm giydirmiş ve okuyucu yani kamuoyunu da yanlış yönlendirmiş olurum.

Elinde kanıt yok, hiçbir şey yokken ve hali hazır da İDDİA iken hiç kimse hakkında Yargı yapamayız ben de bir başkası da. Mahkeme bitmeden hiç kimseyi bir suçla veya örgüt olmakla itham edemeyiz. İnsan vicdanındaki mahkemeler de suçlanacağımız gibi Allah”ın adaletinde de sonumuz nice olur acaba? Amerikan filmlerinde sıkça duyduğumuz bir söz vardı ““Suçluluğu ispat edilene karda her kes masumdur”

Askeri Cunta ve darbe insanlara acı vermiş ülkeyi ekonomik olarak geriye itmiş, demokrasiyi ve hür iradeyi baskı altına almıştır. Ne ülkemizde ne de başka bir dünya ülkesinde böyle bir müdahaleyi kimse istemez hiç kimse de buna razı değildir. Ben de. Fakat ortada Darbe lafı bile yokken iki üç ay içerisinde birden bire ağızlarda sakız olup sabah akşam darbe lafı kahvehanelerde günlük konuşmalarda geçer olmuşsa bunun sebebi asker midir? İyi sorgulamak gerekir. Tarihte yapılan hatta bırakın tarihi geçtiğimiz günlerde Afrika ülkesi Nijer”de yapılan askeri darbe bir gece ansızın gerçekleşmiştir. Demek ki kimsenin darbe yaptığı falan yok ama birileri bu darbe lafı ile prim yapmaya çalışıyor. Siyasetçisi de, meslektaşlarımda hatta düşmanlarımız bile.

Hani teğet geçmişti şu kriz? Geçen gün akşam sayın başbakanımızın bir açıklaması kulaklarımda resmen sağır edici bir çınlama bıraktı. Tüm dünya gibi bizde krizden etkilendik. Hani teğet geçmişti? Sayın başbakanım geçmiş olsun, sanırım bazı kesimleri kastetmiştiniz biz yanlış anladık. Şunu yapamadık muhalefet yüzünden bunu yapamadık ordu yüzünden ona yok buna yok o yüzden hadi anayasayı değiştirelim. Yapamıyorsan bırakırsın zorlamazsın olur biter. Bu ülkeyi siz mi yoksa muhalefet mi yönetiyor? Bu ne çelişki?

Emekli, işsizler, çalışmaya çalışanlar, omurgasızlar, uçucu madde bağımlıları ne idüğü belirsizleşmeye başlayan, kaşını başını boyayıp herkese her şeye isyan eden bunalmış. Yarın ben ne olurum vatan millet nereye gidiyoruz bir yere bırakmış, kutsal ve büyük sayılan her şeye ve herkese hakaret eden ruhsuzlaşmış bir kısım insanlar türedi ve bunların hepsinin ağzında bilindik ve sık duymaya başladığımız bir iğreti cümle ““Vatanı biz mi kurtaralım yani, Vatan millet Sakarya laflarıyla olmuyor karnım aç işime gücüme bakarım gerisi boş”“ cümlesini köy ve beldelerde bile duymaya başladık.

Nereye gidiyoruz? Ne olacağız? Neden böyle oldu? Sorularını sıkça sorduğum günlerin birinde bir zamanlar üst üste siyasete atılıp bir partiden belediye başkan adayı olan ama seçilemeyen bir arkadaşımla oturduk bir yerde çay içtik özlem giderdik görüştük. Yahu sen belden de çok sevilirdin herkes ağabey der peşinde dolaşırdı siyasete girdin niye böyle oldu? Diye sorduğumda acı acı gülümseyerek bana şunları söyledi ““Dostum kahvehanenin birinde ülke gerçeklerinin ilimize beldemize köylümüze kentlimize nasıl yansıdığını anlattım. Beldeye başkan seçilirsem yapabileceğimiz ve gücümüzün yettiği projelerden bahsettim. Konuşma bitti beni merakla dinleyenlerle biraz sohbet edip çıkacaktım ki birkaç kişi durdurdu bir tanesi bana kontör al dedi, başka birisi 20 Lira istedi. Ve oyumuz senin dediler. Alamam gücüm yok dedim. Bana Lan daha bize birkaç kuruş veremiyor çıkmış siyas et yapıyor dediler. Bu yüzden kaybettim seçimi dedi.

Siyasetçiler 100 kontör, Çeyrek altın, beyaz eşya vesaire ve saire ile yapılıyor anlayacağımız peki oyu satmak veya oyu satmaya iten sebepler neler? Vatandaş işsiz ekmeksiz hatta daha da tehlikelisi umudunu yitirmek ve hayal kurmayı bile unutmak üzere.



DAHİ “NİN BİLGİ NOTU :



Bende İmam Hatipliyim benim de yakın akrabalarım türban yüzünden sorun yaşadı. Askeri okula alınmadım, dışlanmış hissettim. Türban yüzünden akrabam perukla dolaştı. Ben Askeri okula girmeyince kıyamet kopmadı aç kalmadım ekmeksiz kalmadım. Akrabam ise örtünmenin Türbandan ibaret olmadığını keşfetti. Hepimiz mutluyuz. Neden birileri bu yaraları kaşıyor? İşsiz aşsız kaldım çevremdekilerde ama biz dağa çıkmadık? Neden birileri dağa çıkmasın diye tedbir alınırken batıda ve Anadolu”daki işsizler için çaba ve enerji sarf edilmiyor?

Askerle, darbe ile ıslak mı kuru mu sabah kurur mu ile uğraşılacağına neden Türkiye için bir şeyler yapılmıyor? Neden siyasi parti yasası değiştirilip de belediye başkanı ya da milletvekili adaylarını parti genel merkezi değil de vatandaş seçmiyor? Muhafazakârlık ne demektir? Neyi muhafaza ediyorsunuz? Benim ve ya başkalarının muhafaza edemediği neyi muhafaza edebiliyorsunuz? Neden ekmek 60 Kuruş?Neden öğrenciler yurtlarda kalabilmek için cemaatlere katılmak zorunda kalıyor?

Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz. Türkiye geneline ailenize ve diğer şehirlerde yaşayan akrabalarınıza bir bakın hoşunuza gitmediyse bir de kendi yüzünüze tutun. İyi görüyorsanız bir de aynaya bakın sanırım ak pak parlarsınız. Sanatçı sandığımız bazı simalar, siz başbakanla kahvaltı yaparken iki SANATÇI soğukta işçilerle birlikte eylemdeydi. Tamam, gittiniz başbakanı dinlediniz peki Allah aşkına biriniz çıkında şu açılımı bir anlatın yahu.Siz artık protokol sanatçılarısınız kimsenin artık dinlemediği ya da dinlemek istemediği siyasallaşmış tıpkı bizim meslekteki bazıları gibi protokol ardında gezinip kameralara sırıtanlardansınız.

SİZ”de Tekel işçileri ile birlikte kol kola yürüyecek YÜREK Var mı? Rutkay Aziz ve Tarık Akan oradaydı.

Olası erken seçimde CHP ne yapacak bilmiyorum ama AKP ve MHP koalisyonu olabilir, Hadi canım mı dediniz yoksa hadi oradan sen ne anlarsın mı? Tamam, sizde haklısınız düşüncelere gem vuramayız ama bakalım izleyelim ve görelim. F tipi gazeteci değilim olmadım ne sağcı en solcu ne de futbolcuyum? Askeriyeden de hükümetten de mağdurum esasında, çok haksızlığa uğradım uğratıldım, bu yazıyı okuyan bir çok kişi gibi bende ama hak ve hukuk için yazarım yine yazmaya devam edeceğim. En büyük sorunumuz da bu zaten herkes herkesi merak ediyor. Etmeyin etmeyelim Allah”la kul arasında kalsın bazı şeyler.

HERKES HER ŞEYİ BİLEMEZ VE YAPAMAZ AMA BİLDİĞİNİ VE YAPABİLECEĞİNİZ ZANNEDER, BU HEM KIYAMET ALAMETLERİNDENDİR HEM DE ZATEN EN BÜYÜK KÂBUS BU ZANNEDENLERİN BAŞTA OLMASIDIR. KÂBUSTAN UYANABİLMEK VE GÜNAYDIN DİYEBİLMEYİ ALLAH NASİP EDER İNŞALLAH.

Bana Don Kişot yakıştırması yapanlara bir şey söylemek istiyorum Don Kişot yarı delidir,hayaller gördüğü için yel değirmenlerini dev zanneder ve onlara saldırır Kişot”un dayandığı hiçbir şey yoktur. Fakat benim sığındığım ve dayandığım Allah var.

Bir başka yazımızda buluşmak umuduyla , Saygılarımla.