Global krizden en büyük zararı gören ABD, krizin nedenlerini araştırırken hiç ummadığı bir sonuçla karşılaşmıştır. Lehman Brothers dahil battığı iddia edilen hemen hemen bütün Firmaların ve Bankaların sahipleri Yahudi çıkmış, bu Firmalarla, Bankaların aslında batmadıkları, sahip oldukları kaynakları bir anda İsrail”e taşıdıkları için, Global krize neden oldukları anlaşılmıştır.



Araştırma derinleştirildikçe daha önemli bulgulara da ulaşılmıştır.



Bilindiği gibi, ABD ve AB ülkelerinin şımarık çocuğu İsrail, kurulduğu günden beri bulunduğu bölgeye Kan, Ateş ve Gözyaşından başka bir şey getirmemiştir.



Silah, araç, gereçleri ve ekonomik yönden çevresindeki ülkelerle kıyas kabul edilemeyecek bir şekilde desteklenen ve güçlenen İsrail”in, bölgede yaptığı bütün katliamlara göz yumulmuş ve bu korsan ülke hakkında, ABD”nin VETO”ları yüzünden Birleşmiş Milletler Teşkilatından bir kınama kararı bile çıkartılamamıştır.



Hava, Kara ve Deniz gücü bakımından çevresindeki Arap ülkelerine nazaran kat kat güçlü duruma getirilen İsrail”in, Nükleer ve Biyolojik Silah Sanayiini geliştirmesine de göz yumulmuş ve bu ülke, Orta Doğu”da Doktor Frankeştayn”ın(ABD”nin) canavarı haline gelmiştir.



İşte bu canavar, Arz-ı Mevud”a ulaşma hedefini gerçekleştirebilmek için, ilk önce efendisini ısırmış ve ARMAGEDON diye isimlendirilen nihai savaşı kazanabilme hırsı ile, ABD”yi soymuş ve Dünyayı Global Krizin içerisine itmiştir.



ABD ve İngiltere”nin müştereken yarattıkları bu canavar, silah ve teçhizat üstünlüğünün verdiği şımarıklıkla pervasızca katliamlarına devam ederken, birden bire, Kara muharebelerinde istediği sonuca ulaşamadığını ve çok büyük zayiat vermeye başladığını görmüştür. Lübnan”da Hamas”a yenilen ve neye uğradığını şaşıran İsrail, efendilerinden yardım isteyince, NATO ülkeleri Lübnan”a bir Barış Gücü gönderme kararı alarak, İsrail”i o cepheden gelecek saldırılara karşı koruma altına alma gereği duymuşlardır. Teknoloji ilerlemiş ve Filistinlilerin attıkları roketler İsrail şehirlerindeki hedefleri vurmaya başlamıştır.



Bu arada, Gazze”deki seçimleri Hamas”ın kazanması ve "Yasal Bir Siyasi Oluşum haline gelmesi" İsrail için büyük bir korkunun oluşmasına neden olmuştur.



Gazze”de Hamas”ın kontrolü ele geçirmesi üzerine, lübnan cephesini Barış Gücü ile emniyete alan İsrail; Hava”dan, Kara”dan ve Deniz”den abluka altına aldığı Gazze”ye Fosfor Bombaları dahil insanlık dışı bir saldırı gerçekleştirerek bu bölgede yaşayan 1,5 milyon civarındaki halkı katletme taktiğini uygulamaya koymuş, Birleşmiş Milletler”e ait binalar dahil, ayrım gözetmeksizin, Hastaneleri, Okul”ları ve Cami”leri yerle bir eden İsrail, burada da, Kara muharebelerinde büyük kayıplar vermeye başlayınca, Uluslararası tepkiye boyun eğmiş görünerek "Ateş Kes”i" kabul etmiş, ancak, Gazze”ye giriş çıkışları yasaklayarak halkı; gıdasız ve ilaçsız bırakmak suretiyle yok etme seçeneğini tercih etmiştir.



İsrail, bir taraftan Gazze”deki kuşatmasının dozunu arttırırken, diğer taraftan da, ABD ve Avrupa ülkelerindeki Lobi”lerini kullanmak suretiyle, kendisi için en büyük tehdit olarak gördüğü İran”a karşı Uluslararası bir kamuoyu oluşturarak, ABD”yi İran”a saldırtmaya çalışmaktadır.



Ancak, evdeki hesap çarşıya uymamıştır. Irak ve Afganistan”daki operasyonlardan umdukları sonucu alamayan ABD”deki Siyasi Planlayıcılar ve Pentagon”daki Stratejist”ler kafa kafaya vererek, içerisine düştükleri bataklıktan nasıl kurtulacaklarının hesabını yaparken, üçüncü bir cephenin açılmasının, halihazırda Süper Güç olma konumunu muhafaza eden ABD”nin sonunu getireceğini anlamış bulunmaktadırlar.



Süratle gelişmekte olan Çin ve Hindistan karşısında, Rusya ile iyi geçinme yollarını arayan ve Hazar havzasını elinden kaçırmak istemeyen ABD, bu bölgede bir çatışma çıkmasını veya İsrail”in saldırgan tutumu dolayısı ile, bölgede aleyhine gelişmekte olan anti-Amerikancı görüşlerin güç bulmasını istememektedir. İran”da yeni bir cephenin açılması, ne Pentagon”un ne de Siyasi Planlayıcıların işine gelmemekte ve bu durumun bir felaketle sonuçlanmasından korkulmaktadır.



Pentagon”un ve ABD”nin Siyasetini dizayn eden Politikacıların, yoğun Yahudi Lobisi”nin baskıdan kurtulabilmesi için kullanabilecekleri tek enstrüman veya can simidi Türkiye”dir. İsrail”in, Türkiye”nin de içinde yer aldığı "GAZZE”ye İNSANİ YARDIM" götüren gemilere Uluslararası sularda saldırması, ABD Yönetimine beklediği fırsatı vermiştir. Türkiye”nin toplanmasına öncülük ettiği BM Güvenlik Konseyinde ilk defa ABD İsrail aleyhine alınan bir karara iştirak etmiştir.



ABD, Türkiye”yi kullanarak Orta Doğu politikalarını yeniden dizayn etme yoluna gidecektir. Buna mecburdur.



ÖNEMLİ OLAN, KULLANILAN DEĞİL, KULLANAN OLABİLMEKTİR.



Bu konuda hem iktidarın, hem de muhalefetin TÜRK DIŞ POLİTİKASININ YENİDEN DİZAYN EDİLMESİNDE BİRLİKTE HAREKET ETMELERİ BÜYÜK ÖNEM ARZETMEKTEDİR.



Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve Milli İstihbarat Teşkilatının bu yeni konjonktürel duruma göre yeniden yapılandırılması kaçınılmaz bir zorunluluktur.



Osman ŞAHİN

Araştırmacı - Yazar