Demokrasi; şer’en caiz bir sistem olmakla beraber, uygulamasında çeşitli şirkler bulunmaktadır.



Nitekim demokratik bir seçimle Türkiye’de ‘içki serbest olsun mu?’ diye oylasak; muhakkak ‘serbest olsun’ şıkkı galip gelirdi. Fakat bu; içkinin günah olmaması anlamına gelmemektedir.



İşte bu yüzden; bu demokrasi kökten bozuk bir sistemdir. Eğer sistemin en üstüne Kur’an’ı ve hadisleri koymazsak; bütün sistemler çürüktür.



Biz ettik (kabul). Ve bugün rahmetli Mustafa Kemal Paşa’nın Gençliğe Hitap’ındaki iddiaların vücut bulmasının sebebi; demokrasinin kendisi, demokrasiyi yanlış anlayan seçmen ve demokrasiyi Allah’ tan korkmadan suistimal eden vekiller, adaylar vs…’ dir.



‘Peki ne yapmalı?’ diye düşündük ve şuna karar verdik; Geleceğin büyük Türk ülkesinde seçimden önce sınav yapıp; kimlerin seçmen olabileceğine karar verelim ve Müslüman- Türk ülkesinde, Müslüman-Türk’den başkası oy kullanmasın.



Kurban, biz ettik siz etmeyin işte! Humeyni, Adolf Hitler, Stalin, Lenin, Che Guevara, Saddam, Mao vs,vs.. gibi şahısların bizim için kıymeti yoktur, olmamalıdır. Bunlar yerine; kahraman başbuğ; Alparslan Türkeş, Ata Hayrullah, İsa Yusuf Alptekin, Muhsin Yazıcıoğlu, Mustafa Keman Paşa gibi öncülerin kıymeti vardır.



İnkılâpçılık demokrasiyi reddeder, etmese de; bir süre saf dışı bırakır. Yukarıda belirttiğimiz ve gıpta ettiğimiz Türk öncüleri de Türk-İslam İnkılâp’ı için yola çıkmışlar ve bu yolda her türlü demokrasiyi, parlamenter siyaseti ve bunlar gibi bütün batı senaryolarını terk ve reddetmişlerdir.



Milliyetçi duruş; ‘akademik kadrolar’ ülküsüdür. Milliyetçi hareket ise yüksek ahlaklı, yüksek tasavvufi eğitime tabi tutulmuş, yüksek dövüş eğitimlerine tabi tutulmuş, ilkyardımdan çok iyi anlayan dava adamları yetiştirme ülküsüdür. Bize durmak yakışmaz. Milliyetçi hareket, siyasetle değil; inkılapla olur!!



Yaşasın Turan Birliği!

Yaşasın Ümmet’i MUHAMMED (sav)!

Yaşasın Türkiye’nin yeni kenti KERKÜK!

Yaşasın Uzak Güneydoğu Anadolu!



Ozan Ünsal