TÜRK”ÜN KÖKÜNÜN KAZINMASI -2- - Özkan BOSTANCI - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









TÜRK”ÜN KÖKÜNÜN KAZINMASI -2- - Özkan BOSTANCI
Tarih: 20.05.2010 > Kaç kez okundu? 2963

Paylaş


Bu yazı dizisinde okuyacaklarınız, cereyan etmiş olan vahşet ve zulmün BİNDE BİRİ bile olmadığını unutmayınız!



Aşağıda okuyacaklarınızda, KADİR MISIRLIOĞLU”nun muhteşem eseri TÜRK”ÜN SİYAH KİTABI - YUNAN MEZALİMİ adlı kitaptan faydalanılmıştır. Kolay anlaşılması için de OSMANLI TARİHİ kitabından ilâveler yapılmıştır.



- "Millî hayatımızda yediden yetmişe hepimizin bilmesi gereken zafer günlerimiz olmakla beraber, ACISINI DÜNYA DURDUKÇA İÇİMİZDEN ATAMIYACAĞIMIZ MİLLÎ FELAKET GÜNLERİMİZ DE VARDIR...



1877 Rus Harbi sonu büyük muhaceretleri! ..



TÜRK”ÜN AVRUPA”DAN ÂDETA KÖKÜNÜN KAZINMASI İSTEĞİYLE HORTLAYAN HAÇLI ZİHNİYETİNİN GİRİŞTİĞİ TOPLU KATLİAMLAR!..



1912 Balkan Savaşı ve TÜRKLER”e reva görülen zulüm ve İŞKENCELER!..



Tarihin bu acı mirasları her TÜRK”ün kalbinde unutulmamak üzere dünya durdukça muhafaza edilmelidir.



Milletimizin kalbinde HİSS-İ İNTİKAM olmalı!..



Bu alelâde bir intikam değil; hayatına, ikbaline, refahına düşman olanların mazarratlarını izaleye matuf bir intikamdır" (16.3.1923)Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK







SIRP İSYANI (1804-1816)



Sırbistan”da kurulmuş olan âdil düzen zamanla bozulmuş, ahali kalelerde oturan yeniçeri dayılarının keyfî davranışlarına maruz kalmışlardı...



1794”de Belgrad valiliğine gönderilen Hacı Mustafa Paşa reayayı koruyucu tutumundan dolayı Sırplar arasında "baba" diye anılmaya başlamıştı.



Ancak keyifleri kaçan yeniçeriler 1801”de Hacı Mustafa Paşa”yı öldürdüler, ve ülkede bir baskı rejimi yarattılar.



O dönemde sadece Sırbistan”da da değil, ülkenin dört bir yanında eşkiyanın, ağaların, âyânın, derebeylerinin ve yeniçeri dayılarının zulmü ve baskısı vardı.



Devlet bunlarla başa çıkamıyordu.



Ama bu baskı ve zulüm hiç bir zaman toplu katliam, toplu ırza tasallut ve toplu talan şeklinde değildi.



Ne varki, isyanlar ile birlikte durum değişti.



Türkler ve müslümanlar hep ezilen taraf oldu!



Yeniçeri dayıları daha sonra Knez adı verilen Sırp ileri gelenlerinden bir kaçını ldürdüler. (1804)



Bunun üzerine Sırp isyanı başladı.



Asiler KARA YORGİ adlı Knez”i başkan seçtiler.



KARA YORGİ, Sırp Millet Meclisi”ni (Skupçina) topladı.



SKUPÇ İNA, KARA YORGİ”yi Baş Knez seçerek Sırbistan”ın istiklalini sağlayıncaya kadar Osmanlı Devleti ile savaşmaya karar verdi. Bu adam dağda eşkiyalık, Avusturya ordusunda askerlik yapmış biri idi.



Yeniçerilere karşı gerilla taktiği uygulamaya başladı.



"Padişaha sâdık bir kul olduğunu" ilan ederek müslümanların bile desteğini sağladı.



Bu sıralarda Ruslar, Eflâk ve Boğdan”a girdiler ve 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı de başladı.



Çar, Sırp asilerine, Türklere karşı beraber savaşmak için anlaşma teklifinde bulundu.



Sırp asileri, Ruslardan gördükleri destek ve teşvikler sonucu, Bosna”ya hücum ettiler.



Drina Nehri”ni geçen Sırplar; Bosna”ya ait Yadar, Rodiyavana ve daha birkaç nahiyeyi aldılar ve hatta Kuzey Bosna”da bulunan Böğürdelen Kalesi”ni zapt ederek halkını kılıçtan geçirdiler.



Böğürdelen katliamından sonra, Drina bölgesinde bulunan daha birkaç Bosna arazisi ve halkı Sırp asilerinin hücum, yağma ve baskısına mâruz kaldı.



Bu olaylar sonucu, Karadağ ve Sırbistan”da yaşayan çok sayıda Müslüman, Bosna”ya iltica etmek zorunda kaldı.



Ancak tüm bu gelişmelere ve saldırılara rağmen Bosna halkı, Bosna”yı korumak için saldırılara karşı koydu ve mücadelesini sürdürdü. Hatta, Banyaluka ve civarında Sırplar lehine reaya tarafından başlatılan bazı ayaklanmaları da bastırdı.



Sırplar”ın ve KARA YORGİ”nin gerçek amacını başlangıçta anlayamayan Bosnalılar, bu amacı kısa sürede fark ettiler ve Sırp saldırılarına karşı genel bir harp hazırlığına başladılar.



1807 yılında kaptanlar, beyler ve diğer Bosna ileri gelenleri eyaletin merkezi olan Travnik”te toplanarak Vali MEHMET HÜSREV PAŞA”ya Bosna”yı ve dinlerini ölünceye kadar savunacaklarına dâir söz verdiler.



Toplantı ve alınan kararlardan sonra, ihmal edilen kalelerin tahkimatına başlandı.



Hudut bölgelerinde zarar gören halka, mal ve canlarının güvenliğini korumaları için silah dağıtıldı.



Sırbistan”a karşı hazırlıklar devam ederken 1808 yılında Sırplar, Bosna”daki Ortodoks reayı ayaklandırmak için teşebbüse geçtiler ve bunda sınırlı da olsa muvaffak oldular.



Özellikle Gradikça halkının ayaklanmaya katılmaları bütün Sava Nehri boyunca birçok Hıristiyan halkın da bu ayaklanmaya katılmasına sebep oldu.



Bosna beyleri bu isyanları yer yer bastırmaya muvaffak oldular.



1809 yılı baharında Ruslarla harp yeniden başlayınca, Sırplar Karadağlılar”la birlikte Bosna-Hersek”te taarruza geçtiler.



KARA YORGİ, 1806 yılında olduğu gibi, bu defa da Karadağ ile birleşmek ümidiyle Yenipazar istikametinde hücumlarını artırdı. Gladniça”yı ve Bosna”dan Rumeli”ye giden yolların kavşak noktası olan Senice”yi ele geçirdi.



Bosna halkı ve beyleri, Sırp saldırılarına karşı mücadelelere devam ederken, Osmanlı Devleti, Niş”te bulunan Serasker HURŞİD PAŞA”yı Sırp problemini çözmek için görevlendirdi.



Bosna Valisi İBRAHİM HİLMİ PAŞA ve 30.000 kişilik Bosna Ordusu (Ordunun dörtte birini Hristiyan reaya teşkil ediyordu.) ile Niş”ten hareket eden Serasker HURŞİD PAŞA, koordineli olarak Sirbistan”a hücuma geçtiler.



Bosna ve Osmanlı birlikleri, 10 Temmuz 1810”da Drina”yı geçti ve Belgrad üzerine yürüdü.



Ancak, Ruslar”ın Sırplar”a yardımı sebebiyle Belgrad ele geçirilemedi. 1810-1811 yılını her iki taraf hazırlıkla geçirdi.



Sırbistan sorunu, giderek Rusya ve Avusturya arasında bir anlaşmazlık konusu halini almaya başladı.



KARA YORGİ, gelişen durumdan da istifade ederek Aralık 1808”de kendisini bütün Sırplar”ın başkanı ilan ettirdi ve verasete dayanan Sırp monarşisini kurdu.



Avusturya Başbakanı Metternich, doğmakta olan Sırbistan hakkında şunları söyledi:



"Doğmakta olan Sırbistan, Rusya ile Avusturya arasında bir oyuncaktan başka bir şey değildir.



Böyle olmaktan ise Sırbistan”ın Türk”lerde kalması daha hayırlıdır."



Sonunda Rusya”nın baskısı ile Kuzey Sırbistan”a muhtariyet addedilebilecek imtiyazlar tanındı.



Miloş Obrenoviç adlı bir domuz tüccarını Baş Knez seçtiler. (1812)



Daha sonra MİLOŞ OBRENOVİÇ isyan etti, ve Sırplar 1829 Edirne Anlaşması ile yarı bağımsızlık elde ettiler.



Bu isyanlar sırasında Türk ve Müslüman ahali büyük kayıplara uğradı ve sağ kalanlar göç etmek zorunda kaldılar.



>>>DEVAM EDECEK



Özkan BOSTANCI