MEDENİYETLERİN ANASI ASİL TÜRK MİLLETİ - Özkan BOSTANCI - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









MEDENİYETLERİN ANASI ASİL TÜRK MİLLETİ - Özkan BOSTANCI
Tarih: 15.04.2010 > Kaç kez okundu? 3202

Paylaş


- Evvela millete TARİH”ini, ASİL bir MİLLET”e mensup bulunduğunu, BÜTÜN MEDENİYETLERİN ANASI olan İLERİ bir MİLLET”in çocukları olduğunu göstermeliyiz.

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK



ATATÜRK, TARİH öğretmeye her şeyden çok önem verir.



Çünkü insan kendi tarihini bildikçe, ECDAD”ını tanıdıkça, hele ÜSTÜN KAABİLİYETLİ ve MEDENİ bir MİLLET”e mensup olduğunu öğrendikçe şevki artar.



Ecdadından ilham alır, aşağılık duygusundan, başkalarını üstün görmekten kurtulur.



Bu bilgi ve inançla yeni bir medeniyete doğru koşar.



Halbuki şimdi tam tersi yapılmakta, bize hep BATILI ülke ve insanlar örnek gösterilmekte, onları taklit edersek kurtulacağımız fikri aşılanmaktadır!..



TARİH bilgisi, GEÇMİŞ”i ve ECDAD”ını tanıma özelliği eksik olunca da; insanımız, ve bilhassa gençler bu aşılanan yanlış fikirlere kapılmaktadırlar...



ATATÜRK”ten sonra ATATÜRK”ün yüzde biri kadar tarih bilen bir liderimiz olmadığı için, bugünkü acınacak duruma düşmüş bulunuyoruz.



Ama biz ümitsiz değiliz. KUR”AN”da ve HADİSLER”de övülmüş bir MİLLET olduğumuzu, kendi TARİHÇİLERİMİZ ve YABANCILAR”ın TÜRKLER hakkında neler düşündüklerini burada tekrarlıyarak bu eksiği kısmen tamamlamak istiyoruz.



KUR”AN, MAİDE SURESİ 54. ayette PEYGAMBER”e huysuzluk eden ARAPLAR”a hitaben şöyle der:



- "İçinizden kendi dininden dönen olursa, bilsin ki ALLAH ona bedel olarak bir topluluk getirecek ki, onları sever. Onlar da O”nu severler.



Onlar müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı zorlu olurlar.



ALLAH yolunda cihat ederler. Kendilerini ayıplayan kimselerin ayıplamasından korkmazlar."



Nitekim, 900”lü yıllardan sonra TÜRKLER, Araplar”ın elinden İSLAM liderliğini çekip almış ve daha ileriye götürmüştür.



Bu da bir KUDSİ HADİS:



- " BENİM bir ORDUM vardır, onlara TÜRK adını verdim ve DOĞU cihetine yerleştirdim. Herhangi bir kavme öfkelendiğim zaman, işte bu TÜRKLER”i onların üzerine musallat ederim."



Hadis imamı Tabarani (doğumu H.260) İbn-i Zi”l Kela”dan nakleder:



- (Mu”cem”ül Kebir, Mu”cem”ül Efsat)



İMAM-I AZAM ise DÜNYA MÜSLÜMANLARI”na şu müjdeyi verir:



- "Kılıç TÜRKLER”in elinde bulunduğu müddetçe senin dinine zeval yoktur."



KAŞGARLI MAHMUT bunlara dayanarak:



" Gördüm ki Yüce TANRI, DEVLET GÜNEŞİ”ni TÜRKLER”in burçlarından doğurmuş, göklerdeki burçları ONLARIN DEVLETLERİ çevresinde döndürmüş.



Onlara TÜRK adını KENDİSİ vermiş. MÜLK ve SALTANAT”ı onlara vererek, onları ASRIN HÜKÜMDARI kılmış.



CİHAN halkının dizginlerini onların ellerine bırakmış ve onları bütün insanlardan üstün eylemiş.



Doğrulukta onlara her zaman yardımcı olmuş, onlara intisap edenleri, onların hizmetinde bulunanları hep aziz kılmış ve bütün dileklerine erdirmiş, kötülerin şerlerinden korumuş."



değerlendirmesini yapar. ATATÜRK bu sözü, bazı konuşmalarında hatırlatmıştır.



ATTİLA diyordu ki:



- "Ben ve milletim TANRI”nın kırbacıyım. TANRI kendi yolundan çıkanları cezalandırmak için bizi gönderdi!"





CENGİZ HAN ASYA”yı fethederken, komutanlarından SABUTAY”a şu emri vermişti:



- " Nerede TÜRK varsa, oraya kadar git!"



Böylece CENGİZ”in orduları Moskova sınırlarına kadar dayandı.



KARADENİZ kıyılarını...



ORTA ASYA”yı...



SELÇUKLU diyarını...



HALİFE”nin oturduğu BAĞDAT”ı...



HİNDİSTAN”ı...



Ve ÇİN”i zaptetti.



Her birinde TÜRK DEVLETLERİ kurdu.



CENGİZ SOYU sonradan MÜSLÜMAN oldu.



Böylece KUBİLAY”ın ÇİN”de eriyip giden hanedanı hariç;



Bir çok MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETİ oluştu.



KUBİLAY, ÇİN İMPARATORU olunca devlet idaresini hep soydaşlarına teslim etmiştir.



Ancak nesiller geçtikçe TÜRKLER saraya çakılıp kaldılar...



Çinliler”in sunduğu rahatlık ve refaha daldılar...



Benliklerini kaybettiler.



Bazı tarihçilere göre, dünyada mevcut en eski medeniyetlerden biri;



M.Ö. 7000 tarihinde ORTA ASYA”da kurulan ANAY (TÜRK) medeniyetiydi.



MOĞOLİSTAN”dan URALLAR”a...



ÇİN SEDDİ”nden HAZAR”a;



Aynı soy, aynı dil, aynı dinde insanlar olarak yaşıyorlardı.



Her aşiret veya köy ayrı bir siyasi organizma oluşturmuş, bir köy devleti kurmuştu.



MÖ. 4000-625 arasında bunlar, SAKA İMPARATORLUĞU diye adlandırılır.



Şehirleşmenin M.Ö.7000”lerde başladığı doğrudur...



MEZOPOTAMYA”da, ANADOLU”da görülen ilk köy-şehirler ve kalıntılar bunun delilidir.



Ancak ŞEHİR DEVLETLER çok daha sonra, İMPARATORLUKLAR ise daha da sonradır.



Yapılan hesaplara göre HZ. NUH M.Ö. 4000 yıllarında böyle bir ŞEHİR DEVLETİ”nde yaşamıştır...



TUFAN EFSANESİ bu sebepten SÜMER, (M.Ö.3300) ASUR(M.Ö.3000) ve HİTİT(M.Ö.2000) kil tabletlerinde GILGAMIŞ DESTANI”nın bir parçası olarak yer alır.



BABİL DEVLETİ ise M.Ö.2500 yıllarındadır.



DİLLER”in birbirinden ayrılmasının bu tarihten sonra olduğu tahmin edilmektedir.



1991 yılında bir eser yayınlayan iki RUS bilim adamı, bu sebepten bütün DİLLERİN ANAYURDU”nun ANADOLU olduğunu ileri sürmüşlerdir.



SÜMER DİLİ ve ÇİVİ YAZISI dünyanın en eski dili ve yazısıdır.



Bu dildeki TENGRİ, YIRLAMAK, OD gibi kelimeler hâlâ TÜRKLER arasında kullanılan TANRI, AĞLAMAK veya ŞARKI SÖYLEMEK ve ATEŞ anlamlarına gelir.



Bu da göstermektedir ki, DÜNYANIN EN ESKİ DEVLETİ SÜMERLER, TÜRKLER”İN ATASI”dır.



Yine onların ardından gelen ELAMLAR, TOURKİLER, TURUKKULAR, MEDLER, HATTİLER, URARLAR, PELASKLAR, ETRÜSKLER de TÜRK DEVLETLERİ”DİR.



İlk TÜRK adı TOURKİLER ile M.Ö.1500”lerde duyulmuştur.



Sonra TURUKKU gelir.



Tarih açısından HZ. İBRAHİM M.Ö. 1800”lerde yaşamış ve BABİL HÜKÜMDARI ile sürtüşmüştür.



Aynı tarihlerde OĞUZ HAN EFSANESİ yer alır.



OĞUZ HAN”ın hikâyesini, FİRDEVSİ aşırıp FERİDUN adıyla İRANLILAR”a, yani ARİLER”e mal etmek istemiştir...



ŞEHNAME”de FERİDUN”un oğlunun adı TUR (TÜRK)dür.



OĞLU TÜRK olursa, BABASI ne olur?..



Üstelik hikayede ÜÇ OĞUL, ÜÇ GELİN, YAY, ÜÇ OK vardır.



Tek fark OĞUZ HAN”ın iki karısından olan 6 OĞLU yerine ÜÇ OĞUL-ÜÇ GELİN”dir.



Üstelik FERİDUN bunların hepsine ad koyar, GÖK, DAĞ, DENİZ, AY, GÜNEŞ, YILDIZ diye!..



İşte bu yüzden biz TÜRK DEVLETLERİ”nin SÜMERLER ile başladığına (M.Ö.3500)...



İlk YAZI”nın TÜRKÇE olduğuna (M.Ö.3300)...



İlk destanın GILGAMIŞ(EL ULAMIŞ) TÜRK DESTANI olduğuna (M.Ö.3000)...



HZ. İBRAHİM”in babası AZER”in HAZAR TÜRKÜ olduğuna...



Ve OĞUZ HAN ile aynı dönemde yaşadığına (M.Ö.1800)...



Ve yine ilk imparatorluğun da OĞUZ HAN İMPARATORLUĞU olduğuna inanırız.



Bu devlet bütün MEZOPOTAMYA, ANADOLU, İRAN, HAZAR BÖLGESİ ve ORTA ASYA”yı kapsar.



Bu ülke ŞEHNAME”de TURAN diye geçer.



Ancak TÜRKLER bundan çok daha önce küçük gruplar halinde ASYA”nın kuzey taraflarına...



Moğolistan”a...



Sibirya”ya...



Mançurya”ya yayılmış...



Hatta BERİNG BOĞAZI”ndan geçerek AMERİKA KIZILDERİLİLERİ”ni oluşturmuşlardır.



Sibirya Türkleri”nden Kâzım Mirşan ise bunların hepsini yetersiz bulur.



15 dil ve lehçe bilen bu büyük araştırmacı;



TÜRKLER”in tarihinin 15.000 yıl öncesine dayandığını, Orhun alfabesinin köklerinin o tarinihlerde yapılmış duvar resimlerinden geldiğini anlatır.



İşin enteresan tarafı;



ARAPLAR”ın PEYGAMBERİMİZ”in mensup olduğu KUREYŞ kabilesini HZ. İSMAİL”den geldiği için asıl Araplar”dan saymayıp;



ARAPLAŞMIŞ KABİLE olarak görmeleridir ki, bizim görüşümüzü doğrular.



900”lü yıllarda Buhara”nın yanında KUREYŞ köyü ve oymağı vardı.



Altın, gümüş, bakır, demir, kurşun, kalay ÖZ-BE-ÖZ TÜRKÇE kelimelerdir.



Bunlar bütün TÜRK lehçelerinde müşterektir.



Bu da gösteriyor ki, TÜRKLER anadillerinin teşekkülü devrinde bu madenleri kullanmışlardır.



Bunları kendileri keşfetmişlerdir.



Madenleri işleme usüllerini de TÜRKLER icat etmişlerdir.



Zaten bütün TÜRK anane ve efsaneleri, TÜRKLER”in en eski devirlerden beri MADEN İŞLEYEN bir MİLLET olduğunu göstermektedir. (Vamberey)



Çinliler, HUNLAR zamanında TÜRKLER”e "KANÇİ" (yüksek arabalılar) demişler...



GÖKTÜRK çağında da TİELE (TÜRK) diye adlandırmışlardır...



TUKYU, TÜÇÜEH de derlerdi.



Bir de JUAN-JUAN dedikleri proto-Moğol AVARLAR vardı.



MOĞOLLAR TÜRKLER”e "TÜRKÜT"(çoğul) derdi.



Çinliler bunu TUKYU diye almış olabilir.



O. Frankie”ye göre, TU-KÜE "migfer" demektir.



ALTAY bölgesindeki miğfer şeklindeki dağda oturdukları için bu adla anılmışlardı. (Türkçesi dugulga)



Çin kaynağı (Sui-Şu) Çou-şu”da ise;



TU-KÜE”nin HÜKÜMDAR ünvanı olduğu belirtilmiştir.



S.W.Koelle”ye göre TÜRK kelimesinin kökü "tur-tir"dir. çekmek, cezbetmek demektir.



Eski İran dillerinde miğfer "TERK" kelimesi idi.



K. Fiok ise kelimenin TURKU olduğunu, İSKİT dilinde "deniz kıyısında oturan adam" anlamına geldiğini söyler.



Kaşgarlı”ya göre TANRI”nın verdiği bu ad, "olgunluk çağı" anlamına gelir.



Ayrıca gök, erklik, güzel anlamına da gelir.



Hammer”e göre TÜRKLER, Tevrat”ta TOGARINA(TOGARMAH), Herodot”ta TARFİNAÜS diye geçer.



TÜRK adı, DOĞU ASYA”da M.Ö.14. asırda TİK-TİK şeklinde;



M.Ö.599-433 tarihlerinde ise GÖKTÜRKLER olarak geçmiştir. (Zeki Velidi Togan Umumi TÜRK Tarihine Giriş)



Gardizi de (Ö. 1048) Yafes”e verilmiş olan yerin, insandan terk edilmiş TAURK DİYARI olduğu için bu adı aldığını söyler.



A.Wambery TÜRK kelimesinin türemekten geldiğini;



Ziya Gökalp ise TÜRELİ demek olduğunu belirtir.



19. asrın antropologlarından Fransız Jean Daniker, 29 ırktan biri olarak TÜRKLER”i gösterir ve özelliklerini şöyle sayar:



- "Cildi beyaz(hafife sarıya mütemayil);



Boy ortadan yüksek; kafatası kısa, saç siyah, göz siyah fakat çekik değil;



Burun normal, basık değil;



Yüz uzunca oval, elmacık kemikleri hafifçe çıkık;



Dudakları kalın, boyun kısa, göğüs orta..."



Beşeri zümreler karışmasına rağmen, her etnik zümrenin ırk özelliklerini temsil eden tipler tamamen kaybolmadığı biliniyor.



Her kavmin içinde, karışmadan evvelki hali temsil eden fartler mevcuttur.



Bu tarife uyan TÜRK boyları olmasına rağmen, çok çeşitli TÜRK tipi vardır.



Bu yüzden bir Fransız yazar şöyle der:



- "TÜRKLER bilinen MİLLET vasıflarından farkıl özellikler taşıyor.



Belirli TEK bir TİP yok.



Çekik gözlü, kısa boylu olduğu gibi;



Sarışın, uzun boylu TÜRKLER de var.



Belirli bir vatanları yok.



Çok geniş alanlara yayılmışlar.



Belirli bir dinleri yok.



Hemen her dinden TÜRK var.



Denilebilir ki, TÜRKLER”de ORTAK sadece iki özellik var:



DİL ve DÜŞÜNCE TARZI!"



Büyük HUN hükümdarı Çİ-Çİ(Oğuzhan”ın torunlarından olduğu söylenir) şöyle diyordu:



- " Çinliler”e tabi olmayız Atalarımız bize geniş ülkelerle birlikte HÜRRİYET ve İSTİKLAL emanet ettiler.



Hiç bir HUNG-NU”nun alnında esaret damgası taşımaya tahammüL göstereceğini tahmin etmem!"



Alman bilgini F. Hirth, "MİLLİYET fikrini DEVLET siyasetine esas ittihaz eden ilk kişi Çİ-Çİ”dir," diyor.



Bu anlayış yüzyıllar sonra (M.S.732) ORHUN KİTABELERİ”nde şu ifadelerle yer alacaktı:



- " TÜRK MİLLETİ, yurdundan ayrıldın, dağıldın, aç kaldın, sefil düştün, ayakta ölü gibi oldun. Ey TÜRK MİLLETİ! Silkin, kendine dön!..!



- "Niçin yanılıyorsun? Bütün bunlar kendi öz benliğinden uzaklaşıp düşmana dönük yaşadığın için oldu. HAKAN”ını dinle. üstte gök basmasa, altta yer çökmese, senin ilini töreni kim bozabilir?.."



Bahsedilen töre, OĞUZ TÖRESİ”dir.



OĞUZ TÖRESİ;



Güçlünün zayıfı ezmediği..



Kurtla kuzunun birlikte dolaştığı...



Açın doyurulup çıplağın giydirildiği...



DEVLET BABA geleneğinin adıdır.



HÜKÜMDAR bunu sağlamak için gerekirse;



Gece uyumaz, gündüz dinlenmez, ölesiye bitesiye çalışır.



Kendi biriken malını sık sık dağıtır, fakirlere toylar verir, yedirir içirir,



TÜRK ordusuna yabancı asker almazdı.



Tarih boyunca TÜRKLER”in kaderi GÖÇ etmek olmuştur.



ANADOLU ve MEZOPOTAMYA”dan TUFAN”la başlıyan GÖÇ, ASYA”nın en ücra köşelerine kadar ulaşmış...



Avrupa”ya yayılmış...



Amerika kıtasına atlamış...



Sonra İSLAMİYET”le birlikte tekrar ANADOLU”ya yönelmiştir.



1991”de SOVYETLER”in dağılmasıyla ANADOLU TÜRKLERİ tekrar ATAYURT yollarına düşmüşlerdir.



Oğuz ile göçüp yürümedik yol var mı



Evin tutup oturmadik yurt var mı?



(Secere-i Terakkiname)



Araştırmalar İSKİT ve HUN akınlarının İSPANYA”ya ve İNGİLTERE”ye kadar ulaştığını göstermektedir.



BASKLAR”ın ASYATİK(TÜRK) olduğu zaten kabul edilir ama İSKOÇLAR”ın(SCOT-İSKİT) TÜRK kökenli olduğunu iddia edenler dahi vardır.



Bizce UKRAYNALILAR da İSKİT kökenlidir.



Panturanizm; TÜRK, MOĞOL, MACAR, FİN-OGURLAR”ı birleştirmek isteyen Macarlar tarafından ortaya atılmıştı...



Macar Vambery ise Pantürkizm”i ortaya attı.



Ziya Gökalp formüle etti.



Ziya Gökalp, "TÜRKLER”in uzak mefkuresi TURAN namı altında birleşen OĞUZ, TATAR, ÖZBEK, KAZAK, KIRGIZ, YAKUT ve diğer TÜRK TOPLULUKLARI”nı LİSAN”da, EDEBİYAT”ta, HARS”ta birleştirmektir," diyordu. (Türkçülüğün Esasları)



Daha önce Panislamizm 2. Abdülhamid tarafından ortaya atılmış, ancak başarıya ulaşamamıştı.



Amacı, Fransız ihtilali ve TÜRK düşmanlığı karısında gelişmekte olan Avrupa ve Balkan milliyetçiliğine set çekmekti.



Gaspırali ile Cemaledddin Afgani de "işgale uğramış İSLAM ülkelerinin kurtarılması" amacında idiler.



Abdülhamid bunun Rusya ve İngiltere”yi kışkırtmasından endişe ediyordu.



Pantürkizm”de yine Gaspıralı”nın "Dilde, fikirde ve işte birlik " ülküsünden hareket edilmiştir.



TÜRKLER hakkındaki sıraladığımız bu gerçekler, BATILI bilim adamlarının dikkatinden kaçmamış ve olağanüstü değerlendirmeler yapmalarına yol açmıştır.



Bunlar dahi BATI hayranı "aydın"larımız tarafından bilinmez.



İngiliz Ricaut, "Her şeyin iyisini yapan TANRI, bu güçlü milleti sanki Hıristiyanların günahlarını ve kusurlarını cezalandırmak için yüceltmiş ve desteklemiş gibidir," diyor.



"Dini bakımdan TÜRKLER, daha fazlasına imkan olmayacak kadar müsamahakardırlar," diyor Jean Paul Ronx.



"Yeryüzündeki en İLAHİ DİSİPLİN, TÜRK askerlerindedir," diyor Postel...



Bizi bundan iyi anlatan söz olamaz.



Özkan BOSTANCI

http://ozkanbostanci.blogcu.com/

--

Hiç bir "TÜRK"ün bu dünyadaki görevi sona ermez!..

Sadece ölürken bu vazifeyi bir başka "TÜRK"e devreder.

Bu bir "BAYRAK YARIŞI"dır!..

Sonradan gelen bayrağı daha ileri bir "BURÇ"a dikmekle yükümlüdür.

Bu bir "ÜLKÜ"dür!..

Her "TÜRK"ün son nefesi göklere ulaşırken;

"TÜRK MİLLETİ”NİN ÖLÜMSÜZLÜĞÜ"nün bir nişanesi olarak bir başka "TÜRK"e nefes olur.

"TÜRK" milliyetçileri, ülkemizin ve "TÜRK DÜNYASI"nın aydınlık ve güzel yarınlarının sigortasıdır.

Özkan BOSTANCI





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 37
Dün Tekil 1505
Bugün Tekil 1523
Toplam Tekil 4076304
IP 52.14.240.178






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























16 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk milletindenim diyen insanlar her eyden nce ve mutlaka T rk e konu mal d r.
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.287 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu