NERESİDİR SİYASİ MERKEZ?!! - Özkan BOSTANCI - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









NERESİDİR SİYASİ MERKEZ?!! - Özkan BOSTANCI
Tarih: 07.04.2010 > Kaç kez okundu? 3092

Paylaş


ANKARA”nın baş şehir olması, bazılarının düşündüğü gibi duygusal sebeplere dayanmaz...



Yani "Padişahlar İstanbul”da otururdu, biz Cumhuriyetçiler oraya gitmeyiz" gibi bir düşünceden kaynaklanmamıştır.



İstanbul”un TÜRK insanı üzerindeki büyüleyici etkisi...



Ve TÜRk TARİHİ içindeki önemli yerine rağmen;



O dönemde feda edilmesi; çok gerçekçi ve önemli başka sebeplere dayanıyordu...



Bu sebepler hâlâ da varittir.



İstanbul fethi ile TÜRK”ün AVRUPA”daki söz hakkının ve hükümranlığının sembolü oldu...



Bu sebepledir ki, FATİH SULTAN MEHMET, YILDIRIM”a zamanın halifesi tarafından verilmiş olan "SULTAN-I İKLİM-İ RUM"unvanını benimsemiş...



Ve bu unvanı ondan sonraki bütün padişahlar kullanmıştı.



SULTAN-I İKLİM-İ RUM eski ROMA İMPARATORLUĞU topraklarının hükümdarı demektir!..



Yani FATİH, 452”de yıkılan BATI ROMA”dan sonra...



1000 yıl daha Avrupa”da varlığını sürdüren DOĞU ROMA”yı almakla;



Sadece TRAKYA ve BALKANLAR”da değil...



ROMA”ya kadar uzanan topraklarda hüküm sürmek istediğini açıklamış oluyordu!



Bu, FATİH”in bir ihtiras nöbeti sonucu kapıldığı hayal değil...



1096”dan beri İSLAM dünyasının başına bela kesilmiş olan HAÇLI SEFERLERİ”nin kaynağı;



PAPA”NIN İKAMETGAHI ROMA”nın sonunu getirmek amacına yönelikti!..



Bu amaç ve hedef sonraki dönemlere KIZILELMA EFSANESİ olarak yansımıştır.



Bu amaca ulaşmak ve HIRİSTİYAN DÜNYASI”nın bölünmüşlüğünü sürdürmek için...



FATİH, İstanbul”da ORTODOKS RUM PATRİKHANESİ”nin faaliyetine izin vermiş...



Ve böylece Hıristiyanların yarısını himayesine almıştı!..



1492”de ENDÜLÜS”ten kovulan YAHUDİLER”in TÜRKİYE”ye sığınması...



1517”de YAVUZ SULTAN SELİM”in HİLAFET”i üstlenmesi...



Ve KUDÜS”ü almasıyla;



TÜRKLER;



Hem MÜSLÜMANLAR”ın...



Hem ORTODOKS HIRİSTİYANLAR”ın...



Hem de YAHUDİLER”in hamisi olmuştu!..



BU ÇOK BÜYÜK BİR SİYASİ BAŞARIDIR.



Ne yazık ki, YAVUZ”un oğlu Süleyman, Viyana kapısından eli boş dönünce, KIZILELMA ÜLKÜSÜ terkedilmiştir. (1527)



1600”lerden itibaren İSTANBUL menfi bir rol oynamaya başlamıştır...



Barındırdığı;



Rumlar...



Ermeniler...



Yahudiler...



Levantenler...



Ve onlara benzeyip Türklüğünü kaybetmiş kişiler...



Adeta yabancıların gönüllü ajanı gibi hareket edip;



Sarayı, vezirleri sıkıştırmışlar...



Askeri kışkırtmışlar...



Ahlâkın gittikçe bozulmasına;



ANADOLU”nun unutulmasına sebep olmuşlardır. (İstanbul”un işgal sırasındaki hali)



Son dönemde İstanbul;



Kozmopolitliğin...



İhanetin...



Ahlâksızlığın...



Antrikanın merkezi...



ANADOLU da;



Saflığın...



Dürüstlüğün...



Faziletin timsali haline gelmişti...



ATATÜRK bu konuda Şöyle der:



"- Bazı İstanbul gazetelerinin, zaman zaman ortaya attıkları münakaşa zeminleri dikkati celbetmekten hali kalmıyor...



Bir İstanbul-Anadolu meselesine vücut veriliyor gibidir...



Bunu çok tehlikeli görüyorum!



Bir İstanbul-Anadolu meselesi yaratmak isteyen mühim amilleri dahilden ziyade HARİÇ”te aramak lâzımdır.



Bilerek veya bilmeyerek yabancı menbaların ilhamına kapılanlar vardır...



Bunlar fikirleriyle, sözleriyle VAHDET-İ İÇTİMAİYE”mizi zaafa düşürebilecek faaliyette bulunuyorlar.



Vatandaşlar bu gibileri tanımalı ve onların sözlerindeki hakiki mânâyı bulmaya çalışmalıdır!.."

(7.1.1925) Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK



İlkinde para imkân bolmuş; ikincisinde fakirlik, sefalet varmış!..



Varsın, olsun!



ATATÜRK İstanbul hegemonyasını sürdürmek isteyenleri de niyeti konusunda şöyle uyarır:



"- Böyle bir mesele bütün vatandaşlar tarafından anlaşılır şekle getirildiği takdirde, camiamızda büyük bir rahle açılacaktır. (sürtüşmeden) ANADOLU”dan ziyade İstanbul”un zararlı çıkacağı şüphesizdir! "(7.1.1925) Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK



ATATÜRK, hükümet merkezi İstanbul”da kaldığı takdirde;



Eski hastalıkların yeni DEVLET”e de kolaylıkla bulaşacağını farkettiği için;



ANADOLU”nun tam ortasını...



ANKARA”yı başkent seçmiş...



Kendini sadece dış düşmanlardan değil;



İçteki fesat yuvalarından da korumak istemiştir...



Bizce teşhisi doğru, tercihi son derece yerindedir.



Bu durumda ne olması gerekirdi?..



Bu durumda İstanbul zamanla önemini kaybetmeli...



Ve bir TARİHİ ŞEHİR, UĞRAK LİMAN haline dönüşmeliydi...



BATI etkisindeki;





Rumlar...



Ermeniler...



Yahudiler...



Levantenler...



Ve onların yerli çömezleri yavaş yavaş küçülmeli...



Eriyip gitmeliydiler!..



Koç, Sabancı gibi, Ankaralı, Kayserili, Adanalı, Sivaslı müteşebbisler ortaya çıkmalıydı.



Çıktı da!..



Ancak ATATÜRK”ten sonra ANADOLU ihmal edildiği için;



SERMAYE yine İSTANBUL”a yığıldı...



Bu yerli müteşebbisler;



Kendilerine Rum, Yahudi...



Hatta yabancı ortaklar buldular...



Kendileri "İstanbul”lu" oldular...



Tutucu Ankara”lı iş adamı Vehbi Koç”un çömezi Rahmi Koç;



FENER PATRİKHANESİ”ni İstanbul”da Vatikan tarzı bir müstakil bir devlet haline getirmek isteyen Patrik Bartalemos”un elini öptü!..



KUR”AN”I bırakıp, İncil”e atıflar yaparak "çevre"yi kurtarmaya kalktı!..



İSTANBUL ülke ekonomisinin neredeyse yarısına hükmeder hale geldi...



SALTANAT döneminden daha etkili oldu...



İSTANBUL iktidar partilerinin...



Belediye başkanlarının;



Yabancı uşaklığı...



Ve oy kaygısı ile hareket etmesinden dolayı;



KANSERLİ BİR HÜCRE GİBİ BÜYÜDÜ...



ÇİRKİNLEŞTİ...



NÜFUSUN BEŞTE BİRİNİ TOPLADI...



Anarşinin...



Uyuşturucu alışkanlığının...



Fuhşun...



Ahlâksızlığın...



Mafyaların...



Suçluların merkezi oldu...



Velhasıl TÜRKİYE”nin KALINBARSAĞI haline geldi...



Bütün PİSLİKLER oraya toplandı!..



İşin en acısı "HABİTAT" komedisi ile geldi!..



İstanbul”u bir "DÜNYA ŞEHRİ YAPACAĞIZ" diye;



Demirel, Yılmaz, törenle İstanbul”a gavur Birleşmiş Milletler”in bayrağını çektiler...



İstanbul”un göbeğini "İŞGAL ASKERLERİ"ne, polislerine TÖREN”le terkettiler!..



Hem de 543. Fetih yıl dönümünün ertesi günü;



İşgalden kurtuluşun 72. yılında!...



TÜRK vatandaşları bölgeye giremedi...



Tüccar satış yapamadı...



İşgal kuvvetleri özel gıdalar zıkkımlanırken;



TÜRK polisi bayat kumanyadan zehirlendi!.. (1996)



Üstüne üstlük dedesi "Mısır”a ihanetten" öldürülmüş olan;



Hıristiyan Butros Gali keferesi;



"İstanbul Türk Cumhuriyeti, Türkiye Federe Cumhuriyeti" diyerek...



İstanbul”u TÜRKİYE”den koparmak...



ÜLKEYİ SEVR”DEN BETER PARÇALAMAK istediklerini ortaya koydu!..



Hem FATİH SULTAN MEHMET”in...



Hem de ATATÜRK”ün kemikleri sızladı da;



BİZİM VATAN HAİNLERİNİN KILI BİLE KIPIRDAMADI!..



Ne Demirel...



Ne Yılmaz...



Ne Çiller...



Ne Karayalçın...



Ne Ecevit...



Ne Erbakan...



Ne Baykal...



Ağızlarını açıp ta "YUH!" bile demediler!..



Cumhurbaşkanı Demirel bütün bu oyunları farketmemiş gibi;



"İSTANBUL”u dünya şehri yapacağız" demeye devam etti...



Ne demek "DÜNYA ŞEHRİ"?..



Şehir olup ta dünyada olmayan var mı?..



Onun kastettiği "Biz İSTANBUL”u BATI DÜNYASI”na AÇIK ŞEHİR yapacağız"dır!..



İşte bu sebepledir ki;



Biz bu dejenerasyonun müsebbibi İnönü”yü...



Bilhassa Menderes”i...



Demirel”i...



Özal”ı...



Yılmaz”ı...



Karayalçın”ı...



Çiller”i...



Erbakan”ı...



Gül”ü...



Ve pazarlamacı Erdoğan”ı şiddetle suçlarız...



İki elimiz bu dünyada ve ahirette yakalarındadır!..



Ankara”nın başkent oluşunu kutlayanlara da, kendimizi tutamayıp güleriz!...



Bütün siyasiler önemli toplantılarını...



Uluslararası konferansları İstanbul”da yapar...



Kararları İstanbul”da sermaye çevrelerinin baskılarıyla alır...



Merkez Bankası”nı (HAZİNE”yi) İstanbul”a taşımaya kalkar...



Saraylarda kendine özel ikişer, üçer özel çalışma odaları, toplantı salonları tahsis ettirir...



Ülkeyi İstanbul”dan idare eder...



Hatta İstanbul”un gavurlaşmasına göz yumar...



Sonra da "Atatürk”çü, Cumhuriyet”çi, Müslüman, Muhafazakar, Ulusalcı, Miliyetçi" geçinirler de, ondan!..



Ne demişti ATATÜRK:



"SİYASİ MERKEZ”imiz ANADOLU”NUN ORTASINDA kalacaktır!..



BATI”nın ve DOĞU”nun temsilcileri bu başkentte temas edeceklerdir!..



Bu başkentte her türlü diplomatik meseleler görüşülecektir!..



BU BAŞKENT”TE MEMLEKETİN İÇ VE DIŞ POLİTİKASI İDARE EDİLECEKTİR!.."



Şimdi öyle mi ya?..



Özkan BOSTANCI

http://ozkanbostanci.blogcu.com/





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 53
Dün Tekil 1505
Bugün Tekil 1540
Toplam Tekil 4076321
IP 18.119.159.150






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























16 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk milletindenim diyen insanlar her eyden nce ve mutlaka T rk e konu mal d r.
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.120 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu