Milliyetçi Hareket Partisi Kadın, Aile ve Engellilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sayın Deniz DEPBOYLU’nun yapmış olduğu “Çocuk İstismarlarının Engellenmesi” konulu basın toplantısı. 5 Temmuz 2018 - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









Milliyetçi Hareket Partisi Kadın, Aile ve Engellilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sayın Deniz DEPBOYLU’nun yapmış olduğu “Çocuk İstismarlarının Engellenmesi” konulu basın toplantısı. 5 Temmuz 2018
Tarih: 05.07.2018 > Kaç kez okundu? 497

Paylaş


Değerli Basın Mensupları;



Sizlerin de bildiği üzere son yıllarda hızla artan sayılarla gündemimize gelen çocukların cinsel istismarı bizleri ve Aziz Türk Milletini üzüntüye, endişeye ve öfke duygusuna sürüklemektedir. Yaşanılan olaylar karşısında bu duyguların dışında bir şey hissetmek zaten mümkün değildir. En son feci bir şekilde katledilmiş olan Eylül ve henüz ölümünün gizi çözülememiş Leyla bize tarifsiz bir acı yaşatmıştır. Bu olayların son bulması için dileklerde bulunmak kafi değildir. Artık etkili politikalar geliştirmek, kurumsal ve kanunsal kusurlarımızı düzeltmek, milli bir seferberlik başlatmamız gerekmektedir.







Mevcut Durumun Belirlenmesi



Çocukların istismarı ve ihmalini önleme ile ilgili çalışmaların ilk adımı, sorunun boyutlarını ve risk alanları belirlenmek zorundadır. Mevcut sorunların boyutları saptandıktan sonra, yapılacak çalışmaların planlanması, gerekli iş gücü ve ekonomik gereksinimlerin belirlenmesi ve yapılacak müdahalelerin planlanması aşamasına geçilebilir.



Evlerde, okullarda, çocukların yaşadığı veya çocuklarla ilişkili kurum ve kuruluşlarda, çocuklara yönelik gerçekleştirilen ihmal ve istismarın boyutlarını bilmediğimiz sürece, alacağımız önlem ve yapacağımız müdahaleleri etkili olarak planlama şansımız yoktur. Aynı zamanda ilerleyen süreçte ne kadar yol kat ettiğimiz hakkında fikrimiz de olmaz. Bu olumsuzluğu gidermenin yolu düzenli ve bilimsel saha araştırmaları yapmaktır.



Hem kentsel hem de kırsal bölgelerde, çocuklara yönelik istismar araştırmaları yapılmalıdır. Araştırmalarda toplanacak verileri belirlemek ve de doğru bilgi temeli oluşturmak için çocuklara yönelik istismarla ilgili araştırma gündemlerinin oluşturulması gerekir. Yapılan araştırmaların raporlandırılması ve kayıt altına alınması titizlikle yapılmalı; çocuklara ait özel bilgiler saklı tutulmalıdır.



Çocuklara yönelik istismarın boyutlarının belirlenmesi, risk gruplarının tespiti, yerel düzeyde verilerin toplanması ve bu konuda gerçekleştirilmesi gereken müdahale çalışmaları için başlangıç bilgisi oluşturacak, sonucunda ulusal risk haritasının tespit edileceği geniş çaplı bir çalışmalar yapılmalıdır.



Çocukları istismardan korumaya yönelik aileler bilinçlendirilmeli, eğitilmelidir.



Çocuklara bulundukları yaş düzeyine göre, istismardan korunmalarını sağlayacak eğitimler verilmelidir.



Çocuk kavramı ve çocuklara yönelik cinsel istismar uluslararası sözleşmeler ışığında yeniden tanımlanmalıdır 




Cinsel istismar 18 yaşından küçüklere yönelik her tür cinsel davranışı kapsayacak biçimde düzenlenmelidir.



“18 yaşına kadar herkes çocuktur” temel kuralı çocuklara yönelik cinsel istismar hâlinde de temel kural olarak kabul edilmeli ve suçun tanımlanması ile ceza oranlarının belirlenmesinde göz önüne alınmalıdır.



İletişim ve teknoloji imkânları kullanılarak fiziksel temas olmaksızın da mağdurun vücudunu teşhir veya kendi vücudu üzerinde cinsel davranışlar yaptırılması yoluyla cinsel istismar suçunun işlenebileceği madde hükmünde kabul edilmelidir.



Cinsel istismarın görüntü kaydının yapılması ve/veya yayınlanması ayrı bir suç olarak veya ağırlaştırıcı sebep olarak düzenlenmelidir.



Çocuğa yönelik cinsel istismar suçlarından sabıkalı olanların çocukla ilgili işlerde çalıştırılmaları yasaklanmalıdır. 




Kurumsal ortamlarda işlenen çocuk istismarı suçlarının örtülmesi, üstünün kapatılması gibi eylemlerde bulunan görevlilerin çocuk istismarına iştirakten veya ayrıca tahsis edilecek çocuk istismarı suçunu örtmek suçundan cezalandırılması gerekmektedir



Ensest ayrı bir suç olarak düzenlenmelidir.











KİMYASAL KASTRASYON



Kimyasal kastrasyon son günlerde, çocuklara yönelik cinse suçlar sebebiyle gündeme gelmiş bir uygulamadır. Her ne kadar bu suçu işleyen failler için psikiyatrik sorunları olabileceği iddia edilse de; Öncelikle bu suçların faili olan her bireyin ruhsal bozukluğu olduğu varsayımına ulaşmamız doğru olmayacaktır.



Üzerinde durulması gereken önemli bir nokta, cinsel suç olarak kabul edilen eylemlerin, saf bir cinsel eylem olarak kabul edilmesinin yanlış olduğudur. Bu eylemler, bir cinsel birliktelik biçimine karşılık gelmez, kişiyi bu suça ve suçun yinelemesine iten motivasyonun sadece cinsel nitelikte olduğunu düşünmek hatalı olacaktır. Bu suçlar daha sıklıkla şiddet uygulanmasının, başkası üzerinde güç kullanımının ve iktidar sergilenmesinin yolları olarak kavramsallaştırılmalıdır. Bu bağlamda, suç davranışının ve yinelemesinin önüne geçilmesinde sadece cinselliğin ele alınması, eksik ve yetersiz olmaktadır.



Kimyasal kastrasyon dahil yinelemeyi önlemek üzere tüm farmakolojik, cerrahi ve psikolojik girişimlerin etkinliği gözden geçirildiğindeyse, bu uygulamaların cinsel suç yinelemesini bir ölçüde engelleyebildiği, ancak bu etkinin herkes için geçerli, mutlak bir koruyuculuk içermediği, yineleme davranışında ancak % 20’ler oranında etkili olabildiği gösterilmiştir.



Cinsel istismar sadece belli bir organın işlevselliği ile ilgili bir sorun değil zihniyet ile ilgili bir sorundur. Bu suçu işlemiş kişi aynı zihniyette olduğu, düşüncelerini değiştirmediği veya kendini kontrol edemediği sürece çocukları istismar edecek başka faaliyetlerde de bulunabilir.



Henüz hiç bir suç işlememiş duygu ve düşüncelerini kontrol etmekte zorlanan birine yapılacak psikiyatrik destek ve kimyasal kastrasyon uygulaması suçun oluşmaması için bir tedbir ve dolayısıyla engelleme yöntemi olabilir.



Ancak suç işlenmiş bu bir masumun hayatına mal olmuşsa, bu durumda fail işlediği suçun cezasını çekmelidir. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Beyefendinin de ifade ettiği gibi “İdamsa İdam”, en ağır ceza verilmeli, işlenebilecek yeni suçların önüne geçilmelidir.







Çocuk Cinsel İstismarını Önlemek İçin Bildirim Yükümlülüğüne İlişkin Ek Düzenleme Gereği



Çocuk cinsel istismar suçu dünyanın her yerinde uzun süre görünmez kılındıysa da, bu tutumun geçirdiği evrim tüm hukuk düzenlerini etkilemiş ve çocuğun istismarına karşı etkin mücadeleye girişilmiştir. Bu suçun yetkili makamlara bildirimi, dünyanın birçok hukuk sisteminde zorunlu görülmekte ve bu sorun için hedeflenen önleyici çalışmalara büyük ölçüde bildirimle katkıda bulunulacağı savunulmaktadır. Bu düzenlemelere rağmen, çocuk cinsel istismarında bildirimi yapılan vakaların oranı bütün dünyada %10’dan Türkiye’de ise %8’den daha az olduğu tahmin edilmektedir. Çocuk cinsel istismarı hukukçular tarafından da dünyada en fazla cezasız kalan, çok önemli bir cezai yargılama sorunu olarak da tanımlanmaktadır. Böylece bir çocuk cinsel istismar faili, çok sayıda çocuğu defalarca bu travmaya maruz bırakacak fırsatı bulabilmektedir. Çoğu cinsel istismar öyküsü, çocuğun uğradığı cinsel istismarı öğretmen ya da arkadaşlarına kendinin açıklaması ya da belirtilerini açıkça sergilemesi üzerine öğretmen ya da okul psikolojik danışmanlarının (rehberlik öğretmeni) çocukla yaptıkları görüşmelerle ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle okulun en kritik kurumlar, eğitimcilerin de en kritik konumdaki meslek üyeleri olduğu açıktır.



Bildirim yapan profesyonellerin güvenlik gereksinimleri ikna edici bir biçimde karşılanmadıkça, yasal olarak bağlayıcı düzenlemelere rağmen çocuk cinsel istismarının bildiriminin yapılmayacağı açıktır. O halde bildirim yapanların güvenliğini sağlayacak yasal düzenlemeler bu yönde öncelikli görülmelidir. Diğer taraftan bildirim sürecinin nasıl olacağına ilişkin sürecin başından sonuna kadar açık yönergelerle rehberlik eden bir bildirim kılavuzunun hazırlanıp tüm eğitim, sağlık ve çocuk bakım ve koruma kurumlarına dağıtımı yapılması esas olarak görülmelidir. Özellikle çocuk cinsel istismarı bildiriminin açık yönergelerini içeren sıkı bir okul politikasının beklenen yönde önemli bir fark yaratacağı söylenebilir.



Bununla birlikte sadece eğitimcilerin bildirim sorumluluğuna sahip olduğu düşünülmemeli, bu toplumsal bir seferberlikle vatandaşlık görevi olarak herkese benimsetilmelidir.







Çocuk Politikası



Çocukların korunmasına yönelik her tedbirin alınması ve sağlıklı büyümeleri için yapılacak çalışmaların planlanması, Milliyetçi Hareket Partisi olarak ilkemiz ve hedefimizdir. Bunu başarmak için geliştirilecek olan Milli bir çocuk politikası, çocukların sağlığını ve esenliğini hedefleyen, gelişimlerini ve potansiyellerini destekleyen, her türlü riskten uzak kalmalarını, fırsatları değerlendirmelerini ve güçlendirilmelerini sağlayan politika olmalıdır.



Çocuğun yüksek yararını temel ilke olarak benimsemeli ve devletin en üst düzeydeki kurumu tarafından güvence altına alınarak yürütülmeli ve desteklenmelidir.



Çocukların korunması, esenliği ve layık oldukları yüksek standartlardaki fırsatlardan yararlanarak yetiştirilmeleri için çalışacak, etkin politikalar geliştirecek bir kurumsal yapı gerektirmektedir.



Milli eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığının çocukları koruma ve yetiştirmeyi hedefleyen çalışmaları olduğu düşünülerek, sorunların bu kurumlarca çözülebileceğine inanmak bizi büyük bir yanılgıya sürükler.



Adalet Bakanlığı sadece çocuk suçluluğu ve çocuğa yönelik suçlar ile ilgili çalışır. Sağlık Bakanlığının çalışmaları çocukların sağlıklı yaşamasına yöneliktir. Milli Eğitim Bakanlığının hedefi ise onlar eğitmektir. Ancak bir çocuğun hayatı ve sorunları; bahsi geçen alanların yaptığı çalışmaların toplamından daha büyük, geniş ve detaylıdır. Adı geçen kurumlarla birlikte, mevcut tüm kurumları yönlendirecek ve hiçbir detayı atlamayacak kadar nitelikli ve yoğun çalışmalar yapacak ve de çocuk politikaları geliştirecek, üst akıl niteliğindeki bir kuruma ihtiyacımız vardır.



Milliyetçi Hareket Partisi saydığımız tüm amaçları gerçekleştirmek üzere çalışmak ve bu hususta çaba harcamayı hedef edinen kurum ve kuruluşları desteklemek üzere, ürettiği politikalar ile hazır bulunmaktadır.



Çocuklarımız bizim emanetlerimiz, geleceğimiz ve en değerli hazinemizdir. Onları korumak bizim öncelikli görevimizdir. Bu görevin ihmal edilmesine ve çocuklarımızın zarar görmesine izin vermeyeceğiz.



Kaynak:

http://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/4438/mhp/Milliyetci_Hareket_Partisi_Kadin_Aile_ve_Engellilerden_Sorumlu_Genel_Baskan_Yardimcisi_Sayin_Deniz_DEPBOYLU__nun_yapmis_oldugu_.html





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 30
Dün Tekil 1579
Bugün Tekil 186
Toplam Tekil 4063156
IP 52.14.126.74






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























8 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Ba ka dile uymaz anan n sesi, Her s z n ararsan vard r T rk esi
(Ziya G KALP)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.215 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu